KOMİSYON KONUŞMASI

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FARUK ÖZLÜ (Düzce) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyeleri, çok saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, basınımızın kıymetli temsilcileri; 2017 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesap Kanun Tasarısı'nı görüşmek ve Bakanlığımız ile bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarımızın bütçe faaliyetleri hakkında bilgi sunmak üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

2017 yılı bütçemizin milletimiz ve ülkemiz için şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Her şeyin en iyisini hak eden milletimiz için bugünden çok daha güçlü, çok daha zengin, müreffeh bir Türkiye inşa etmeliyiz. 2017 yılı bütçesi işte bu açıdan çok büyük önem taşıyor.

Sayın Başkan, değerli üyeler; son derece sağlam ve güçlü dinamiklere sahip olan Türkiye, istikrarlı bir şekilde büyümeye devam ediyor. Geçtiğimiz yıl yakaladığımız yüzde 4'lük büyüme oranı ile G20 ülkeleri içinde en hızlı büyüyen 4'üncü ülke olduk. Bu yılın ilk yarısında da yüzde 3,9 oranında bir büyüme yakaladık. Bu oran, Çin ve Hindistan'ı hariç tutarsak, gelişmekte olan ekonomilerin 2,5 katı kadar bir büyüme anlamına geliyor.

Türkiye ekonomisi, 27 çeyrektir aralıksız büyüyor. Ekonomimiz, küresel krizden bu yana yaklaşık 7 milyon kişiye istihdam üretti. Çin ekonomisinde devam eden ivme kaybı, finansal piyasalardaki oynaklıklar, ülkelerin yüksek borç yükleri ve sermaye akımlarındaki zayıf seyir, küresel ekonomik büyümeyi sınırlıyor.

Yine, bölgemizde yaşanan olağanüstü jeopolitik gelişmeler, artan terör olayları ve son darbe girişimi de ekonomimizi baskı altına alıyor. Bütün bunları dikkate aldığımızda, ekonomide ve siyasette güven ve istikrarın değeri çok daha iyi anlaşılıyor. Sağlıklı büyümenin yolu özel sektörün yaptığı yatırımdan, üretimden ve ihracattan geçiyor. Bilhassa sanayi sektörü, bu açıdan büyük bir önem taşıyor. Hamdolsun, Türkiye'de büyümenin lokomotifi de sanayi sektörüdür. 2003-2015 döneminde, sanayi sektörünün ortalama büyümesi ülke büyümesinin üstünde gerçekleşti. Bugün Türkiye, dünyadaki önemli üretim merkezlerinden biridir. Avrupa'da hafif ticari araç ve otobüs üretiminde 1'inci, kamyon üretiminde 2'nci, otomobil üretiminde 7'nci ve toplam üretimde 5'inci sıradayız. Beyaz eşya ve çimento üretiminde Avrupa 1'incisi, demir çelik sektöründe Almanya'dan sonra 2'nciyiz. Küresel düzeyde iddialı olduğumuz tekstil alanında da öncülüğümüz sürüyor.

Sayın Başkan, değerli üyeler; Türkiye'nin büyümesi ihracata, ihracatın büyümesi de sanayi üretimine bağlıdır. 2015 yılında, ihracatımızın yüzde 93,4'ü üretim kaynaklıdır. Bu nedenle, sanayi üretimini daha da artırmak için yoğun bir gayret içerisindeyiz. Ancak sanayimizde sadece nicelik olarak değil, nitelik bazında da sanayimizi geliştirmek istiyoruz.

Daha verimli, çevreye duyarlı, ölçek ekonomisinden istifade eden, teknoloji seviyesi yüksek, güçlü markalar ve tasarımlar oluşturabilen bir sanayi sektörü hedefliyoruz. Küresel bir üretim merkezi olan Türkiye'yi, aynı zamanda bir teknoloji üssüne de dönüştürmeyi amaçlıyoruz.

Günümüz iş dünyasında fikrî sermayenin maddi sermayeye göre daha büyük önem kazandığını görüyoruz. Bazı firmaların marka değerleri, firmanın sahip olduğu diğer tüm varlıklarından daha değerli olabiliyor. Dev firmalar arasında âdeta patent savaşları yaşanıyor. Bir hava yolu firmasının uzun yıllar içinde ve 80 bin çalışanla ulaşabildiği piyasa değerine, sadece 55 çalışanı olan "WhatsApp" birkaç yıl içinde erişebiliyor. Dünyanın en büyük şirketleri, en güçlü markaları gibi listelerde, bilgi teknolojileri, yazılım, mobil iletişim gibi alanlarda faaliyet gösteren teknoloji firmalarının ağırlığı sürekli artıyor.

