KOMİSYON KONUŞMASI

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Evet, Kalkınma Bankası. Kalkınma Bankası bir mevduat bankası değil, şubeleri yok, ne yapıyor? İşte yurt dışından bulduğu kredileri Türkiye'de ihtiyacı olan sektörlere kullandırtıyor. Buna da baktığımız zaman yüzde 75'i sanayiye kullanılmış, onun içerisindeki en büyük oran da sanayi diye adlandırılan enerji, diğerlerine baktığımızda da çok ciddi bir kullanım olmadığını sektörler arasında görüyoruz, yüzde 24'ü hizmet sektörü.

Kalkınma deyince aklımıza üretim gelir arkadaşlar, tabii üretim için enerji gerekiyor ayrı konu ama Kalkınma Bankasının tek amacı da sanayi deyince akla enerji gelmemeli. Rakamlara baktığımızda, diğer ülkelerin kalkınma bankalarıyla karşılaştırdığımızda Türkiye'deki Kalkınma Bankasının bu anlamdaki işlevini yerine getirmediğini görüyoruz, yetersiz kaldığını görüyoruz. Şimdi, yetersiz kalırken de bu verimsizliği Sayıştay raporunda personele bağlamış, şimdi merak edeceksiniz "Nerede böyle bir şey?" diye, isterseniz okuyayım ama. Diyor ki: "Personel fazlalığı, işte verimlilik konusunda sektörün gerisinde kaldığı sonucuna ulaşmaktadır." İş kapasitesine göre personelin fazla olduğu, personeli de yıllar itibarıyla düşmüş aslında 2014 rakamlarına göre 600 küsurdan -635 miydi tam hatırlayamıyorum rakamı ama- düşmüş personel 555'lere en son Genel Müdürün yaptığı tanıtıma baktığımızda, sunduğu sunuya baktığımızda düşmüş ama verimlilik artmamış. Şimdi, diğer kalkınma bankalarında 2014 yılı sonu itibarıyla personel başına düşen aktif tutar 5,8 milyon TL iken bizim Kalkınma Bankasında 5,8 milyon TL iken yatırım bankalarının ortalaması 15,3 milyon TL yani 3 katı kadar bir rakam var diğer kalkınma bankalarının personeli. Demek ki bunu şöyle bir böldüğünüz zaman personele belki rakam küçük görünüyor, personel fazla gibi görünüyor ama yatırım olayı çok büyük boyutlara ulaşmadığı için, Kalkınma Bankasının ekonomiye katkı sunma anlamında yetersiz kaldığı için bu rakam tabii küçük, bunu da Sayıştay anladığım kadarıyla verimsizliği personele bağlamış. Personele değil aslında raporlara baktığınız zaman bankanın iyi yönetilmediğini görüyorsunuz. Diyeceksiniz ki nereden çıktı bu? Evet, bir şirketin iyi yönetildiğini nereden bakarsınız arkadaşlar? Fiks masraflarına bakarsınız, sabit masraflarına bakarsınız, değişken masraflarına bakarsınız, bunları nasıl kullandığına bakarsınız. Bu banka olduğu için gelecek yılla ilgili projeksiyonuna bakarsınız, ayırdığı kredinin veya kullanacağı kredinin projelendirmesine ve ne kadarının gerçekleştiğine bakarsınız, yine giderlerinin ne kadar gerçekleştiğine bakarsınız, başka hiçbir mali analiz tablosuna bakmanıza gerek yok. Bir şirketin verimli olup olmadığını görebilmek için başka hiçbir tabloya gerek yok, hemen tabloyu bulmam lazım şimdi.

