KOMİSYON KONUŞMASI

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Sayın Başkan, değerli üyeler; her şeyden önce, hakikaten bir ayı aşkın bir süredir yoğun bir çalışma geçirdik, geçirdiniz özellikle, ben tekrar size teşekkür etmek istiyorum.

Ayrıca, bugün yaptığınız değerlendirmeler için, eleştiriler için ve şimdi de cevaplandıracağım sorular için de ayrıca teşekkür ediyorum.

Şimdi, birçok spesifik soru arka arkaya geldi, tabii, takdir edersiniz ki tamamının cevabı hemen önümde olmayabilir ama ben hemen aklıma gelenleri cevaplandıracağım, ondan sonra da peyderpey cevaplar geldikçe de sizinle paylaşacağım. O arada da birtakım bütün gün boyunca yapılan değerlendirmelere, eleştirilere de ben birtakım kendi değerlendirmelerimi yapacağım.

Şimdi, dün açıklanan, Sayın Başbakanımızın açıkladığı 15 bin öğretmen ataması, evet, dün Sayın Başbakanımız tarafından Öğretmenler Günü vesilesiyle açıklandı. Bizden bu yönde bir talep vardı, biz zaten aşağı yukarı otomatik olarak atanacak polis, silahlı kuvvetler mensubu, doktorlar gibi, otomatik olarak mezun olur olmaz ataması yapılanlar dışında 40 bin ilave kadro öngörmüştük, böylece başlangıçta...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Dağılım nasıl Sayın Bakan?

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Dağılımını aslında yılın başında Sayın Başbakanımızın başkanlığında yapılacak... Fakat öğretmenlere bu noktada her hâlükârda aslan payı verileceği için, ocak-şubatta bir 15 bin öğretmen ataması çerçevesinde bir karar verilmiş durumda. Dolayısıyla, dünkü...

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Bakanım, bu noktada bir şey soracağım: Bunu biz Millî Eğitim Bakanımıza sorduk, bize cevap veremedi. Ama sendikanın genel başkanının bunu söylemiş olması gerçekten devlet yönetimi açısından çok ayıp bir şey.

AHMET ARSLAN (Kars) - Bakanlar Kurulu kararı...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Başbakanımız verdi, Sayın Çam, 24 Kasım dolayısıyla Başbakanımız verdi.

AHMET ARSLAN (Kars) - "Bakanlar Kurulunda konuşacağız." dedi.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Doğru, sendika "Paralel yapı bizim Millî Eğitim Bakanlığını idare ediyor." dedi.

AHMET ARSLAN (Kars) - Cümlenin başını dinlemediniz.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Dinledim, konuyu da biliyorum.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Değerli arkadaşlar, şimdi, kim açıkladı... Ama benim bildiğim kadarıyla, Sayın Başbakanımız tarafından dün açıklandı. Açıklanmadan önce bu husus bize danışıldı. Dolayısıyla, Sayın Başbakanımızın biz kendisine şöyle arz ettik, biz dedik ki: Bu 40 bin ilave atamanın önemli bir kısmını biz öğretmenler için zaten tasarlamışız ama zamanlaması noktasında takdir sizlerin. Dolayısıyla, Sayın Başbakanımızın yaptığı bir açıklamadır, Sayın Millî Eğitim Bakanımızın da bu yönde, ocak-şubatta yoğun bir talep var, ihtiyaç da var, daha önce yani bu bütçe sürecinden önce de bizimle bir istişaresi olmuştu ama nihayetinde hangi ay ve sayı belirlenmediği için Sayın Millî Eğitim Bakanımızın burada açıklama yapmamış olmasını ona bağlamamız lazım diye düşünüyorum. Onun için, lütfen, bu noktada ayrı bir değerlendirmeye girmeyelim.

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayı 15 bin...

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Sayı 15 bin.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Torbayla belirlenmiş 40 binin dışında değil mi?

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şu an itibarıyla 40 binin içinde ama ilave şeyler olursa o zaman tekrar gelip yetki almamız lazım.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Yazın 40 bin kişilik bir kadro atanamayan öğretmenler için çıkarılmıştı, bunun dışında 15 bin mi?

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Hayır, öyle bir karar yok henüz.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Torbaya koymuştuk efendim.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Arkadaşlar, bu sene zaten 40 bin atadık, ayrıca bu senenin şubatında da atama yaptık, şimdi biz gelecek seneden bahsediyoruz. Gelecek sene de yazın ne kadar atanacağı konusunda henüz bir karar verilmiş değil.

Şimdi, Karayollarında çalışan bazı kardeşlerimizin hakikaten yargı yoluna başvurdukları ve davayı kazandıkları hususu bir gerçeklik. Bu konuda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızın başkanlığında bir çalışma devam ediyor. Ama bu sadece buna ait değil, aslında bütün kamuda taşeron sistemini gözden geçiren bir çalışma. Hatırlarsanız, yazın geçen bir kanunda buna ilişkin bazı düzenlemeler yapıldı ama mevcutlarla ilgili bir düzenlemeye ilişkin çalışma devam ediyor. Dolayısıyla, biz de Maliye Bakanlığı olarak kamuda performansı da, kamudaki ücret ve diğer bütün dengeleri de gözetecek şekilde katkımızı veriyoruz, vermeye devam edeceğiz.

Siyasi partilere yardım konusu henüz bana gelmedi, gelince paylaşırım. Arkadaşlar çıkarırlarsa memnun olurum.

Ziraat, gıda mühendisleri vesaire bütün bu diğer atamalar, bu bahsettiğimiz arta kalan yani 40 bin öngördüğümüz atama çerçevesinde, yılın başında muhtemelen Sayın Başbakanımızın başkanlığında oturulacak ve hangi bakanlık... Çünkü bunu sadece bizim belirlememiz söz konusu değil, Devlet Personel bir çalışma yapacak, Maliye bir çalışma yapacak ama sonuçta oturup ortak bir şekilde bu kararlar verilecek.

Şimdi, (E) cetveline ilişkin birçok konu gündeme getirildi, bayağı bir soru var. Müsaade ederseniz, öncelikle şunu söyleyeyim: Bugün hemen hemen bütün arkadaşlarımız Sayıştay raporlarına binaen ve benim bugünkü konuşmamda aslında değinmediğim bir hususu gündeme getirdiler; bu, yıl içerisinde yedek ödenekten aktarmalar hususu. Tabii, öncelikle şunu söyleyeyim: Niye biz bunu kamuoyuyla başlangıç ödeneği üzerinden paylaşıyoruz da yıl sonu gerçekleşme performansı üzerinden paylaşmıyoruz? Bu, bütçenin bir yorumu. Fakat ben 2015'ten itibaren bu bütçe yorumunu dikkate almayacağım. Bundan sonra, bizim gerçekleşme neyse onun üzerinden kamuoyuyla paylaşmamız lazım, Sayıştay ne diyorsa biz onu yapacağız. Sayıştay bir hususu eleştiriyorsa, iki yıl üst üste de biz hemfikir değilsek biz Sayıştaya uyacağız. Niye? Çünkü Sayıştay bir prensip kararı almış. Sayıştay diyor ki: "Kanunda böyle olabilir ama bence şeffaflığın gereği bunun bu şekilde paylaşılması..." Sayıştay burada doğru.

Şimdi, ben size 2013'ün rakamlarını da vereyim bütün detaylarıyla çünkü 2014'ün henüz toplamı açık ve net olarak elimde olmadığı için... Bakın, yıl içerisinde yedeğe aktarılan... Şimdi, bu rakamlar çok büyük ama bunları bu arada bilmenizde fayda var. Şimdi diyelim ki yılın, aralığın son haftasına geldik. Farzımuhal, Devlet Demiryollarına 5 milyar liralık ödenek verilmişti varsayalım ki metrolar için, şunlar için, bunlar için. Varsayalım ki bunlar harcamadılar bir an için yani 2 milyarını harcamadılar ama Ulaştırma Bakanlığı yıl içinde bize "Bak, ben biraz hedefimin ötesindeyim, kara yollarında tüneller devam ediyor, her gün çalışmalar devam ediyor, şu kadar, yüz veya bin şantiyede işim devam ediyor. Şu an itibarıyla benim şurada kullanmadığım şu para var, bana şu parayı verin." dediği zaman ben onu nasıl yapıyorum biliyor musunuz? Demiryollarının parasını önce yedeğe alıyorum -bütçe kanunun gereği bu yani 5018'in gereği bu- sonra yedekten bunu tekrar aktarıyorum. Böylece yedek inanılmaz bir şekilde şişmiş oluyor. Yani bunu bilmenizde fayda var. Veya personel giderleri. Şimdi, personel... Diyelim ki herhangi bir yerde, 15 bin öğretmeni -örnek olarak- yani geçtiğimiz şubat ayında diyelim ki öngörmemiştik ama takdir yetkisi kullanıldı ve atamasını yaptık, ihtiyaçtı. Şimdi, bunun getirdiği sekiz dokuz aylık ilave bir ücret var. Ben mutlaka ve mutlaka bir şekilde bunu bütçe içerisinde yapmam lazım. Şimdi, bakın, ben size söyleyeyim: Dolayısıyla, yedeğe aktarılan miktar 34 milyar 963 milyon yani rakam 34,9 veya 35 diyelim. Toplam yedek ödenek 35,9. Tüm rakamların detayına girmeye gerek yok. Yedekten aktarılan... Peki, nereye? Bakın, ben size açıklayayım: Personel giderlerine aktarılan 13,1; teşkilat ve görev değişikliği nedeniyle yer değiştirenler... Yani yıl içerisinde yeni kurumlar kuruluyor, bakanlıkların fonksiyonları değişebiliyor, eskiden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının yükümlülüğü olmayan bir konu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına aktarılıyor, kanunlar değişiyor. Bakın, sırf, sadece teşkilat ve görev değişikliği nedeniyle orijinal bütçede başka bir kurumda olup da sonradan benim yedeğe alıp da aktardığım rakam ne kadar biliyor musunuz? 6,2 milyar lira. Anlatayım ben size: Çalışma Bakanlığından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına ödeme gücü olmayanların prim gideri için yer değiştiren 2,5 milyar lira. Çalışma Bakanlığından Maliye Bakanlığına SGK sigortalıları devlet katkısı için yer değiştiren 762 milyon lira. Hazine Müsteşarlığından Ulaştırma Bakanlığına yani TCDD yatırım finansmanından -bahsettim ben size, örnek verdim ama gerçekten bir örnek- 1,5 milyar lira. Hazine Müsteşarlığından Enerji Bakanlığına -genel aydınlatma giderleri Enerji Bakanlığına devredildi hazineden ama bütçe hazineye verilmişti- bakın burada 300 milyon lira. Hazine Müsteşarlığından Çalışma Bakanlığına İşsizlik Sigortası Fonu'na aktarım. İşsizlik Sigortası Fonu'ndan ilave harcamalar öngörüldü yıl içerisinde; 1,2 milyar lira. Devam edeyim, bütün detayları veriyorum size. Yatırımlar için aktarılan 9,8 milyar lira, afet ve acil durum 1,2 milyar lira, 5018 24 kapsamında yani örtülü ödenek kapsamında 700 milyon lira, İçişleri Bakanlığına 1,4 milyar lira. Peki, nereden kaynaklanmış İçişleri Bakanlığı, niye bu kadar büyük rakam? Bakın, Köy Hizmetleri personelinin maaş ve kıdem tazminatı için 560 milyon lira, T.C. kimlik kartı -bir proje- 150 milyon lira, güvenlik yolları için 31,4 milyon lira, hükûmet konakları için 30 milyon lira, il özel idarelerine yardım için 648,3 milyon lira, diğer 45,4 milyon lira. Toplam, bu ana kadar söylediklerimin toplamı 33,4 milyar lira arkadaşlar. Şimdi, diğer aktarmalar, anlatayım ben size. Adalet Bakanlığı ilave mal ve hizmet. Şimdi, bunların bazı fonları var, diyelim ki iş yurtları, oralardan birtakım gelirler elde ediyorlar fakat onun diyelim ki adliyeler için harcanması lazım. Nasıl yapacağız? Önce yedeğe alıyoruz, sonra Adalet Bakanlığına veriyoruz.

