| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Türkiye Büyük Millet Meclisi b) Cumhurbaşkanlığı c) Sayıştay Başkanlığı ç) Kamu Denetçiliği Kurumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 03 .11.2016 |
ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Sayın Başkan, çok kıymetli Büyük Millet Meclisimizin Başkan vekili ve bütçesini incelediğimiz 4 kurumun başkanları ve yetkili arkadaşlar, değerli Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi arkadaşlarım ve kıymetli basın; tekrar, çalışmamızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Öncelikle, 4 kurumla ilgili zaten şu ana kadar söylenen hususlara ilave olarak, her bir kurumun güzel çalışmalarını ve öneri anlamında yapılması gerekenlere ilişkin kanaatlerimi paylaşmak istiyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi bütçemizin görüşülmesinde tabii ki buradaki teknik çalışmalar; harcamalar, gelir ve gider kalemleri bazında önümüzde.
Bu bütçeyi görüşürken yeni bir anayasayı konuşmadan geçemeyeceğiz. Türkiye'nin çok acil yeni bir anayasa ihtiyacı bulunduğu açıktır. Biz 26'ncı Dönemde toplumumuzun ihtiyacı olan yeni bir anayasa talebine cevap vermeyi Millet Meclisi olarak bekliyoruz. Dolayısıyla, tüm siyasi partilerin yeni anayasayla ilgili millete de sözü vardır. Bunun için de bir fırsatı, güzel bir dönemi birlikte yaşıyoruz.
15 Temmuzda hain saldırı sonrası Türkiye'deki sorunların birikmesi ve yeni çözüm önerileri noktasında en önemli kilit nokta yeni anayasanın yapılması olmuştur. Hak ve hürriyetlerin teminatı olan, Türkiye'ye özgü, toplumla uzlaşan, tarihî köklerimize ve içtimai yapımıza uygun, günün şartlarına cevap veren, kalıcı nitelikte yeni bir anayasa yapmak milletimize vereceğimiz en büyük hizmettir. Beklentimiz odur ki, inşallah, bu yeni anayasa hayata geçecek.
Yeni anayasa gibi İç Tüzük konusunda da yapılacaklar var. Bu konuda önceki dönemlerde başlatılmış çalışmalar var ve bir neticeye kavuşamamış. Dolayısıyla, daha önce Mecliste grubu bulunan siyasi partilerin katılımıyla İç Tüzük Uzlaşma Komisyonu kurulmuş, bir süre çalışılarak önemli mesafeler alınmış, sonuç olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına ortak bir metin sunulamamıştır. Bu konunun üstesinden gelebileceğimizi ümit etmekteyim.
Değerli arkadaşlar, 26'ncı Dönem Birinci Yasama Yılında Meclisimizin, Büyük Millet Meclisinin idari kadrolarının vermiş olduğu bilgiye bakıldığında, Genel Kurulun 128 birleşim ve 742 oturumunda 1.107 saat 52 dakika çalışma yapılmış. Bu çalışmalara ilişkin 53.902 sayfa tutanak tutulmuştur. Bu tutanak tutulması istenilen ihtisas komisyonları ve Meclis araştırma komisyonlarında 1.113 saat 57 dakika çalışılmış olup bu çalışmalarda toplam 21.410 sayfa tutanak tutulmuştur.