Bakın şimdi, giderlere baktığımızda, giderler tablosu diyor, bakım onarım giderleri: Şimdi, ilk ödeneğe bakıyorum 7 milyon 307 bin lira, gerçekleşen 564 bin lira. Sapma ne kadar? 92,3. Taşıt aracı giderlerinde sapma yüzde 32, sigorta giderlerinde sapma yüzde 75, ısıtma, aydınlatma, su giderlerinde sapma yüzde 35, haberleşme giderleri yüzde 12, basılı kâğıt ve kırtasiye giderlerindeki sapma yüzde 46, reklam, ilan giderlerindeki sapma yüzde 87, temsil ve ağırlama giderlerinde... Aslında bir önceki yılın gerçekleşenin üzerine yüzde 10 koysa ve bunu hedefliyoruz dese bu sapma rakamlarına rastlamazsınız. Bir projeksiyon yapmış gelecek yılla ilgili bankanın daha verimli çalışabilmesi için, daha aktif olabilmesi için ya da iyi yönetilebilmesi için bir projeksiyon yapıyorsunuz değil mi? Şimdi, bunu özel sektörde nasıl yaparlar biliyor musunuz? Eylül ayında yaparlar bunu, her yönetici için alt alta yazarlar, sıralamasını yaparlar. Bir, bir sonraki sene şunu gerçekleştirecek, bu 100'ün içerisindeki gerçekleştirme oranı atıyorum yüzde 30. İki, yüzde 20'lik bir gerçekleştirme oranı 100'ün içerisinde, 5 tane madde sayarlar. 5 tane maddeden yüzde 50'nin altında kaldığınız zaman, yüzde 50 civarında kaldığınız zaman seni kapının önüne koyarlar. Yüzde 70 yaptığınız zaman bu 5 tane gerçekleşmenin yüzde 70'ini gerçekleştirdiğin zaman "Aferin sana." derler, yüzde 70'in üzerine geçtiğin zaman da inisiyatif denen ödüllendirme yaparlar. Şimdi, bakıyoruz nasıl ödüllendirme yapacağız biz burada? Daha ilginci, kredi rakamını söyleyeyim hemen ben size, kredilerdeki gerçekleşme oranını programda öngörülen 1 milyar 407 milyon 813 bin TL, gerçekleşme oranı 676 milyon TL, sapma yüzde 52. Şimdi, böyle bir bankanın Türkiye'deki üretimi, böyle bir bankanın Türkiye'deki sanayiyi, böyle bir bankanın Türkiye'deki reel sektörü organize etmesi, onlara katkı sunması, onları geliştirmesi mümkün mü? Değil tabii onun için de Türkiye'de üretim falan gelişmiyor arkadaşlar, kimse kimseyi kandırmasın.

Neye yüklenmişler? Söyleyeyim ben size, enerji sektörüne. Hadi şu aklınıza gelebilir: "Enerji sektörüne yüklenince termik santral yaptırıyorlar bunlar 1.200 megavat gücünde bir termik santral yaptırıyorlar, buna katkı veriyorlar, enerji ihtiyacı var." diyebilirsiniz. Ya da büyük hidroelektrik santrali, baraj tipi bir hidroelektrik santrali yaptırıyor diyebilirsiniz. Aynı Urfa'daki otel nasıl siyasi tandanslıysa ertelenmesi, ötelenmesi, gözardı edilmesi, arkasında bir siyasi güç varsa. Söylemeyeceğim, adını da anmayacağım, hiç önemli değil, Mehmet Ağabey de biliyor zaten. Aynı enerji sektöründeki kullanımları da bu tür olduğu için böyle bir durumla karşı karşıyayız. Şimdi, diyeceksiniz ki: "Yahu ne güzel, işte enerji sektöründe iş yapmış." Şöyle bir topladım, toplamda 3.242 megavatlık bir enerji üretimi sağlamış verdikleri kredilerle. Bu 3.242'nin toplamı 1.090 tane işletme tarafından, 1.090 tane şirket tarafından, 825 adet bir tane, -165 aynı şirketlere yapmış olabilir, onu bilemiyorum tabii- 1.090 tane işletmeye 3 işletmenin üreteceği enerji 3.242 megavatsaat. Baktığınız zaman bir işletmeye 3 megavatsaat düşüyor. Şimdi, buraya baktığınız zaman bir hidroelektrik santralinden, baraj tipli bir hidroelektrik santralinden bahsedebilir misiniz? Ya da bir ünitesi 350 megavat üreten termik santralden bahsedebilir misiniz? Ya da yine 350-400 megavat üreten nükleer santralden bahsedebilir misiniz? Bahsedemezsiniz değil mi. Neden bahsediyoruz burada? HES'ler. Hangi HES'lerden bahsediyoruz? Dere üzerine yapılan HES'lerden bahsediyoruz. Bu banka tutmuş Karadeniz'deki bütün dereleri köreltmesine vesile olmuş, kredilendirmiş. Ben daha önceki şeyde de bir çalışma yapmıştım, neredeyse yatırımın tamamını karşılamış. Öyle şahıslar, öyle şirketler var ki yatırım 10 lira, banka 10 lira krediyi vermiş. Devlet alım garantisi vermiş, hiç cebine para koymadan bir derenin üzerine gidiyorsun yatırım yapıyorsun, banka parasını veriyor, devlet alımını yapıyor arkadaşlar. Böyle bir yöntem yok, dünyanın hiçbir yerinde böyle bir yöntem yok, böyle kolay para kazanma yolu da yok. Devlet birilerinin çıkarlarına, birilerinin rant amaçlı beklentilerine hizmet ediyor ve bu hizmet böyle kalitesiz bir yönetimle yapılıyor.