Şimdi, bakın, bu sistemi değiştirelim. Gelin, bugün... Bugün birçoğunuz eleştirdiniz, hatta Sayın Ayaydın dedi ki: "Gelin, 5018 sayılı Kanun'u değiştirelim." Ben de diyorum ki: Değiştirelim veya istiyorsanız bugün bütçe kanunda diyelim ki: "Bu tür aktarmalar yedeğe aktarılmadan yapılır." Buyurun, izin verin, yapalım.

Arkadaşlar, bakın, şimdi sanki bir yerden bir şeyi kaçırmışız gibi, sanki hakikaten hukuksuz bir şey... Bakın, bütün bu yedek ödeneğe aktarımların tamamı Sayıştaya veriliyor, kesin hesapta açıklanıyor, Sayıştayın denetimine açık. Dolayısıyla, burada herhangi bir kayıt dışı işlem, hukuka aykırı bir işlem, kanuna aykırı bir işlem yok. Bütçe hakkı konusu tartışılabilir, bu konuda yani ben saygı duyuyorum ama şu an itibarıyla bütçe kanunları benim gelişimle değişmedi. Uzun bir süredir bütçe kanunları bu çerçevede hazırlanıyor. Bu sene bütçe kanununda en ufak bir değişiklik benim dikkatime gelmedi. Dolayısıyla, ben bu çerçevede değerlendiriyorum ama eğer yüce Meclis iradesini öbür türlü kullanır da "Hiçbir şekilde Maliye Bakanlığının böyle bir yetkisi olmasın, herhangi bir değişiklik için buraya gelin." diyorsanız hayhay ama buna ben tek başıma karar veremem ama açık ve net olarak benim size karşı sorumluluğum, kamuoyuna karşı sorumluluğum herhangi bir konuda kafanızda soru işareti varsa tamamını en açık bir şekilde, bakın, en açık, en detaylarına kadar verdim. Devam edeyim size.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakan, bunlar yasal mı?

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Yasal, evet. Bütçe kanuna göre yapılıyor.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ama işte burası farkında değil. Yani kanun bütçe kanuna konduğu için yasal.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Bütçe kanuna göre, bütçe kanunu...

Değerli arkadaşlar, Sayıştay "Yasal değildir." demiyor, Sayıştay diyor ki...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Normalde, 5018'e aykırıdır biliyorsunuz.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Hayır, değil.

5018 bir kanundur, bütçe de ona göre yapılmış ama ona birtakım istisnalar getiren bir kanundur. Oturup 5018'i şimdi bu şekilde değiştirirsek o zaman 5018'e uygun olur ama bütçe kanununa uygundur. Bütçe de bir kanundur, burada bir aydan fazladır görüşülüyor, aşağıda da görüşülecek.

Bitireyim bu rakamları.

Bakın, değerli arkadaşlar, Sayıştay diyor ki: "Bu, kanuna uygundur." Sadece "Maliye Bakanlığı bunu başlangıç ödeneği üzerinden açıklamasın, bunu nihai rakamlar üzerinden açıklasın diyor." Ama bizim Bütçe Genel Müdürlüğümüz uzun bir süredir diyor ki: "Yok, kanunun maksadı budur." Ama, bakın ben ona rağmen, diyorum ki: Bundan sonra şeffaflığın bir gereği olarak ve 2015'in Ocağından itibaren biz rakamları Sayıştayın istediği gibi en detaylı, şu anda size okuduğum çerçevede açıklayalım. Bunların gizlisi saklısı yok değerli arkadaşlar.

Dolayısıyla, Adalet Bakanlığına mal ve hizmet için bu çerçevede 218,3 milyon lira, Jandarma Genel Komutanlığına mal ve hizmet için 114,7 milyon lira, Emniyet Genel Müdürlüğü için 173,9 milyon lira, Millî Eğitim Bakanlığına 541,2 milyon lira, Enerji Bakanlığı genel aydınlatmada yine ilave 200 milyon lira, Kültür Bakanlığına mal ve hizmet için 190 milyon lira, diğer ise 1 milyon. Yani toplamı açık ve net olarak... Bunlar, bir, Sayıştay denetimine tabidir, Sayıştaya her türlü detay verilmektedir. Sayıştaydan arkadaşlar buradadır. Burada sadece nasıl bunun açıklanacağına ilişkin soru işareti vardı, ben bugün itibarıyla 2013'ün bütün detaylarını size arz etmiş oluyorum. 2014'ün de rakamları kesinleşince 2015'in Ocağında da bunların bütün detaylarını kamuoyuyla ve sizinle paylaşacağım.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Bakan....

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Müsaade ederseniz bitireyim.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - ...silah alım satım harcamaları Sayıştay denetimi olarak bize de gelmiyor.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - O da dahildir ama size gelmiyorsa o...

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Hayır, güvenlik harcamaları yok.

BAŞKAN - Geliyor, geliyor.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Değerli arkadaşlar, Meclise geliyor.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bize gelmiyor, Meclisin içindeyiz biz.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şimdi, müsaade ederseniz, diğer tartışmalı bir konu, daha doğrusu gündeme getirilen bir konu.

Bütçe kanununda yer alan özel hesap uygulamaları. Bunu daha önceki toplantımızda da konuştuk ama madem tekrarlandı, ben tekrar size bilgi vereyim. Şimdi, bir kere önce şunu bilmekte fayda var: Bütün bu giderler bütçenin içindedir, bütçenin dışında değil. Bütün bu giderler Sayıştay denetimine tabidir, hiçbir şekilde Sayıştay denetiminin dışında değildir. Dolayısıyla, buralarda herhangi bir ihmalkârlık, bir istismar, bir yanlış kullanma, kanuna aykırılık söz konusuysa Sayıştay buradadır, buna ilişkin her türlü denetimi yapar.

Değerli arkadaşlar, bakın, burada önce rakamları vereyim, sonra bazı açıklamalarda bulunayım. Avrupa Birliği Bakanlığı (E) cetveli 81. AB İletişim Stratejisi öngörülmeyen faaliyetler için bizden 2,8 milyon lira para istemiş. Özellikle de Avrupa'da, muhtemelen... Bakanlık geldi, keşke bunun bütün detaylarını sorsaydınız, muhtemelen sormuşsunuz da. Yani böyle bir talep var ve bunun, yurt dışında bu türden ufak tefek, zaman zaman kampanyaların, harcamaların, Türkiye'nin bu türden çabalarını desteklemek için harcamaların 5018'e, Kamu İhale Kanunu'na tabi tutulması burada hakikaten işlevselliğini yitirtir yani kolay değildir. Aslında Avrupa'da bu türden ufak tefek rakamların tamamı kamu ihale rejiminin dışında, burada Kamu İhale Kurumu Başkanımız var, söylesin. Avrupa Birliği direktifine... Ya bu rakamları konuşalım.

Şimdi, Dışişleri Bakanlığı, zaman zaman yurt dışında yıl içerisinde bir temsilcilik açıyor. Öngörülmeyen bazı toplantılar yapıyor. Yani diyelim ki şimdi Sırbistan'la işte bir maçta, örneğin yapılan bir spor müsabakasında bir sorun yaşadık, bu sorunu çözmeye yönelik ilave bir çabaya gireceksiniz; gidip orada belki ilave birtakım toplantılar yapacaksınız önceden öngörülmemiş. Şimdi, bunun için yani Dışişleri Bakanlığına bizim bakın, 2015 tasarısında 2 milyon 650 bin lira para vermemizi eğer siz uygun bulmuyorsanız Komisyonun takdirine bırakıyorum arkadaşlar yani bunlar hakikaten, bu rakamları böyle... Rakamları bilmiyoruz dendi, bu rakamların hepsi açık. Bakın, 2014 yılında Avrupa Birliği Bakanlığına sıfır verilmiş, hiç verilmemiş. Bakın, yine, 2014'ün 25 Kasımına kadar Dışişlerinin bu çerçevede harcadığı toplam para 2 milyon 150 bin lira.

Şimdi, bakın, devam ediyorum Afet Acil Durum Yönetimi, uluslararası acil yardım, siz de takdir edersiniz ki Türkiye'de şu anda ciddi bir yurt dışından gelen misafirler var, uluslararası birçok sorun yaşanıyor ve AFAD'ın müdahalesi gerekiyor değerli arkadaşlar, bu Irak'da da olabiliyor, Suriye'de de olabiliyor, dünyanın başka bir ucunda da olabiliyor. Şimdi bu çerçevede bizden 5 milyon 250 bin lira ilave -bu çerçevede kullanılmak üzere- para istenmiş yani daha doğrusu bunu uygun görmüyorsanız çıkartalım.

Şimdi, bakın, Kalkınma Bakanlığı... Kalkınma Bakanlığımız geldi buraya. Bakın, söyleyeyim, bunun büyük bir kısmı öyle, İSEDAK üye ülkelere teknik ve mali destek... Bu yurt dışında yapılacak. Ne kadar? 8,4 milyon lira. Yine, Cazibe Merkezleri Destekleme Programı, 94,4 milyon lira. Bakın, SODES uygulamaları 231 milyon lira. Yine, İSEDAK toplantı giderleri 11 milyon lira. Şimdi, bakın, dikkat ederseniz bu rakamların önemli bir kısmı Kalkınma Bakanlığına ait.

Yine, Millî Eğitim Bakanlığı, ücretsiz ders kitabı, taşımalı eğitim, öğle yemeği ve engelli taşımak için 855 milyon lira... Yani bu toplam 1,2 milyarın 855 milyonu Millî Eğitim Bakanlığına bu çerçevede gidiyor ve son olarak da Türk Tarih Kurumu. Yakın dönem tarih araştırmaları için bizden bin lira istemiş, özü bu, bin lira, şu anda 2015 için konulan para bin lira.

