| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı b) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı c) Türk Standartları Enstitüsü ç) Türk Patent Enstitüsü d) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu e) Türkiye Bilimler Akademisi |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 09 .11.2016 |
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, yeni bütçemiz, çalışmalar hayırlı olsun diyorum. Ne ilginçtir ki daha önceki Bakan Kocaeli'nden siyasi rakibimdi, aynı zamanda Gümüşhane'den köylümdü, bu Bakan da Düzce'den köylüm yani böyle bir tesadüf olmaz.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Nasıl oluyor, siz kaç köydensiniz?
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - İnşallah Sayın Bakanım çok güzel çalışmalara imza atarız sizinle birlikte.
Şunu söyleyeyim, muhalefet olarak, Sanayi Komisyonu üyeleri olarak her şeyden önce samimiyiz. Üretim için, sanayi için yapılması gereken yasal düzenlemelerin her zaman yanında olacağız. Bundan önceki çalışmalarda istediğimiz çalışma planını uygulayamadık. Düşüncelerimizi, üretim için, sanayi için önerilerimizi bir türlü kabul ettiremedik. İnşallah bundan sonra daha verimli bir çalışma yaparız.
Sayın Bakan, konuşmanızda "Çelik sektörüyle ilgili üretimi destekleyeceğiz." dediniz. Türkiye'de son günlerde nükleer santraller tartışılıyor. Bunun yanında, şimdi çelik sektörü, çelik fabrikalarının tartışmaları doğarsa çevreye etkisini biraz araştırmamız gerekiyor. Türkiye'nin öncelikli olarak turizmde mi, sanayide mi, üretimde mi, enerjide mi nasıl bir yol alacağını belirlemesini gerekiyor. Onun için çok şirin, güzel turizm alanlarımızı inşallah çelik fabrikalarına açmayız. Bunu iyi değerlendirmek lazım çevreye etkisini çelik sektörünün.
Sayın Bakan, önümüzdeki süreçte üretim paketi tartışılıyor, adı "Üretim paketi" ama torba kanunu olarak gelecek diye gündemde var. Bu paketin özellikle Komisyon tarafından da, çalışmalara Komisyonu da katarak o çalışmaları değerlendirmemiz gerekiyor. Aynı zamanda, eğer bir sanayiye, üretime katkı sağlayacaksak bu çalışmaları ayrı bir paket olarak getirmemiz gerekiyor, torba kanun olarak Meclise getirmememiz gerekiyor. OSB'ler kanunu var orada; işte, anahtar teslim fabrikalar, yeni OSB'ler kanunu. Yıllardan beri Türkiye'de yapılan OSB'leri biraz araştırırsanız tarım arazileri organize sanayilere dönüştürülüyor. Köylülerin yerleri çok ucuz rakamlarla alınıyor 20 dolarlara, 10 dolarlara ve sonra da 200 dolar, 300 dolarlara rant hâline dönüşüyor. Üretim adı altında hiçbir şey yapılmıyor. İşte "294 organize sanayi var." dediniz. Organize sanayilerin doluluk oranı yüzde 50. Bunu iyi araştırmamız gerekiyor. Türkiye'nin ne kadar organize sanayiye ihtiyacı var? İşte bir Gebze Organize Sanayi var doluluk olarak yüzde 95'lerde, bir de Manisa Organize Sanayi. Diğer sanayilere baktığımız zaman bazıları yüzde 20 civarlarında, yüzde 10 civarlarında. Aynı zamanda yıllardan beri organize sanayi olmuş yerleri almışlar hâlâ fabrikalar kurulmuyor, üretimler yapılmıyor. Onun için, bizim bu yeni çıkacak paketi iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Adı "Üretim ve Sanayi Destekleme Paketi" olacaksa, bu çalışmalara muhalefetin de katkı koyması gerekiyor diye düşünüyorum.
Konuşmanızda Türkiye'deki işte marka başvurularının rakamları hep olumlu olarak yansıttınız. Sayın Bakanım, son yıllarda özellikle kaç tane fabrika kapandı, kaç tane fabrika açıldı, bunları da belirtmeniz gerekiyor. Artı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Tarhan, ek süre veriyorum.
