KOMİSYON KONUŞMASI

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şimdi, şöyle bir metin okumak istiyorum ben de. BOTAŞ Teftiş Kurulu raporunda BIL Genel Müdürü hakkında cumhuriyet başsavcılığında suç duyurusunda bulunulması istemi -BOTAŞ Teftiş Kurulu tarafından bir istem var- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 28/2/1996 tarih 29 sayılı Genelgesi nedeniyle ilgili bakanlığına bırakılmış. 1996 yılında bir genelge yayınlanmış, bu nedenle oraya bırakılmış. "Suç duyurusunda bulunulması hususunda gecikmeye meydan verilmesi Türk Ceza Kanunu'nun "Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi", madde 279, "Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı geciktiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi altı aydan iki yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır." Bu Sayıştay denetmeni için de geçerli, BOTAŞ'ın denetmeni için de, Teftiş Kurulu için de geçerli, başka kurumlardaki devlet memurları için de geçerli, 657 sayılı Yasa'ya tabi herkes için geçerli. Bundan daha açık bir hüküm olabilir mi? Yani, siz tespit ettiğiniz bir usulsüzlüğü, gerçekten, Türk ceza kanunlarına uymayan veya belirtilen bir suç işlendiğini tespit ettiğinizde bunu Sayıştayın Rapor Değerlendirme Kuruluna, bunu Sayıştayın bilmem nesine ya da Bakanlığın Teftiş Kurullarına yollama yerine ya da BOTAŞ'ın veya diğer kamu kurum kuruluşlarının teftiş kurulları tespit ettiklerini Enerji Bakanının onayına sunma yerine, savcılığına suç duyurusunda bulunma yükümlülükleri var. Bu yükümlülükleri yerine geliyor mu? Gelmiyor, şimdiye kadar şahit olmadık.

BAŞKAN - Sayın Akar, bunu bu öneri için mi söylüyorsunuz, geneli itibarıyla mı söylüyorsunuz?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ya, geneli de söylüyorum. Önerinin içindeki şey bu zaten.

BAŞKAN - Geneli itibarıyla... Bu öneride yalnız bir anlaşma yok. Burada hakikaten bir şey var. Belki sehven mi yaptılar, kasıt mı var bilemiyorum ama.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkanım, adama özel yer ayırmış Sayıştay yani "BIL Genel Müdürü İbrahim Palaz hakkında ise..." diye başlamış böyle.

BAŞKAN - Şimdi, eğer anlaşma yapılmış olsa Sayın Akar, o arkadaş bu anlaşmaya imza koymuş olsa Teftiş Kurulu bununla alakalı "Anlaşmayı yapın." demez. Anlaşma sonuçlanmamış, imza konulmamış ortada.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şimdi, Sayıştay raporuna bakıldığında araç kullanımı vardı. Yurt dışı seyahatlerine izinsiz veya yetkisiz imza kullanımına... Ya da adam her şeyi yapmış, Sayıştay raporuna bakıldığında. Ben suçlamıyorum, ben itham etmiyorum orada.

BAŞKAN - Ama, imza yok ki ortada Sayın Akar. İmza olsa olsa dediğiniz doğru, bu öneri de imza yok ortada. Niye imza yok? İmza olsa Teftiş Kurulu "Bu anlaşmayı bir an önce bitirin de kurum zarara uğramasın." diye bir tavsiyede bulunmaz. Ortada bir anlaşma yok, ortada bir mutabakat var. Mutabakatın neticesinde Teftiş Kurulumuz, Enerji Bakanlığımız ne demiş? "Hemen bu anlaşmayı, mutabakatı imzaya dökün, yazıya dökün, kurum kâra geçsin." diye öneride bulunmuş. Ne yapmış? BOTAŞ da BIL de bunun gereğini yapmış zaten. Yani, sonuçta da her iki kurum da kâra geçmiş. Dolayısıyla, ben bu önerinin, başka söz talep eden yoksa arkadaşlarımızdan, üyelerimizden, önerinin gündemden çıkarılmasını ve ayrıca Teftiş Kurulu raporlarının da bütün üyelerimize dağıtılmasını Enerji Bakanlığımızdan talep ediyorum.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şöyle: Bu İbrahim Palaz hakkındaki Bakanlıktaki... Bununla veya diğerleriyle ilgili ne varsa, bu vatandaşla ilgili ne yapılmış olması lazım, bunu da kronolojik olarak sıraladığımızda...