Şimdi, değerli arkadaşlar, Dışişlerini mesela ben size örnek olarak anlatayım. Bakın, rakamların detaylarına giriyorum 2014 yılı için yeni temsilciliklerin kuruluş aşamasındaki giderleriyle önceden öngörülmeyen ve hazırlık için yeterli süresi bulunmayan uluslararası toplantı giderleri için 2 milyon lira yani 470 milyar liralık bütçenin 2 milyon lirası. Kıbrıs konusunda Bakanlık ve Lefkoşa Büyükelçiliğince yürütülecek çeşitli faaliyet giderleri için 550 bin lira. Yurt dışında...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Onu sormuyoruz Sayın Bakan."34-35 milyar bizim irademiz dışında harcanıyor." diyorsunuz. Şöyle yapalım, bütçenin yüzde 10'u kadarını Sayın Bakana verelim...

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Değerli arkadaşlar, şimdi, bizim idaremiz dışında diyorsunuz da...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - "Örtülü ödenek gibi" onun için diyorum.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Bir müsaade ederseniz örtülü ödenek gibi değil değerli arkadaşlar.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Maliye Bakanlığının örtülü ödeneği gibi.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Bakın, değil arkadaşlar, "gibi"si de yok. Hayır, hayır, lütfen yani bakın, yok öyle değil. Ben size bakın, şimdi burada irade dikkate alınıyor Meclisin iradesi bu tarafta da var. Şimdi, Meclis buraya bir kanun koyuyor, bir irade ortaya koyuyor ve Maliye Bakanlığına yedek ödenekten aktarımlar konusunda yetki veriliyor. Şimdi, verilmezse ben kullanamam arkadaşlar ama 2007'den beri böyle bir yapıyla bu iş gidiyor. Yurt dışında yürütülecek tanıtım faaliyetleri için Dışişleri Bakanlığı... Yani toplam bütün rakamları veriyorum ben size. 2013 yılında 3,5 milyon lira, 2014 yılında 5,5 milyon lira, 2015 yılında 2,6-2,7 milyon lira toplam bir Dışişlerinden bahsettiğimiz para. Şimdi, dolayısıyla burada değerli arkadaşlar, benim atladığım bir konu varsa arkadaşlar getirirler E cetveliyle ilgili olarak.

Şimdi, bu mükelleflerle ilgili konu sık sık gündeme geliyor, şunu bilmekte fayda var değerli arkadaşlar. Resen bizim terkin ettiğimiz yani sildiğimiz mükellefler var. Bakın, ben size müsaade ederseniz bir rakam vereyim. 2005 yılında başlamışız bu resen terkinlere, 2005 yılından bu yana gelir vergisi mükellefi olarak resen terkin ettiğimiz yani artık aslında mükellefiyeti sona eren 294.617 mükellef var. Bunu dikkate alırsak 2005 yılına oranla mükellef sayımız 407 binden fazla artmıştır. Bütün detayları vereceğim ben size. Şimdi, kurumlar vergisi, bakın 2005 yılında faal gibi görünen mükellef sayımız 593.166 ama bu dönemde 315.825 tane de mükellef terkini yapılmış. Bunu dikkate alırsanız aslında kurumlar vergisi mükelleflerindeki değişim bu dönemde yani 2005'ten bu yana 396.085 kişi yani dolayısıyla mükellef sayısında bir azalma olduğu iddiası doğru bir iddia değildir.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Azalma değil de yerinde sayıyor Sayın Bakanım, aynı yerinde sayıyor.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Bakın ben size kira beyannamesi yoluyla mükellef sayısının 500 binden yaklaşık neredeyse bu sene 1,5 milyona çıkacağını... Ona girmiyorum yani kira beyannamesi yoluyla artırılan mükellef sayısına hiç girmedim. Ben sadece hani 2005'ten bu yana temel alanlardaki mükelleflerden...

Şimdi, taşıt tasarruf konusu, bu nokta çok önemlidir. Rakam ne kadar küçük olursa olsun kamu vicdanı nezdinde bizim hakikaten rahatlama sağlamamız lazım. Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın şöyle bir durum var: Biz buradaki eleştirileri dikkate aldık ve gittik Bakanlar Kurulu kararını değiştirdik ve araba kiralamalarda yeni birtakım kısıtlar getirdik, yeni birtakım düzenlemeler yaptık. Yeni çıktı, Bakanlar Kurulu bundan bir ay önce falan çıktı ve burada biz dedik ki: Bakın, şoför hariç kiralamalarda aylık kira bedelinin taşıtın Türkiye Sigorta Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği tarafından yayımlanan motorlu kara taşıtlar kasko değer listesinde yer alan kasko değerinin yüzde 2'sini aşamayacağı... Bu, çok önemli şu anda gelip şikâyet ediyorlar biliyor musunuz biz buna sığdıramıyoruz. diye. Sığdıracaksınız. "Şoför dâhil kiralamalardaysa bu bedele yürürlükteki brüt asgari ücretin yüzde 50 artırımlı tutarının ilave edileceği, bu bedele idareler ve taşıt cinsleri itibarıyla yüzde 20 oranında artırmaya, eksiltmeye Maliye Bakanlığının yetkili olduğu..." Ben bunu artırmayacağım, onu da söyleyeyim. Dolayısıyla burada açık ve net olarak söylüyorum, biz burada çok ciddi bir düzenleme... Yeterli mi? Değil. O nedenle de bizim bir Taşıt Kanunu'muz var ve bu taşıt kanun tasarısı Başbakanlıkta duruyor. Neden diyeceksiniz? Başbakanlık ihmal ettiği için değil Kurumlardan görüşler alınacak ama bu görüşler noktasında herhâlde henüz bir anlaşma sağlanamadı ki buraya henüz gelmedi ama biz Maliye Bakanlığı olarak üzerimize düşeni yapmışız, taşıt kanun tasarısını hazırlamışız ve taşıtları çiple takip edecek ve istismarı, yanlış kullanımı engelleyecek düzenlemeleri içeren bir kanun tasarısı şu anda Başbakanlıkta bekliyor.

Şimdi, "Gelir uzmanlığı giriş sınavında yazılı sınav neden kalktı?" Kaldırılmamıştır arkadaşlar. Şimdi, birtakım yönetmelik değişiklikleri gündeme gelmiştir, değiştirilmiştir ama ben başından beri geçen defa da bu soru sorulduğunda açık, net olarak tavrımı koydum ve 28/12/2014 tarihinde yapılacak gelir uzmanlığı sınavında hem yazılı olacak hem sözlü olacak, eskiden nasılsa öyle olacak ve benim dönemimde nasılsa öyle devam edecek. Dolayısıyla orada en ufak bir tereddüt yok.

Şimdi, taşıt sayıları... Değerli arkadaşlar, bakın, 96.501 tane taşıt var. En son 30/06/2014 tarihli bana verilen rakam. Bu araçların 36.269'u Emniyet Genel Müdürlüğüne aittir. Şimdi, Emniyet Genel Müdürlüğünde bu taşıtlar kullanılıyor, eskiyecek, bunların yüzde 10'unun her yıl değişmesi yani her on yılda bir Emniyet Genel Müdürlüğünün taşıt değiştirmesini siz makul görüyor musunuz, görmüyor musunuz? Tabii ki değişecek arkadaşlar.

BAŞKAN - Amortisman süresi bu kadar.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Yani siz biliyorsunuz yani bir on yıl sonra hele özellikle sürekli kullanılan taşıtlar yani kamuda da böyledir ama özellikle Emniyet Genel Müdürlüğünde. Şimdi, bu birinci konu. Bu, yüzde 38'ine tekabül ediyor, elimizdeki taşıtların. 11.950 tanesi Millî Savunma Bakanlığı... Yüzde 12,5'una yakın bu. 7.249 adeti Jandarma Genel Komutanlığına... Bu da yüzde 7,5. Yani, yüzde 7,5; 12,5'u da eklerseniz etti neredeyse yüzde 20. Yani, yüzde 58'i emniyet ve güvenlik birimlerine aittir arkadaşlar. Yani, olmasın diyorsanız burada tartışalım. On yılda bir yenilenmesin diyorsanız hayhay, tartışalım ama yani bunlar Türkiye'nin gerçekleri.

Şimdi, 5.375 adeti Sağlık Bakanlığına ait, yüzde 5,6. 4.437 adeti Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına ait, yüzde 4,6'sı. 4.372 adeti Millî Eğitim Bakanlığına ait, yüzde 4,5'u. 3.533 adeti Orman Genel Müdürlüğüne ait, yüzde 3,7'si. 3.429'u üniversitelere ait, yüzde 3,5'u. 19.887'i adeti Maliye Bakanlığı dâhil olmak üzere bütün diğer kurumlara ait.

Şimdi, gönül ister ki hiç olmasın ama bunların içerisinde kamyon da var, pikap da var. Ya, bunların hepsi binek araçları değil ama polisin kullandığı, jandarmanın kullandığı yani bunların önemli bir kısmı binek araç türünde. Dolayısıyla, işin özü bu.

Şimdi, değerli arkadaşlar, detaylarını da vereyim: 2015 yılında 8.417 araç alınacaktı. Bunun ne kadarı binek, ne kadarı başka kalemler, onlara da girelim. Bakın, binek araç 2.178, otobüs 242, kamyon 105, pikap 963, ambulans 1.434, panel 1.840, minibüs 643, diğer -artık neyse onlar- 1.012. Yani, dolayısıyla buradaki araçların önemli bir kısmı yani bunun dörtte 1'i binek, geriye kalanların önemli bir kısmı aslında arazide, orada burada kullanılan araçlardır, gerçekten kamunun ihtiyaç duyduğu ambulans vesaire gibi araçlardır.

Arkadaşlar getirmediler ama ben geçen gün baktım, bütün bu bina kiralamaları için, araç kiralamaları için vesaire için harcanan paranın bütçe içerisindeki payının kontrol altına alınmasına yönelik biz bu sene yani 2015 yılı için çok ciddi bir çaba harcadık. Ben söyledim az önce, dedim ki: "Deflatör kadar artsaydı ne kadar artardı, deflatör kadar artmadığına göre -çünkü biz deflatörün çok altında artırdık- yıllık tasarruf ne kadar?" Çünkü bu da güzel bir soruydu, değerli bakanımız sordu. Yani, bu, özellikle cari harcamalara ilişkin olarak bu türden, hani kamuoyu nezdinde "Acaba tasarruf yapılabilir mi?", "İsrafa mı gidiliyor?" şeklinde soru işaretlerinin olduğu kalemlerde arkadaşlar getirirlerse ona da tabii ki cevap vereceğim.

