KOMİSYON KONUŞMASI

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önemli bir konuyu tartışıyoruz, önemli bir konuyu araştırıyoruz. Konumuz burada yazılı basının kalması, görsel basının ise çekimlerini yaptıktan sonra biz gündemimize geçerken toplantıyı terk etmeleriydi.

Daha önce darbeleri araştırma komisyonunda görev aldım, daha sonra Soma ve maden kazalarını araştırma komisyonunda görev aldım; birisi yedi ay, birisi de yedi buçuk ay sürmüştü. Bu süre içerisinde de aynı usulü izledik. Bu demek değildir ki basına bir sansür, asla. Yazlı basın burada her şeyi kaydedebildiği gibi, İnternet üzerinden canlı yayın yapabilenler de oldu, yaptılar da zaten. Bunlar da yapılabilir ama insicamı bozmamak adına böyle bir şey yapılırsa güzel olur, doğru olur. Bu, buradaki şeffaflığa gölge düşürmez, bundan emin olun, asla.

Demokrasi iktidarların rejimi değildir, demokrasi muhalefetlerin rejimidir. Muhalefetin olduğu yerde demokrasiden bahsederiz. Açıklık rejiminin adıdır, şeffaflık rejiminin adıdır. Burada hiçbir şey gizli kalmayacaktır. Her hakikati konuşacağız, beraberce konuşacağız.

Geçen haftaki, geçen günkü toplantımızda da burada başkan, başkan vekili sözcü ve kâtip üyenin de AK PARTİ'den olmuş olması bir seçimin sonucuydu. Sizin düşüncelerinize saygı duyarız.

"Birlikte bir karar aldık." dediniz, 4 parti beraberce bir darbeyi araştıralım. Daha önce Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonunu yaparken de 4 parti birlikte karar aldık, Soma Maden ve Maden Kazalarını Araştırma Komisyonunda da 4 parti birlikte karar almıştık. Orada da 1.000 sayfa bir yerde, 1.200 sayfa da bir yerde raporlar düzenlendi. Muhalefet çok ciddi katkılarda bulundu, iktidar çok ciddi katkılarda bulundu. Birlikte hakikati aradık. Orada hiçbir şey gizli kalmadı, hiçbir şeye gölge düşürmedik. O nedenle, bundan da bütün milletvekili arkadaşlarımız iktidarıyla muhalefetiyle emin olsun ki burada her şeyi birlikte konuşacağız, beraberce birlikte tartışacağız.

Yazılı basının kalması demek, bir sansür uygulaması değil asla. Bütün komisyonlarda da böyle oluyor zaten. Daha önce de çok değerli insanlar buraya çağırıldı, cumhurbaşkanlarından Genelkurmay başkanlarına kadar. 1960'ı, 1971'i, 1980'i yapanlardan ve mağdurlara kadar, siyasilerden yazarlarına kadar herkes geldi buraya, Türk siyasi hayatının son altmış yılının en değerli insanları, en şöhretleri geldi. Hiçbirinin konuşmasına bir ket vurulmadığı gibi her konuşma stenograflar tarafından kaydedildi, yazılı basın tarafından da bütün basına geçildi. Hatta zaman zaman da canlı yayın yapıldı. Bundan emin olun, asla böyle bir şey yok. O günkü seçimin sonucu da böyleydi. Darbeleri Araştırma Komisyonunda da AK PARTİ'li üyeler başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip üyeydi, diğerinde de öyleydi. En ufak bir nakisa oluşmadı, muhalefet partililerin de en ufak bir "Burada bir çekincemiz var." dediklerine şahit olmadım.

Emin olun ki bu Komisyon tarihin, doksan dört yıllık cumhuriyet tarihinin en önemli komisyonlarından bir tanesidir. Sizinle biz var olacağız, sizinle demokrasi var olacak. Muhalefet iyi ki var. Muhalefet varsa demokrasi vardır -bir kez daha tekrar ediyorum- o nedenle, endişelerinizi izale edecek çalışmaları beraberce yapacağız. Bizim sizin üzerinizde bir endişemiz yok, sizin de bizim üzerimizde bir endişeye mahal vermenize gerek yok derim çünkü hepimiz Türkiye Cumhuriyeti devletinin şerefli milletvekilleriyiz. Çok önemli bir konuyu tartışacağız, demokrasimizin geleceğini inşa edeceğiz. Bundan da emin olun.

Saygılar sunuyorum.