EMİNE NUR GÜNAY (Eskişehir) - Hoş geldiniz Sayın Müdürüm.

Şimdi, bu 15 Temmuz sabahı yani 16 Temmuz 08.17'de Anadolu Ajansı'na verdiğiniz bir demeçte "Beştepe'deki Jandarma Genel Komutanlığı isyancıların kontrolüne geçti ve buradan 81 ilin jandarmasını sevk ve idare ederek darbeyi gerçekleştirme çabasındaydılar." diyorsunuz. Burada 81 ili kontrol edecek gücü nasıl elde ettiler? Hepimiz gelip gelip bunu soruyoruz. Yani gerçekten hangi kurumda olursa olsun bu güç fark edilmeden nasıl bu kadar bu hâle geldi? Çok şükür edemediler, o ayrı bir konu.

Yine, gelen konuklarımız arasında Genelkurmay eski başkanlarımız oluyor. Israrla bize söyledikleri "Karargâh dışında istihbarat yapma yetkimiz yok." diyorlar. Tabii, istihbarat denince de Emniyet, MİT ve Jandarma geride. Peki, yine bu yapılanmadan bu 3 birimin de hiç mi haberi yoktu? İstihbarat koordinasyonunda bir problem olduğu açık. Bunun nedeni nedir? Asker tarafı diyor ki: "Bize bilgi gelmiyordu.", işte İstihbarat tarafı diyor ki: "Biz biliyorduk ama işte belli şeyleri paylaşıyorduk." veya nedir, burada bu kopukluk, koordinasyon eksikliği nereden kaynaklanıyor?

Bunu şunun için soruyorum: Teşhis olarak soruyorum ki önümüzdeki dönem için tedbire yönelik bir bilgi altyapısı oluşsun diye. Selçuk Özdağ Vekilimizin söylediği bu Avaz Haber'deki şeyi tekrarlamayacağım ama yine aynı o haberde şu var: Bu sürecin yaşanmasında Personel Dairesi Başkanı Eyüp Kınacı'nın rolünün olduğu iddia ediliyor. Sizce bir rolü var mı? Çünkü onun 2 yeğeni de -hatta üst düzey emniyet müdürleri- şu anda ihraç edilmiş, görevden alınmış durumda.

Diğer bir sorum da: Yurtta sulh konseyi ama sivil ayağıyla ilgili isimler veya bir bilginiz var mı?

Bir de Atatürk Havalimanı'ndaki Kulenin tekrar kontrole alınmasıyla ilgili bilgi verdiniz. Ben birinci ağızdan dinlediğim için bunu da burada paylaşmak istiyorum. Kule tamamen isyancıların kontrolü altındayken -bizim MKYK üyemiz kendisi anlattı- bir milletvekilimizle birlikte halktan da 5-10 kişiyi alarak Kuleye gidiyorlar. Orada birkaç polis var, tabii ki yeterli değil. Dolayısıyla, hiçbir şey yapamıyorlar. Bu 2 kişinin liderliğinde tamamen halkın Kuleye girmesiyle kontrol altına alınıyor ve zaten ondan hemen sonra da ışıkları görünce Cumhurbaşkanımızın uçağı da havaalanına iniyor. Bunu direkt kendisinden dinlediğim için de sizinle de paylaşmak istedim.

Bir de Başbakanımızın, güvenli olduğu için havayolunu tercih etmesi gerektiğini veya önerdiğinizi söylediniz.

EMNİYET ESKİ GENEL MÜDÜRÜ CELALETTİN LEKESİZ - Yok. Affedersiniz, kesiyorum.

EMİNE NUR GÜNAY (Eskişehir) - Öyle değil miydi?

EMNİYET ESKİ GENEL MÜDÜRÜ CELALETTİN LEKESİZ - Tam tersini söyledim.

EMİNE NUR GÜNAY (Eskişehir) - Havayolunu kullanma... Ben yanlış anladım.

EMNİYET ESKİ GENEL MÜDÜRÜ CELALETTİN LEKESİZ - "İstanbul içerisinde özellikle havayoluyla transferi yapmayın." dedim Koruma Başkanına.

EMİNE NUR GÜNAY (Eskişehir) - Tamam, özür dilerim, ben yanlış anladım.

EMNİYET ESKİ GENEL MÜDÜRÜ CELALETTİN LEKESİZ - Estağfurullah.

(Oturum Başkanlığına Başkan Vekili Selçuk Özdağ geçti)

EMİNE NUR GÜNAY (Eskişehir) - Çünkü, evet, havaalanlarında da problem vardı.

Bir de 11 Eylül 2014'te Bursa Hâkimiyet gazetesinde çıkan bir haber var: "Aldığım maaşı hak ettiğimi düşünmüyorum." demişsiniz Hatay Valiliğinden Emniyet Genel Müdürlüğüne atandığınızda. Neden böyle düşündünüz? Emniyet Genel Müdürlüğünden ayrılırken de böyle bir duyguya kapıldınız mı?

Teşekkür ederim.