Bakın, arkadaşlar 2009'la bir karşılaştırma getirmişler. 2009 yılında 190 milyar 628 milyon lira olan cari harcamalar deflatör oranında artırılmış olması hâlinde 2014 yılında 363 milyar 227 milyon TL olacakmış. Buna karşın 2014 yılı cari harcamaları yıl sonu harcama tutarı ise 342. Dolayısıyla, burada ciddi bir şekilde yani 20 milyarın üzerinde ama bu 2009'dan beri herhâlde ben 2009 Maliye Bakanı olduğum için oradan itibaren getirmişler ama sonuçta yine de deflatöre göre 20 milyarın üzerinde bir tasarruf sağlanmıştır.

Ek süre vereceksiniz değil mi?

BAŞKAN - Tabii ki Sayın bakanım, buyurun, bir on beş dakika daha şey yapalım.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şimdi, yanlış hatırlamıyorsam Sayın Akçay "İthalde alınan KDV'de acaba bir tutarsızlık var mı?" diye konuyu gündeme getirdi.

Şimdi değerli arkadaşlar, biz BOTAŞ'ın cari dönem ödemelerini dikkate alan bir hesapla yaparsak aslında artış yüzde 11,3. İthalattaki artış, kurdaki artışı dikkate alırsak bunun aslında son derece temkinli bir rakam olduğunu da göreceksiniz. Dolayısıyla, yüzde 14,5'luk artışın içinde aslında bazı kurumların, özellikle burada tabii BOTAŞ'ın ithal ettiği doğal gaz üzerinden KDV ödemleri var. Bunun cari dönem tahsilat hususlarını dikkate alırsak buradaki artış son derece makuldür. Şimdi, diyeceksiniz ki bir varsayım yaptınız, BOTAŞ'ın ödeyeceği varsayımını yaptınız. Doğrudur çünkü doğal gazda bir fiyat ayarlaması yapıldı, fiyat artışına gidildi. Dolayısıyla, muhtemelen öder diye düşünüyoruz yani özü bu, yoksa burada bir tutarsızlık yok.

Şimdi, yine, yanlış hatırlamıyorsam faiz giderlerine ilişkin bir husus gündeme getirildi. Doğrudur, siyaseten dönem dönem ben de kullanıyorum, hatta buna ilişkin bazı yerlerde hani basit olsun diye çıkıyorum diyorum ki: "100 liranın 86 lirası faize gidiyordu vergi gelirlerinin, şimdi 100 liranın 14 lirası." Doğrudur, kullanıyoruz, kullanmak da lazım. Şimdi değerli arkadaşlar, ama yani şöyle -siz de kullanın- milyar lira olarak bakarsanız enflasyonu dikkate almamış olursunuz. Bu ülkede enflasyon tek haneye inse bile 2002'den bu yana birikimli enflasyon yüzde 170'in üzerindedir yani bunu siz de biliyorsunuz, ben de biliyorum. Şimdi, 2002 yılında, bakın, millî gelire oran olarak biz millî gelirin yüzde 14,8'ini faize ödüyorduk, geçen sene yüzde 3,2'ye düştü, bu sene muhtemelen yüzde 3 civarı bir şeydir. Yani, 1983'ten beri en düşük düzeye inmiş. Faiz giderlerinin gerek, işte, ne bileyim, bütçe içerisindeki payı, millî gelir içerisindeki payı, efendim, vergi gelirleri içerisinde... Mesela, faiz giderlerinin bütçe içerisindeki payı 2002'de yüzde 43,2'ydi, yüzde 12,2'ye düşmüş geçen sene, bu sene muhtemelen daha da düşebilir. Ha, bunun düşmesi iyi bir şeydir. Bu memlekette bundan kaynaklanan ilave imkânı -çok şükür bugün Türkiye sağlığına, eğitimine ve bütün diğer alanlara harcıyor, bu güzel bir şeydir- İnşallah bu düşük faiz dönemini hep beraber mali disiplini koruyarak devam ettiririz ve Türkiye kaynaklarını faize değil, daha fazla kaynağını oran olarak bütün yatırıma ve diğer alanlara şey yapar.

Fiyat farkına ilişkin biz buraya bir tasarı getirdik mi değerli arkadaşlar, ben getirdim mi? Yok. Peki, burada gelip biz burada "Efendim, bu doğrudur, mutlaka yapılması gerekir." diye bir şey biz söyledik mi? Hayır. Yüce Meclisin takdirinde olan...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Kamu İhale Kurumundan arkadaşlar gelip...

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Kamu İhale Kurumu gelir, siz soru sorarsınız, fikirlerini söyler.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Siz de siyasi sorumlusunuz.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Tabii, ben siyaseten, ben yine sorumluluğumu kabul ediyorum. Bizim parti grubumuz bunu bir sorun oarak görmüştür. Bu sorunu çözmek için yapmıştır ama şu da bir gerçek bakın: Şimdi siz düşünün, Maliye Bakanlığının ne yapacağını öngörmüyorsunuz, siz bir işi almışsınız, o işin yüzde 75-80'i mazottur yani örnek olarak, gider; birden bire Maliye Bakanlığı o sene, 2012'de diyelim ki gelmiş ÖTV'yi artırmış, siz bunu dikkate almamışsınız. Şimdi, bu tartışılır bir konu arkadaşlar, hak hakkaniyet konuşuyorsak yani...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Şimdi bize de maaş iadesi yapacak mısınız? Biz de ödüyoruz mazot, biz de gidip geliyoruz; o zaman yani kusura bakmayın, bize de yapmanız lazım, yatırımcı onu düşünecek yani.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şimdi, değerli arkadaşlar, yani şunu anlatmaya çalışıyorum: Yüce Meclis bunu bir sorun olarak görmüş, bu yönde takdirini kullanmış ve bizim bu yönde herhangi bir dâhlimiz olmamıştır. Dolayısıyla, biz burada ilkesel olarak...

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Tasarının içinde vardı.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Tasarı değil arkadaşlar, teklif olarak buraya geldi.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Tasarının içinde, tasarının içinde.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Değildi arkadaşlar.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Torba tasarıydı, içine getirdi de Kamu İhale Kurumu getirdi.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Tasarının içinde geldi ve sizin imzanız vardı.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Neyse.

Şimdi, özelleştirmeyle ilgili bir soru vardı. 2015'te 8,7 milyar lira öngörüyoruz.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir de bir şey daha söyleyeyim.

BAŞKAN - Arkadaşlar...

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Ben buradayım arkadaşlar, devam ederiz.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Kamu İhale Kurumuna sorduk, sunum yaptı.

İkincisi: Siz Bakan olarak bu konularda şeffaf cevap verdiğiniz için diyorum. Burada tamam, uzlaştık, Komisyonda reddettiğiniz şeyin böyle korsan gibi aşağıdan geçirilmesi diye de bir cümle söylediniz. Siz bu Hükûmetin vicdanısınız, onun için size soruyorum.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şimdi değerli arkadaşlar, ama aşağıda bir takdir yetkisi kullanılmış. Yani, grubun tabii ki burada bir yetkisi, ben saygı duyuyorum.

Neyse arkadaşlar, ben gereken açıklamayı yaptım, müsaade ederseniz...

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bir saniye, burası çok önemli.

BAŞKAN - Onu grupta sorarsınız arkadaşlar ya, hepsini burada...

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Ya arkadaşlar, buradayız daha.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Sayın Bakanım, müsaade ederseniz çok önemli bir noktaya geleceğim. Şimdi biz burada defalarca söylemişiz şu şu hususu Sayın Bakanım. Buraya tasarı geldiği zaman teklifle o tasarıya bir ekleme yapamazsınız.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Ben torba tasarılarını doğru bulmuyorum arkadaşlar.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Söyledik mi söylemedik mi?

BAŞKAN - Arkadaşlar, bakın, Sayın Zozani, teşekkür ederim; biliyorsunuz, Sayın Bakan görüşünü söylüyor bu konuda ama daha fazlasını...

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şimdi bakın arkadaşlar, iki şeyi karıştırmayalım. Bir bakanlıkla ilgili olarak, mesela diyelim ki vergilerle ilgili olarak buraya bir torba getirilirse ben bunu torba olarak addetmem, muhtemelen sizin de addetmemeniz lazım çünkü vergilerle ilgili bir bütünlük içerisinde bir düzenleme, 5018'le ilgili veya Maliyenin diğer alanlarıyla ilgili bir bütünlük arz eden bir tasarıyı biz getirirsek ben bunu torba olarak görmem ama oturup bir sürü değişik alanlara ilişkin düzenlemeleri torba... Bu torbaların getirdiği sıkıntılar var ve bunu birebir biz yaşıyoruz. Torba burada kaç madde olarak geliyor, sonra kaç madde olarak çıkıyor, bunun kontrolü, bunu şeyi. Onun için, prensip olarak ben önümüzdeki dönemlerde Maliye Bakanı olarak... Hatırlarsanız ben torbayla başlamıştım bu komisyona yani ben Bakan olmadan önce 2 tane...

ADNAN KESKİN (Denizli) - Eyvah, öncülüğünü siz mi yaptınız Sayın Bakanım?

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Hayır, 2 tasarı vardı burada, ben geldim, oturdum. Siz yoktunuz Sayın Keskin.

BAŞKAN - 6111'le başladı Sayın Bakan.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Ya, bir saniye arkadaşlar.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bir şey söylemiyoruz. Bunu, İç Tüzük'ün 35'inci maddesine aykırı olarak yaptığı iş ve işlemlere karşı olduğunuzu ifade ettiğiniz için önemsediniz.

BAŞKAN - Ya, tamam da "önemsediniz" diye niye yükleniyorsunuz? Sayın Bakan görüşünü söyledi.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Yüklenmiyorum.

BAŞKAN - "Genel Kurulda niye eklendi?" Genel Kurulda Sayın Bakan mı ekledi yani?

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Sayın Bakanın itirazını görünür kılıyoruz.

BAŞKAN - Tamam, teşekkür ederiz.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şimdi, değerli arkadaşlar şöyle: Torbanın getirdiği...

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Bakan, bu 8,7 milyar özelleştirmede hangi kurumlar belli mi?

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Efendim.

MUSA ÇAM (İzmir) - 8,7 milyar özelleştirmeden bekliyoruz 2015'te...

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Onu söylememiz çok zor olur, o şu anlama gelir: Biz hangi kurumu kaça satacağımız iması olur, ben onu sana söyleyemem.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - İyi projeksiyon yapmışsınız.

BAŞKAN - Tahmini olarak o.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Ya, arkadaşlar lütfen...

Şimdi, "Devlet, özel sektör dağıtım şirketlerinin tahsilatçısı mı?" Ya, arkadaşlar, bir müsaade ederseniz... Şimdi yoksa bu bitmez.