Buyurun.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Anahtar teslim fabrikalar tartışılıyor Türkiye'de. Bugüne kadar Türkiye'de kaç tane fabrika atıl durumda? Özellikle devletin elinde, kamunun elinde olan fabrikaların nasıl satıldığını iyi biliyoruz. O anlamda anahtar teslim fabrikaları iyi değerlendirmek lazım. Ben anahtar teslim fabrikalarla değil üretimin önünü açarak bazı şeyleri aşarız diye düşünüyorum.
Sanayicinin en büyük sorunu üretimdeki vergi yükleri ve girdilerin maliyetlerinin yüksek olması. Yani Türkiye teşvik paketleriyle hiçbir noktaya gidemez ancak biz sanayicinin önünü açarak üretimdeki verimliliği artırmak için girdilerin vergi yüklerini hafifleterek rekabet ortamını artırırız diye düşünüyoruz. Bizim en büyük sorunumuz rekabet.
Marka bazında, diyorsunuz ki işte "Markalar yaratmalıyız." Benim markam dünya markası Çin'de de tanınıyor, Amerika'da da tanınıyor. Benim ihtiyacım üretimdeki vergi yükünü düşürmemiz gerekiyor yani girdilerin maliyetlerini düşürmemiz lazım rekabeti artırmak için, başka türlü bizim teşviklere ihtiyacımız yok.
İki konu var Sayın Bakanım, bunu gündeme getirerek sözümü tamamlamak istiyorum.
Birincisi: Bilişim vadisi Gebze'de kuruluyor. Türkiye açısından gerçekten önemli bir proje ama bu proje farklı alanlara çekilerek, işte o bölgedeki köylülerin yerlerini istimlak edilmeden izaleişüyu davalarıyla alınmaya çalışılıyor. Ve oradaki müteahhitlerin tamamen teklif usulüyle iş yürüttüğü bizler tarafına şikâyet ediliyor. O projeyi biraz incelemenizi istiyorum.
Bir de, otomobille ilgili, yerli otomobil sürekli gündemde, sanki muhalefetin bu yerli otomotive karşı geldiğini... Biz cumhuriyet Halk Partisi olarak yerli otoya karşı değiliz ama biz bu projenin yanlış olduğunu, yanlış yönetildiğini iddia ediyoruz. İşte bir Saab marka platformu 40 milyon Euro'ya verilip alınıp ve bunu elektrikli otomobile dönüştürmek. Bu platformdan 9-3 platformundan elektrikli otomobil çıkmaz. Bütün otomobil firmaları elektrikli otomobil yapmak için aynı platform üzerinde denemeler yaptı, hepsi başarısız oldu, sadece BMW bir seride başarılı oldu. Onun için bu platformdan elektrikli otomobil çıkmaz. Ve aynı zamanda eğer biz yerli oto yapacaksak girişimcileri bir araya getirerek ancak yapabiliriz. Yerli oto yapmak önemli değil, önemli olan bunu markalaştırmak. Önemli olan bunun işletme sermayesini hazırlamak, maliyet hesaplarını yapmak. Yerli oto Türkiye'de yapılıyor zaten. Yeni daha Ford bir kamyon yaptı, yüzde 95'i yerli, Ford Cargo. Yani yerli oto Türkiye'de yapılıyor zaten. Ama millî oto dersek bunu uluslararası markalarla nasıl rekabet edeceğimizi tartışmamız lazım. Ve bu aldığımız platformdan gelecekteki teknolojiye dönük araç çıkarabilir miyiz bunu tartışmamız gerekiyor. Yani bizim Saab markamızdan bir tane yerli, millî otomobil çıkmaz. Eğer yerli oto yapacaksak Türkiye'deki otomobil sektöründeki girişimcileri bir araya getirip buradaki proje değerlendirmeleriyle birlikte, Hükûmetin de desteğiyle bir yerli, millî otomobil ortaya çıkarırız diye düşünüyorum.
Çok teşekkür ederim.