KOMİSYON KONUŞMASI

ULAŞTIRMA DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN (Kars) - Değerli Başkanım, çok teşekkür ediyoruz.

Başkanlık Divanı, değerli Komisyon üyesi arkadaşlar, varsa Komisyon dışından katkı koymaya gelmiş değerli milletvekili arkadaşlarımız, basının güzide temsilcileri; ben de bürokrat arkadaşlarımla birlikte hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, Ulaştırma Bakanlığı olarak, özellikle, Hükûmetimizin 15'inci bütçesini sizlere arz edeceğiz. Bu bütçe içerisinde yeni bir Bakan olarak ancak dört yıl Plan ve Bütçe Komisyonunda siz değerli Komisyon üyeleriyle birlikte çalışmış olmaktan duyduğum memnuniyeti ve Komisyonun bu anlamdaki katkısını bilen biri olarak inşallah bugün eleştirilerinizle, yorumlarınızla, katkılarınızla bundan sonra yapacağımız işleri şekillendirmek adına her türlü katkıya peşin teşekkür ettiğimi bir kere daha vurgulamak isterim.

Tabii, Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım'ın kesintisiz on bir yıl yaptığı Ulaştırma Bakanlığı, daha sonra da ilave 2 tane daha bütçe sundu, on üç yıl boyunca ulaştırma, denizcilik ve haberleşme alanında sizlerle yaptıkları paylaşımlar, ortaya koyduğu perspektif, projelerimizi yaparken, ülkemizin ulaştırma, denizcilik ve haberleşme alanındaki vizyonuna uygun olarak çalışmalarımızı ortaya koyarken ortaya koyduğu yol göstericilik, bu konudaki duayenliği, gerçekten bizim rehberimiz. Biz de yeni Hükûmette bu görevi alan Bakan ve Bakanlık olarak o düstur üzere, inşallah bugüne kadar olduğu gibi, Plan ve Bütçe Komisyonunun görüşlerinde de yararlanarak hedeflerimiz doğrultusunda yol almaya çalışacağız.

Tabii, Ulaştırma ailesi yaklaşık 100 bin kişilik bir aile. Mühendisinden işçisine, memurundan amirine her alanda ülkenin ulaşımını, erişimini daha ileriye taşımak adına gayret ortaya koyan 100 bin kişilik bir aile. Yüklenicilerimizi de düşünürseniz yaklaşık 200 bin kişilik aile. Ben, bu vesileyle, bu 200 bin kişilik aileye sizin huzurlarınızda bir kere daha teşekkür etmek istiyorum ve yine biliyorum ki burada vereceğim her sözü biz onlarla birlikte gerçekleştireceğiz. Dolayısıyla, âdeta onlarla birlikte size söz vermiş olacağız. Bunu özellikle vurgulamak isterim.

Hem ulaştırmada hem bilişim sektöründe özellikle bölgesel farklılıkların ortadan kaldırılması, her yere erişebilir olması, talep nedeniyle arz oluşturmaktan ziyade başka yerlerde arz oluşturup bunun arkasından talep oluşturulmasının bölgeler arası farklılığı, kalkınmışlık farkını ortadan kaldıracağını da bilen biri olarak özellikle bu tezi savunduğumuzu, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra bu düstur üzere ülkemizin her tarafının kalkınması ama en önemlisi de bölgelerarası farkın ortadan kaldırılması adına gayretimizi ortaya koyacağımızı bir kere daha heyetin huzurundan ifade etmek isterim.

Tabii, bu doğrultuda, kara yollarında bugüne kadar 24.891 kilometrelik bölünmüş yol ağıyla 76 ilimizi birbirimize bağlamış olduğumuzu, özellikle yüksek hızlı tren hatlarında 1.213 kilometreye erişerek ülkemizi yüksek hızlı trenle tanışan bir ülke hâline getirdiğimizi, hava yolu sektöründe faal olan 26 havalimanını bugün 55'e çıkardığımızı, deniz yolunda yaptığımız çalışmalarla 8,3 milyon dwt olan Türk sahipli filoyu 29,1 milyon dwt'e çıkardığımızı ve özellikle bilgi toplumuna dönüşüm hamlesi kapsamında da 20 binler mertebesinde olan geniş bant abone sayısını bugün 59 milyona çıkardığımızı ve bütün bu işleri yaparken de on dört yıllık periyotta yaklaşık 304 milyar Türk lirası yatırım gerçekleştirdiğimizi özellikle ifade etmek isterim. İnşallah, bugüne kadar yaptıklarımız hem bize hem çalışma arkadaşlarımıza kazandırdığı tecrübeyle bundan sonra da çok daha hızlı bir şekilde ülkemizin ulaşım, erişim ihtiyacını karşılamak adına gayretlerimizi ortaya koyacağımız ifade etmek isterim.

Yine, uygun görürseniz, buradan itibaren biraz daha hem sektörler bazında hem projeler bazında ayrıntılara girerek sizi bilgilendirmek isteriz.

Değerli Başkan, bu, Bakanlık yapısını gösteren bir slayt. Yine, eğer, uygun görüşünüz varsa, Bakanlık yapısını ortaya koymuşken burada olan arkadaşlarımızın her biri kendini tek tek tanıtırsa bu slaytla da uygun düşer diye düşünüyorum.