Şimdi, değerli arkadaşlar, sadece bir hususu ifade edeyim. Şimdi, bakın, özel sektör dağıtım şirketleri elektriğin vatandaşa ulaştırılması ve tahsilatı noktasında aslında bir aracılık yapıyor. Devlet, daha önce bu dağıtımda ve tahsilatta etkin olmadığı için, demiş ki: "Bunu özel sektör eliyle yaparsam kayıp kaçakların önüne geçerim; tahsilatı artırırım, finansman yükünü özel sektöre şey yaparım, daha verimli çalışırım." diye düşünmüş ve bu şekilde bu dağıtım şirketlerinin işletme hakkını özel sektöre devretmiş.

Şimdi, özel sektörün topladığı elektrik paraları özel sektör firmasına gitmiyor -müsaade ederseniz anlatayım- sadece yüzde 3,49'u yani topladığı her 100 liralık elektrik parasının sadece 3,49 kuruşu şirkette kalıyor, geriye kalanın tamamı kim elektriği üretiyorsa -ki bu devletse devlet, özelse özel, o şebekeye kim elektrik veriyorsa- ona gidiyor değerli arkadaşlar. Hatta, biz bu firmalara hedef vermişiz, demişiz ki, örnek olarak söylüyorum: "Bu sene kayıp kaçak oranı yüzde 20, önümüzdeki işte, on yıl içerisinde veya beş yıl içerisinde siz bunu yüzde 10'nun altına indireceksiniz." İndirmediği zaman, o farkı kendi cebinden ödemek zorunda. Yani, dolayısıyla, bu hususa bu çerçevede bakmakta fayda var.

Şimdi, özelleştirme uygulamaları 61,2 milyar ama özelleştirme gelirleri -demek ki henüz gelmeyenler var- yaklaşık 51,8 milyar dolar. Bunun 35,4 milyar doları doğrudan doğruya Hazineye gönderilmiştir. Yine, 10,9 milyar doları özelleştirme kapsamında olan şirketlere sermaye ve borç transferi olarak aktarılmıştır, geriye kalan yine, 4 milyar doları ilgili kuruluşlara aktarılmıştır, diyelim ki mesela, "TEDAŞ'ın EÜAŞ'a borcu vardır, TEDAŞ'ın satışından bir gelir gelmiştir, özelleştirme onu TEDAŞ'a vermiştir, onu EÜAŞ üzerinden o tahsilat yapılmıştır." şeklinde birtakım çabalar var. Yani, özü itibarıyla şunu anlatmaya çalışıyorum: Rakamların tamamı burada.

Şimdi, bu vergiye ilişkin çok eleştiri geldi. Eleştirileri biz zaten, burada sık sık beraber konuşuyoruz. Aslında, yani konuya aşağı yukarı vâkıfız ama bir daha hatırlatmak açısından... Çünkü Sayın Kaplan olsun, diğer arkadaşlarımız olsun bu husus üzerinde çok durdular. Hatta, Sayın Kaplan yanlış hatırlamıyorsam, geçen seansta neredeyse "Kenan Evren daha vicdanlıydı." gibisinden bir şeyler...

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Vicdanlıdır, yine söylüyorum, yine iddia ediyorum. Parti grupları Hazine yardımı alıyordu, sizin iktidarınız bunu kesti; sizden daha vicdanlıdır.

BAŞKAN - Sayın Kaplan...

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Ben onu adaletli buluyorum.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Ben sizi dinledim, şimdi müsaade ederseniz ben cevaplar veriyorum.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Çok açık yani yedi senedir buradayım.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - KDV gibi en önemli dolaylı vergi zaten 1980'den sonra geldi Türkiye'ye.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Hazine yardımdan bahsedin.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Ya, Hazine yardımına geleceğiz, o konuya da geleceğiz.

Şimdi, bakın ama siz dolaylı vergiler üzerinden bir yorum yaptınız. Değerli arkadaşlar, yorumu yapalım ama dolaylı vergilerin, en temel kaleminin KDV'nin yani Evren döneminden çok sonra geldiğini Sayın rahmetli Özal'ın, işte Avrupa'dan bu sistemi Türkiye'ye getirdiğini, modern bir uygulama olarak 1985 yılından itibaren... Yani bunu bir de şey yapalım.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Dolaylı vergilerin yüzde 39'u Evren zamanında, sizde 69.

BAŞKAN - Arkadaşlar, yoktu ki yani yoktu öyle bir vergi.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Ben "dolaylı vergiler" diyorum.

BAŞKAN - En önemlisi de zaten "KDV" diyor Sayın Bakan.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Tamam, en önemli dolaylı vergi KDV değil mi arkadaşlar, ÖTV değil mi?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Doğal gazda, elektrikte, sigarada, alkolde, her şeyde dolaylı vergi var.

BAŞKAN - 1985'te bu kanun çıktığında Kenan Evren gene Cumhurbaşkanıydı, onun da imzası var zaten merak etmeyin.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Türkiye'de toplam vergi yükü yüzde 27,7 millî gelire oran olarak. Bunun içinde sosyal güvenlik primleri var, belediyelerin topladıkları vergiler var, merkezî hükûmetin topladığı vergiler var. Bunun dağılımına gelince, gelir ve kazanç üzerinden alınan vergilerin millî gelire oranı yüzde 6; sosyal güvenlik primlerinin millî gelire oranı yüzde 7,5; mülkiyet üzerinden alınan vergilerin oranı yüzde 1,2; mal ve hizmet üzerinden alınan vergilerin oranı yüzde 12,5; diğer bütün vergilerin gayrisafi yurt içi hasılaya oranı yüzde 0,5. Şimdi bunları OECD'yle karşılaştıralım, OECD'de dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içerisindeki payı -2012 yılının rakamları çünkü o bütün OECD ülkeleri ortalaması bulmak için 2012 rakamlarını kullanıyorlar- yüzde 32,8. Türkiye'de yüzde 45. Bakın, bütün sosyal güvenlik primleri, vergiler vesaire. Dolayısıyla, Türkiye'de yüksek. Dolayısıyla, o "yüksek" eleştirisini kabul ediyorum. Ama, acaba niye yüksek? Hep söyledik, bu dolaylı vergilerin çok yüksek olmasından daha ziyade dolaysız vergilerin nispeten düşük olmasından. Mesela, rakamı vereyim ben size. Bakın, şimdi OECD ülkelerinde dolaylı vergilerin millî gelire oranı -OECD ülkelerinin toplamının ortalaması, 34 ülkeden bahsediyoruz- yüzde 11,1. Avrupa Birliği 28 üyesinin tamamında dolaylı vergi gelirlerinin millî gelire oranı yüzde 13,3. Türkiye'de toplam dolaylı vergi gelirlerinin millî gelire oranı yüzde 12,5 yani Türkiye Avrupa Birliği ortalamasıyla OECD ortalaması arasında bir yerde. Yani, biraz yüksek OECD'ye göre ama Avrupa Birliğine göre düşük. Bizim sorunumuz ne? Bizim sorunumuz şu: Bakın, dolaysız vergilerin gayrisafi yurt içi hasılaya oranı OECD ülkeleri ortalamasının yüzde 23,4; Avrupa Birliği ortalamasının yüzde 26,1 -sosyal güvenlik primleri buna dâhil arkadaşlar, belediyeler dâhil- Türkiye'de yüzde 15,2; sorunun nerede olduğunu görüyoruz.

Şimdi, Sayın Berber aslında güzel bir öneride bulundu. İnşallah önümüzdeki dönemde bu Komisyona nasip olur ve burada biz ispat yükümlülüğünü Maliyeden, idareden alır, mükellefe veririz Anglosakson ülkelerde olduğu gibi. Şimdi Sayın Keskin "hayır" diyor. Şimdi, arkadaşlar, bakın, şu anlamda diyorum.

Şimdi, değerli arkadaşlar yani siz performans istiyorsanız, performansın sihirli formülünü de istiyorsanız ben size sihirli formülü söylüyorum: Anglosakson ülkelerinde olduğu gibi... Çünkü o standartta istiyor muyuz? O standartta da şeffaflık istiyorsunuz benden değil mi? O standartlarda benden işte, bütün ülkeler için bütün hesap verilebilirliği istiyorsunuz değil mi? Ben de âlâsını istiyorum ve takdir ediyorum ve saygı duyuyorum, çok teşekkür ediyorum böyle bir yaklaşımınız için. O zaman da siz de bana...

MUSA ÇAM (İzmir) - Sizde sorumluluk...

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Bir saniye...

...siz de Maliye Bakanlığına... Anglosakson ülkelerindeki gibi müeyyideleri ve teknikleriyle birlikte o düzenlemeleri yapalım o zaman, şey yaparız, o zaman hesap vereyim ben size.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Yani, Sayın Bakan, bizim...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Dolaylı vergilere...

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şimdi, bir saniye arkadaşlar yani ben devam edeyim.

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, bakın, biz burada, Sayın Bakanım...

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Benim vergiyle...

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Tamam, geleceğim size, geleceğim.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Nerede yüzde 37 dolaylı vergi? 2013'te yüzde 69, ABD'de yüzde 27, Almanya'da yüzde 28.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Ben size "Rakamlar yanlış." dedim mi?

BAŞKAN - Sayın Kaplan...

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Diyorsunuz ki: "Kenan Evren'in zamanında KDV yoktu." Ben size dolaylı vergi konusunda alınan rakamları söylüyorum. İşçiden, emekçiden alıyorsunuz yüzde 69'u.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Müsaade edersiniz...

BAŞKAN - Sayın Bakanım yani bir on beş dakika daha veriyoruz, lütfen sorulara...

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Ama, işte müdahaleler var.

BAŞKAN - Sayın Kaplan...

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Bakan, az kazanan çok ödüyor; çok kazanan az ödüyor.

BAŞKAN - Tamam, "Onu düzeltelim." diyor hep birlikte.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Onu düzeltelim, beraber düzeltelim.

BAŞKAN - Sayın Bakan "düzeltelim" diyor arkadaşlar, bunda itiraz edecek bir şey yok ki.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Kenan Evren zamanını örnek verdi.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Bakan açılımcı bakan olsaydı, onu da...

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şimdi, değerli arkadaşlar...

BAŞKAN - Tamam, "düzeltelim" diyor Sayın Bakan arkadaşlar. Lütfen ya...

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Benim hafızam bu noktada, hepsi önümde böyle, ben konuşurken not çıkarırım, öyle konuşurum, bunun da teyidini isterim.

BAŞKAN - Müsaade edin de...

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Bakan 1980'de bunun böyle olmadığını söylesin.

BAŞKAN - "1980'de öyleydi çünkü KDV yoktu." dedi Sayın Bakan ya.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Ben Dolaylı vergiler 80'de...

BAŞKAN - KDV dolaylı vergi değil mi?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Ben soruyorum...

BAŞKAN - KDV dolaylı vergi değil mi? Sayın Bakan da...

HASİP KAPLAN (Şırnak) - KDV, ÖTV, hepsi bunun içine giriyor.