Bunu niçin söylüyorum? Bu kadar zaman, emek ve kamu kaynağının harcandığı bu yüce çatıda biz nitelik ve verimlilik anlamında hem yasama organından hem buradaki bürokrasiden hem de bu sürece misafir olarak gündemli bir şekilde buraya, bu çatıya başvuran ve gelen insanlardan Türkiye'nin sorunlarına çözüm üretilmesi noktasında, Türkiye Büyük Millet Meclisinin idari kadrolarının, başta Başkanımız olmak üzere, ciddi anlamda bu yeni dönemde çözüm beklediğimizi, bu çözümle ilgili de bu konuda önerilerimiz olacaktır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi gerçekten milletimizin tek umudu olan, milletin iradesiyle oluşmuş bir çatıda STK ile kurumun ilişkilerinin güçlendirilmesini önemsiyoruz. Burada yasama ve denetim faaliyetlerine ilişkin konu odaklı nesnel araştırmalar yapmak ve milletvekillerinin talep ettikleri konulara ilişkin bilgi ihtiyacını karşılamak üzere, bu çatı altında, idare bünyesinde, Araştırma Hizmetleri Başkanlığı var. Bu başkanlığın uzman kadrolarının ciddi bir şekilde milletvekilleri tarafından daha fazla aktif şekilde kullanılmasının önemli bir konu olduğunu düşünüyorum. Bu bağlamda bürokrasideki, buradaki zenginliği Başkanlığımızın milletvekillerine açmasını veyahut da buna ilişkin bilgi sunma ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Buradaki birikimin milletimizin hayrına olacağını ifade etmek isterim. Çünkü çalışmalara baktığımızda gerçekten bu dairenin 355 çalışma yaptığını görüyoruz; 16'sı rapor şeklinde, 32'si bilgi notu şeklinde, 75'i kısa bilgi notu şeklinde doküman, derleme ve diğer Avrupa Parlamento Araştırma Dokümantasyon Merkezi aracılığıyla da çeşitli parlamentolarla da ilgili bilgi talebi karşılanmış gözüküyor. Dolayısıyla, Meclisimizin, özellikle milletvekillerinin zaman sorununu da göz önüne aldığımızda, Meclisimizden daha fazla istifade etmesi noktasında, Meclis idaremizin bu konuda milletvekillerini aydınlatmasını talep etmekteyim.
Yine, geçmişten günümüze uzanan kurumsal hafızasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi yerleşmiş kurumsal kimliği, deneyimi, dinamik yeniliklere açık personeliyle kendi geleneklerini üretebilmiş güçlü bir yapı olarak ortada varlığını devam ettirmektedir. Bize milletvekili olarak rakamlar verildi, bu yüce çatı altında günlük ziyaretçilerden ve buradaki çalışma ortamına kadar sorunların çözümüne ilişkin, buradaki bu trafiği azaltmaya yönelik çözümler getirilmesi noktasında gelen ziyaretçilerin hangi taleple geldiklerini ve toplumsal taleplere duyarlılığın az olduğuna ilişkin bu konuda da yeterince veri vardır. Bu konuda bu tespitler doğrultusunda çalışma üretilmesi gerekir. Milletvekillerimizin gerek iktidar gerek muhalefet kulislerinde daha kaynaşmasını sağlayacak, milletvekillerimizin ülke meselesine ilişkin kanaatlerini öğrenebileceği zamana ve ortama ihtiyaç vardır. Bu bağlamda, özellikle ziyaretçilerimizin belli saatlerde ziyaretini tamamladıktan sonra Meclisimizin kenarında bulunan kulislerdeki buluşma ortamlarının daha sağlıklı bir şekilde oluşması hâlinde ciddi anlamda birbirimizi daha iyi anlayacak ve birbirimizle ülke meselesine ilişkin saygı çerçevesinde birbirimizi dinleme fırsatı bulacağız diye düşünüyorum.
Sürenin çok kısıtlı olması nedeniyle, dört yıllık bir seçilmiş milletvekilleri olarak, çok önemli, çok kıymetli bir zamanı milletin menfaati için, milletin hayrı için bir araya gelerek uzlaşma kültürünü sağlamamız gerekiyor.
Bakınız, burada çok ciddi çalışmalar yapılıyor. Şimdi, muhalefeti dinliyoruz, eleştiri var, evet, ciddi anlamda idarenin istifadesine sunulacak sözler var fakat uygulama noktasında bu konudaki samimiyetimizi doğru işlerde de doğru şeyleri paylaşarak ülkenin buradan beklentisini yükseltecek ve milletin memnuniyetini artıracak, herkesin sorumluluk anlayışı içerisinde, doğru bildiğine inandığı hususları net bir şekilde, cesur bir şekilde ifade etmesini arzu ediyoruz.