BAŞKAN - Tabii ki Sayın Bakanım.

Buyursunlar.

(Bürokratlar kendilerini tanıttı)

BAŞKAN - Sayın Bakanım, buyurunuz.

ULAŞTIRMA DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN (Kars) - Değerli Başkanım, teşekkür ediyorum.

Biz Bakanlık olarak merkez teşkilatımızda 10 genel müdürlük olmak üzere, 21 birimle hizmet vermeye çalışıyoruz. Taşra teşkilatı olarak 13 bölge müdürlüğümüz, 71 liman başkanlığımız ve 3 tane de başmühendisliğimiz mevcut. Bununla birlikte, özellikle, bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşları da sayarsanız 1'i üst kurul başkanlığı olmak üzere 21 genel müdürlüğümüz mevcut. İsimlerini tek tek saymayacağım, arkadaşlarım isimlerini söyleyerek arz ettiler.

Değerli Başkanım, kadrolu, sözleşmeli işçi sayısı olarak 97.479 kişi olmak üzere özellikle yüklenicilerimizde de yaklaşık 102 bin kişi ve hizmet alımıyla da 40 bin kişiden yararlanıyoruz bütün bu çalışmaları yaparken. Denilebilir ki bütün bu çalışmalar yaklaşık 240 bin kişinin çalışmasıyla yerine getiriliyor. Özellikle, 2016, 2017 yılı bütçe büyüklüklerini arz edecek olursak, Bakanlık, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü ve BTK kurumu olmak üzere 2016 yılı başlangıç ödeneğimiz 15 milyarken, cari bütçe de dâhil 20 milyar 500 milyonken 2017 yılı bütçesin de, yine cari ödenekler dâhil yaklaşık 25 milyarken... Bunun 18 milyarı yatırım ödeneği ve yine yatırım ödeneğinin ve bütçelerin bir önceki yıla göre artışı yaklaşık yüzde 22. Burada ayrıntılar var, personel gideri vesaire diye. Uygun görürseniz, buraları geçebiliriz çünkü bir önceki slaytta bu büyüklükleri ortaya koymuştuk.

Yine, kurum bütçelerini tek tek sayarsak, BTK'nın geçen yılki bütçesi 2,5 milyarken bu sene 2,885; yüzde 15'lik bir artışa tekabül ediyor. Bütün kurumları bir arada görmek adına, Bakanlığın bağlı, ilgili, ilişkili kuruluşlarının bütçelerini bir arada görmek adına da 2016 yılı yatırım bütçemiz 21 milyar 730 milyonken 2017'de 25 milyar 651 milyona çıktı. Dolayısıyla, bütün kurumlarımızla birlikte artış oranı yüzde 18,37. Diğer ödemeler de dâhil olduğunda yaklaşık 39 milyarlık bütçe, 2017'de 46 milyar 152 milyona yükselmiş durumda.

Değerli Başkanım, bütün bu çalışmaları yaparken neyi baz alıyoruz, neye göre planlamaları, projelendirmeleri ve uygulamaları yapıyoruz? Özellikle, bu resmi bilinçli ortaya koyduk. Türkiye bulunduğu coğrafyada özellikle jeostratejik konumu nedeniyle çok avantajlı bir konuma sahip. Yaklaşık 1,5 milyar insanın yaşadığı, 35 trilyon dolar gayrisafi millî hasılanın olduğu, 7 trilyon dolarlık bir ticaret hacminin olduğu ve maksimum dört saatlik uçuşla erişebildiğimiz bir coğrafyadan bahsediyoruz. Biz bütün planlamalarımızı yaparken bu coğrafyanın bize getirdiği avantajlardan yararlanmak istiyoruz. Bunun devamında bu fotoğraf da özellikle uluslararası koridorları ve Türkiye'nin bu anlamdaki konumunu göstermekte. Avrupa ile Asya arasındaki yük hareketini, koridorları ve bizim bu koridordan yaralanma hedeflerimizi ortaya koymak istiyoruz. Burada, özellikle, bu taşıma koridorlarında İstanbul Marmaray, Yavuz Sultan Selim Köprüsü dâhil olmak üzere, Karadeniz'de Ro-Ro ve tren-ferileriyle birlikte Karadeniz'e erişim ve doğumuzda Bakü-Tiflis-Kars dâhil olmak üzere Uzak Doğu'ya, Orta Asya'ya erişim, güneyimizde de yine güney koridorları marifetiyle Orta Doğu'ya, Kuzey Afrika'ya ve Güney Doğu Asya'ya erişim koridorlarını görüyoruz.

