DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Sayın Komutanım, demokrasinin ve cumhuriyetin kalbi Türkiye Büyük Millet Meclisine hoş geldiniz.

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Sağ olun.

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - 2006'tan sonra Meclise gelmiş miydiniz hiç?

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Geldim, Darbeleri Araştırma Komisyonunda, burada tekrar ifade verdim.

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - İfade vermiştiniz.

Şimdi, 2004 Millî Güvenlik Kurulu kararı ortada. 2011'de Sayın Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un tutuklanması ortada. 2012 yılında Ergenekon mahkemesinde ifade vermek üzere tanık olarak Silivri'ye geldiniz ve iki gün sanırım ifade verdiniz. Bu ifadeler sırasında benim mahkemeden çıkarıldığım tek olay oldu; biliyorsunuz, mahkeme heyeti beni duruşma salonundan atmıştı.

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Tam hatırlayamadım.

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Şimdi, o duruşmalarda karşıdaki heyetin, bu örgütün hâkim, savcı kılıklı militanları olduğunu biz gördük, hatta yeni avukat olan Avukat İrem Çiçek de görmüştü. Siz çok saygılı davrandınız. Bunun gerekçesi neydi acaba?

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Ben, onları yargının temsilcisi olarak, sizi de milletin temsilcisi olarak gördüğüm için hep saygılı davranırım. Yani bu, benim yapımdır. Ben bunu komutanlarımdan öğrendim. Eşref Bitlis Paşa Korgeneral, Kıbrıs'ta, oğullarımı tanıştırdım, daha liseye gidiyorlar, ayağa kalktı, ellerini sıktı. Biz böyle gördük. Yani saygı çok önemlidir. Ben onları yargılamak durumunda değilim, o kötüdür... İçimdeki duyguları ne onlar bilir ne siz bilirsiniz ama bir eski Genelkurmay Başkanı olarak yargıya benim örnek olmam lazım. Yargıya saygıyı kaybedersek, efendime söyleyeyim, yargıyı kendimiz yargılamaya kalkarsak...

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Ama onlar hâkim, savcı değildi, biliyorsunuz. Şimdi daha net çıktı.

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Biliyorum. Şimdi bakınca öyle.

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Keşke o gün de bizim davrandığımız gibi davransaydınız, onu bütün millet hissetseydi.

Tabii, ikinci sorum şu: Tabii, Silahlı Kuvvetlerde yıllarca görev yaptınız ve 15 Temmuz gecesi bir Afrika ordusu gibi kendi komutanlarını derdest eden, Meclisini bombalayan, vatandaşlarına silah sıkan yani üçüncü sınıf bir cumhuriyet ordusu hâline geldi. Şimdi, bu süreçte nerelerde hata yaptık? Ben Genelkurmay Başkanı olamadım, albaylıktan cezaevinde emekli oldum. Acaba önümüzdeki dönemde bu tür zorluklarla, sorunlarla, kötülüklerle karşılaşmamak için neler yapmamız gerektiği konusunu uzun uzun değerlendirip daha sonra bir rapor hâlinde bu Komisyona sunmayı düşünür müsünüz?

GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Düşünebilirim yani ama dediğim gibi Dursun albayım, bu işi en iyi yapacak olan yanında bir karargâhı, sekreteri vesairesi olacak. Yani hep onu demişimdir, ben Silahlı Kuvvetlerinin beynini kendi kafatasıma şey edemem, sığdıramam. Benim J başkanlarım var. Onlar hep beraber gelen bilgiler giriliyor, tasnif ediliyor, hareket tarzlarını bana veriyorlar; ben onunla şu olsun diyorum. Yani sen de tabii çok önemli bir dairede daire başkanlığı yaptın. Yani bir sibernetik sistem gibi yani birçok algılayıcılardan bilgiler gelecek, ana "computer" bunlardan bir tanesine karar verecek. Yani durum böyle. Yani şimdi benim yok mu kendi düşüncelerim? Var, tabii, onu düşündüm yani bir defa acaba ölçüleme, ölçme sistemlerimizde bir arıza var mı? Yani generalleri nasıl seçiyoruz, nasıl terfi ettiriyoruz? Okullarda nasıl yetiştiriyoruz, ne öğretimler yapıyoruz? Ama kendi çapımda her şeyi yaptım. Mesela, baktım, birçok subay geliyor bana, hareket tarzlarını verirsem en iyisini seçiyor ama hareket tarzı yaratamıyor. Niye? Çoktan seçmeli bir sınav. Öğrenciyi çoktan seçmeliye öyle alıştırmışız. Subay geliyor, bir şey demiyor. Dedim ki yok, hemen bunu değiştireceksiniz, kompozisyon türü sorular vereceksiniz. Yani kendi çapımda bunları hep yaptım ama yeterli mi? Değil.

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Son sorum: Tabii, bu karanlık geceyi yaşadık, millet olarak yaşadık. Devletin temel kurumları itibarsızlaştı, devlet büyük bir sıkıntı yaşıyor. Bu sürece gelmemizde Silahlı Kuvvetlerin komutanlarının veya siyasetin, Türkiye'yi yöneten diğer kesimin sorumluluk yüzdeleri konusunda bir tespitte bulunur musunuz?

Teşekkür ediyorum.