Bakanlığımızın Girişimci Bilgi Sistemi'nden elde ettiğimiz birkaç örnek veriyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Girişimci Bilgi Sistemi verilerine göre 2015 yılında düşük teknolojili sektörlerde ortalama faaliyet kârlılığı yüzde 5 iken, yüksek teknolojili firmaların ortalama faaliyet kârlılığı yüzde 8'dir. Tasarım yapan firmaların kârlılık oranı yapmayanların 2 katına yakındır. İhraç ettiğimiz gıda ürünlerinin ortalama kilogram değeri 1,1 dolar iken, ihraç ettiğimiz eczacılık ürünlerinin ortalama kilogram değeri 23,7 dolardır. Mobilya sektöründe çalışanların ortalama ücreti 1.532 Türk lirası iken, bilgisayar ve optik ürünler sektöründe ortalama ücret 2.829 TL'dir. Bu listeyi uzatmamız mümkün. Elimizde bunlara benzeyen çok sayıda analizler mevcut. Bütün bunların özet olarak söylediği şey şudur: Teknoloji ve tasarım daha yüksek kâr, daha fazla ihracat, gelir ve tasarruf anlamına geliyor. Türkiye'de bu alanlarda çok olumlu gelişmeler yaşanıyor. Mesela 2002 ile 2014 yılları arasında, nominal olarak millî gelirimiz 5 kat yükselirken, AR-GE'ye ayırdığımız bütçe 10 kat yükseldi. 2014 yılında, tarihimizde ilk defa AR-GE harcamalarının millî gelirimize oranı yüzde 1'i geçti. Araştırma geliştirme harcamaları, patent başvuruları gibi göstergelere baktığımızda, dünyada en hızlı gelişme gösteren ülkeler arasındayız. Araştırma geliştirme yoğunluğumuzu en az yüzde 3 seviyesine çıkaracağız. İhracatımız içinde yüksek teknolojili ürünlerin payını Avrupa Birliği ortalaması olan yüzde 20'lere taşıyacağız.

Araştırma geliştirme projelerinin ve patentlerin ticarileştirilmesinde de daha yoğun bir mesai harcayacağız. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının bu çalışmaları ve bu çalışmaların başarısı, ülkemizin geleceği üzerinde büyük bir önemi haizdir. Bakanlık olarak, bu gerçeğin farkındayız ve çalışmalarımızı çok büyük bir dikkat ve titizlikle sürdürüyoruz.

Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; Konuşmamın bu bölümünden itibaren Bakanlığımızda, bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarımızda yürüttüğümüz ve yürüteceğimiz çalışmaları, özet olarak sizlerle paylaşmak istiyorum. Sanayinin bir bütün hâlinde gelişmesi için yürüttüğümüz çalışmalar olduğu gibi, sektörler düzeyinde uyguladığımız projeler de bulunuyor. Bu çalışmalarımızı, hazırladığımız ve uyguladığımız stratejik planlar esasında yürütüyoruz. Şu anda sanayi stratejimizin yanı sıra, verimlilik ve girişimcilik gibi konsept alanlar için hazırladığımız stratejileri ve sektörel strateji belgelerini uyguluyoruz. Uygulama süresi dolacak olan makine, elektrik ve elektronik, demir çelik ve demir dışı metaller, kimya ve seramik sektörleri için uyguladığımız strateji belgelerinin revizyon çalışmalarını da tamamlamak üzereyiz. Birçok sektör için kaliteyi, katma değeri ve ihracat potansiyelimizi artıracak, dışa bağımlılığı azaltacak özel projeleri de sektör temsilcileriyle birlikte yürütüyoruz. Mesela, Motor Mükemmeliyet Merkezi, Gaz Yakan Cihazlar Mükemmeliyet Merkezi, Plastik Mükemmeliyet Merkezi gibi yeni model yapılar oluşturuyoruz. Türkiye Çelik Sektörü Üretim Yöntemleri ve Teknolojik Yapılanması Dönüşümü Projesi'yle sektörün üretim yapısını değiştirmeyi hedefliyoruz. Yerli üretimi teşvik etmek amacıyla da önemli programlar yürütüyoruz. 2014 yılının son aylarında yerli üretimi desteklemek ve dışa bağımlılığımızı azaltmak için Yerli Malı Tebliği'ni yayınlamıştık. Bu tebliğe göre, bugüne kadar TOBB ve TESK'e bağlı odalar tarafından 9.580 adet "Yerli Malı Belgesi" verildi. Bu belgeye sahip olmak çok önemlidir çünkü orta-yüksek ve yüksek teknolojili sektörlerde faaliyet gösteren ve bu belgeye sahip olan firmalara kamu ihalelerinde yüzde 15'e kadar fiyat avantajı uygulaması zorunluluğu bulunuyor.

