| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı (1/779) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 01 .11.2016 |
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Başkanım, öncelikle bütçe hakkı konusunda ve bütçe uygulamaları konusunda sayın vekillerimizin ifade ettikleri duyarlılıklar son derece önemli. Bu önergede de esasen bu duyarlılıklar ve hassasiyetler dikkate alınmak suretiyle Maliye Bakanlığına verilen yetkinin çerçevesi sınırlanmaktadır.
Öncelikle, birinci fıkraya ilişkin olarak önergeyle yapılan değişiklik: Mevcut 5018'in 21'inci maddesinde, şu andaki önergeyle getirilen ilk cümle hâlihazırda zaten var, onu koruyoruz. Aslında, çıkarmıştık onu ama bence korumak doğru olduğu için onu koruyoruz. Yani esas kural, merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçeleri arasındaki ödenek aktarmalarının kanunla yapılması ama var olan bu kuralı koruduğumuzu bu ibareyi, bu cümleyi koruyarak sağlamış oluyoruz. Ancak, burada belirli bir orana kadar olan kurumlar arası ödenek aktarmasında ise bütçe kanunlarında yetki vermek suretiyle bunların yapılabilmesine de imkân sağlıyoruz. Zaten, tasarının orijinal hâlinde, bu maddenin orijinal hâlinde bu düzenleme vardı.
İkinci fıkraya ilişkin olarak da: Demin haklı olarak "Maliye Bakanlığına verilen yetki sınırsız." şeklinde bir eleştiri oldu, doğru. Bunu karşılamak amacıyla da kurumlar kendi bütçeleri içerisinde başlangıç ödeneklerinin yüzde 20'sini aşmamak şartıyla aktarma yapılabilecekken bunu aşan bir ödenek aktarması ihtiyacı olduğunda Maliye Bakanlığı da o kurum bütçesinin başlangıç ödeneklerinin yüzde 20'sini yani 20+20, yüzde 40'a kadar aktarma yetkisi alıyoruz. Dolayısıyla, Maliye Bakanlığına verilen yetkiyi sınırsız olmaktan çıkarıp yüzde 20'lik bir sınırlama getiriyoruz. Diğer taraftan, bu yatırım ödenekleriyle ilgili kısımda herhangi bir değişiklik yapmıyoruz.
Kısaca, sadece tartışmalara açıklık getirsin diye bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum. Aslında bu aktarma yetkisi nereden çıkıyor yani bence temel tartışma orada başlıyor. Bizim bütçe kanunumuz "Analitik Bütçe Sistemi" dediğimiz sisteme dayalı olarak yapılıyor. Yani, biz burada 645 milyar lira, mesela 2016 Yılı Bütçe Kanunu'nda verilen toplam ödenek ama biz bunları her bir kamu idaresi için ayrı ayrı belirliyoruz, her bir kamu idaresinin her bir harcama birimi için ayrı ayrı belirliyoruz, her bir harcama birimi için kendi içerisinde ekonomik tasnif bazında yani personel gideri için bire bir ödeneği yazıyoruz, mal, hizmeti için yazıyoruz, yatırım için yazıyoruz. Bunu özellikle bugün getirdim; bu bizim 2015 Yılı Bütçe Kanunu. Burada belki de yaklaşık 30 bine yakın satır var. Biz bütçe kanunlarını o kadar detaylı yapıyoruz ki yani 5 bin liralık, 2 bin liralık, 10 bin liralık bir harcama kalemi, bir tertip... Hani "aktarma" dediğimiz kural, aslında bütçe kanununun bu kadar detaylı olmasından kaynaklanan bir kural. Bu doğru mu? Doğru. Bütçe kanunlarını ne kadar detayda yaparsanız aslında yasama organı olarak yürütme organının harcamaları konusunda o kadar kontrol sahibi olursunuz. 1050 döneminde de böyle olmakla beraber, özellikle 5018 sayılı Kanun döneminde bu analitik bütçe sistemine dayalı bütçe yapma devam ediyor.
Ülkeleri bütçe yapma sistemleri bakımından karşılaştırdığımızda farklı ülke uygulamaları var. Bir kısım ülke yürütme organına harcama yetkisini verirken bu kadar detaylı kalem bazında bütçeler vermiyor, çok daha götürü, büyük rakamlar veriyor. Mesela, bir kara yolu idaresinin toplam ödenek rakamını sadece bütçe kanununda gösteriyor. Dolayısıyla, tek bir rakam verildiği için burada yıl içerisinde herhangi bir şekilde kurum içi aktarma diye bir müesseseye gerek yok. Veya Karayolları Genel Müdürlüğü diyor, sadece üç tane kalem söylüyor: Yatırım yani cari harcamalar, personel harcamaları, yatırım harcamaları; üç kalem. Burada da mesela aktarma ihtiyacı daha az. Fakat bizim gibi bütçe kanunlarını çok detaylı yapan, harcamaları kalem kalem veren... Düşünebiliyor musunuz Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün hizmet alımları için bir rakam, kırtasiye alımları için bir rakam, kiralamalar için bir rakam. Şimdi, bu kadar detaylı bütçe yaptığımız zaman kamu idareleri yıl içerisinde ya konulan bir tertipteki harcamanın gerçekleşmemesi veya beklenenden daha fazla gerçekleşmesi nedeniyle bir esnekliğe ihtiyaç duyuyor. Yani, buradaki ilk bakışta görülen yüzde 20 şeklindeki oranın yüksek olmasının sebebi aslında bizim bütçemizin bu kadar detaylı olması. Mesela, bütçe sistemlerini olabildiğince götürü, toplam veren ülke sistemlerine baktığımız zaman oralarda da aktarma var ama mesela aktarma yetkisi yüzde 2; 3; 5. Neden? Çünkü zaten toplu ödenek verilmiş. Burada bizim karşılaştığımız esas sorun her defasında... Burada 24 bin, 30 bin satır var. Düşünebiliyor musunuz bütçe hakkını tam katı bir şekilde uygulamaya kalksak Maliye Bakanlığının veya Karayolları Genel Müdürlüğünün herhangi bir hizmet alımındaki bir tertipte bir değişiklik olduğunda buraya gelecek. Bu kadar detaylı harcama bütçeleri yapmaktan vazgeçersek yani daha götürü, daha büyük ölçekli bütçe veren bir bütçe sistemine geçersek o zaman bu kadar detaylı bir aktarım yetkisini almayacağız. Nitekim, Maliye Bakanlığı olarak aslında bir türlü bitiremiyoruz ama üç yıldır şunu söylüyoruz...