Çin ile Avrupa Birliği arasında 2020 yılında yaklaşık 800 milyar dolar mertebesinde bir ticaret hacmi öngörülüyor ki özellikle bu uluslararası taşıma koridorları hangi bölgeden geçiyorlarsa eğer doğru planlamalarla bu koridorları desteklerseniz bunlar size ilave katma değer oluşturuyor. Dolayısıyla, bizim hedefimiz Asya ile Avrupa arasındaki bu taşıma koridorlarından ülkemiz adına katma değer oluşturacak girdiler ve gelir elde etmek. Bu çerçevede, özellikle ülkemizin kuzeyinden, Karadeniz'den giden kuzey koridoru, olduğu gibi Hazar Denizi'nin güneyinden ve ülkemizin güneyinden giden güney koridoru var ama bizim bütün amacımız bunun ortasından, Türkiye'yi merkez alan orta koridorun eksik halkalarını tamamlamak ve bu marifetle tercih edilebilen bir koridor hâline gelmek. Onun için, Marmaray'dan sonra Bakü-Tiflis-Kars'ı da bitirerek doğu batı akslı, özellikle İpek demir yolunu kesintisiz hâle getirmek ve böylece de bu güzergâhtan maksimum seviyede yararlanmak. Özellikle, kara yolu ve deniz yolunu düşünürseniz tabii bütün bu ulaştırma türlerini birbiriyle entegre etmek, sadece kara yolu, deniz yolu veya demir yolunu bağımsız düşünmeden üç ulaştırma türünü birbiriyle entegre etmek ve denizaşırı yükleri de limanlar marifetiyle entegre edip bu bulunduğumuz coğrafyadan yararlanmak istiyoruz. Bu anlamda, ihracat taşımaları anlamında yaklaşık 550 bin adet olan Ro-Ro taşımacılığı bugün 1 milyon 250 binler seviyesine gelmiş ki aşağı yukarı 2 kat artmış durumda. Az önce de söylemiştim, bütün bu koridorları göz önünde bulundurarak ülkemizin içindeki ulaştırma koridorlarını bunların tamamlayıcısı olarak yapmaya çalışıyoruz ve tabii bu taşımaları ayrıca Karadeniz'i kullanarak gerek Ro-Ro gerek tren-ferileriyle ülkemizin kuzeyinden Karadeniz'in kuzeyindeki ülkelere bağlamak ve yine ülkemizin Ege'sini, Akdeniz'ini kullanarak buradan İtalya'ya, Fransa'ya taşımalar sağlamak. Bu marifetle, özellikle, Ro-Ro hatlarımızın temelini oluşturan batı Akdeniz'in yanı sıra Avrupa'ya yakın Ro-Ro taşımacılığına baktığımızda 4 hat, 177 bin olan taşıma sayısını 2015 sonu itibarıyla yaklaşık yüzde 88 artırarak 333 bin adete çıkarmış durumdayız ve hedefimiz hem hat sayısını hem taşıma sayısını artırıp bu koridorlardan da maksimum seviyede yararlanmak. Az önce söylediğim Akdeniz'in dışında, Orta Doğu'ya inen, dolayısıyla doğu Akdeniz'in güneyine inen hatları da düşündüğümüzde, 2 hatta 15 bin adet tır ve tekerlekli yük taşıyıcısıyla taşıma gerçekleşmişken bugün bunu 69 adete getirmiş durumdayız ki yaklaşık 3,5-4 kat artmış durumda.

Bu genel hedefleri ortaya koyduktan sonra bugüne kadar Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı olarak sektörlerde ne yapmışız? Onu belki son on dört yılda ortaya koymak adına, 304 milyarlık yatırım yapmışız ki buna kamu-özel iş birliği veya yap-işlet-devret modeli de dâhil olmak üzere 2016 yılı fiyatlarıyla. Sektörel dağılımları görülmekte. Yaklaşık 193 milyarı kara yolu, 54 milyarı demir yolu, 30 milyarı haberleşme, 23 milyarı hava yolu, 4 milyarı da deniz yolu olmak üzere yatırım yapmış durumdayız. Kamu-özel iş birliği bunun içinde demiştim. Kamu-özel iş birliğiyle de yaklaşık 80 milyar Türk liralık yatırım ki bunun 39 milyarı, yaklaşık yüzde 49'u gerçekleşmiş durumda; 41 milyarlık, yüzde 51'lik kısmıysa taahhütle bağlanmış, inşaat çalışmaları devam etmekte.

Bakanlığımızın şu an yatırım programında bulunan proje portföyü 3.598 proje. Bunların toplam bedeli 273 milyar Türk lirası; gerçekleşen kısmı 133 milyar; kalan, devam etmemiz gereken kısmı da 140 milyar Türk lirası.

Geçen yıllarda, öncelikle, kara yolları, demir yolu sektörlerini konuşuyorduk. Dolayısıyla, haberleşme ve bunun gibi sektörlerimizin sona kalıyordu, zaman da yetmeyince bunlardan hiç konuşamamış oluyorduk. Dolayısıyla, yüce heyet uygun görürse, haberleşmeden başlamak istiyoruz. Haberleşme sektöründe ortaya koyduğumuz politika özellikle e-devlet ve siber güvenlik alanlarında politika ve strateji belirleme, koordinasyon ve proje geliştirme faaliyetlerini yürütme gibi bir sorumluluğumuz var. Günümüzde hangi sektörde hangi projeyi yaparsak yapalım bilişim ve haberleşme teknolojileri kullanmak zorundayız, bunu biliyoruz. Dolayısıyla, Bakanlığımızın sektördeki öncelikli politikaları altyapının güçlendirilmesi, etkin rekabetin sağlanması, yerli ve millî üretimin desteklenmesi, e-devlet ve siber güvenlik alanlarında millî çözümlerin oluşturulması ve bilgi toplumunun geliştirilmesi şeklinde özetlenebilir.

