| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı b) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı c) Türk Standartları Enstitüsü ç) Türk Patent Enstitüsü d) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu e) Türkiye Bilimler Akademisi |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 09 .11.2016 |
ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun çok kıymetli üyeleri, çok kıymetli bürokratlar ve değerli basın; Bilim, Sanayi Bakanlığımızın birkaç kurumdan oluşan bütçesiyle ilgili söz almış bulunmaktayım. Öncelikle, sözüme başlamadan önce Sayın Bakanımıza görevi nedeniyle görevinde başarılı olmasını diliyorum, hayırlı olmasını diliyorum inşallah. Çünkü Bilim, Sanayi Bakanlığımızın görev alanına ve birimlerine baktığımızda gerçekten paydaş kurumlar itibarıyla halkımıza çok fazla dokunan ve en fazla vatandaşımızın derdiyle dertlenen bakanlıklardan bir tanesi. Onun için önem arz ediyor.
Öncelikle, rakamlara fazla girmeden önce, kurum kurum, KOSGEB'den başlamak gerekirse, 1990-2002 arasındaki KOSGEB'in desteklerine baktığımızda -rakamlara girmeyeceğim- ve 2003 ile 2015 arasındaki destekleme süreci ve artışına baktığımızda, 2017 yılı için 1 milyar oranın üzerinde bir destek gözüküyor. Bu çok ciddi anlamda KOSGEB'deki desteğin artışı. Burada, tabii ki destek artarken, aynı zamanda bilgilendirme, aynı zamanda kamuoyunun ve özellikle bu desteğe muhatap kurumların kendini yenilemesi, buna uyum sağlaması noktasında ciddi anlamda KOSGEB'in bu çalışmasının artmasını talep ediyoruz.
Evet, bakıyoruz, gerçekten, takdir edilecek çalışmalar. Son beş yılda 500 bin insana girişimci eğitimi veriliyor ve bunun 24 bin adedi iş yeri açıyor ve bu iş yerine ilişkin ciddi anlamda bir istihdam söz konusu. Yani sadece eğitimle kalmıyor, uygulamaya dönük çalışmaları görüyoruz. Özellikle istihdam konusunun önemli sorun olduğu ülkemizde bu ciddi anlamda bizim bir paydaşımız. Bakıyoruz, mevcut işletmelere dönük kurumsallaşma, markalaşma, kurumsal kapasitenin artırılması, proje yapma kültürünün kazandırılması, ürünlerin yurt içi, yurt dışı pazarlara sunma becerisini kazanmaya dönük on ayrı destek programıyla gerçekten KOSGEB devletin veren eli, yani KOBİ'lerin hamisi durumunda. Dolayısıyla, buradan geçmişte de bürokraside görev yaptığımız dönemde Bilim, Sanayi Bakanlığımızda düzenleme ağırlıklı bu çalışmaların bir paydaşı olarak, hep masanın bir tarafında olan birisi olarak söylüyorum. Buradan özellikle bir iki öneri... Yerli ve yeni makine alacak imalatçı sanayiye kredi faiz desteği uygulanması, sektörel bazda uygulanması önemli bir adım olur diye düşünüyorum.
Yine, şu anda, henüz sonucu açıklanmamış makine, teçhizat kredisinin KOSGEB'e başvurup değerlendirmeyi geçen tüm işletmelere kullandırılmasını da Sayın Bakandan ve Bakanlıktan, bu konunun da gerçekleşmesini talep ediyoruz.
Dediğim gibi, KOSGEB'in, Türkiye'nin her tarafında, temsilcilikleri, müdürlükleri aracılığıyla, özellikle Karadeniz'de bizim için çok ihtiyaç olan ve buna ilişkin de heyecanı yüksek olan bir talep var. Bunun çalışmalarının artırılmasını talep etmekteyiz.
Türk Standartları Enstitüsüyle ilgili bir iki hususun altını çizmek isterim. Burada, bakıyoruz, müracaatların elektronik ortamda alınması, sürecin elektronik ortamda değerlendirilmesi, hazırlanması, bunlar gerçekten çağımızda güzel, hızlı, adım atılması gereken hususlar ve bunu sağladığını görüyoruz. Burada, hem zaman tasarrufu, hem kâğıt tasarrufu gibi süreci hızlandıran çalışmaları takdirle karşılıyoruz.
Yine, Türk Standartlarında araç ithalatını da, gümrükte tek pencere uygulamasıyla, elektronik imzayla sürecin tamamlanması da ayrı güzel bir çalışma.
