KOMİSYON KONUŞMASI

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; öncelikle, şahsen Komisyon benim tam görmek istediğim bir çalışma ortamında, temposunda ilerliyor, demokratik bir atmosfer içerisinde, bundan çok memnun olduğumu ifade etmek istiyorum ve her konuşmadan, her konuşmacıdan da hakikaten kişisel olarak bir şeyler öğrendiğimi hissediyorum. Öğrenmek keyif verici bir duygu olduğu için onu hissediyorum hakikaten.

Şimdi, Serkan Bey çok parlak bir teklifte bulundu, bu Fetullah Gülen'in dinlenmesi, gerekirse oraya gidilmesi ve iadesiyle ilgili, bizim ortaya çıkaracağımız çalışmanın da bir katkı sunacağını söyledi. Ben buna çok katılıyorum, bu bir.

İkincisi: Selçuk Bey çok mufassal bir değerlendirme yaptı. Doğrusu sizin yaptığınız değerlendirme çok zihin açıcıydı, onun için de kendisine teşekkür ediyorum. Bu arada temel bir hususu belirtmekte fayda var. Zeynel Bey'in metot konusundaki düşüncelerine de katılıyorum. Bu yönde önümüzdeki günlerde tekrar konuşuruz, zihnî bir çalışma yapmanın gereği var diye düşünüyorum.

Şimdi, bu araştırma komisyonun mesela daha önceki Darbeleri Araştırma Komisyonundan bir farkı var. Burada bir eş zamanlılık hâli var. Bizim çalışmamız ile bu örgütün yargılama süreci eş zamanlı ve bizim çalışmalarımıza kaynaklık edecek, doğru yönde ilerlememizi sağlayacak ve zenginleştirecek muazzam bir yargı külliyatı çıkıyor ortaya farkındaysanız ve biz bunları henüz bilmiyoruz, yeni yeni kırıntılar. Mesela Ankara Cumhuriyet Savcısının darbeden önce hazırladığı iddianameden başlamak üzere, savcı çok şeyi yakalamış aslında. Ama bundan sonra o ifadeler, söylenenler bizi çok yönlendirecektir, bu kesin ve çok işimize yarayacak, oradan malzemeler elimize geçecek.

Şimdi, bir temel husus daha var, onu da dikkatinize sunmak istiyorum. Türkiye'de darbeler tarihini bilenler bilir yani her darbede bir yabancı -sevmediğim bir laf ama başka kelime bulamadım- yabancı etkisi diyelim hadi vardır.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Dış mihrak.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Evet, "dış mihrak" dediğimiz yani işte Mısır'da vardır, İran Musaddık darbesinde vardır, Şili'de Allende vardır. İhsan Sabri Çağlayangil'in anılarını okuyanlar bilir, 12 Mart açıkça söylüyor falan, 12 Eylül keza. Ama hiçbir dış bağlantı FETÖ darbesi, 15 Temmuz darbesinde olduğu kadar açık, ayan beyan ortada olmamıştır yani, bu hiçbir örtülü darbe desteği değildir.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Fotoğraf net.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Şimdi, bakınız, 15 Temmuzdan üç ay önce falan, şahsen ben de tanırım, Michael Rubin diye bir adam vardır. Bu "neocon"ların danışmanlığını falan yaptı. Amerikan Enterprise Institute yayın organında yazdı bu adam "Darbe olacak Türkiye'de, olmalıdır." Darbeden otuz üç gün önce 3 Haziran 2016'da Foreign Affairs dergisinde o Gönül Tol'a, yazdırdılar ona. Makalenin adı yanlış hatırlamıyorsam "Türkiye'nin önündeki diğer seçenek: Darbe"ydi. Darbenin nasıl olacağını bile yazdı neredeyse yani yazdıklarından o sonuçlar çıkartılabilir. Ondan iki üç gün sonra Foreign Policy diye bir dergi var, o da çok önemli bir kanaat oluşturucu dergidir. Orada John Hannah diye bir adam var, bizim hasbelkader takip ettiğimiz yazıp çizdiklerini. Bu adam da Dick Cheney'nin ulusal güvenlik danışmanıdır. Bu adam yazdı, Türkiye'de bir darbenin neden gerekli olduğunu falan, bu açıklıkta yazdı yani.

Şimdi, dolayısıyla bu yazılanlar, çizilenlerden falan da hareketle bizim Komisyonumuz bu darbenin, 15 Temmuz darbesinin dış bağlantılarını, birtakım... Tabii, şeyi falan söylemiyorum, önümüzdeki şeylerde konuşuruz yani Amerikan Dışişleri Bakanının iki buçuğa kadar beklemesi, gece iki buçukta da yaptığı açıklamada işte istikrara vurgu yapması, sürekliliğe vurgu yapması filan, Batı'nın tutumu, şu bu falan, onlara fazla girmeyeceğim ama yazılı metinler üzerinden gitmeyi seviyorum ben. Dolayısıyla bu darbe girişiminin dış bağlantılarının üzerinde durması gerektiğini düşünüyorum bu komisyonun.

Diğer taraftan bu örgütün, FETÖ örgütünün iç mekanizmalarını, çalışma mekaniğini bilen birtakım insanlar var biliyorsunuz, birçoğunu tanıyorsunuz ki başta söyledim, duymamış olabilirsiniz Selçuk Bey, o sizin önerdiğiniz isimleri de çok önemli buluyorum. Yani mesela Rahşan Ecevit'in dinlenmesi, Kasım Bey'in eşi Nilüfer Hanım, kızı, bunlar hayatta yani, konu çok önemli. Burada mesela Hüseyin Gülerce bu Komisyonun muhakkak dinlemesi gereken bir isim. Sonra mesela bu örgüt, bazı arkadaşlar böyle müktesebatlarını aşan laflar ediyorlar, İslamist bilmem topluluk falan diye, böyle bir şey yok yani bunlar ciddi kavramlar.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Müktesebatını aşan...

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Ama Aykut Bey, bunlar, bakın çok ciddi kavramlar yani bu böyle pat diye söylenmez yani.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Böyle tereyağından...

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Hayır, ben isim falan...

Bakın, bu hareket bal gibi seküler falan bir harekettir. Komisyon çalışmalarımızın sonunda çıkacak bu ortaya.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Fetullah Gülen cemiyeti...

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - E tabii, yani iktidar özlemi içinde yanan buna göre örgütlenen falan bir şey, dini kullanıyor, şunu yapıyor bunu yapıyor, yapıyor tabii yani bunları göreceğiz.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Bunu laikliğe de bağlamak...

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Hayır, yapmayın. Siz benden daha zeki bir insansınız, yapmayın.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Yani laikliğe bağlamak...

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Öyle demek istemiyorum. Hiç alakası yok. Benim laiklikle falan bir sorunum da olmadığı için.

Şimdi, işte mesela Mehmet Görmez Hoca'yı dinlememiz lazım. Bunların din algısını, dini kullanma biçimini falan bunları tespit açısından. Latif Erdoğan mesela. Bir adam daha vardı, Nurettin Veren, onları falan da dinleme... Şahsen onların böyle çıkıp her gün konuşmalarından falan çok hoşlanan biri değilim ama bunları dinlemek lazım.

Benim söyleyeceklerim bu kadar.