KOMİSYON KONUŞMASI

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Çok teşekkür ederiz verdiğiniz bilgiler için.

Selçuk Özdağ, Manisa Milletvekiliyim.

EMEKLİ JANDARMA KURMAY ALBAY MUSTAFA ÖNSEL - Sağ olun. Tanıyorum efendim sizi.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - 1947 yılında Stalin'den korkarak Birleşmiş Milletlere müracaat ettik ve bizi kabul ettiler, Rusya'nın baskısına rağmen bizi kabul ettiler. 1950'li yıllarda da NATO'ya girdik.

Türk Silahlı Kuvvetlerinde sâri bir hastalık olarak her on yılda bir yapılan darbe var. 1960 darbesini yapanlar; bir kısmı Menderes'i tutanlar, bir kısmı, çoğunlukla da İnönü'yü tutanlar. Daha sonra kendi aralarında tasfiyeler, "on dörtler" yurt dışına gittiler, ardından 1971, 9 Mart olayı. Türkiye'de Muhsin Batur ve arkadaşlarının, sosyalist gelenekten gelenlerin, Marksist gelenekten gelenlerin bir darbe girişimleri var. Sonra 12 Mart 1971 Muhtırası ve 12 Martta da tekrar yeniden bir darbe, açık bir darbe siyasi iktidara karşı. Yine aynı şekilde burada da bir kamplaşma var, burada da tasfiyeler var, orada da tasfiyeler var. 1960'da yüzlerce, hatta bine yakın subayın tasfiyesi var. Ardından 1971'de 500'e yakın subayın tasfiyesi var.

EMEKLİ JANDARMA KURMAY ALBAY MUSTAFA ÖNSEL - Şeyi atlamayalım; 1962,1963 var Sayın Vekilim.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Daha sonra 1980 darbesi. 1980 darbesi de herkesin bedel ödediği, benim de bedel ödediğim dönem. Yedi yıl cezaevinde kaldım ve hâlâ tedavi görüyorum. Bir daha söylüyorum, bugün de rahatsızım.

Ülkücüler ve devrimcilerin tasfiyeleri var orduda, Türk Silahlı Kuvvetlerinde, hep tasfiye. Bu tasfiyeleri hep birileri kumpas kurarak mı yaptı yoksa o dönem darbeyi yapan zihniyet kendisi için rakip gördüklerini mi tasfiye etti? Burada Amerika ile yerli subayların veya Amerikancı olmayanlarla Amerikancı olanların bir kavgası mı vardı?

Ardından 28 Şubat dönemi. Yine aynı şekilde bu sefer de dine yakın insanların tasfiyesi. Türk Silahlı Kuvvetlerinde daha sonra ardından da... Sarıkız, Ayışığı'nı ayrı değerlendiriyorum, Balyoz ve Ergenekon'u ayrı değerlendiriyorum. Balyoz ve Ergenekon'la ilgili söylediklerinizin çoğunluğuna katılıyorum ama Sarıkız ve Ayışığı'yla ilgili de katılmıyorum, onu söylediniz mi bilmiyorum çıktığım zaman. Orada ciddi şekilde günlükler var, o günlükler var. O günlükleri ayrıca değerlendiririz. Yine aynı şekilde tasfiyeler var. 28 Şubatta tasfiyeler, burada tasfiyeler ve ardından da bir darbe girişimi var. Eğer Türk Silahlı Kuvvetlerinde sürekli olarak bu tasfiyeler olmasaydı Fetullahçı terör örgütü buraya kadar gelebilir miydi?

Türk Silahlı Kuvvetlerinde dine bakış nasıldı? Eğer bu dine bakış özgürce yapılmış olsaydı, sağlıklı bir şekilde yapılmış olsaydı acaba Fetullahçılar takiye yaparak buralara kadar gelebilir miydi? Birinci sorum bu.

İkinci sorum da biraz önce...

EMEKLİ JANDARMA KURMAY ALBAY MUSTAFA ÖNSEL - Önce bir soru sordunuz ama bu üçüncü oldu da. Önceki neydi?

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Tasfiyeler Amerikancılar ile Amerikancı olmayanların mı kavgasıydı? Ülkücüler tasfiye edildi, devrimciler tasfiye edildiler. 1971'de aynı şekilde yine tasfiyeler, 1960'da oldu. Daha sonra 28 Şubatta çok ciddi tasfiyeler oldu, daha çok da dinî kimlikler üzerinden yapıldı, zaman zaman ideolojik kimlikler üzerinden yapıldı. Bunlarla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Diğer bir sorum da Türkiye'deki dinî yapıya Türk Silahlı Kuvvetleri nasıl bakıyordu? Bu dinî yapıya eğer sağlıklı baksaydı, sakim bakmasaydı bugün Fetullahçı terör örgütü bu kadar büyüyebilir miydi?

İkinci sorum da bu yapı ilk çıktığında Türkiye'de, Türk Silahlı Kuvvetlerinde dinî yapıya karşı veya Türkiye'de çoğu yerde aynı şekilde takiye yaparak yürümek istedi buralarda. Acaba o zamandan itibaren kendi dinî inanışlarını yaşamak adına mı takiye yaptılar yoksa bugün 15 Temmuzu yapmak için veyahut da bir Humeynivari Türkiye'ye geliş için mi yaptılar? "Erken doğum" dediniz konuşmanızda, onun için mi yaptılar?

Teşekkür ederim.