BAŞKAN - Yoktu o zaman, yoktu o zaman.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Vardı, akaryakıt, Tekel...

BAŞKAN - Ne vardı? İstihsal vergisi vardı.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Yapmayın...

ÖNDER MATLI (Bursa) - Sayın Bakanım, iki dakika gitti.

BAŞKAN - Arkadaşlar, Sayın Kaplan lütfen...

Sayın Bakanım, siz...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkan yeniden uzatacakmış.

BAŞKAN - Uzatmayalım, Sayın Bakanımıza müsaade edin de...

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Diğer vergiler, damga vergisi var, bilmem ne vergisi var...

BAŞKAN - Sayın Kaplan, siz iktidar olunca hepsini değiştirişiniz.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bizim iktidarımızda bunlar kalkacak.

BAŞKAN - Tamam, çok güzel.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Kurumlar vergisi de yüzde 30'a çıkacak, 25'ten 30'a.

BAŞKAN - Sayın Kaplan, müsaade et de Sayın Bakan açıklama yapsın ya.

Buyurun Sayın Bakan.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şimdi, bakın değerli arkadaşlar; ben bütün gün sizleri saygıyla dinledim.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Dinlediniz ama verdiğiniz rakam şoke etti, ben beklemiyordum Sayın Şimşek.

BAŞKAN - Sayın Bakan...

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Ben bir şey söylemedim ki, ben sadece "1980'de KDV yoktu." dedim. Var mıydı 1980'de arkadaşlar?

BAŞKAN - Dolaylı vergilerin en önemli kalemi KDV.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - 80'de yüzde 37 mi diyelim...

BAŞKAN - Evet doğru, öyle.

ÖNDER MATLI (Bursa) - Hasip Bey, Kenan Evren'in ne kadar insaflı olduğunu bütün millet biliyor. Bunu tartışmaya açmaya gerek yok.

BAŞKAN - Kenan Evren'in ne kadar insaflı olduğunu şimdi Hasip Kaplan'dan öğreniyoruz.

Hasip Bey, teşekkür ederiz.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bırakın da Sayın Bakan konuşsun.

BAŞKAN - Arkadaşlar lütfen, evet.

Buyurun Sayın Bakan.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şimdi, değerli arkadaşlar, 2014 yılına ilişkin kamu görevlilerinin tabii ki mali ve sosyal hakları toplu sözleşmeyle belirlendi. Bu toplu sözleşmeye göre, yani ben bütün detayları vereyim müsaadenizle: 0,7 oranda bir önceki altı ayın enflasyon zammı vardı. Enflasyon zammı üzerine brüt 175 liralık artış sağlandı. Ayrıca, sayısı 800 binin üzerinde yani bugün itibarıyla 860 bini bulan yani memurların neredeyse üçte 1'ini oluşturan öğretmenlerimize ilave 150 liralık artış sağlandı. Bakın bunu dikkate almazlık yapamayız. Yani 150 liralık bu normal artışa oranla öğretmenlerimize ilave bir artış sağlandı. Ayrıca, geçici personelin yani 4/C'nin ücretlerinde brüt 350 liralık artış sağlandı ve ilk defa aile yardımı ödeneği getirildi ve bazı hizmet kollarına ilişkin yine mali ve sosyal haklarda birtakım artışlar oldu.

Şimdi, 2014 yılında toplu sözleşmenin içeriği buydu ve bu toplu sözleşmeyle en düşük memur maaşı yüzde 8,3 arttı. Bu, enflasyonun bir miktar altında yani enflasyon, Merkez Bankası "8,9 olur." diyor, 9,4 diye bir OVP'de koyduk ama sonuçta bir miktar altında olabilir ama değerli arkadaşlar, toplu sözleme kapsamında bu toplam memurlar için böyle ama öğretmenlere özellikle büyük oranda yani ilave bir, seyyanen bir artış var. Yine, 4/C'lilere 350 liralık seyyanen bir artış var.

Şimdi, bunu dikkate almadan biz 2014'ü değerlendiremeyiz. Bakın, 2014 yılında ortalama memur maaş artışı yüzde 8,5. Yeni göreve başlayan öğretmen maaşı yüzde 14,4 arttı. En düşük memur emekli aylığı yüzde 12,8 artmıştır. 5'inci dereceden emekli olan bir memurun ikramiyesi yine yüzde 12,4 oranında artmıştır.

2014 yılı on aylık TÜFE yüzde 8,45'tir ama -dediğim gibi- yıl sonu itibarıyla belki bir miktar altında genel anlamda kalabilecektir.

Şimdi, 2003 Ocak-2014 Ekim dönemine baktığımız zaman ise en düşük memur maaş artışı yüzde 417, ortalama memur maaş artışı yüzde 306,2; aile yardımı ödeneği hariç en düşük memur maaş artışı yüzde 382,1; ortalama memur maaş artışı ise yüzde 295,1; en düşük memur emekli aylığı ise yüzde 248,4 oranında yani bu dönemde TÜFE yüzde 182,3 artmıştır. Yani birçok artış neredeyse TÜFE'nin yaklaşık 1,5-2 katı oranındadır. Reel olarak maaşı artmayan -bakın şurada bir tablo var- bir tek kesim vardır memur emekliler arasında bir tek kesim onu da söyleyeyim size: En yüksek memur maaşı reel olarak, AK PARTİ hükûmetleri döneminde en yüksek memur maaşı -bu, müsteşara denk geliyor- yüzde 7,2 azalmıştır. En düşük memur maaşı ise reel olarak yüzde 83 artmıştır. Millî gelirdeki reel artış bu düzeyde değildir. Ortalama memur maaş artışı reel olarak yüzde 45,1'dir. Bir tek reel olarak azalan -burada rakamlardan söylüyorum- en yüksek memur maaşıdır.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Kamu işçisinin maaşı düşüyor.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şimdi, geleceğim ben.

İsterseniz, emeklilerden de bahsedelim, mesela: Brüt asgari ücret reel olarak yüzde 60,1 artmıştır; net asgari ücret reel olarak yüzde 71,3 artmıştır. SSK emekli aylığı reel olarak yüzde 44,3 artmıştır. Tarım BAĞ-KUR emekli aylığı reel olarak yüzde 241 artmıştır. Esnaf BAĞ-KUR emekli aylığı reel olarak yüzde 102 oranında artmıştır. Memur emekli aylığı -az önce de söyledim- reel olarak yüzde 23,4 artmıştır. 65 yaş aylığı reel olarak yüzde 105 artmıştır. Şeref aylığı reel olarak yüzde 43 artmıştır. Muhtar aylıkları reel olarak yüzde 217 artmıştır. Geçici köy korucusu reel olarak yüzde 44 oranında... Bunun gibi birçok rakam var.

Şimdi, kamuda çalışan işçilere gelince -doğrusu onun rakamları yanımda yok ama- onlar da hep toplu sözleşmeler çerçevesinde yapıldığı için yani benim o konuda oturup hani enflasyona uyarlayalım...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - 2015 programı 132'nci sayfa, endeksler var.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şimdi, sadece endeksler üzerinden gidemeyiz arkadaşlar.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Niye gidemeyiz?

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şimdi ben size, burada bu rakamların isterseniz nominal rakamlarını vereyim, reel artışlarını vereyim, nominal artışlarını vereyim.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ben de size bunu göndereyim.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Hayır hayır yani tablo burada, bunun tamamını dağıtayım.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - İşveren sendikaları hazırlamış.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şimdi, devam edeyim.

Bütçe gider artışı: Bakın, personel giderlerinin bütçe içerisindeki gider artışı 2002'de yüzde 18,4; 2003'te yüzde 20,4. 2015 yılında bu oran yüzde 29,7'ye ulaşacak. Yani bizim belediyeler için koyduğumuz yüzde 30'u aşmama kuralının hemen eşiğinde.

BAŞKAN - Limitinde.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şimdi, faiz hariç bütçe giderleri içindeki payı -arkadaşlar onu da çıkarmışlar- 2002 yılında yüzde 32,3; 2015 yılında bu oran yüzde 33,5'e ulaşacak. Dolayısıyla, yani faiz hariç de olsa, dâhil de olsa aslında bütçe içerisindeki payı personel giderlerinin bir miktar da olsa... Mesela, gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payına bakalım, millî gelir içerisindeki payına: Bakın, millî gelir içerisindeki payı 2002 yılında yüzde 6,26; 2013'ün kesinleşen rakamı yüzde -yanlış hatırlamıyorsam- 7,2; 2014 yılında yüzde 7,3; 2015 yılında yine yüzde 7,2 olarak öngörülüyor ama muhtemelen de bütçe aşımı olabileceği için yüzde 7,3'ün altında olmaz.

SÜMER ORAL (Manisa) - Personel sayıları ne olacak?

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Ee tabii ki ona da bakmamız lazım ama o zaman emekli olanların da sosyal güvenlik üzerinden aldıklarını da hesaba katmamız lazım. Sosyal Güvenlik Kurumuna bizim 80 milyarın üzerinde para aktardığımızı da dikkate almamız lazım. Yani tabii ki bu rafine çalışmayı yapabiliriz ama şu bir gerçek arkadaşlar, tabii ki biz personelimizi, kamu çalışanımızı, kamu hizmetlerinin kalitesini artırmak için, vatandaşa iyi hizmet vermek için tabii ki artıracağız imkânlar çerçevesinde. Ama şunu da görelim: Bugün arkadaşlar getirsinler, Sosyal Güvenliğin ödediği ücretler ile bizim bütçeden ödediğimiz ücret toplamı muhtemelen, 2015 yılı için mesela rakamı getirdiler bana, 290 milyar lira yani 290 katrilyon.

Şimdi, bunu bir de yatırımlarla karşılaştıralım, örnek olarak söylüyorum, bizim merkezî bütçeden yatırımlar için transferler, şunlar bunlar dâhil olmak üzere muhtemelen 50 milyar civarında bir rakam olacak yani 6 katını biz maaşa harcıyoruz neredeyse. Anlatabiliyor muyum size? Dolayısıyla, arkadaşlar, bu dengeyi gözetmemiz lazım ve bu dengeleri gözetmezsek... Yani biz tabii ki hizmet kalitesini artıralım, tabii ki daha çok öğretmen alacağız, daha çok sağlıkçı alacağız ama şunu da söyleyeyim, yani açık söyleyeyim, bazı alanlarda da biz Avrupa Birliği ortalamasını geçtik, oralarda da eleman almamamız lazım. Dolayısıyla bu çerçevede olaya bakmamız lazım.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, Credit Suisse, uluslararası bir banka, yatırım bankası. Bunlar, her sene bir rapor yayınlıyorlar yani İngilizcesi de Global Annual Wealth Report yani global yıllık servet raporu. Şimdi, bu rapora göre, dünyada en zengin yüzde 10 yani dünya nüfusunun en zengin yüzde 10'u global servetin yüzde 87'sine sahip ve en zengin yüzde 1 ise global servetin yüzde 48,2'si. Bu raporu İnternet'te bulabilirsiniz, İnternet'te var. Şimdi, bütün dünyada maalesef bu servet dağılımında bir sorun var. O nedenle, zaten, yine bahsettiğim bir arkadaşımız, Fransız Ekonomist Piketty'nin bu kadar meşhur olması, kitabıyla, bir tane kitapla... Çünkü bu konu bir sorun ve bu sorunun bizim hep beraber Türkiye boyutunu düzeltmemiz lazım.

