| Komisyon Adı | : | (10 / 276, 277, 278, 279) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Doktor Ekrem Keleş'in, Fetullahçı terör örgütüne ilişkin bilgi vermesi |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 19 .10.2016 |
HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Hocam çok teşekkür ederim.
Şimdi, pek muhterem Hocam, beni bağışlarsanız, azıcık eleştirerek başlayacağım ve Başkanımdan da izin istiyorum, Komisyonumuzun doğru bir istikamette çalışmalarını sürdürebilmesi açısından şu kısa değerlendirmeyle bir hususun altını çizerek başlamak istiyorum.
BAŞKAN - Buyurun, buyurun lütfen.
HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Şimdi, FETÖ vakası -zaman zaman Komisyona da yansıyor bu, dışarıda da tartışmalarda da bizim Genel Kurulumuzda da bu hava hâkim olabiliyor- kasıtlı veya kasıtsız olarak başka bir tarihe taşınıyor 15 Temmuz veya tersi oluyor. Dönemler arası zıplamalar yaparak bu hadiseyi anlamaya çalışıyoruz. Oysa, ki buna "Anakronizm" derler işte, "Anakronizme düşmek." derler bilimsel tabirde. Böyle zıplayarak zamanlar arasında bir mesele anlaşılmaz, bunu ifade etmek isterim.
Şimdi, siz Diyanet teşkilatındaki hocalarımıza "Siz niye bununla on sene önce mücadele etmediniz, uyuyor muydunuz?" dendiği zaman eliniz ayağınız dolaşıyor Hocam. Bir kompleksin içine giriyorsunuz. Oysa buna gerek yok, neden gerek yok? Çünkü bu millet Müslümandır, bu çok açık. "Müslümanlar kardeştir." düsturu bir İslami, dinî akide olmanın yanı sıra bizim toplumsal dokumuzu ören bir kültürdür de aynı zamanda.
Şimdi, Müslüman hassasiyeti diye bir şey var. Bu insanlarla biz aynı apartmanda oturuyorduk, aynı okullara gidiyorduk, üniversitelere, aynı camide namaz kılıyorduk ve "Müslümanlar kardeştir." inancı bizim çok temel paradigmal bir inancımızdır. Dolayısıyla, bu konuda bu tür eleştiriler ki temelinde tabii ki bir olayı anlama arayışı var yani kötü niyetle şey yapmıyorum ama bu konularda daha rahat olmanız, bu örgütün dününü, bugününü ve yarınını anlamak bakımından daha faydalı olur diye düşünüyordum. Yani bilemezdiniz ki ilk eylemini 7 Şubat 2012'de yaptı. İkinci darbe girişimini 17 Aralıkta yaptı, ondan sonra bu ülkede birçok insan zaten sizin Diyanet teşkilatınızda -hani tırnak içinde, mazur görün tabirimi- uyandı. 15 Temmuzdan sonra daha bir netleşti.
Şimdi, benim sorum şu Hocam, bu açıklamayı yaptıktan sonra: Binlerce Kur'an kurslarınız var, eğitim faaliyetlerinin bir yönüyle Türkiye'de içindesiniz dinî eğitimin. Millî Eğitime bağlı olmakla birlikte imam-hatiplere, ilahiyat fakülteleri gibi eğitim kurumlarına da tesirinizin olduğu açık. Önümüzdeki dönemde Fetullah Gülen'i, terör örgütü liderini, Hariciler gibi, Abdullah İbni Sebe gibi, Kadızadeliler gibi, böyle negatif bir aktör tahtına oturtmayı düşünür müsünüz yani FETÖ ve bunun bundan sonraki faaliyetlerini engellemek bakımından öyle bir çalışmanız olacak mı? Belki tam ifade etmiş olmayabilirim ama siz, tabii, anlamışsınızdır demek istediğim şeyi. Yani, bu ülkenin çocuklarının zihninde Abdullah İbni Sebe neyse Fetullah Gülen'i de öyle bir düzleme oturtmak lazım bence. Yani, siz, bu konuda böyle bir şey düşünüyor musunuz, Diyanette böyle bir fikrî, en azından, çalışma var mı