Yine, sektör büyüklüklerine geçecek olursak, özellikle sektörün mobil abone sayısı son on dört yılda 28 milyondan 74 milyona çıktı. Sabit abone -mobil abone, GSM operatörü arttıkça sabit abonede düşme oluyor- 19 milyondan 11 milyona düştü. Geniş bant abone sayısı da 20 bin mertebelerinden bugün 59 milyona erişmiş durumda. Özellikle, 4.5G abone sayısı bugün 45 milyonu aşmış durumda ki son bir buçuk yıldır uygulanan bir uygulama. Bu konuda da çok güzel bir noktaya geldiğimizi özellikle ifade etmekte fayda var.

Sayın Başkanım, siber güvenlik çok önemli bir konu, dünyanın gündeminde olduğu gibi bizim de gündemimizde. Bu alanda sadece ülkemiz değil dünyada küresel bir sorun olarak siber güvenlik karşımıza çıkmakta. Bu sorunla ülke olarak hep birlikte mücadele vermemiz gerektiğine inanıyoruz. Bu şartlar çerçevesinde de özellikle ITU'nun 2015 Siber Endeks Çalışması'nda ülkemiz tedbir alan en üst ülkeler arasında, en öncelikle ülkeler arasında yer almakta, bunu memnuniyetle ifade etmek isterim. Neler yaptık bu memnuniyeti oluştururken? Siber Güvenlik Kurulunun oluşturulması, ulusal siber olaylara müdahale organizasyonunun oluşturulması, bu kapsamda Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi ve siber olaylara müdahale ekiplerinin kurulmasının önemliydi, bunları gerçekleştirdik. Bugün itibarıyla, siber olaylara müdahale ekibi sayısı 515'e ulaşmış durumda. Bu önemli bir gösterge. Kamu kurumları arasında güvenli bir ağ üzerinden veri iletişiminin sağlanmasını teminen de kamu sanal ağı oluşturuldu, bu da önemli bir şeydi, KAMUNET.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakanım, kaç siber saldırı oldu? Arkadaşlar çıkarırlarsa memnun oluruz.

ULAŞTIRMA DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN (Kars) - Çıkarsınlar, sonunda, soru-cevapta özellikle cevap verelim.

Yine, Bakanlığımız koordinasyonunda siber güvenliğe yönelik 3 adet ulusal ve uluslararası tatbikat başarıyla gerçekleştirilmiş. Böylece hem kamu kurum ve kuruluşların hem özel sektörün kabiliyetlerinin güçlendirilmesi anlamında önemli bir uygulama yapılmıştı. Bu alanda başka ülkelerle de iş birlikleri yapıyoruz, yapmaya da devam ediyoruz. Bunu özellikle vurgulamış olalım.

Yine, bu slaytta da 2013'te ilk defa yayımlanan siber güvenliğe ilişkin strateji ve eylem planını güncelleyerek 2016-2019 için de yine siber güvenlik eylem planını ortaya koyduk. 5 stratejik amaç, 41 ana eylemden oluşmakta. Eylemlerin uygulama alanlarıyla ilgili çalışmaları sürdürüyoruz. Planın ana teması olarak da kritik altyapıların korunması ve ekosistemin oluşturulması hedefi söylenebilir.

Yine, Ulusal Kamu Entegre Veri Merkezini önemsiyoruz. Böylece, bilgi güvenliğinin sağlanması, siber saldırıların önlenmesi, operasyonel ve yatırım maliyetlerinin azaltılması, verimliliğin ve sürdürülebilirliğin artırılması, kamu kurum ve kuruluşlarının veri merkezlerinin bir yerde toplanması amacıyla bu konuda çalışma yapıyoruz. Bununla ilgili fizibilite çalışması başladı, önümüzdeki ay sonunda bitirerek inşallah bunu da gerçekleştirmiş olacağız.

Bu sektörde fiber altyapının geliştirilmesi önemli. Amacımız, her eve yüksek hızlı İnternet götürmüş olmak. 88 bin kilometre olan fiber altyapı uzunluğu 280 bin kilometreye çıkmış. Böylece 20 gigabit özellikle yurt dışı İnternet çıkış kapasitesi bugün yaklaşık 300 kat artarak 6 terabit seviyesine ulaşmış, bu çok önemli bir gösterge. Yine, fiber abone sayısı da bugün 1,8 milyona erişmiş durumda.

Değerli Başkanım, özellikle İstanbul'da yaşayanlar bilir, Çamlıca'daki bu vericilerden kaynaklı bir görüntü kirliliği var. Onların hepsini tek bir merkezde toplamak, İstanbul'un siluetine de katkı sağlayacak bir proje başlattık. Bu projenin yüksekliği yaklaşık 365 metre ve çalışmasına başlandı, önümüzdeki yıl ortalarında bitirmeyi hedefliyoruz. Seyir teraslarının olacağı, İstanbul'a gelen misafirlerin özellikle gezeceği, cazibe merkezi olacağı bir projeyi de 2 amacı güderek yapıyoruz. Hem bu vericilerden kaynaklı görüntü kirliliğini ortadan kaldırmış olacağız hem İstanbul'a yeni bir değer katacak bir proje inşallah başlatmış olacağız.