Yine, TSE'de çağrı merkezi kurmak sanayiciye çok ciddi bir ivme kazandırır, ciddi bir katkı olur diye düşünüyorum. Buna ilişkin de öneri anlamında bunu söyleyebiliriz.
Sayın Başkan, Değerli Bakanım, kıymetli üyeler; TÜBİTAK, KOSGEB ve TSE'nin kuruluş tarihine baktığımızda bu kurumlarımızın yeniden bir daha güncellenmesi ihtiyacı, rehabilite edilme ihtiyacı var. Bakanlığımızın buna ilişkin çalışmalarını duyuyoruz ve bunun çok memnuniyet verici olduğunu söyleyebilirim. Bu üç kurumumuzun iş süreçlerinin kısaltılması ve özellikle vatandaşın diliyle, vatandaşın anlayacağı bir dil ile bir düzeye çekilmesi çok önem arz etmektedir. Bu konuda desteğimizin tam olduğunu buradan ifade etmek isterim. Gerçekten, bu kurumların daha iyi tanıtılma ve sürecin hızlandırılması... Çünkü, uygulamada karşılaştığımız hususlar olarak, bir iletişim, bir bilgilendirme veyahut da vatandaşımızın anlayamama, iletişim kuramama gibi sorunlarıyla birtakım mağduriyetler oluşuyor. Bunu gidermek ve kurumun da çağın ihtiyaçlarına uygun bir şekilde yeniden güncellenmesinde ciddi faydalar olacaktır diye düşünüyorum.
TÜBİTAK olarak... Gerçekten TÜBİTAK'la ilgili çok arkadaşlarımız çok değerli fikirler söylediler. Ben bir iki hususu özellikle ifade etmek istiyorum.
Evet, buna ilişkin AR-GE'yle ilgili gayrisafi millî hasılanın yüzde 1,2'si düzeyinde ifade var. Evet, 23 hedeflerinde bunun yüzde 3 olması gerektiğine ilişkin şey var. AK PARTİ iktidarları döneminde AR-GE'yle ilgili rakamlar, veriler, cumhuriyet tarihi dönemiyle mukayese edilemeyecek kadar rakamlar her şeyi ortaya koyuyor. Ama, biz, bununla, tabii ki yetinemiyoruz. Yani dolayısıyla, bu, AR-GE'ye yatırımın hızla ilerlemesi gerektiği de ortada. Bu konuda bir akademisyen camiadan, AR-GE yatırımlarının, AR-GE desteğinin nasıl kullanıldığına ilişkin bir çalışma yapıldığında veyahut da bir değerlendirme yapıldığında şöyle bir değerlendirme var, buna katılır mısınız veyahut da bu değerlendirmenin ne kadar ayağı yere basıyor, sizlerle paylaşmak istedim.
Şimdi, bu AR-GE yatırımından akademik anlamda destek alan arkadaşlarımız, akademisyenlerimiz yayın yapıyorlar ve bu yayın sonucunda bir puan alınıyor ve özellikle bu yayınlar yabancı dilde yapılan yayınlar olduğu için, yayınların sonucu ürettiği değerler daha fazla yabancı ülkelerde okunan ve değerlendirilen bir süreç. Acaba, bu AR-GE yatırımından istifade edip yayın yapan akademisyenlerin ürünlerinden yerli sanayici yararlanabiliyor mu? Buna ilişkin -bir "etki analizi" diyoruz ya Plan ve Bütçede sürekli kullandığımız- belki bir çalışma yapılabilir diye düşünüyorum. Çünkü, bizim nihai amacımız yerli sanayinin, özellikle sektör sektör baktığımızda, zaten kurumsal anlamda, şirketlerimizin kurumsal anlamda büyümesine ilişkin birkaç engel, birkaç faktör var. Büyümek yerine, tek çatı altında toplanmak yerine parçalanan bir sektörün ciddi anlamda, uluslararası alanda rekabet etme şansının az olduğunu biliyoruz. Bir de, yerli sanayiciyi besleyen yayınların da, acaba bu yayınların, işte buradan ücret alırken veya başvuru yaparken bunların Türkçe tercümesinin de yayımlanması şeklinde veya yerli sanayiciye aktarılması şeklinde bir talep veyahut da bir çalışma nasıl olur? Bunu bilginize sunmak isterim.
