| Komisyon Adı | : | (10 / 276, 277, 278, 279) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Ankara Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan'ın Fetullahçı terör örgütüne ilişkin bilgi vermesi |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 02 .11.2016 |
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Sayın Müdürüm, hoş geldiniz.
ANKARA EMNİYET MÜDÜRÜ MAHMUT KARAASLAN - Sağ olun efendim.
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - O günkü yapmış olduğunuz hizmetlerden dolayı da teşekkür ediyorum.
ANKARA EMNİYET MÜDÜRÜ MAHMUT KARAASLAN - Estağfurullah.
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Demokrasiye katkıda bulundunuz, millet iradesine katkıda bulundunuz.
Birinci sorum: Güneydoğu Anadolu'da bulundunuz, Van'da bulundunuz. 2014-2016 yılları arasında orada Emniyet Müdürüydünüz. Bu seçimler öncesiyle yani hem 7 Haziran seçimleri öncesiydi hem Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesiydi. Bu yapının Cumhurbaşkanlığı seçiminde Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a karşı cephe aldığını biliyoruz. 7 Haziran seçimleri öncesi de gazetelerinde özellikle Güneydoğu Anadolu'da "çağrı HDP" diyerek yayınlar yaptıklarını, yazılar yazdıklarını biliyoruz. Bununla ilgili somut bilgileriniz var mı? Alenen böyle bir çalışma yaptılar mı Van'da? HDP'yi desteklemek, PKK'yı desteklemek noktasında bir çalışmalarına şahitlik yaptınız mı?
İkinci sorum: Bu yapı genellikle istihbaratı ele geçirmeye çalışmış Emniyet teşkilatı içerisinde. Emniyette varlar, askeriyede varlar, yargıda varlar. Biraz önce Aykut Bey'in söylemiş olduğu gibi, medyada varlar ve özellikle sermayede varlar. Güneydoğu Anadolu'da PKK'yla mücadele otuz beş yıldır devam ediyor, 1984 yılından bugüne kadar çok ciddi zararlarımız oldu. Bu yapı acaba terörle mücadelede bizi akamete uğrattı mı? Burada daha farklı insanlar, orada istihbaratta daha farklı insanlar, askeriyede daha farklı insanlar Emniyet teşkilatı içerisinde olsaydılar hakikaten PKK'yla mücadele etme konusunda daha başarılı olabilir miydik?
Üçüncü sorum da: Hrant Dink gibi... 2008 yılında, biliyorsunuz, dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan oraya Başbakanlık Devlet Denetleme Kuruluna müfettişler gönderiyor. O zaman, oraya gittikleri zaman Emniyet müdürünün kendilerine "Söyleyin Başbakana, Hrant Dink cinayetiyle uğraşacağına gitsin, Balyoz ve Ergenekon davalarıyla uğraşsın." diyerek burada rahatsızlıklarını beyan ediyorlar. Hrant Dink cinayeti 2008 yılı, daha sonra Sayın Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinin düşürülmüş olması, Rahip Santoro olayı gibi; bu tür olaylarla ilgili, siz istihbaratta çalıştığınız için, bir bilginiz var mı? Kanaatiniz nedir? Bunu öğrenmek istiyorum.
Teşekkür ederim.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Bunu söylüyor da Başbakan ne yapıyor o zaman?
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Başbakan görev veriyor işte kendisine. Başbakanlar görev verirler, daha sonra da onları takip ederler. Devlet Denetleme Kurulu devreye girer.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Bu Emniyet müdürüne Başbakan ne yaptı?
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Daha sonra görevden alınıyor Emniyet müdürü zaten, ardından görevden alınıyor Emniyet müdürü.
Bu yapıyla mücadele eğer 2008'den itibaren yapılmamış olsaydı 15 Temmuz akşamı ne olurdu? Daha vahim sonuçlar, daha trajik konular ortaya çıkabilir miydi?
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - "Milat 2008" mi diyorsun?
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - "Milat 2008" diyen var mı?
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Öyle söylediniz işte.
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - "Milat" kelimesini kullandım mı?
BAŞKAN - Sayın Tanrıkulu, niye sorulardan rahatsız oluyorsunuz ki? Sorulardan rahatsız olmayın.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Bir sakin olun ya, tamam.
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - 2008 yılındaki bir duruma tespitte bulunuyorum. 2008'de bir tespit var. 2011 yılında Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a "Başbakan" yerine "boş bakan" demeye başladı bu insanlar. Ben milletvekiliyim, bana geldiler, "Sayın Recep Tayyip Erdoğan'la bir gün hesaplaşacağız." dediler. Manisa'da bunu söylediler 2011 yılında. Ben de "Siyasete soyunmayın, bu devlet 18 yaşındadır, size gereğini yapar. Yanlış yapıyorsunuz. Hizmetinize devam edin ama siyasete karışmayın." dedim. Daha sonra Ankara'da da söyledim bunları, Mustafa Ünal'a da söyledim. Hepsini topladım, bütün gazetecileri, bunlara dedim: "Yapmayın, siyasete soyunmayın. Siyasetin üzerinde Demokles'in kılıcı gibi durmaya çalışmayın. Vesayetçiliğe soyunmayın, devleti ele geçirmeye çalışmayın. Normal hizmetinizi yapın, iyi insan yetiştirin. Yaparsanız bu devlet 18 yaşındadır, sizi bir yılda bitirir." dedim. Ben "milat" kelimesini kullanmadım ki durum tespiti yaptım.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Burada problem, Selçuk Bey'i dinlememişler. Dinleselerdi...
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Dinlemezler. Özür dilerim, ben tek başıma bir milletvekiliyim, ben öyle sermayedar falan değilim. Sermayedar olsam belki bizim sözlerimize itimat ederler, bizden istifade etmek isterler. Bir milletvekiliydim, kendilerine bir örnek verdim. Baktım ki bu yapının bozulmaya başladığını gözlemledim, 2009 yılından itibaren yazılar da yazdım bu yapının aleyhine. O nedenle bir tespitte bulanayım, en azından görünen kısmıyla, bu yapıyla ilgili okullar var, yurt dışı var yani takdir ettiğimiz şeyler var, heba olmasın diye düşünüyorsunuz ama adamaların gayesi buymuş. 15 Temmuz öncesi de bir darbe girişiminde bulundular ki belki de Türk siyasi hayatının en büyük günahlarından, en büyük ayıplarından birini işlediler.