E-devleti etkin olarak kullanan bir ülke olarak şunu söyleyebiliriz ki: Bugün e-devlet kapısı kullanıcı sayısı 30 milyonu geçmiş durumda ve 281 kurum buradan hizmet veriyor, 1.690 farklı hizmet yerine getiriyoruz. Özellikle, e-devlet kapısı üzerinden kullanıcılara bütünleşik bir yapıda hizmet sunulmasıyla ilgili de 2016-2019 Ulusal E-Devlet Stratejisi Eylem Planı'nı yayımladık, bunun da gereğini yapıyoruz.

E-devlet kullanıcılarını yansıda veriyoruz, çok fazla rakama boğmadan sadece şunu söyleyebiliriz ki: 25-34 yaş aralığı çok yoğun olmakla birlikte, 54 yaşın üzerinde de yaklaşık 5 milyon kişi e-devleti kullanıyor. Bu da önemli bir istatistik olsa gerek.

Yine, e-devlet kapısı üzerinden verdiğimiz hizmet türleri... Tabii, özellikle, "4A hizmet türü" dediğimiz Sosyal Güvenlik Kurumu veya SSK'yla ilgili, kişilerin istedikleri an sisteme girip kendi verilerini görebilmeleri hizmetini sunuyoruz ki yoğunluk burada olmak üzere muhtelif kurumların hizmetleri bu portal üzerinden veriliyor. Son dönemlerde YÖK'le yapılan anlaşma çerçevesinde üniversite kayıtlarının, açık lise kayıtlarının buradan yapılması da insanlarımızın hayatını önemli oranda kolaylaştırmış durumda.

Yine, PTT'miz, herkesin malumu, özellikle son dönemlerde uluslararası rekabeti önceleyen, kendini yenileyen bir kurum hâline geldi. 4.468 otomasyona açık iş yeri, 6.785 araçla kargo hizmeti ve 40 bin deneyimli personelle bu hizmeti veriyorlar. Muhtelif rakamlar var ama klasik posta hizmetlerinde yılın on iki ayını düşürürseniz yaklaşık 600 milyon klasik posta hizmeti vermiş durumdayız, 46 milyon kargo taşınmış. 360 kurumla 517 farklı işlem yapan protokoller yapılmış ki bunun gereği de yapılıyor. Özellikle, 1.480 yerleşim yerinde banka yok, bu hizmetleri PTT Bank aracılığıyla insanlarımıza sunuyoruz, bu da önemli bir gösterge.

Yine, e-ticarette de bir dünya markası hâline geldi PTT. Yaklaşık 2,5 milyon ürünü burası üzerinden piyasaya sürebiliyoruz. Üyelerin ürünlerini PTT Kargo marifetiyle insanlara götürüyoruz, insanların memnuniyetsizliği varsa ücretsiz bir şekilde tekrar geri götürüyoruz. Bu da önümüzdeki dönemde sadece ülkemizde değil, dünyada çok büyüyecek bir sektör, biz de bu sektörün büyümesine ayak uydurarak ülkemizde önemli projeler yapıyoruz.

Yine, 20 Eylülde, 160 ülkeden 2 binin üzerinde delegenin, 50'nin üzerinde bakanın katıldığı Dünya Posta Kongresini yaptık. Bu, ülkemiz açısından önemliydi. Özellikle, 2020 yılına kadar İdari Konsey Başkanlığını ülkemiz aldı ve dört yıl boyunca dünyadaki posta sektöründe her ne yapılırsa yapılsın "İstanbul Stratejisi" adı altında alınan kararlar çerçevesinde yapılacak ve "İstanbul Stratejisi" ifadesi veya "İstanbul" ifadesi dört yıl boyunca dünyanın her yerinde kullanılır olacak.

Kablo TV'de geldiğimiz noktayı özellikle sizlerle paylaşmak istiyorum: Bugün itibarıyla 23 ilde Kablo TV olmakla birlikte hedefimiz 2023 yılına kadar bütün illerimizde kablo altyapısı ve iller arası fiber bağlantıyı kurmak. Bu çerçevede de, bugün itibarıyla, 80 bin olan sayısal yayını yaklaşık 900 bine çıkarmış durumdayız. Yine, 27 bin olan kablolu İnternet hizmeti abone sayısı da 700 binin üzerine çıkarılmış durumda.

Bir sonraki -herhâlde en önemli sektörlerden biri- kara yolu sektörü. Kara yolu sektöründe de projeleri yaparken başlangıçta söylemiştim, coğrafyamız üzerindeki koridorların hakkını vermek adına planlamalar yapıyoruz. Bu çerçevede yapmak istediğimiz, tabii ki öncelikle büyük projeleri tamamlamak. "Otoyolların kamu-özel ortaklığı yönetimiyle yapımına hız verilmesi, kuzey-güney koridorlarının -ki ben bunu çok önemsiyorum- büyük bir oranda tamamlanması, yol güvenliği ve konforu için 'bitümlü sıcak karışım' dediğimiz BSK'nın yaygınlaştırılması, denetimlerin artırılması, ölümlü kazaların azaltılması, yine, tehlikeli mal taşımacılığının uluslararası normlarda yapılması" şeklinde kara yolundaki politikamızı özetleyebiliriz.

