SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Sayın Kışanak, hoş geldiniz.

Siz Diyarbakır Cezaevindeyken ben de Şirinyer Askerî Cezaevinde, Mamak'ta ve Ulucanlar Cezaevindeydim. Ben de yedi yıl işkence gördüm, cezaevinde kaldım, sadece bir kesim Türkiye'de işkence görmedi, bütün darbeler kötüdür, hiçbir darbe güzel ve iyi değildir. Türkiye bu noktaya geldiği için de memnuniyet duyuyoruz.

Birinci sorum: Biliyorsunuz, 1984 yılında Türkiye'de ilk defa Şemdinli ve Eruh'ta PKK bir eylem yaptı, orada askerlerimizi öldürdüler, bugüne kadar da 35 bine yakın insan öldü. Bunun 13 bine yakını asker, vatandaş, imam, öğretmen, çocuk, kadın, korucu; bunları öldürdüler. Burada demokratikleşme konusunda Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidara gelmesiyle birlikte çok ciddi adımlar atıldı. Türkiye'de insanlar artık çok rahat bir şekilde Kürtçe, Zazaca, Lazca dillerinde konuşuyorlar. Seçmeli ders hâline getirildi bunlar. Aynı zamanda, propaganda serbestîyeti getirildi ve Türkiye demokratikleşme konusunda çok büyük mesafeler katetti. Buna rağmen PKK eylemlerine devam etti, etmeye de devam ediyor. Çözüm sürecini de ilk defa olarak... Daha öncesini de söyleyebilirim ama tarihsel kısmına geçmek istemiyorum, beş dakikalık bir sürem var. Çözüm sürecinde de Sayın Recep Tayyip Erdoğan "Baldıran zehri içiyorum, gövdemi koyuyorum, siyasi hayatımı feda ediyorum, burada akan kanı durdurmak istiyorum." dedi. Ama PKK ve KCK hiçbir zaman bunlara inanmadı. 61 kişi öldürüldü. Bu sırada bir polisin yanında hanımı ve çocuğu öldürüldü, polis memuru öldürüldü, asker öldürüldü, hanımının yanında, pazarda öldürüldü ve bunlar hep eylemler yaptılar. Hem çözüm süreci diyeceğiz hem de PKK bir diğer yandan eylemlerini yapacak. Kendilerinden olmayanlara jenosit yapacaklar, o bölgedeki Özbekleri, Kırgızları, şunları bunları gönderecekler, sonra da kalkacaklar Arapları, Türkmenleri, sonra da kendilerinden olmayan Kürtleri gönderecekler, Zazaları gönderecekler. Orada çok ciddi modern mafyacılık yaptı PKK'yla beraber KCK. Siz hâlâ çözüm sürecini baltalayanlar şunlar, şunlar, şunlar diyorsunuz, bunlar, bunlar, bunlar diyorsunuz. Siz Ekrem Dumanlı'yla bir görüşme yaptınız, "Israr ettiler." diyorsunuz, konuşmanızdan şunu çıkardım: "KCK tutuklamalarında paralel yapının ciddi rolü vardır, Oslo'nun bozulmasında ciddi rolü vardır, aynı zamanda, Paris'teki cinayette rolü vardır, aynı zamanda, Uludere'de aynı şekilde paralel yapının rolü vardır." diyorsunuz. Ne zaman bu rolleri öğrendiniz? Bu şekilde bir kanaate ne zaman sahip oldunuz? Bu kanaat Ekrem Dumanlı'yla görüşmeden önce ise neden Ekrem Dumanlı'yla görüştünüz? Önce değilse siz de mi kandırıldınız, siz de mi bu noktada yanıldınız? 15 Temmuz gecesi mi bunları düşündünüz?

İkinci sorum: Abdullah Öcalan sizin lideriniz, hem HDP'nin lideri hem PKK'nın lideri hem KCK'nın lideri, sizin lideriniz. İmralı görüşmelerinde şöyle bir cümlesi var, kitap hâline getiren, yine aynı şekilde, size bağlı, sizi destekleyen bir yayınevi: "Gülen'e düşmanlığınız?" "Gülen'e düşmanlığımız falan olmaz. Söyleyin, Gülen'i en iyi anlayacak olan yine benim. Hatta kendisi 'Sulhta hayır var.' demişti, ben de aynen katılıyorum." Bu görüşlere siz katılıyor musunuz, Fetullah Gülen'le ilgili Abdullah Öcalan'ın bu görüşlerine katılıyor musunuz? Acaba Abdullah Öcalan da mı yanıldı, o da mı kandırıldı? İkinci sorum da bu.

Üçüncü soru olarak da: PKK hâlâ eylemlerine devam ediyor, korucuları öldürüyor, Kürtleri öldürüyor, Zazaları öldürüyor, Türkmenleri öldürüyorlar. İki gün önce yine aynı şekilde... Alçakça eylemler yapıyorlar, bombalı saldırılar, suikastlar yapıyorlar, arkadan gelip polisleri arkasından vuruyorlar, vatandaşı öldürüyorlar. Hatta, kayyumlarla ilgili PKK şunu söyledi: "Bu kayyumlar hedefimizdedir, hepsini öldüreceğiz." PKK'yı destekliyor musunuz? Eylemlerini destekliyor musunuz, tasvip ediyor musunuz? Bunları soracağım.

Teşekkür ederim.