| Komisyon Adı | : | (10 / 276, 277, 278, 279) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Emniyet eski Genel Müdürü Celalettin Lekesiz'in 15 Temmuz darbe girişimine ve Fetullahçı terör örgütüne ilişkin bilgi vermesi |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 08 .11.2016 |
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Sayın Lekesiz, hoş geldiniz.
Uzun yıllardır devlet kademelerinde çalışıyorsunuz. Bu devlet kademelerinde çalışırken Türkiye'nin tabii ki bu, cemaat haritasını da az buçuk biliyorsunuz. Bunlarla ilgili olarak, idarecilikleriniz esnasında bilgi sahibi miydiniz ve bunların ileride böyle bir şeye evrileceklerini, böyle bir darbe yapabileceklerinin hiç emaresini gördünüz mü? Ve aynı zamanda, siz Emniyet Genel Müdürlüğünüze geldiğinizde, bu şahıslar, genellikle, bu cemaat, bu Fetullahçı terör örgütü, yargı, Emniyet, askeriye, medya ve de sermayede güçlü olmaya çalışmışlar. Sizinle görüştüler mi bunların imamları veya yetkilileri, sizinle bir teşrikimesaiye, diyaloğa giriştiler mi? Bunların, şehirlerdeki imamlarıyla ilgili bir bilginiz var mıydı? Uzun süre valilik yaptınız. Birinci sorum bu.
İkinci sorum: Türkiye'de PKK'yla otuz beş yıldır mücadele veriyoruz dolaylı ve dolaysız olarak. Dolaylı olarak 350 milyar dolarlık bir harcamamız var, 1 trilyon dolarlık bir harcamamız var. Genellikle, istihbaratımıza bu yapı hâkim olmuş. Bir rivayete göre, 7 bin kişilik istihbarat örgütünün 6.500'ünün bunlardan müteşekkil olduğu söyleniyor. Acaba, PKK'yla olan mücadelemizde veya illegal sol örgütlerle mücadelemizde mücadelemizi sabote etmiş olabilirler mi gerek Jandarma gerekse de Emniyet? Aynı zamanda, akamete uğratmış olabilirler mi, sadece sabote etmek değil de akamete uğratmış olabilirler mi?
Bir diğer husus, Muhsin Yazıcıoğlu, Hrant Dink, Rahip Santoro, Uludere olayı, bazılarına göre, Paris'teki cinayetlerle ilgili bu yapının şöyle veya böyle irtibatlarının olduğu, iltisaklarının olduğu söyleniyor, rivayet ediliyor. Sizin, bunlarla ilgili bir bilginiz var mı? Yapabilirler mi, böyle bir yapıya sahipler mi? Çünkü Emniyetin içinde de oldukça güçlüler. İşte, Reyhanlı'da saldırı oldu, biliyorsunuz, bir patlama oldu. Cilvegözü Hudut Kapısı'nda oldu, Ankara Merasim Sokak'ta oldu, Ankara Kızılay'da oldu, Ankara Tren Garı'nda oldu, Ankara Kumrular Sokak'ta oldu. Bombalı saldırılarla, çok ciddi şekilde, bizim turizmimize, ekonomimize zarar verdiler, Türkiye hakkında olumsuz bir algıyı oluşturmak istediler gerek DAEŞ örgütü gerekse PKK gibi örgütler. İstihbarat neden bunlar hakkında tam bilgi sahibi olamadı?
Bir de darbeyi niye haber alamadık gerek MİT gerek Emniyet? Acaba haber aldık da birileri bildirmedi mi? 1971 Muhtırası'nda, biliyorsunuz, dönemin MİT Müsteşarı Fuat Doğu Paşa, dönemin Başbakanına haber vermedi. 1980 Muhtırası'nda Sayın Demirel haberdar olamadı, bütün siyasi parti liderlerinin dahi haberi olmadı. Bu konuda, acaba, sizin aklınıza şüpheler geliyor mu? Birilerinin haberi vardı, bildirmediler mi, yoksa hakikaten bu yapı, çok derin bir yapı, yabancı istihbarat güçleriyle çok irtibatlı, bunlar mı çok mahirdiler, biz mi acaba, bu noktada, çok maharetli değildik? Bunları sormak istiyorum.
Bir de Polis Kolejine geliyorlar gençler, sonra Polis Akademisine terfi ediyorlar. Bunlar çok uzun, meşakkatli bir yolculuktan sonra Emniyet Müdürü oluyorlar, Emniyet amiri oluyorlar. Zeki çocuklar. Genellikle, yanılmıyorsam eğer, üniversite sınavlarından ilk 3 binlerden, ilk 5 binlerden eleman alıyorsunuz. Böyle zeki çocukların akıllarını bir kişiye ipotek etmelerini neye bağlıyorsunuz? Bizim mi eğitim sistemimizde bir problem var, yoksa bunlar dışarıda, sokakta çok daha ciddi bir eğitim mi alıyorlar? Böyle zeki adamlar nasıl olur da akıllarını bir kişiye ipotek edebilirler, vicdanları hür olmaz, akılları hür olmaz, irfanları hür olmaz? Bunu da bir söyler misiniz, eğitim sistemimizde bir problem mi var?
Teşekkür ederim efendim.