Yani, kısaca şunu demek istiyorum: Şimdi, Büyük Millet Meclisimizin bu kadar özverili çalışmasının yanında, beklentilerimiz de var; o da milletvekillerimizin sosyal aktiviteye ilişkin, eğer yeni binanın yerine yeni bina yapılacak ise, bunun dinlenmeden tut, sportif faaliyetlere kadar insanları, misafirleri kabul etme ortamlarına kadar, bu konuda milletvekillerimizin kanaati, önerisi, düşünceleri alınarak, çok verimli bir şekilde, bu kampüsün çok rahat bir şekilde, fikir üreten ve üretilen fikirler doğrultusunda uygulama kabiliyeti yüksek, buradaki her bir bireyi, her bir vatandaşı bir fırsat olarak okuyan bir Meclis idaresinin milletvekilleriyle beraber oluşacağını düşünüyor, burada muhalefet milletvekillerimizin de sürece samimi katkı vermesini bekliyorum.
İkinci kurumumuz olan, bütçesini konuştuğumuz, evet, Cumhurbaşkanlığı. Evet, arkadaşlar, eskiden öğrenciliğimiz yıllarında Cumhurbaşkanlığıyla ilgili televizyonlarda, özellikle tek kanalın olduğu yıllarda Cumhurbaşkanımızın resmini ve onun kabullerini izler idik. Bugün geldiğimizi noktada, Türkiye'de gerçekten bir değişim dönüşüm yaşanıyor. AK PARTİ iktidarında, Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılmadan önceki dönemde, daha fonksiyonel hâle getirilmesi noktasında, ciddi anlamda, seçilen kişilerle de bağlantılı olarak bir süreci yaşadık; akabinde ve milletin reyiyle Cumhurbaşkanımızın seçimi söz konusu oldu, yüzde 51'i yakalayarak milletin desteğiyle...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Taşcı, tamamlamanız için ek süre veriyorum.
Buyurun.
ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Sayın Başkanım, ikinci kurumdayım, biraz...
MUSA ÇAM (İzmir) - Evet, bence de biraz tolerans olması lazım size.
ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Size olduğu gibi, evet.
Bu Cumhurbaşkanlığımızın -özellikle şu vurguyu yapmak istiyorum- evet, "milletin evi" ifadesi gerçekten milleti heyecanlandırıyor, umutlandırıyor. Bunu sadece sözde bırakmıyor, milletin reyiyle seçilmiş bir Cumhurbaşkanı bugün büyüme oranlarına baktığımız zaman, bütçe oranlarına baktığımız zaman, aldığı bütçeyi nereye harcamış? Az önce Bülent Bey teknik olarak ciddi öneriler yaptı, katılıyorum, yani tespitleri teknik anlamda doğrudur. Evet, onlar idare tarafından okunur ve gerekleri yapılır ancak Cumhurbaşkanlığı bütçesinin bugüne kadar maalesef siyaseten, kurumsal anlamda buranın tartışılır olmasının ben ciddi zararlar verdiğini, çok şükür şu son süreçte ki sıcak yaklaşımı da ben doğru buluyorum, tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum. Neden? Çünkü Cumhurbaşkanlığı bu süreçte, bu yeni konseptle beraber muhtarlarımızla, sporcularımızla, STK'yla, kanaat önderleriyle, ekonomi dünyasının kurumlarıyla, şehit ve gazileriyle, engellileriyle, bütün her konuya ilişkin gündemi belirleyen ve o konuda paydaşlarını çağıran ve milletin evine, Cumhurbaşkanlığı makamına her arzu edenin istediği zaman girebildiği, Cumhurbaşkanımızla buluşabildiği... Gerçekten eskiden "Cumhurbaşkanlığına kim gitti, kim Cumhurbaşkanıyla görüştü?" diye bir sual sorsak, böyle bir şey yok, ekranlarda gördüğünüz bir kurumu milletle buluşturan bir