Özellikle, bu iki görüntü her zaman yüce heyetin takdirine arz ediliyor. Söylemiştim, şu ana kadar 76 ilimiz bölünmüş yolla birbirine bağlanmış durumda. Rakamlara sizleri boğmamak adına sadece şunu söyleyebiliriz: Özellikle kara yolu ağındaki taşımaların ortalama hızı 40 kilometre iken şimdi 80 kilometreye çıkmış durumda. Rakamlar yansıda görülüyor. 2019 hedefimiz ise yaklaşık 25 bin kilometre olan bölünmüş yolu 30 bin kilometreye çıkarmak. Ve yine bu bölünmüş yollarla sağlanan tasarruf -ki bu çok önemli- iş gücü tasarrufu, akaryakıt tasarrufu, daha da önemlisi, karbondioksit gazı salınımının azaltılması, ki 3,26 milyon ton daha az karbondioksit gazı salınımı söz konusu. Hem zamanı hem yakıt tasarrufunu toplam tasarruf olarak öngörür iseniz de yapılan bölünmüş yollarla bugüne kadar sağlanan tasarruf, yıllık 16 milyar 552 milyon Türk lirası; ki bu, bu sektöre yaptığımız bütün yatırımların, aşağı yukarı dört ila beş yılda geri dönmesi anlamına da gelebiliyor.

Yine, bütün bu projeleri yaparken, tabii, öncelikli olarak ülkemizin doğusu ile batısındaki ticaret hacmini düşünerek doğu-batı eksenli koridorları tamamlamak ve bunları limanlarla bağlamak birinci hedefimiz. İkinci hedefimiz de: Bunları, aynı zamanda Karadeniz ve Akdeniz'i de yine kuzey-güney eksenli birbirine bağlamak. Kuzey-güney eksenli de 18 tane koridor belirlemiş durumdayız. Amacımız, bu koridorların da hepsini tamamlamak, çok az kısmında -ki yeşille görüyorsunuz- ihale etmediğimiz kısmı kalmış durumda; ki yaklaşık yüzde 9, bunu da en kısa sürede bitirmeyi hedefliyoruz.

Otoyol çalışmaları; Hepinizin malumları, burada bitmiş olanlar var, kırmızılar; maviler, ihalelerini yaptığımız inşaat çalışmaları devam edenler; sarılar da... Özellikle, 1915 Çanakkale Köprüsü'nü de içine alacak olanın ihale sürecini başlattık. İzmir-Nemrut-Aliağa-Çandarlı'nın ihale sürecine bugün itibarıyla başladık, bugün yayınlandı, 15 Temmuzda tekliflerini alacağız inşallah. Bunun devamında, öncelikli olan Ankara-Niğde'yi yapmak, sonra da Aydın-Denizli, Ankara-İzmir, Antalya-Alanya, sırayla böyle söylenebilir.

Tabii, yaptığımız önemli projelerden biri, bu anlamda, yap-işlet-devret modeliyle İstanbul-İzmir, Bursa'yı da içeren, Osmangazi'yi de içine alan... Osmangazi Köprüsü dâhil olmak üzere, Orhangazi'ye kadar yaklaşık 53 kilometrelik kısmı hizmette ve sene sonuna kadar Bursa'ya kadar olan kısmını bitirip hizmete sunmuş olacağız. İzmir tarafından da şu an hizmette olan bir 6 kilometre var ama Kemalpaşa-Turgutlu yol ayrımına kadar olan yaklaşık 26 kilometreyi sene sonunda açıp hizmete sunmuş olacağız ama projenin tamamının bitirilme hedef süresi 2018'in sonu.

Bu da Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü de içeren, özellikle Mahmutbey-Odayeri'nden Avrupa Yakası'nda gelip Şile'de, Çamlık'ta ve Kurtköy'de diğer yollara bağlanan -ki açılmış olan, aşağı yukarı 148 kilometresi ana yol olmak üzere, burası 225 kilometredir, hizmette olan, köprüyle birlikte 225 kilometre- otoyol da bitmiş oldu. Kınalı-Odayeri arası 88 kilometre -ki buna Mahmutbey-Hasdal arasındaki bağlantı da dâhil- maviyle gözüküyor; bunun da yap-işlet-devret modeliyle ihalesi yapıldı, inşaatına başlandı. Ayrıca Anadolu Yakası'nda da Kurtköy'den hem Osmangazi Köprüsü'ne bağlantı hem de Akyazı'ya kadar olan alternatif bir otoyol çalışmasının da ihalesini yaptık, o da başladı.