Benzer bir mantıkla, kamunun desteğiyle AR-GE projesi yürüten ve ortaya bir ürün çıkaran firmalara "Teknolojik Ürün Deneyim Belgesi" vermeye başladık. Böylece bu ürünlerin kamu ihalelerine katılmasının önündeki engelleri kaldırdık çünkü bu belge ihalelerdeki iş bitirme belgesinin yerine geçiyor.

2015'te kurduğumuz ve "lonca" ismini verdiğimiz web sitesiyle Türkiye'de 'kimin, nerede, ne ürettiği' bilgisine anında ulaşabiliyoruz. Bugüne kadar 310 bin kişinin ziyaret ettiği bu portal, tedarik zincirinde yerli firmaların daha fazla pay alması için bir zemin teşkil ediyor. Aynı mantıkla, ülkemizdeki akredite test ve muayene hizmeti veren laboratuvarlara ulaşılmasını sağlayan "Laboratuvar Portalı"nı da kurduk. Yakında kuracağımız "Kamu-Üniversite-Sanayi İş Birliği Portalı" da kimin, nerede, hangi AR-GE çalışmasını yürüttüğü bilgisine ulaşmamızı sağlayacak.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sanayi siteleri, organize sanayi bölgeleri ve endüstri bölgeleri, sanayimizin fiziksel gelişiminin ve planlı sanayileşmenin en önemli unsurlarıdır. Bu bölgeler, sanayicimizin dünya standartlarında üretim yapmasını sağlayan altyapılar sunmaktadır. Bakanlığımız, OSB'lerin altyapı çalışmalarına, sanayi sitelerinin ise alt ve üst yapı projelerine çok uygun şartlarda kredi veriyor. 2016 fiyatlarıyla organize sanayi bölgelerine 3,5 milyar TL, sanayi sitelerine 4,8 milyar TL kredi kullandırılmıştır.

Ülkemizde bugüne kadar tamamlanan 166 organize sanayi bölgesi projesinin 101'i, 466 sanayi sitesi projesinin ise 117 tanesi son on dört yılda tamamlanmıştır. Bu yıl sonuna kadar 19 bin kişiye istihdam imkânı sağlayacak olan 8 OSB ve 4 sanayi sitesi projesini daha tamamlamış olacağız. 2017'de ise 31 bin kişiye istihdam imkânı sunacak olan 9 OSB ve 2 sanayi sitesi projesini daha tamamlayacağız.

Şu anda 294 OSB'mizde 1 milyon 640 bin kişi istihdam edilmektedir. 2023 hedefimiz 70 yeni OSB daha kurarak 1 milyon ilave istihdam oluşturmaktır. Bir diğer önemli hedefimiz ise ihtisas organize sanayi bölgelerinin sayısını artırmaktır. Türkiye'ye büyük ölçekli ve özellikli yatırımlar kazandırmak için endüstri bölgeleri kurmaya da büyük önem veriyoruz.

Şu anda, Filyos, Ceyhan Enerji İhtisas, Karapınar Enerji İhtisas, BMC Karasu Münferit Yatırım Yeri ve Niğde Bor Enerji İhtisas olmak üzere 5 endüstri bölgemiz bulunuyor. 2017 bütçesinde organize sanayi bölgeleri, sanayi siteleri, endüstri bölgeleri projelerimize 450 milyon TL'nin üzerinde bir kaynak ayrılacağını hatırlatmak isterim.

Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; konuşmamın ilk kısmında da ifade etmiştim, Türkiye'de AR-GE harcamaları hızla artıyor. Çok daha sevindirici olan husus ise AR-GE harcamalarının içinde sanayi sektörünün payının da sürekli artıyor olmasıdır. Reel sektörün yaptığı AR-GE harcamalarının hızla artmasında, başta Bakanlığımız, KOSGEB ve TÜBİTAK olmak üzere, Hükûmetimizin uyguladığı politika, program ve destekler büyük bir rol oynamaktadır. Bakanlığımız ve bağlı kuruluşlarımız aracılığıyla fikir aşamasından projeye, projeden AR-GE'ye, AR-GE'den yatırım ve pazarlamaya kadar teknolojik ürünlerle ilgili her aşamayı destekliyoruz.

Bu yıl hayata geçirdiğimiz AR-GE reform paketi, AR-GE ve yenilik ekosistemini daha da güçlendirmemiz için dev bir adım olmuştur. Kısaca özetleyecek olursak, bu paketle, AR-GE merkezi kurmak için gerekli personel sayısını 15'e düşürdük. Tasarım merkezlerinin de AR-GE merkezleri gibi desteklenmesinin önünü açtık. Sipariş yoluyla yaptırılan araştırma geliştirme ve tasarım projelerini de istisna kapsamına aldık. Araştırma geliştirme projelerine gümrük vergisi istisnası getirdik. Daha fazla ve daha nitelikli AR-GE personelinin istihdam edilmesi için AR-GE personelinin gelirinin artması için önemli adımlar attık.

Yine, öğretim üyelerimizin AR-GE projelerinde daha fazla yer almalarını teşvik edecek düzenlemeler yaptık. Destek programlarımızda da önemli revizyonları hayata geçirdik. Bugün ülkemizde 51'i faal olmak üzere 64 teknoloji geliştirme bölgesi bulunuyor. Bu bölgelerde istihdam edilen nitelikli personel sayısı 41.172'ye ulaştı. Şu anda 287 AR-GE merkezinde 28.500 nitelikli personel istihdam edilmektedir.

Araştırma geliştirme ve yenilik faaliyetlerini kendi bünyesinde yapmak isteyen özel sektör firmalarımıza ise AR-GE merkezi belgesi veriyoruz. Bu belgeye sahip firmalarımız vergi indirimi, sigorta primi desteği, gelir vergisi stopajı desteği, damga vergisi istisnası gibi imkânlardan yararlanıyor. AR-GE Reform Paketi'nin de etkisiyle önümüzdeki süreçte AR-GE merkezi sayımızı, önce 500'e, ardından bine çıkarmayı hedefliyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ülkemizde Piyasa Gözetimi ve Denetimi faaliyetlerinin sanayi ürünleriyle ilgili kısmının yaklaşık yüzde 70'ini Bakanlığımız yürütmektedir. Piyasa gözetim ve denetim faaliyetlerini sadece tüketici hakları açısından değil, kaliteli üretim yapan sanayicimizin haklarını korumak açısından da çok çok önemsiyoruz. Bu yılın ilk on ayında 114.554 farklı marka/model ürünü denetledik. Denetimler sonucunda uygunsuz bulunan 39.986 ürün arasından insan sağlığı, can ve mal güvenliği için risk oluşturan 189 ürünün piyasaya arzını yasakladık, daha önce arz edilenlerin ise toplatılmasına karar verdik.

Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; Bakanlığımız, Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Aracı Programı (IPA) 1'inci dönemi kapsamında, Rekabetçi Sektörler Programı'nı yürütmektedir. Bu programla Türkiye'nin doğusunda yer alan 43 ilde 514 milyon avro bütçeli 44 projeyi yürütüyoruz. Programın 2014-2020 yıllarını kapsayacak 2'nci döneminde ise 405 milyon avro bütçeyle bu projeleri artık ülke genelinde uygulayacağız. Bu program kapsamında, ülkemizin birçok şehrinde, o şehirlerin sosyoekonomik yapılarını kuvvetlendiren önemli projeler yürütüyoruz. Mesela, Mardin'de "Sürdürülebilir Turizm Projesi", Giresun'da "Fındık Altına Dönüşüyor", Kars'ta "Tarihî Kimliği ile Kars Kenti" ve Rize'de "Çay Araştırma ve Uygulama Merkezi" gibi projeleri hayata geçirdik, geçiriyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; araştırma geliştirme ve yenilik alanında, TÜBİTAK'ta yaptığımız çalışmaları da sizlerle kısaca paylaşmak istiyorum.