Cumhurbaşkanımızı ve Cumhurbaşkanlığını... Burada bakıyorsunuz idari yapıya, evet, maliyetlerle ilgili konu ortada ama bakıyorsunuz her konuya ilişkin masa masa daire oluşturulmuş, uzmanlar oluşturulmuş büyük makro gözle bakanlıkları da paydaş kabul edip bakanlıklarla paydaş çalışan bir Cumhurbaşkanlığı kurumu görüyoruz. Uluslararası işler dairesi başkanlığı kurulmuş, strateji başkanlığı kurulmuş, geleceği okuma anlamında ve dünyayı kendi bakış açımızla kıymetlendirme gibi hassas çalışmalara öncülük etmiş bir Cumhurbaşkanlığı ve Sayın Cumhurbaşkanımızın bu vizyonu ve kadrosu, milletin kadrosuyla beraber, gerçekten tüm siyasi partilerin de önünde milletten aldığı sorumluluğu hakkıyla yerine getiriyor. Dolayısıyla bunu...
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Bakanlıklarda aynı özelliklere sahip bürokratlar yok mu bu ülkede?
ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Nasıl efendim?
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Bütün özellikler bu dediğiniz yerde daha etkin kişilerde de bu kadar bürokratımız ve buna bağlı yıllarca çalışmış personel var, bunlar hizmet sunamıyorlar mı?
ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Şimdi, öyle bir şey demedik biz.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Yani, bunlar istenildiği zaman her şekilde ulaşılabilecek bilgiler ve bu bilgileri kullanma hakkı var. Demin siz anlattınız ki sanki yepyeni bir yapı oluştu, olmayanı yeniden bir yapıyla değiştirilmiş gibi anlaşıldı.
ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Hayır, bu Cumhurbaşkanlığımızın bünyesinde tüm konuların daha önceki Cumhurbaşkanlığının idari yapısını, Anayasa'dan almış olduğu yetkiyi nasıl kullandığını geçmişi hep beraber biliyoruz. Şu anda da Cumhurbaşkanımızın başkanlığında, kurumsal anlamda nasıl icrai bir faaliyet yürütüldüğünü... Bakın, çalıştaylar yapıyor, enerji çalıştayı, yani dünyadaki saygınlığı artıracak her türlü kurumsal gücü ve desteği görüyoruz.
MUSA ÇAM (İzmir) - Enerji Bakanlığında onu yapacak elemanlar yok mu?
ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Efendim, Enerji Bakanlığı bunun dışında değil, saf dışı değil.
Efendim, zamanımdan...
BAŞKAN - Siz devam edin Sayın Taşcı.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Biz soruyoruz, siz böyle bir şey dile getirdiniz de. Mevcutta yok mu bu?
BAŞKAN - Sayın Tamaylıgil...
ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Sayın Tamaylıgil, ben kanaatlerimi söyleyince...
BAŞKAN - Sayın Taşcı, siz devam edin.
ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) - Böyle bir usul yok ki yani hatibe soru sormak gibi bir usul yok ki, hatip istediğini söyler.
ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Ben bir vatandaş olarak, bir milletvekili olarak şunu söylemek zorundayım: Daha önce ekranlarda izlediğimiz, çalışmalarına katılamadığımız bir kurumun, seçilmiş Cumhurbaşkanıyla beraber milletin bütün kurumlarını, milleti, STK'ları içine alarak büyük Türkiye hayaliyle, işte 2021 hedeflerine doğru birlikte yürüdüğümüzü, dolayısıyla bu süreçteki sizin de eleştirdiğiniz katkıların da desteğiyle beraber daha iyi günlere gideceğimizi söylüyorum.