Şimdi, bakın, Türkiye boyutunda şu gelir vergisi tasarısında ilk defa bir miktar gayrimenkul rantlarını, bu servetin en önemli kaynağını vergilendirme noktasında bir çaba var ama duydum ki -buradan bazen eleştirin bizi tabii ki- arkadaşlar "Bunun reform bir tarafı yok." diyorsunuz. Ya, kusura bakmayın reform bir tarafı yok da yani hiç olmazsa 254 maddeyi biz 90 küsur maddeye indiriyoruz, basitleştiriyoruz. Tamam, amenna, radikal reform olduğunu kabul etmiyorum, benim de çıkıp böyle bir iddiam yok ama "Bu reform değildir." diye atmak... Yani bazen bizim arkadaşlardan da böyle şeyler geliyor. Doğrusu, ben bu yaklaşımı, toptancı yaklaşımları doğru bulmuyorum. Burada bir çaba var. Gelin, bu çabayı daha ileri bir noktaya götürelim. Gelin, hep beraber bütün bu istisnaları kaldıralım, bu imtiyazları kaldıralım ve nitekim gelir vergisi tasarısında bir sürü imtiyaz ve bir sürü istisna kaldırılıyor ve vergilendirilmeyen bazı alanlar ilk defa vergilendirilme çabası içerisine giriliyor. Ha, bunu yetersiz bulursunuz, otururuz, alt komisyondan sonra geliriz burada tartışırız.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - İktidar kanadı yetersiz buluyor.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Arkadaşlar, yani şunu anlatmaya çalışıyorum: Dolayısıyla bu servet dağılımı meselesi sadece Türkiye'nin bir meselesi değildir. Ama şunu da söyleyeyim: Bakın, gelir dağılımını ölçen bazı ölçütler var. Şimdi, gini katsayısını TÜİK her sene yayınlıyor. TÜİK'e göre 2002 yılında 0,44'tü. Bu düştükçe gelir dağılımı iyileşiyor. 2013 yılında 0,38 ama 2010'dan bu yana bir ilerleme yok, 2010'da da 0,38, 2013'te de 0,38.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bu konuda TÜİK'e çok güvenmeyin Sayın Bakan!

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Ya, değerli arkadaşlar, şöyle bir şeyi var TÜİK'in...

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Adrese teslim...

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Diyor ki: "İlk 20'nin, en alttaki yüzde 20'nin millî gelirden aldığı pay 2002'de yüzde 5,3, 2013'te yüzde 6,6 yani en alttaki yüzde 20'nin aldığı pay bir miktar artmış. En üstteki, en zengin yüzde 20'nin payı 2002 yılında yüzde 50,1, geçen sene yani 2013'te yüzde 45,2'ye düşmüş. İnanın, bunu ben söylemiyorum. Bundan iki yıl önce bir OECD raporu yayınlandı. OECD ülkeleri arasında -ki 34 tane üye ülke var- gelir dağılımını son dönemlerde, son on-on beş yıllık dönemde iyileştiren çok nadir bir veya iki ülkeden bir tanesi Türkiye'dir. Ha, gelinen nokta yeterli midir? Değildir. Servet dağılımında bir bozukluk var mı? Vardır. Buna ilişkin çaba göstermemiz lazım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bakanım, artık...

ADNAN KESKİN (Denizli) - Sayın Başkan, bizim sorularımızın hiçbirine gelmedi.

BAŞKAN - Arkadaşlar, onları da yazılı olarak verecektir.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Bir on beş dakika daha...

BAŞKAN - Ağaç sayılarını da yazılı verir canım, şimdi elinde kaç tane ağaç olduğunu nereden bilecek?

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Onu da çıkartırız.

BAŞKAN - Orman Bakanlığına sorması lazım. Lütfen...

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Değerli arkadaşlar, şimdi, yatırım ödeneklerine ilişkin eleştiriler geldi, doğrudur. Keşke şöyle bir şey yapsak yani yıl içerisinde ilave ödenekleri aktarmaktan çok, yılbaşında yani biraz daha az temkinli olup da bütçeyi biraz daha o anlamda ama şöyle bir ihtiyatlı... Son yıllar, zor yıllar oldu, bakın, konjonktür olarak kolay yıllar değil. Siz kendiniz söylüyorsunuz, 2014 yılı coğrafyamızda olup bitenler, küresel ekonomide olup bitenler. Yani ben 2007 yılında Türkiye'ye geldim, geldiğimden beri rahat bir nefes ortamı oluşmadı ya. 2008'in başından itibaren küresel kriz en sert bir şekilde etkisini göstermeye başladı. Ondan sonra tam küresel kriz bitti, işte Avrupa Birliği krizi başladı, tam bu bitti, Orta Doğu'daki çalkantılar, tam bu bitti, başka şeyler. Yani dolayısıyla biz ne yapıyoruz? Bakın, bunu eleştirebilirsiniz ama biz "Biz, bütçeyi temkinli yapalım, şartlar elverirse biraz daha yatırıma destek ama elvermezse biz şu bütçe çıpasını bozmayalım." diyoruz. Niye? Çünkü bakın, bugün Türkiye'de enflasyon yüzde 9 civarı değil mi? Hazine iki yıllık yüzde 8'den borçlanabiliyor mu arkadaşlar? Daha yeni, bakın, yüzde 9 civarı, 8 civarı borçlanabiliyor mu? Bundan daha büyük kazanım var mı değerli arkadaşlar? Gelin bunu tartışalım. Yok, efendim, biz biraz daha az temkinli olalım, bütçe açığını daha yüksek gösterelim ne olur ne olmaz... Biz, tam tersini yapıyoruz. Doğrudur, arkadaşlar eleştiriyorlar, "Bu istikrar bütçesi." diyorlar, ihtiyatlı bir bütçe, doğrudur. Ben buna ne diyeceğim yani?

Şimdi, "Seçim bütçesidir." demeniz için bayağı uğraşmanız lazım.

BAŞKAN - Evet, teşekkür ederiz.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Bir saniye...

BAŞKAN - Sayın Bakanım, diğerlerini yazılı olarak...

ERKAN AKÇAY (Manisa) - 80 tür ağaç gelmiş.

BAŞKAN - Arkadaşlar, ağaç sayılarını Sayın Bakan yazılı olarak verir. Onları nereden bilecek şimdi?

ADNAN KESKİN (Denizli) - Niye yazılı versin?

BAŞKAN - Nereden bilecek arkadaşlar?

ADNAN KESKİN (Denizli) - Niye yazılı versin?

BAŞKAN - Yazılı tabii...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Eleman var, hepsi dışarıda bekliyor.

BAŞKAN - Arkadaşlar, Sayın Bakanın o soruları zaten burada hemen...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkan "Nereden bilecek?" deme, bütün arkadaşlar bekliyor, anında...

BAŞKAN - Anında da... Ya, lütfen... Yazılı olarak verilir onlar, yapmayın.

Sayın Bakanım, bir beş dakika içinde de...

ADNAN KESKİN (Denizli) - Güncel bir olay, iktidarın aklanması açısından da önemli bu.

BAŞKAN - Lütfen yani burada bir...

Sayın Bakanım, buyurun.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şimdi, değerli arkadaşlar, belediyelere 2014 yılında, tamam mı, bütçe çerçevesinde 526 milyon lira olarak öngörülen ödenek 2015 yılında 590 milyon liraya çıkartılmıştır. Dediler ki: "Bunu nereye, nasıl kullandırtıyorsun?" Belediyelere aktarılmak üzere, gelirden ayrılan pay, denkleştirme ödeneği ve belediyelere yardım olmak üzere üç çeşit ayrı ödenek var. 2015 yılında Maliye Bakanlığı tasarısında gelirden ayrılan pay kapsamında -detaylarını veriyorum ben burada- büyükşehir belediyelerine 19,3 milyar lira, büyükşehir ilçe belediyelerine 17,5 milyar lira, diğer belediyelere 5,8 milyar lira olmak üzere ödenek toplam 42,7. Şimdi, denkleştirme ödeneği ise, bakın, 326,2. Bunu biz bile vermiyoruz. Eskiden maliye veriyordu, ben, bunu bile, geldiğimde dedim ki "Artık maliye uğraşmasın." İller Bankasına devrettim. Bu, kanuna göre veriliyor, nüfusu 10 binin altında olanlara belli bir çerçevede dağıtılıyor. Dolayısıyla bütün belediyelere gidiyor yani bu bahsettiğiniz işte 526 milyon liranın içinde bu da var. Belediyelere yardım kapsamında, bakın, yardım kapsamında 2015 yılı için 31,8 milyon lira. Şimdi, esas sizin sorduğunuz konu o.

Bakın, 2014 yılında bugüne kadar, bugün itibarıyla -toplamda- belediyelere yapılan yardım toplamı 11 milyon 378 bin lira. Aslında bütçedeki ödenek yani Maliye Bakanlığı kullanmak isterse 29,890 yani bu hani özel esaslara göre işte bütçe... Şimdi, ben, prensip olarak bunu kullanmıyorum. Çok istisnai hâllerde, bir Patnos'tur, başka bir yerdir, bu parti olabilir, şu parti, Edirne'deki CHP de olmuştur. Bakın, bir mahkeme aleyhlerinde karar vermiştir, ödenmezse sorun yaşanacaktır, gelmişlerdir, ödemişizdir. Şimdi isimler bende değil, teker teker de çıkartırım yani isterseniz. Ama geçen hafta bir tane sizin grup başkan vekiliniz beni aramışlardır, örnek olarak söylüyorum, "Şu üç dört belediyede afet olmuştur, AFAD buralara henüz para aktarmamıştır. Ya ne olur şuraya 50 bin lira, bilmem 100 bin lira aktarır mısınız?" dediğinizde onu da yapmışımdır. Yani dolayısıyla, bakın, sizin bütün hani burada 11 milyon 370... Dolayısıyla burada bir keyfî, efendim, çok ciddi bir transfer söz konusu değil.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Öyle bir şey demedim.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Hayır, bilin, bilin değerli arkadaşlar çünkü bu konuda...

ADNAN KESKİN (Denizli) - Ben teşekkür ederim.

BAŞKAN - Bu taraftaki ses de "Patnos" deyince geldi Sayın Bakan.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Çünkü ben prensip olarak inisiyatif kullanmıyorum, ben prensip olarak inisiyatif kullanmıyorum. Bakın, ben ne diyorum? Prensip olarak inisiyatif kullanmıyorum.