Biliyorsunuz, Fetullahçı Terör Örgütü'nün en fazla faaliyet gösterdiği kurumlarımızdan biri TÜBİTAK olmuştur.

TÜBİTAK'la üniversitelere, akademisyenlere ve özel sektöre destekler veriyor, ülkemizin bilim ve teknoloji alanındaki gelişimini hızlandırmaya çalışıyoruz. Bilim ve teknoloji faaliyetlerini desteklemek için hiçbir fedakârlıktan kaçınmıyoruz. 2005 yılında başlatılan Türkiye Araştırma Alanı (TARAL) Destek Programı'na ilk yılında 345 milyon TL ödenek ayrılmışken, önümüzdeki yıl bu programa 1,5 milyar TL ödenek ayırmayı planlıyoruz.

Akademik AR-GE destek programları kapsamında, araştırma camiamıza, son dokuz yılda, önceki kırk iki yılın toplamından daha fazla destek sağladık. Özel sektöre AR-GE ve yenilik faaliyetlerini teşvik ettiğimiz programlar kapsamında, 2003'ten bugüne kadar, 11.932 projeye 5,4 milyar TL hibe desteği sağladık. Bu rakam, 1995-2002 döneminde sağlanan desteğin tam 13 katıdır.

TÜBİTAK desteklerinin içeriği de her geçen gün gelişiyor. Otomotiv, makine, enerji, gıda, su, savunma ve uzay gibi öncelikli sektörlere yönelik özel ve zengin içerikli programlarımız bulunuyor. Teknogirişimciliği destekleyen, üniversitelerin teknoloji transfer ofisi kurmalarını sağlayan, risk sermayesi fonlarını etkin hâle getiren, uluslararası kuruluşların ülkemizde AR-GE laboratuvarları kurmasının önünü açan, öğrencilerimize lisans, yüksek lisans ve doktora sürecinde burs veren, uluslararası akademik iş birliğini teşvik eden destek programlarımız bu zenginliği yansıtıyor.

Bilimi başta çocuklarımız ve gençlerimiz olmak üzere tüm topluma sevdirmek amacıyla şehirlerimizde bilim merkezleri kuruyoruz. Konya, Kocaeli, Bursa, Kayseri ve Elâzığ'da bilim merkezlerini kurduk.

TÜBİTAK SAGE bünyesinde geliştirdiğimiz Hassas Güdüm Kiti, Nüfuz Edici Bomba ve Satha Atılan Orta Menzilli Mühimmat SOM'un seri üretimine başladık. Bu mühimmatı, son dönemde, terörle yürüttüğümüz etkin mücadelede de kullanıyoruz. Millî silahlarımız ve mühimmatımızla çok daha başarılı operasyonlar yürütüyoruz.

TÜBİTAK BİLGEM'de e-devletin anahtarı olan elektronik T.C. kimlik kartını kullanıma hazır hâle getirdik. Bu kartların Kırıkkale'de dağıtımına da başladık. İlk millî haberleşme uydumuz olacak olan TÜRKSAT 6A'yı da 2020'den önce uzaya fırlatmayı hedefliyoruz.

Sayın Başkan, değerli üyeler; 81 ilde 88 müdürlükle faaliyet gösteren KOSGEB, farklı model ve yöntemler içeren programlarıyla, ekonominin temel direkleri olan KOBİ'lerimize her zaman ve her yerde destek sağlamaktadır.

2010 yılında devreye aldığımız proje esaslı yeni destek programlarıyla, KOSGEB'i ucuz finansman sağlayan bir kurum olmanın ötesinde, nitelikli projelere etkin destekler veren bir yapıya kavuşturduk.

Bugün, 10 farklı destek programıyla KOBİ'lerin rekabet gücünü artırmaya, onları daha nitelikli bir hâle getirmeye devam ediyoruz.

2010 yılında proje odaklı destekleme modeline geçtikten sonra yaklaşık

96 bin işletmemize 1,77 milyar TL destek sağladık.

KOBİ finansman destek kredi programları kapsamında işletmelerimize 2003 yılından bugüne kadar 1,14 milyar TL kaynak aktardık ve böylece 11,9 milyar TL tutarında kredi hacmi oluşturduk.

