KOMİSYON KONUŞMASI

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Sayın Valim, hoş geldiniz.

İSTANBUL VALİSİ VASİP ŞAHİN - Teşekkür ederim.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Teşekkür ederiz verdiğiniz bilgiler için.

1964 doğumlusunuz, uzun yıllardır mülki idarecisiniz, devletin çeşitli kademelerinde görev aldınız, böyle bir yapıyı daha önce mutlaka ki hepimiz biliyoruz, herkes biliyor. Dün akşam Ahmet Hakan, programında Sayın Deniz Baykal'a bir soru sordu, "Bekliyor muydunuz böyle bir şeyi bu cemaatten?" dedi, "Şaşırdım, beklemiyordum." dedi. Sizin kanaatiniz nedir bu yapı hakkında? Daha önceden bu tür emareler var mıydı? Okul yıllarınızda, idarecilik yıllarınızda bunların devleti ele geçirmek, iktidarlara ortak olmak, iktidarları terbiye etmek, vesayetçiliğe soyunmak gibi emareler sezdiniz mi?

İkinci olarak da, Sayın Cumhurbaşkanımızla ve Başbakanımızla görüştüğünüz zaman öncesinde ne hissetiniz? Darbe oluyor kanaati sizde hasıl olduktan sonra ne hissettiniz? Bir de, Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Başbakanımıza "Efendim, İstanbul'a gelmeyin." dediniz mi? Veyahut da Sayın Cumhurbaşkanımız "İstanbul'a geliyorum." dediğinde herhangi bir tedbir alalım gibi, böyle bir konuşmanız oldu mu kendi aranızda?

Teşekkür ederim.

İSTANBUL VALİSİ VASİP ŞAHİN - Şimdi, tabii, özellikle 17 Aralığa kadar zannediyorum bu masadaki herkes -tabii, çok özür dileyerek söylüyorum ama sizin adınıza konuşmuş gibi- bir hüsnüzan içerisinde bu insanlara, öyle yaklaşıyordu. Eğitim işleriyle, hayır işleriyle uğraşan, siyaset dışı, hatta zaman zaman belki siyaset üstü her kesimden insanın takdir ettiği, belki destek vermese de işte içinden "Ya, güzel şeyler yapıyor." diye düşündüğü, hüsnüzan sahibi olduğu bir yapıydı. Dolayısıyla bizler de, işte taşrada çeşitli tarihlerde kaymakamlıklar, vali yardımcılıkları yaptık, sonra merkezde görev yaptık -bu cümleden olarak- ve herhangi bir sivil toplum kuruluşuna yaklaşımımızı bunlardan da dolayısıyla esirgememiş olduk. Bu yapının böyle bir noktaya gelebileceği zannediyorum hiç kimsenin aklına gelmezdi. Yani böyle bir silahlı kalkışma yapıp bu milletin Meclisini bombalayacağı, askerini, polisini bombalayacağı, vatandaşa kurşun yağdıracağı noktasına geleceğini herhâlde hiç kimse tahmin edemezdi. Maalesef bu noktaya, bu cinnet hâline kadar gelmiş bu yapı. Dolayısıyla görünen yüzünden çok daha farklı bir boyuta yürümüş. O, hepimizce zannediyorum ortak kanaat. Ama 17 Aralıktan sonra ortaya çıkan emareler, ortaya çıkan birtakım bilgiler, bunların hiç de o kadar masum olmadığını bize gösterdi ve ondan sonra devlet kendi refleksini zaten göstererek birtakım tedbirler almaya, birtakım düzenlemeler yapmaya çalıştı.

Yine, tabii, darbe yapılıyor kanaatine veya bilgisine ulaştıktan sonraki hissim şu: Yani ta başından itibaren başarılı olamayacaklarını hep düşündüm. Yani öyle bir, bunlar darbe yapıyor, başarılı oldular...

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Fetullahçıların yaptığını tahmin ettiniz mi?

İSTANBUL VALİSİ VASİP ŞAHİN - Tabii, aşağı yukarı işin rengi belli oldu hemen. Dolayısıyla onun başarılı olabileceğine o gece boyunca hiç kendimce ihtimal vermedim ve çalışmalarımızı da biz o gayretle, o motivasyonla yaptık zaten.

Bir sorunuz daha vardı galiba?

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Cumhurbaşkanımızla ve Başbakanımızla görüşmelerinizde endişelerinizi dile getirdiniz mi? "İstanbul'a gelmeyin, başka bir yere gidin" veya "Şöyle bir tedbir alalım." gibi konuşmalarınız oldu mu?

İSTANBUL VALİSİ VASİP ŞAHİN - Yok. Tabii ki tedbir aldık, alıyoruz, yapacağız onu, oradan ayrıca bir ifadeye gerek yoktu ama Cumhurbaşkanımızın kendi kararıydı zaten İstanbul'a gelmek ve aslında o ortamda İstanbul'a gelmesi de büyük bir cesaret örneğiydi ve geldiler. Zaten gelmeden, onlar havadayken de özellikle stratejik noktada olan kule vatandaşlar tarafından darbecilerden, bu FETÖ'cü hainlerden kurtarılmıştı. Aslında o ara -bir müddet belki Cumhurbaşkanımızın yarım saat geç inme durumu var, kamuoyuna da bu yansıdı- vatandaşları ikna etmekle, "Tamam, tehlike bitmiştir, bakın, buraya gelen görevliler buranın normal görevlileri ve normal havaalanı trafiğine açılması lazım." noktasında ikna etmekle geçti o süre. Yoksa daha önceden aslında kule alınmıştı.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Siz, İstanbul Valisisiniz, Türkiye'nin en büyük şehrinin valisi, 15 milyon nüfuslu bir şehir, Avrupa'daki birçok ülkeden de büyük nüfus olarak. Çünkü biraz önce arkadaşlar da söyledi, sayın milletvekillerimiz de söylediler, Genelkurmaydan gelen yetkililer, gerek eski Genelkurmay başkanları gerekse Ümit Dündar Paşa askeriyenin böyle bir istihbarat biriminin olmadığını, istihbaratlarını emniyetten ve MİT'ten aldıklarını söylemişlerdi. Bizim istihbaratımız ve emniyetimizin -İstanbul'da böyle bir kalkışmanın yapılması için veya Türkiye'de bir darbe girişiminin olması için bir iki senedir uğraşmış olmaları lazım bununla ilgili- hiç haberlerinin olmamasını bizim istihbaratımızın zafiyetine mi veriyorsunuz, emniyetin ve MİT'in? Veyahut da MİT'e ve emniyete bunların bir noktada sızdıklarını, buraları ele geçirdiklerini mi düşünüyorsunuz? Bu kadar şeyi neye bağlıyorsunuz? Bir istihbarat biriminin... Sizin de haberiniz yok hiç, çok gizlemişler mi veya bunlar mı çok mu ayırdı, arkalarında büyük güçler mi vardı?

İSTANBUL VALİSİ VASİP ŞAHİN - Şimdi, tabii, 17-25 Aralıktan sonra Türkiye bir sürece girdi, o süreç bir anda her şeyi yapıp sonuçlandırabileceğiniz bir süreç değildi. Yani dolayısıyla bu tür çalışmaları mutlaka olur devletin, olmuştur belki. Ama hangi noktada ne kadar mesafe katedilmişti onu belki tespit etmek lazım ama o konuda herhangi bir bana intikal etmiş, yani tek tek, şu, şudur, bu, budur gibi bir değerlendirme yok.

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Selçuk Bey.