TAMER DAĞLI (Adana) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Ben de öncelikle, yeni dönem Komisyon çalışmalarımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Ben teknik bir bilgi vermek amacıyla söz hakkı istedim. Kredinin tahsisi ve takibi konusunu bir kenara bırakıyorum oradaki yanlışlık, hatalar falan, onlar tabii ki ayrı değerlendirilecektir ama sektörü ve piyasayı o dönem piyasanın içinde olan biri olarak anlatma gereği duyuyorum ki en azından Komisyon üyelerimizin kafalarında bir fikir oluşsun diye. 2007, 2008, 2009 tarihlerinde piyasayı araştırırsak sektörün en popüler olduğu dönem yani navlun bedellerinin tavan yaptığı bir dönem ve bütün holdinglerin ve bütün nakit, likit olan firmaların gemi yatırımı yapmak istediği bir dönem ve o dönemi araştırırsanız bankaların yüzde 90'ının gemicilikle ilgili çalışma yapmak istediği ve gemi yatırımlarına, gemi kredilerine ağırlık verdiği bir dönem ki bu dönemde bizim de sektörde, sektörün içinde olan biri olarak çok hızlı bir şekilde gemi yatırımı yapan firmalara "Aman biz kredi verelim." diye peşinden koştuğumuz bir dönem. Küçük bir örnek vereyim, Adana'da bir yatırımcı, hayatı boyunca gemi işi yapmamış bir yatırımcı o dönemde 10 milyon dolara 2 tane gemi aldı, çalışır gemiyi 2010'un hemen sonunda elinden çıkarmak zorunda kaldı 2,5 milyon dolara hurda fiyatının altına. Yani çalışan bir gemiyi dahi piyasa koşulları nedeniyle hurda fiyatının altına satmak zorunda kalınan yani navlun bedellerinin dip yapması sonucu sektörden çıkmak zorunda kalmaları birçok holdingin de yine bu yapmış oldukları gemi yatırımlarından vazgeçtiği bir dönem. Dolayısıyla ekspertiz raporu ve kıyaslama yapılırken buradaki farkı anlama açısından ben bunu izah etmek durumunda kaldım. Ha, krediyle ilgili süreç, tahsisi, takibi falan bunlar ayrı bir konu ama piyasa böyleydi maalesef.

Teşekkür ediyorum.