2003 yılından bugüne kadar, KOBİ'lere aktardığımız toplam kaynak ise yaklaşık 3,25 milyar TL'dir.

Dikkatlerinize sunmak istiyorum, 1990-2002 yılları arasındaki dönemde KOBİ'lere aktarılan kaynak sadece 14,5 milyon TL'ydi.

KOSGEB olarak, bu yıl 3 yeni destek programını uygulamaya başladık. İlk programımız olan KOBİGEL (KOBİ Gelişim Destek Programı) ile ülkemizin ihtiyaçlarına uyumlu, çağrı esaslı destekler vermeye başladık. "Orta-Yüksek Ve Yüksek Teknoloji KOBİ'lerde Kapasite Geliştirme", "Geleneksel İmalat Sanayi Kobi'lerinde Katma Değerin Arttırılması", "Hızlı Büyüyen Kobi'lerde Kapasite Geliştirme", "KOSGEB Destekli Girişimlere İvme Ve Bilişim Teknolojileri Kobi'lerinin Geliştirilmesi" gibi başlıklarda çağrıya çıktık.

Yine, bu yıl uygulamaya başladığımız diğer iki program ise, Uluslararası Kuluçka Merkezi ve Hızlandırıcı Destek Programı ile Teknolojik Ürün Tanıtım ve Pazarlama Destek Programı'dır.

KOSGEB, sadece mevcut KOBİ'lere yönelik değil, girişimcilere yönelik destek programlarıyla da öne çıkıyor.

2010 ve 2016 döneminde, 475 bin vatandaşımız, KOSGEB'in diğer kurumlarla ve STK'larla düzenlediği girişimcilik eğitimlerine katıldı. Bu eğitim programlarından sertifika alan, KOSGEB'in Yeni Girişimci Destek Programı'ndan yararlanabilmektedir.

Bu sene hayata geçirdiğimiz bir protokolle, artık mesleki ve teknik eğitim liselerinden mezun gençlerimiz de bu destekten yararlanabilecek. Bugüne kadar, 25 binden fazla girişimcimiz, KOSGEB desteğinden yararlanarak kendi işinin patronu olmuştur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; araştırma ve geliştirme ve inovasyona yapmış olduğumuz yatırımların temel çıktıları olan sınai mülkiyet hakları, 2023 yılı hedeflerimize ulaşma sürecinde öncelikli gündem maddelerimizden biridir.

Son on dört yılda, yerli patent başvurularımız 13 katına, yerli patent tescil sayımız 24 katına çıktı. Bu yılın ilk dokuz ayında da patent başvurularımız yüzde 17 oranında artmıştır. Son beş yıldır, Avrupa'da, marka başvurularında 1'inci, tasarım başvurularında ise 2'nci sırada yer alıyoruz.

Sınai mülkiyet alanında böyle hızlı ve olumlu gelişmeler yaşanırken, Enstitünün hizmet kalitesini de sürekli iyileştiriyoruz. Patent araştırma ve inceleme kapasitemizi çok iyi bir seviyeye getirdik. Bakınız, çok acı bir şeydir; 2005 yılına kadar, patent başvurularının tamamını yurt dışındaki uzmanlara inceletiyorduk. Artık bu araştırma ve inceleme faaliyetlerinin tamamını Enstitü bünyesinde yapabiliyoruz. Hatta, artık dışarıdan gelen başvuruları da inceleyebiliyoruz.

6 Ekimde, Dünya Fikrî Mülkiyet Teşkilatı nezdinde, uluslararası patent araştırma ve inceleme otoritesi olarak kabul edildik. Böylece, Türk Patent Enstitüsü, uluslararası düzeyde araştırma, inceleme faaliyeti gösterebilen bir kurum hâline geldi.

Sayın Başkan, değerli üyeler; bugün Türk Standartları Enstitüsü, Uluslararası Standardizasyon Teşkilatının 20 asil üyesinden birisidir.

Avrupa standart kuruluşlarına üyeyiz. Bu nedenle, EN standartlarının hazırlanması sürecinde oy ağırlığı olarak Avrupa'nın gelişmiş ilk 4 ülkesiyle aynı güce sahip hâle geldik. Bu müjdeyi iş dünyamızla her fırsatta paylaşıyor ve sanayicilerimizi uluslararası kuruluşlarda Ayna Komite çalışmalarına dâhil olmaya davet ediyoruz.