Şimdi, Sayıştayla ilgili konuya geldiğimizde: Burada Sayıştayın raporlarına 2000 yıllarından itibaren baktığımızda raporların ciddi anlamda artış gösterdiğini hatta -sayıyı tam olarak bilmemekle beraber- 500'e yakın kurumlarla ilgili raporu inceledik. Gerçekten, evet eleştiriye konu rapor var mıdır? Vardır ama raporlarda ciddi anlamda kurumların çalışmalarını tetkik eden ve bize, özellikle Meclise ciddi katkı sunan raporlar için ben öncelikle yeni seçilen Başkanımıza ve yönetimine teşekkür ediyorum ve burada şunu öneriyorum: Sayıştay Meclis ilişkileri sadece belli günlerde Plan ve Bütçe Komisyonundaki toplantılarla sınırlı kalmamalı.
Bir hususun altını çizmek isterim; hiçbir milletvekilimizin -Meclisteki hangi partiden olursa olsun- kamu kurumlarından istifade noktasında bir talebi olsun ki kamu kurumları ilgisiz kalsın. Böyle bir şey yok. Dolayısıyla ben Sayıştaya gittiğimde raporlarla ilgili müzakere yapma imkânı bulabiliyorum. Her türlü bilgiye ihtiyaç duyduğumuzda kamu kurumlarının Meclisin emrinde olduğunu canlı görüyorum. Dolayısıyla biraz bizim çalışmamız gerekiyor. Bu konuda ödevimize sadece sözlü olarak değil, biraz mesai noktasında mesaimizi artırırsak biz Sayıştaya da böylece katkı yapmış oluruz eleştirilerimizle.
Burada zararlar konusu dile getiriliyor. Bu, bir iddiadır. Zararlarla ilgili bu konu yargıya konu edilmektedir ve dolayısıyla Sayıştay bu süreci kendi içerisinde yürütmektedir. Benim burada önerim denetim fonksiyonunun etkin yerine getirilmesine bizim de talebimizle daha fazla katkı yapacağını... Çünkü Sayıştayımızın uluslararası kuruluşlardaki yönetim kurulu üyeliği ve başkanlık görevini ve bu kurumun AB kurumlarıyla olan trafiğini yakından bilen birisi olarak, gerçekten orada yönetim kurulu üyesi olarak, başkan olarak mevcut Sayıştayımızın görev alması bu kurumun dışarıda da saygınlığını çok net bir şekilde bize gösteriyor çağın gerektiği şekilde.
Bakınız, 5018'le beraber performans denetiminin de süreç ilerledikçe iki yıl önce bu Mecliste Plan ve Bütçe Komisyonunda bürokrat olarak bu süreçte "Sayıştay raporları niçin gelmiyor?" gündemi, konusu tartışılırken şükür ki bugün böyle bir tartışmanın gündemden çıktığını görüyoruz. Bugün raporların zayıflığı, daha güçlü olması gerektiği... Burada şunu söyleyebiliriz: Denetim sisteminin mantığında "önleyici denetim" dediğimiz sistemin daha aktif hâle gelmesi lazım. Yani idareleri yönlendirecek, bilgilendirecek, hataları minimize edecek şekilde bu kurumlarımızın daha aktif bir şekilde katkı vermesini diliyorum bu konulara çünkü süreç geçtikten sonra denetimin de çok fazla bir anlamı olmuyor.
Şimdi, Sayıştayla ilgili görüşmemden sonra bir de ombudsmanlık kurumuyla ilgili birkaç hususu belirterek tamamlamak istiyorum.
Sayın Başkanım, evet, AK PARTİ iktidarı döneminde -bunu söylemek zorundayım- yani 1990'lı yıllarda gündemimiz çok farklıydı. Kamu kurumlarının sorgulanması, değişimi, dönüşümü çok ağır giden bir süreçti. Yani kurumlar kurulmuş ve dokunamıyorsunuz, değiştiremiyorsunuz. Bakınız, Bilgi Edinme Yasası bu iktidar döneminde çıktığında evet yani gerçekten cesur bir kanundu, tartışılabilir.