BAŞKAN - Sayın Bakan, toparlayın lütfen.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Kısaca, program esaslı bütçeye geçelim diyoruz. Program esaslı bütçede bütün kamu idareleri belirlenen programlarda toplu ödenek alıyor. Mesela, Fransa örneğinde, diyelim ki bütün devlet teşkilatı gözden geçirilmiş, yaklaşık 150 tane program tespit edilmiş, programa toplu para veriyor. Mesela, diyelim ki okul öncesi eğitim programı, okul öncesi eğitim programının karşısında bir rakam yazıyor, bitti. Yani, yasama organı o rakamın altındaki mal, hizmete ne kadar para harcanacak, yatırıma ne kadar para harcanacak, ona karışmıyor. Onun için Türkiye'de bugün bu aktarmayla ilgili karşı karşıya kaldığımız konu buradan kaynaklanıyor.
Bir de uzatmamak adına kısaca hemen geçiyorum aklıma geldiği için, Musa Çam Vekilimiz de söylemişti. Anayasa Mahkemesi, Cumhuriyet Halk Partisinin itiraz gerekçeleri arasında olan "Bütçe hakkı nedeniyle bu yetki hiçbir şekilde yürütme organına devredilemez." şeklindeki gerekçelerini kabul etmedi; bunun yerine bir orta yol buldu, dedi ki: "'Bütçe hakkı' demek hiçbir şekilde yürütme organının yetki sahibi olmaması demek de değildir, tam tersine bütün yetkinin sınırsız bir şekilde verildiği durum da değildir. Burada olması gereken, bir bütçe uygulaması bakımından böyle bir esnekliğe ihtiyaç vardır ama bu esnekliği yürütme organına verecek yasama organı verdiği esnekliğin sınırlarını, koşullarını, çerçevesini belirlemelidir." Orta bir yol buldu ve bunun üzerine Maliye Bakanlığı olarak bizler, bugün sizin de katkılarınızı dikkate alarak Maliye Bakanlığına verilen yetkilere hem toplamda yani kamu idare bütçeleri arasındaki ödenek aktarmada bir sınır getirdik hem de kurum içi bütçe aktarmalarında bir sınır getirdik. Şu tartışılabilir: Yani, bu oranlar 5 mi olur, 10 mu olur? Benim kanaatim bu bütçe bu kadar detaylı yapıldığı sürece bu getirilen oranlar doğru oranlardır. Yani, herhangi bir şekilde yasama organının verdiği harcamaları yıl içerisinde altüst etme değil ama karşılaştığımız olaylar, yıl içerisinde ortaya çıkan ihtiyaçlar bu oranları haklı kılıyor. Maliye Bakanlığı olarak yılın başında belirli bir bütçeyi, belirli bir değiştirme hedefini ortaya koyarak bu işleri yapmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Bakan, toparlayalım lütfen.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bu önemli, bütün tartışmanın merkezi burada.
Maliye Bakanlığı olarak yılın başında ya bu bütçenin yüzde 10'ununu değiştireceğiz diye başlamıyoruz. Yıl içerisinde kurumlardan gelen taleplerin ortaya çıkardığı doğal bir şeyin... Diyorsunuz ya "yüzde 8-8,5"; demek ki burada bizim bütçemizde yüzde 8 civarında, 10 civarında bir esneklik yürütme organının bu bütçeyi çevirmesine imkân veriyor, aksi taktirde düşünebiliyor musunuz bunlar için daha fazla sayıda gelmek durumunda kalacağız. Onun için bizim esas tartışma konumuz, hep beraber üzerinde çalışmamız gereken bu bütçe kanunun detayı böyle olmalı mıdır? 2000'li yılların başında özellikle bütçe disiplinini sağlamak amacıyla bu yaklaşım benimsenmiş, biz bu yaklaşımı destekliyoruz. Ama, program esaslı bütçe sistemine geçersek aslında Musa Çam Vekilimizin söylediği hesap verebilirlik, şeffaflık, Meclisin denetim yetkisini kullanması daha gerçekçi olacak. Değerli vekillerim, şu anda oyladığımız bütçede hiçbir program görmüyorsunuz, sadece ekonomik tasnif bazında mal, hizmete kaç lira veriyoruz... Peki, o mal, hizmete para veriyorum da o nerede kullanılacak, hangi amaçla kullanılacak? Bütçe bunu göstermeye imkân vermiyor. Onun için bana göre bir reformdur program bazlı bütçelemeye geçmek, o konuda inşallah hep beraber çalışacağız.