Bugün TSE, 100'ü aşkın ihtisas laboratuvarıyla, 1.757 metottan ulusal ve uluslararası akredite olmuş bir şekilde hizmet sunuyor. Yılda 4 bine yakın eğitim, 33 binden fazla deney raporu ve 32 bine yakın kalibrasyon sertifikası veriyoruz. Test ve laboratuvar altyapısını daha da güçlendirmeye büyük önem veriyoruz. Mesela, Avrupa'nın en büyük otomotiv test merkezlerinden birini Bursa'ya yapıyoruz. Uluslararası uygunluk değerlendirme pazarından daha fazla pay almak istiyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), Türkiye'nin ulusal akademisi olma bilinç ve sorumluluğuyla faaliyetlerine devam ediyor.

Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanlarını Ödüllendirme Programı, Bilimsel

Telif ve Çeviri Eser Ödülleri Programı ile Uluslararası TÜBA Akademi Ödülleri

gibi programlar ile bilime destek olmaya ve bilime olan ilgiyi artırmaya çalışıyoruz.

TÜBA ödüllerinin Sayın Cumhurbaşkanımızın himayesine alınması da, bu ödülleri daha anlamlı ve değerli hâle getirdi, ödül programına olan kamuoyu ilgisini artırdı.

TÜBA-Türkçe Bilim Terimleri Projesi kapsamında, 22 alt alana ait terimleri içeren Mühendislik Terimleri Sözlüğü, İnternet üzerinden kamuoyuna açıldı.

Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; Şeker Kurumu, pancar şekeri ve nişasta bazlı şeker sektöründe kota işlemlerini yürütüyor ve 7,5 milyar TL'Iik ekonomik büyüklüğe sahip olan piyasayı düzenliyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmamın bu son kısmında sizlerle önümüzdeki dönemde öncelik vereceğimiz bazı önemli çalışmaları kısaca paylaşmak istiyorum.

Gündemimizde bulunan en önemli maddelerden birisi TÜBİTAK'ı yeniden yapılandırmaktır. Bu kapsamda, bilim ve teknoloji politikalarımızı yenileyen ve hızlı karar alma mekanizmaları oluşturan adımlar atacağız.

TÜBİTAK'ı iş yapan değil, işi yaptıran, özel sektörle rekabet eden değil, özel sektöre rehberlik eden bir kurum hâline dönüştüreceğiz.

Özellikle, teknolojinin ticarileşmesine daha büyük bir dikkatle yoğunlaşacağız.

TÜBİTAK'ta hâlen yürütülmekte olan projeleri hızlandıracağız.

Bir başka önemli çalışma alanımız ise yerli marka elektrikli otomobil projesidir.

Burada bir yanlış anlamayı düzeltmek istiyorum. Bizim amacımız yerli otomobil üretmekten ziyade, yerli bir otomobil markası oluşturmaktır. Yerli imkânlarla bir otomobil üretmek çok zor bir mesele değildir. Zaten birçok firma, tasarımı ve teknolojisi Türkiye'de geliştirilen, üretimi burada yapılan modeller geliştiriyor. Biz, zor olana talibiz. Sadece Türkiye'de değil, dünyada da tutacak bir otomobil markası oluşturmayı hedefliyoruz.

Bu projeyle ilgili iş modelini oluşturmak, idari ve teknik şartnameleri hazırlamak için çalışmalarımız son aşamaya gelmiştir.

Bir başka önemli çalışma konumuz, dördüncü sanayi devrimidir. Geleceğe damga vuracak olan akıllı üretim sistemleriyle ilgili sürece şimdiden hazırlıklı olmak istiyoruz. Burada iki temel amacımız var: Birincisi, fabrikalarımızın akıllı üretim sistemleriyle donatılmasını, üretimin bu yeni teknolojilere uygun bir dönüşümden geçmesini hedefliyoruz. İkincisi, bu döneme damga vuracak olan teknolojileri yerli imkânlarla geliştirmeyi ve üretmeyi amaçlıyoruz.