Az önce söylemiştim ama burada rakamlar da var. Bu 1915 Çanakkale Köprüsü'nün tamamını otoyoluyla birlikte, 352 kilometre olmakla birlikte, özellikle köprü ve Malkara kısmını şu an ihaleye çıktık, 26 Ocakta tekliflerini alacağız. Böylece 100 kilometrelik kısmını yapmış olacağız. Malkara'dan sonra hem Avrupa istikametinde hem İstanbul istikametinde devlet yollarına bağlamış olacağız. Çanakkale'den itibaren ise gerek güneye giden gerek Bursa istikametine giden devlet yollarına bağlamış olacağız.

Menemen-Aliağa'yı söylemiştim, bugün itibarıyla ilana çıkıldı. Ankara-Niğde 330 kilometre; bu çok önemli, hem güneye hem güneydoğuya gidecek olan diğer otoyollarla bağlanması adına. Onun da süreçlerini tamamladık, ihalelerine çıkacağız. İzmir-Aydın Otoyolu var herkesin malumları; İzmir-Nemrut-Aliağa-Çandarlı'yı da yaptığımızda güney istikametinde veya güneydoğu istikametinde Aydın-Denizli'ye uzaması çok önemli çünkü orada çok ciddi bir trafik var. Onu da bu sene içerisinde ihaleye çıkacağız. Ankara-Kırıkkale-Delice; herkesin malumları, bir alternatif yol olması gerekiyor, ciddi bir yoğunluk var; proje çalışmalarını yürütüyoruz, önümüzdeki yıl bunun ihalesini yapacağız. Mersin-Erdemli-Taşucu da yine yoğun trafiğin olduğu bir bölge, onun da önümüzdeki yıl ihalesini yapmış olacağız.

Çanakkale'yle ilgili biraz daha ayrıntılı bilgi arz etmiş olalım yüce heyete. Özellikle tarihî yarımadadan kaçmak adına Lâpseki istikametindeki güzergâh tercih edildi, ki sit alanlarında herhangi bir olumsuzluk olmasın. Böylece Çanakkale-Lâpseki üzerinden Malkara'ya kadar bağlamış olacağız. Bu köprünün özelliği... Tabii, 1915'i herkes biliyor. Biz "1915" ismini özellikle koyduk ki ismi duyanlar, gençler merak edip bir baksınlar, niye "1915" denmiş, böylece geçmişimizi unutmayalım. 2023'teki amaç da yine 2023'e kalmadan inşallah bu projeyi Cumhuriyetin 100'üncü yılında açmayı hedefliyoruz, ki ayak açıklığı 2.023 ve dünyanın en büyük köprüsü olacak, bunu da yüce heyetin bilgilerine arz etmiş olalım.

Avrasya Tüneli yine İstanbul'da önemsediğimiz, özellikle tarihî yarımada üzerindeki trafik yükünü azaltacak bir proje çünkü tarihî yarımadadaki araçlar tarihî yarımadayı katediyorlar, Karaköy veya Unkapanı istikametinden geçerek 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne gidiyorlar. Hâlbuki onun yerine direkt Yenikapı'dan yer altına girip karşıya geçecekler. Böylece de aşağı yukarı bir buçuk saatlik bir güzergâh on beş dakikaya inmiş olacak. Bu da denizin 106 metre altında olan, şu an dünyadaki en derin tünel olacak. Bunu da 20 Aralıkta inşallah açacağız.

Ayrıca İstanbul'da -bu proje de önemli saygıdeğer heyetimiz- İncirli'den başlayarak Zincirlikuyu istikametinde Söğütlüçeşme'ye bağlanacak alternatif bir raylı sistem ihtiyacı var, ki burada yeşille gözüküyor. Bu raylı sistem ihtiyacıyla -Hasdal'dan Çamlık'a- ayrıca otomobillerin gideceği ikinci bir kara yolu ihtiyacı var, bu ikisini birleştirerek... Gelecek, belli bir noktada birleşecek; yeşilin başlangıcından gelecek, "3 numara" diye gösterdiğimiz yerde otoyolla birleşecek, denizin altından 3 katlı tünelle geçecek; 2 gidiş-2 geliş olmak üzere otomobil, ortada 1 gidiş-1 geliş metro sistemi olacak. Özellikle bunu da heyetin bilgilerine arz edeyim. Bununla ilgili proje çalışmaları belli aşamaya geldi. Buradaki en önemli olay saygıdeğer heyet, İstanbul'daki yaklaşık 10 ayrı raylı sistemle entegre olacak. Dolayısıyla yolcu aktarması sağlayacak bir proje, ki günde aşağı yukarı 6,5 milyon yolcunun seyahat ettiği raylı sistemlerle entegre olacak. Bunu da yine yap-işlet-devret modeliyle yapmayı öngörüyoruz.

Değerli Başkanım, slaytların yarısındayım, zamanımın yarısından fazlası gitti, bunu da bilerek biraz -heyetin müsamahasına sığınıyorum- hızlandıracağım.

BAŞKAN - Yok, Sayın Bakanım, daha yirmi dokuz dakika oldu.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN (Kars) - Doğrudur, hızlandıracağım.

BAŞKAN - Çünkü sıfırladım tanıtım araya girdiği için.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN (Kars) - Çok teşekkür ediyorum Değerli Başkanım, eksik olmayınız.