Şimdi, değerli arkadaşlar, kamu-özel iş birliği kapsamında yapılan projelerin riski soruldu. Şimdi bir kere şunu söyleyeyim prensip olarak: Devletin özel sektör dinamizmini kullanarak birtakım projeleri hayata geçirmesi, hatta zaman zaman vatandaşın cebinden bir kuruş çıkartmadan bazı projelerin hayata geçmesini ben doğru buluyorum.

Şimdi bakın 2014 ekim ayı itibarıyla devam eden 183 adet ve toplam 101,9 milyar dolar tutarında kamu-özel iş birliği projesi bulunmaktadır. Aşağıdaki tabloda sektörler itibarıyla kamu-özel iş birliği projelerinin değerlerini açıklayacağım ben size. Enerji üretim tesisleri, bu yeni değil ha, bunlar sadece AK PARTİ döneminde değil, 1980'de dahi var, yap-işlet-devret vesaire bunların hepsi o kapsamda. Enerji üretim tesisleri 73 adet 21,5 milyar dolar. Karayolu projeleri 29 adet 11,5 milyar dolar. Bunda daha önceden yapılan tüneller de var, köprüler de var, her şey var. Liman projeleri 21 adet 2 milyar dolar. Hava limanı projesi, mesela Atatürk Havalimanı bizden önce yapılmıştır, çok güzel bir adımdır, çok güzel bir eserdir. Vatandaşın cebinden 1 kuruş çıkmadan Atatürk Havalimanı yapılmıştır, kiraya verilmiştir, sonra kira süresi bitmiştir tekrar kiralaya verilmiştir. Bunlar doğru şeylerdir. Bakın hava limanı projeleri 56,6 milyar dolar. Yani sadece AK PARTİ hükûmetleri döneminde olanlar da değil bunlar. Marina projeleri 15 adet 1,6 milyar dolar, sınır kapısı projeleri 13 adet 360 milyon dolar, sağlık tesisleri projeleri 11 adet 6,8 milyar dolar, demiryolları 1 adet 230 milyon dolar. Endüstriyel tesisler 2 adet 1,3 milyar dolar.

Değerli arkadaşlar, dolayısıyla, bu stok ama şu anda bunun önemli bir kısmı muhtemelen bitmiştir, arkadaşlar sadece stok rakamını getirmişlerdir, yani geçmişte yapılıp bitenlerden. Bir sonraki şeyde arkadaşlar çalışırlarsa... Aslında, bunu Kalkınma Bakanlığının, Hazinenin buradaki bütçelerinde bu rakamların detaylarının size sunulmuş olması lazım. Biz onları da çıkartır getiririz.

Şimdi, Başbakanlık için yapılan hizmet binasına ilişkin bazı sorular soruldu. Mesela ne kadar ithalat yapıldı? Hiçbir fikrim yok. Başbakanlık geldi buraya, bütçesinde o, o zaman sorulsaydı yani hiçbir fikrim yok.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ağaç ithalatı...

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şimdi ağaç konusunda da hiçbir fikrim yok değerli arkadaşlar. Dolayısıyla...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sizin bilmemeniz mümkün mü?

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Değerli arkadaşlar, bakın, bunlar yazılıp çizilen birtakım iddialardır, ilgili merciye sorarsınız, oradan cevap alırsınız. Çünkü Maliye Bakanlığının yani peyzajla falan filanla da o noktada bizim, yani o detaylara da biz vâkıf değiliz.

Şimdi, ortak sınav 2003 yani Sayın Akçay on yıl önceki yarayı tekrar açıyor. Şimdi değerli arkadaşlar, bunların mağduriyetlerinin giderilmesi meselesi şöyle: Yani bu arkadaşlara defalarca dedim ki: Bu konuyu çalışacağız.2009'da da söylediniz. Şimdi, arkadaşların iddiası şu: Burada bir haksızlık olmadığı şeklindedir. Yani dolayısıyla, tabii ki ben zaman zaman Maliye Bakanı olarak idari personel gibi birtakım noktalarda onları yani benim üst düzey yöneticilerimin tabii ki görüşleri... Sizi ikna edemiyorsak şöyle yapalım, bir gün çaya davet edeyim sizi, Gelir İdaresi Başkanımızı da davet edeyim, beraber oturalım bu konuyu konuşalım. İlave bir özlük çalışması yok değerli arkadaşlar. Vergi müfettişlerine ilişkin, yeterlilik sınavına ilişkin sorun bana iletildi. Bu konuyu çalıştırtıyorum şu anda. Alternatifleri değerlendireceğiz. Ben şimdi şahsen bu konuda yani 3 yıl bizim yetiştirdiğimiz elemanların bir memur olarak çalışmasına benim de gönlüm razı değil, açık ve net olarak söyleyeyim. Dolayısıyla bir formül geliştireceğiz. Formül geliştirdiğimizde geliriz inşallah ya kanun gerekecek ya yönetmelik gerekecek, o zaman bir sonraki buluşmamızda sizinle de paylaşırız. Ama o konuda Naci Bey Müsteşarımız, şu anda, yine Vergi Denetim Kurulu Başkanımızla, diğer arkadaşlarımızla birlikte bu çalışmayı yapacaklar, biz o şekilde değerlendireceğiz.

Kurum içi eğitim noktasında bir soru vardı galiba Sayın Demiröz'ün. Biz şöyle: Vergi müfettiş yardımcıları göreve başlamalarını müteakip bir haftalık uyum eğitiminin ardından beş aylık temel eğitime tabi tutulmaktadırlar. Bu eğitimin bitiminin ardından uygulamalı refakat eğitimi amacıyla gruplara gönderilmektedirler. Dört aylık refakat eğitimi ardından Ankara Eğitim Merkezi başkanlığında üç aylık hizmet içi eğitime tabi tutulmaktadırlar. Bu merkezde toplam 35 sınıfımız bulunmakta olup hâli hazırda 2.200 vergi müfettiş yardımcısı eğitim görmektedir. Vergi denetim kurulu üç yıllık müfettiş yardımcılığı dönemini bütün eğitim süreci olarak öngörmekte olup müfettiş yardımcılarının eğitim programı Başkanlık tarafından hazırlanan eğitim yönergesi çerçevesinde planlanmakta ve bu plan titizlikle uygulanmaktadır. Müfettiş yardımcılarının eğitiminde kıdemli vergi müfettişleri görev almaktadır. Ben bu konuya çok önem veriyorum ve hatta bunun için Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı bünyesinde bir başkan yardımcılığı, bir grup başkanlığı, sadece eğitimden sorumlu kurduk ve konuya ciddi önem veriyoruz. Neden? Çünkü kalite çok önemlidir. Yani sonuçta raporlardaki eksik ve aksaklıkların minimize edilmesi kaliteli bir eğitimle olur ve ben geçmişte maliye müfettişi, hesap uzmanları arkadaşlarımız nasıl bir eğitim alıyorsa bugün Vergi Denetim Kuruluna aldığımız arkadaşları aynı kalitede, aynı eğitimden geçirme çabası içerisindeyiz. O konuda en ufak bir tereddüt olmasın.

Şimdi, yine, uzmanlar ve merkezdeki uzman ve denetim elemanlarının özlük haklarına ilişkin bir soru vardı Sayın Kuşoğlu tarafından. Benim bildiğim kadarıyla bir fark yok değerli arkadaşlar. Buradaki tek tartışma şuradan kaynaklanıyor: Eskiden vergi denetmenleri Gelir İdaresi bünyesindeydi, taşradaydı, maaşları ona göre belirlenmişti, daha sonra bu Vergi Denetim Kurulu bünyesinde bütün vergi denetim birimleri birleştirilince bu fark yani vergi denetim elemanları denetmen kökeninden üste çıkartıldı. Üste çıkartılınca sadece o arkadaşlarımızın ilave bir özlük hakkı yani maaş artışı vesaire oldu, diğerlerinde herhangi bir azalma olmadı. Ama şunu diyorlar: "Biz beraber girmiştik sınava, aynı sınavdan geçmiştik, biz başka yere girdik, ama onların maaşı arttı, bizim maaşımız artmadı." Tabii orada idare yeni bir yapı kurdu, denetmen kökenleri bir tek çatı altında toplayınca herhangi bir maaş ayrımına tabii ki biz gidemezdik gitmemiz de doğru olmazdı, gitseydik de eleştirirdiniz. Dolayısıyla, o anlamda herhangi bir ayrım söz konusu olmamıştır. Özlük haklarında geriye gidiş söz konusu olmamıştır.

Şimdi, tek tük belki kaçırdığım sorular olabilir ama aşağı yukarı hemen hemen tamamına cevap vermeye çalıştım.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Hazine yardımını atladınız.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Hah hazine yardımı, bir saniye lütfen.

BAŞKAN - Onu artık ayrıca kendilerine...

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şimdi, partilere...

HASİP KAPLAN (Şırnak) - En önemlilerini atlıyorsunuz.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Yok yok...

BAŞKAN - Yoo, size ayrıca açıklama yapar yani.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Ona da devam edeceğim.

Şimdi, siyasi partilere yardım hususu Siyasi Partiler Kanunu'nun ek 1'inci maddesinde düzenlenmiştir. Yani Bütçe Kanunu'nda düzenlenen bir konu değil. Her yıl o yılki ki genel bütçe geliri toplamının beş binde 2'si oranında ödenek mali yılı için konulmaktadır. Genel seçimin olduğu yıllarda 3 katı olarak ödenek konulmaktadır. Bu çerçevede genel seçim yılı olan 2015 yılı için siyasi partilere toplamda 531,1 milyon lira ödenek konulmuştur. Gruplara hazine yardımının yapılmaması, tabii ki ben bu itirazı, bu şikâyeti saygıyla karşılıyorum. Bu hakikaten, şahsen, yani hani bu konuda bir düzenleme yapılabilir. Geçmişte...

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sizin iktidarınız kaldırdı.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Bizim iktidarımız... Geçmişte bunu istismara yönelik, işte grup oluşturmalar vesaire gibi hususlardan dolayı bu kaldırılmış ama şimdi, eşik değer, yanlış hatırlamıyorsam partiler için, seçime katılan parti olarak katılan gruplar için indirildi yanlış hatırlamıyorsam.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - İndirildi ama yerel seçimi kapsamadı, Cumhurbaşkanlığını kapsamadı. Yani ödememek için her türlü taklayı atıyor hükûmet! Seçmenlerimiz helal etmiyor Sayın Bakan, "Haram olsun" diyorlar.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Dolayısıyla, burada sorunuza cevap verdim yani öbür konuyu artık...

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bunda hepinizin katkısı var. Bu adaletsizliğin, bu eşitsizliğin, bu zulmün hepsinin temelinde ayrımcılık var. Böyle kabul edilmez.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Evet, Sayın Başkan, benim sorulara cevabım bu kadar. Teşekkür ederim.