İşte söylüyorum, ben biraz evvel, belki Genel Müdürüm alınabilir. Bu banka işini yapmıyor, niye yapmıyor? Örneklerini veriyorum, eğer işini yapmış olsa bir proje yaparsınız gelecekle ilgili, bir yılı sonrayı değerlendirirken bu kadar sapma gerçekleşmez. Dedim ya, bu kadar sapmayı yapan bir Genel Müdürü, bir personeli, bir yöneticiyi ikinci gün kapının önüne koyarlar. Herkes 657'ye sırtını dayamış yürüyor bu memlekette, ondan sonra 657'yle ilgili bir kanun geldiğinde kıyameti kopartıyoruz. Aynı banka kendi personeline bu kadar iyimser davranmıyor, orada teknik elemanlar var, bir personelin yetişmesi üç yıl beş yıl sürüyor, ekspertiz uzmanları var. Ama ne yapıyor? Onları genel idari hizmetler sınıfında sayıyor, emekli ederken 2.200'den emekli ediyor ama yöneticiler 3.600'den emekli olup daha rahat şartlarda yaşıyorlar ya da birtakım imkânları kendilerine sağlıyorlar, birçok örnek var bunlarla ilgili.

Arkadaşlar, Kalkınma Bankası Türkiye'nin itici gücü olmalı. Şimdi, örnek versinler bana, şu üretim tesisine şu ihracatı yapan bir üretim tesisine yapılmasına katkı sunduk desinler. Yok, böyle bir şey. Nereye? Derelerin üzerine yapılan HES'lere katkı sunmuşlar, bununla övünüyorlar. Bakın, Afşin-Elbistan'da 8 bin megavatlık elektrik üretecek kömür var, termik santralde üretilecek kömür var, orası kömür bölgesi. O HES'ler yanlış, siz bu yanlışlara katkı sunuyorsunuz hem de birilerinin cebine oluk oluk paralar aktararak. Yahu, 1.000 tane işletme yapılmış, 1.090 tane işletme yapılmış ürettiği elektrik 3.200 megavatsaat. Ya, arkadaşlar yapmayın bunu ya. Bir termik santralin minimum 350 megavatsaat enerji üretiyor yani 10 tane ünite demektir, en azından 4 üniteli çalışıyor termik santraller. Şimdi, bu banka diyoruz ki Kalkınma Bankası. Eğer bu bankaysa bu ülke kalkınacaksa ben hiçbir şey bilmiyorum. Bu bankayla bu ülke kalkınmaz, bu yönetimle de bu ülke kalkınmaz. Bu kadar net söylüyorum. Başka şeyler de var. Baktığın zaman başarı sayılabilecek bir şey yok.

Acilen bankanın yönetiminin bir şekilde halledilmesi gerekiyor, gerçekten Türkiye'nin önünü açacak, yatırımlara imza atacak, cesaretle imza atacak, bizim de burada alkışlayacağımız bir yönetimin gelmesi gerekiyor diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.