Evet, ülkenin kalkınması için teknolojik ürün üretmeliyiz, herkes bu kanaatte. Dolayısıyla, teknolojik ürün üretme insanla olur, insana yatırımla olur. Dolayısıyla, TÜBİTAK, Türkiye genelinde kapasite ve kabiliyet anlamında bir çalışma yaparak, bu anlamda, gençleri, araştırma yapan insanları özendirecek çalışmalara daha hız vermelidir.
Sayın Başkanım, AR-GE reform paketi uygulamaya girdi. Şimdi, teknoparkları ve teknoloji bazlı şirketleri daha aktif hâle getirmenin zamanı geldi diye düşünüyorum. İlk önce, bu AR-GE paketinin girişimcilere daha fazla duyurulması gerekiyor. Böylelikle, biz, sanayide, üretimde daha fazla yol almış oluruz. Dediğimiz gibi, bizim 2023 hedefimiz yüzde 3, evet biz bu yola girdik ve bu yolda devam etmeliyiz. Çünkü AR-GE yatırımının yüzde 3 hedefini tutturduğumuz takdirde Endüstri 4.0'ın temelleri sağlam atılmış olacak. Bunun için, Bakanlıkta bir platform kurulması mutluluk verici bir şey. Yine, TSE bünyesinde test altyapısı için ciddi paralar harcanıyor. Fakat bunları planlanmasında sanayiciye...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Taşcı, toparlarsanız, buyurun.
ERGÜN TAŞCI (Ordu) - ...kulak verilmesi gerekir.
Yine, üretim reform paketi ciddi yenilikler getiriyor. Özellikle, birçok sanayileşen ülkede gördüğümüz fabrika binalarının yapılması ve uygun şartlarda da sanayiciyle buluşturulması memnuniyet verici. Çünkü sanayici parasının tamamını fabrikaya ve araziye ve binaya bağlıyor, iş yapmak için sermaye kalmıyor. Bu sistem sanayicimizin bu açığını giderecektir.
Uzatmamak için... Fındıkla ilgili acaba ihtisas bölgesi oluşturulması uygun olur mu? Ordu Milletvekili olarak, Karadeniz'de fındıkla sürekli mücadele eden, fındık sorununa ve çözümüne ilişkin kafa yoran bir milletvekili olarak fındığa Bilim, Sanayi Bakanlığımız olarak kafa yorulmasını ve buna ilişkin de destek bekliyoruz.
Yine, ben, bir iki not almıştım. Üniversitelerimizle görüştük.
Evet, Sayın Bakanım, 2000 yılından sonra kurulan yeni üniversitelerin -bunlara "yeni nesil üniversite" diyebiliriz- ciddi anlamda altyapı vesaire gibi eksiklikleri ortada olduğu aşikâr. Acaba bunlara pozitif ayrımcılık yapılabilir mi? Yani, gönderilen projelerde yüzde diliminin artırılması olabilir. Yine, üniversitelerimizde bölgeye göre potansiyeli uyumlu, teknolojik alt yapının oluşturulması anlamında ciddi şeyler var.
En son OSB'yle ilgili bir iki hususu söylemek isterim. Gerçekten, Karadeniz, bildiğiniz gibi, dağları ve kıyıya yakın bir şekilde arazisi kıt bir bölge. Bizim Karadeniz'in her bir köşesinde, Giresun'da, Trabzon'da -bunu Karadeniz adına söylüyorum- OSB'lerin topluma, toplumdaki iç barışa katkısı yadsınamaz. Bugün, kendi ilçem olan Fatsa'da çok dar bir alanda 3.500 kişinin istihdam edildiği organize sanayi bölgesi var ve bunun genişletilmesi için talebimiz var. Ünye'de yeni kuruluyor, Ordu'da kuruluyor genişleme talepleri var ve önümüze kamulaştırma ve yatırım programına alınması geliyor. Bunun anlamı şudur: Yani, istihdamı artıracak bu çalışmalara Bakanlığımız destek verdiği müddetçe Karadeniz'deki o vatanperver Karadeniz insanının iş ve istihdam sorununun çözümünde çok ciddi katkı sağlayacaktır, oradaki insanların göç vesaire gibi sebepleri ortadan kalkacaktır. Bu çalışmalarda emeği geçenlere teşekkür ediyoruz ve bu çalışmaların, gerçekten, alternatifi olmayan ve tek alternatifi OSB'ler olan bu bölgelerin desteklenmesi noktasındaki taleplerimizi yineliyor, bütçemizin, Bakanlığımıza, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.