Dördüncü sanayi devrimiyle ilgili kamunun ve özel sektörün temsilcilerinden oluşan bir platform kuruyoruz. Bu platform aracılığıyla bir eylem planı oluşturuyoruz. Uygulayacağımız politikaları ve politika araçlarını bu platform bünyesinde belirleyeceğiz. Sanayicilerimizin de bu süreci sahiplenmelerini sağlayacak çalışmalar yapacağız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bakanım, ek süre veriyorum.

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FARUK ÖZLÜ (Düzce) - Az kaldı efendim.

Önümüzdeki dönemde, Bakanlığımız, Yüksek Öğretim Kurulu ve Millî Eğitim Bakanlığı arasındaki etkileşimi artıracağız.

Özellikle teknoloji eğitimi konusunda bu kurumların daha fazla iş birliği yapmasını, ortak hedefler belirlemesini ve bu hedeflere uygun adımlar atılmasını sağlayacağız. Kamu alım politikalarını yerli üretimi teşvik etmek açısından bir kaldıraç olarak kullanmayı çok önemsiyoruz.

Bu amaçla, Kamu-Sanayi iş birliği modelini aktif bir şekilde uygulayacağız. KOSGEB'İ, KOBİ'ler ve girişimciler için yeni finansman modelleri geliştirecek şekilde yapılandıracağız.

Özellikle sanayimizin derinlik kazanması ve tabana yayılması için KOBİ'lerimize daha etkin hizmetler sunacağız.

Bir başka önemli konumuz olan Sınai Mülkiyet Kanun tasarısı, şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemindedir. Muhalefetle uzlaşma ve iş birliği içinde en kısa zamanda yasalaşacağına inandığımız bu tasarıyla hem sınai mülkiyetle ilgili tüm kanun hükmünde kararnameleri tek bir çatı altında toplamayı hem de reform niteliğinde yeni düzenlemeleri hayata geçirmeyi planlıyoruz. Patentlerin, markaların ve tasarımların başvuru süreçlerini kolaylaştırmayı, tescil sürelerini hızlandırmayı ve kısaltmayı, koruma süreçlerini etkinleştirmeyi düşünüyoruz.

Bakanlığımızda öncelik verdiğimiz en önemli çalışmalardan birisi de üretim reform paketidir. Bu paketle, sanayi bölgelerimizi daha nitelikli hâle getireceğiz. Organize sanayi bölgelerinin üzerindeki mali yükümlülüklerin bazılarını kaldıracağız veya miktarları düşüreceğiz. Parsel maliyetlerine belirli kriterlere göre üst sınır getireceğiz. Organize sanayi bölgelerinde üretim yapan firmalarımızın üzerindeki emlak vergisi, yapı denetimi gibi yükleri daha makul seviyelere çekeceğiz. Şehir merkezlerinde kalmış bulunan sanayi sitelerini dönüştürmek istiyoruz. Bakanlığımızın yeni üretim alanları ve sanayi parselleri oluşturmasındaki etkinliğini artıracağız.

Modern finansman yöntemleri ve araçları geliştireceğiz ve sanayicilerimizin parasını arsaya veya binaya bağlamaksızın, doğrudan üretime aktarmasını sağlayacağız.

Sayın Başkan, değerli üyeler; bu sınırlı sürede, yaptığımız ve yapmayı planladığımız çalışmaları, sizlerle özet hâlinde paylaşmaya çalıştım.

2017 yılındaki toplam bütçemiz ise 10 milyar 99 milyon Türk lirasıdır.

Önceki yılların ve bu yılın bütçe gerçekleşmelerine baktığımızda, bize ayrılan ödeneğin tamamına yakınını kullandığımızı, hatta bazı yıllar ilave ödenek aldığımızı görüyoruz. 2017 yılı için tahsis edilen ödeneği de en etkin şekilde kullanacağız. Bize ayrılan her bir kuruşta tüyü bitmemiş yetimin hakkı olduğunu her zaman olduğu gibi aklımızda tutacağız. Yaptığımız her işi doğru, hızlı ve kaliteli yapmak için azami gayret göstermeye devam edeceğiz.

Konuşmamın sonunda, şahsım ve tüm çalışma arkadaşlarım adına, görüşmelere yapacağınız katkı ve destekleriniz için şimdiden her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Milletimizin bize bir emaneti olduğu bilinciyle kullanacağımızı ifade ederek, 2017 yılı bütçemizin ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum, Komisyonumuzun çok değerli üyelerini saygıyla selamlıyorum.