Şimdi, ombudsmanlık kurumunu hukuk fakültesinde biz okurken teorik anlamda "Bu nasıl bir kurum, nasıl işliyor?" diye buna ilişkin araştırma yapardık. İşte Norveç, İsveç, Danimarka, Finlandiya gibi ülkelerde bu kurumun varlığını, nasıl işlediğini merak ederken ve biz bu dönemde bu kuruma sahip olduk. Öncelikle bu kurumu yerden yere vurmak yerine bu kurumda ne eksik anlamında bizim ciddi anlamda kafa yormamız lazım. Bu konuda kurumdaki bilgiler ciddi anlamda, öncelikle bir defa Meclisin böyle bir kurumda öncülük yaptığını görüyoruz, yüce Meclisin böyle bir kurumda büyük bir emeği var, böyle bir kurum oluşuyor. Kurumun kurumsal yapısına, kanunlarına, inceleme şekline baktığımızda gerçekten bunlardan ciddi anlamda habersiz olduğumuzu, bu anlamda ombudsmanlık kurumunun öncelikle bir algı yönetiminde ciddi bir şekilde bir değişim olması gerektiğini düşünüyorum. Aslında çok ciddi işler yapıyor. Burada kişisel başvurulardan tüzelkişilerin başvurusuna kadar bunlarla ilgili... Fakat nihai noktada vatandaşımızı bilgilendirme noktasında kurum çalışanlarımızın daha fazla bilgi ve gündemi yakalaması noktasında çalışmalara ihtiyaç var diye düşünüyorum. Ancak burada kurumun temel kanaatimce sorunu birkaç hususta talep var, o da kurumun resen inceleme, araştırma yetkisi sahibi olması.
Yine, 6328 sayılı Yasa, yetki ve fonksiyon noktasında yetersiz. Bunun ana sorun olarak çözülmesi noktasında Meclisimizin bir çalışma yapması gerektiğini düşünüyorum.
Yine, AB'deki uygulamaya baktığımızda bizim tabii ki bunu birkaç uygulama örneklerinden yola çıkarak böyle bir kurum oluşturduk.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Taşcı ek süre de tamamlandı, lütfen bitirin.
ERGÜN TAŞCI (Ordu) ¬- Evet.
AB'deki bu kurumlara baktığımızda buradaki ombudsmanların kanunların anayasaya aykırılığına ilişkin başvuru hakkından tutun da dava açmasına kadar çok ciddi yetkileri var. Dolayısıyla yıllardır beklediğimiz ve milletimizin gerçekten yargının yanında ciddi bir çözüm beklediği konunun sadece incelemeyle sınırlı olmaması, uygulamaya kabil bir şekilde kararlarının uygulama noktasında ciddi anlamda Meclise bir desteği olduğu, ihtiyacı olduğu açık. Bunu tartışalım, hep beraber bu yasama döneminde ombudsmanlık kurumunu, oradaki ciddi çalışmayı, ciddi uzmanların birikimini yani bir şey yapmıyor gibi, sonuç odaklı nasıl çalıştırılabilir hâle getiririz bu anlamda sizlerin hep beraber, birlikte desteğine ihtiyaç var.
Bu temennilerimle bu kurumun aslında çalışmalarına baktığımız zaman ciddi anlamda yurt dışında özellikle 15 Temmuzdaki yaşanan hadisenin algılanması noktasında ciddi çalışma yaptığını görüyorum. Yani Türkiye'deki bu hadiseyi anlatma noktasında bile büyük faaliyeti olan, yurt dışından gelen heyetlerle, meslektaşlarıyla ciddi çalışma yapan kurumun ana itibarıyla yetki sorununu çözme noktasında Meclise önemli görev düştüğünü düşünüyor, bu dört kurumumuzun da bütçesinin milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum Başkanım.