KOMİSYON KONUŞMASI

FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Sayın Başkanım, şimdi, ben de burada Sayıştayımızın raporunu okudum, güzel bir rapor olmuş; ellerine sağlık diyorum.

İkinci husus da, tarihçesine de baktım bu elektriğin, ilk elektrik dünyada 1882 yılında İngiltere'de kurulmuş, sonra Türkiye'de Tarsus'ta Berdan Nehri üzerinde kurulmuş ilk şey, daha sonra Silahtarağa Termik Santrali geliyor İstanbul'da, Çatalağzı geliyor. Kısaca onlara değinmek istiyorum. Kamu 1913'te Silahtarağa'yla başlamış, 1923'e geldiğimizde Türkiye'de sadece 33 megavatlık bir kurulu güç var. Biz 1935'te Etibankı kurmuşuz, Elektrik İdaresi Enstitüsünü kurmuşuz, DSİ'yi kurmuşuz, İller Bankasını kurmuşuz, MTA'yı kurmuşuz; bütün bu kuruluşlarımız elektrikle ilgilenmiş, daha sonra özel şirketler devreye girmiş, Çatalağzı, Seyhan, Sarıyer, Tunçbilek Termik Santralleri kurulmuş. Şunu söylemek istiyorum: Gerek barajların yapımında gerek termik santrallerin yapımında bugün biz aydınlanıyorsak benim seçim bölgem Kahramanmaraş'ta Afşin-Elbistan Termik Santrali'nde 2011'de bir göçük oldu, şu anda 12-13 kişi toprak altında, çıkarılamadı ve buraya da baktım ben, Kahramanmaraş olarak biz 4.071 megavat kurulu güce sahibiz ama kurulu güçte 1'inciyiz ama üretimde 10'uncu sıraya düşmüş Kahramanmaraş vilayet olarak. Tabii, hidroelektrik santralleri de çok. Sebebi, termik santrallerin yeterince işletilememesi ama biz ne yapıyoruz? Yurt dışından doğal gaz, petrol, enerji ham maddesi getiriyoruz, dünyanın da parasını veriyoruz.

Ben Sayın Genel Müdürümüzün konuşmasında da bunu beklerdim, bu kuruluşlarda çalışan, termik santrallerin, barajların yapımında, görev sırasında iş kazası geçirerek şehit olan kardeşlerimize de -bizim bir vefa borcu olarak değerlendiriyorum bunu- Allah rahmet etsin deme mecburiyetimiz var. Bu ışıkların altında oturuyorsak onlara borçluyuz. Gerek Etibank gibi, elektrik idaresi gibi, DSİ gibi, İller Bankası gibi, TEK gibi daha sonra parçalanmış, EÜAŞ, TETAŞ, TEDAŞ falan gibi buralarda çalışan, bizi aydınlatan, geçmişe intikal etmiş büyüklerimize diyelim, Allah'tan rahmet diliyoruz ebediyete intikal edenlere. Bunu raporlarda da ilgili genel müdürlüklerin daimî dile getirmesini bekliyorum. Bir not olarak sunuş raporlarına, burada sözlü olarak yazılı olarak, bir vefa borcu olduğunu düşünüyorum ben.

Teşekkür ederim.