EMİNE NUR GÜNAY (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli üyeler; ben de ilk toplantımızda dile getirdiğimiz bir konuyu tekrar canı gönülden dile getirmek istiyorum. Birbirimize karşı kullandığımız dile, kelimelere ve üsluba çok dikkat edelim. Burada bizim hedefimiz aynı, onu hatırlatmak istiyorum.

Bir de yazılı basın ile görsel basın arasındaki farkı ben anlayamadım. Bu, basına kapalı bir toplantı değil.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Efendim Meclisin kameraları var mesela.

EMİNE NUR GÜNAY (Eskişehir) - Eğer o kadar basitse hiç önemli değil Aykut Bey çünkü burada basının olup olmaması bence önemlidir. Burada basın var ve her komisyonda olduğu gibi Plan ve Bütçe Komisyonunda da sizinle birlikte çalışıyoruz. Başkan bazen üç dakika, bazen beş dakika, bazen on dakika, bazen yirmi dakika, bazen de sınırsız söz veriyor.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - On dakikalık süremizin sonuna beş dakika var...

EMİNE NUR GÜNAY (Eskişehir) - Bunun tartışmasına girmeyeceğim, ben uygulamadan bahsediyorum. Divan üyesi olarak onları da uyguladık. Burada önemli olan, birbirimize olan yaklaşımdır. Ben de kullandığımız kavramlara ve kelimelere dikkat etmeyi tekrar gündeme getirmek istiyorum. Buradaki hedefimizin ne olduğunu tekrar hatırlayalım ve lütfen birbirimize kırıcı olmayalım, ses tonlarımızı ayarlayalım çünkü yapacak çok işimiz var. Bu Yenikapı ruhunu da hiç öyle farklı bir nane ruhu, tuz ruhuna çevirmedik. Ben, tam tersi, sizlerin verdiği öneride geçen toplantıda, orada keşke 2 de AK PARTİ milletvekilinin olmasını beklerdim. Bunu savunan sizlerdiniz, keşke olsaydı.