Yine, tabii, son dönemlerde ülkemiz çokça kara yolu tüneli yapar hâle geldi. Gerçekten, kullananlar biliyor, hem trafiği hem seyahati çok daha kolaylaştıran... Bugün itibarıyla 315 adet tünel, ki 337 kilometreyi bitirmiş olacağız. Devam edenler var. 2023 hedefimiz 470 tünel ve toplam tünel boyunda da 700 kilometreyi yakalamış olmak. Bu, çok önemsediğimiz bir çalışma, gerçekten çok kolaylaştırıyor trafiğin akışını. Burada muhtelif tüneller görünüyor ama soru-cevap olursa bilgilerinize arz ederim. Cuma günü inşallah en büyük tünelimiz olan Ovit Tüneli'nin ışık gördüsünü yapacağız, artık tünel de ışık gördü aşamasına geldi.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Bekliyoruz.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN (Kars) - Bekliyorsunuz. Tabii, sadece Rize'yle Trabzon beklemesin bunu saygıdeğer hazırun, ekranda da gözüküyor, bu, özellikle Karadeniz'i ülkemizin güneyine bağlayacak kuzey-güney koridorlarından birinin önemli bir halkası. Zaman zaman eleştiri geliyor, ya, buradan bu kadar araç geçiyor mu... Sadece bölgesel olarak düşünürseniz evet ama kuzey-güney koridoru olarak düşündüğünüz zaman çok önemli bir halkayı tamamlamış olacak.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Çamlıbel Geçidi yok Sayın Bakanım.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN (Kars) - Hepsi olacak efendim, merak etmeyin, onun ayrıntısını veririm. Onun da lütfen, arkadaşlar notunu alsınlar, Çamlıbel'i değerli vekilimize arz edelim.

Efendim, köprü, viyadüklerde de özellikle 310 kilometre olan köprü, viyadüğü bugün itibarıyla yaklaşık 505 kilometreye getirmiş durumdayız, sene sonu hedefimiz 527 kilometre, 2023 hedefimiz de 673 kilometre. Bunların kara yolu trafik akışını kolaylaştırdığını biliyoruz.

Tabii, bu kadar bölünmüş yoldan bahsetmişken "Tek platformlu yolları atlıyor muyuz?" sorusu gelebilir. Hayır, tek platformlu yollarda da ciddi bir çalışma ve iyileştirme yapıyoruz. Ekranlarınızda gözüküyor ki, bu, yaklaşık ağımızın üçte 2'sini oluşturuyor. 2003-2016 yılları arasında yıllık ortalama 10.753 kilometre tek platformlu yolun fiziki ve geometrik standartları yükseltilmiş. Bu sene de bugüne kadar 663, sene sonunda 673 kilometreyi yapacağız, önümüzdeki yıl hedefimiz de 810 kilometre.

Yine, bitümlü sıcak karışım yapımını çok önemsediğimizi hep söylüyoruz. Bölünmüş yolları yapmış olmak yetmiyor, bunların özellikle bitümlü sıcak karışım olması hem standardı çok yükseltiyor hem de trafik akışını çok kolaylaştırıyor. Bu konuda da ortalama 1.500 kilometre yapmışken, bugüne kadar bu yıl içerisinde 1.456 kilometre yapmış durumdayız, sene sonu hedefimiz 1.964 kilometre, ki önümüzdeki yıl da aşağı yukarı bu yıl kadar yol yapmayı yine hedefliyoruz.

Asfalt sathi kaplama yapım onarım çalışmaları da var. Orada da -rakamlar yansıda- ortalama 15 bin kilometre yapmışken, bu sene 11 bin kilometre, önümüzdeki yıl 12 bin kilometre olacak. Değerli heyet diyebilir ki: "15.500 kilometrelerden niye 11 binlere düştünüz?" Çünkü yol ağının artık epeyce bir kısmı bölünmüş yol olduğu için ve BSK olduğu için asfalt sathi kaplama ihtiyacı da bu oranda azalıyor.

Yine, saygıdeğer heyetimiz, akıllı ulaşım sistemleri; malumunuz, belediyelerin illerde yaptığı çalışmalar var, çok da güzel örnekler var; insanlar cep telefonundan giriyor, nerede yoğunluk var, nerede kaçış alternatifleri var, bunları görüyor ve bu anlamda hayatı kolaylaşıyor. Biz bu uygulamayı ülke geneline yaygınlaştırarak ve bütün sistemlerin de birbiriyle entegre olmasını sağlayarak trafik kazalarına özellikle hızlı müdahaleyi öngörüyoruz. Elektronik denetleme sistemleriyle, yol çalışmalarında görsel uyarılarla, hava ve yol durumunu yine bu görsel levhalarda vererek, akıllı kavşaklar, akıllı koridorlar oluşturarak akıllı ağ yönetimini öngörüyoruz; ki özellikle, hepimiz yaşarız, eğer akıllı kavşaklar, akıllı koridorlar öngörmediyseniz bir kavşağı geçiyorsunuz, bir sonrakinde bekliyorsunuz, bir sonrakinde tekrar geçiyorsunuz. Hâlbuki hepsinin, özellikle trafik yoğunluğunu da dikkate alarak ışık yanma sürelerini ona göre ayarlayan bir sistem getirmeye çalışıyoruz. Tabii, etkin şerit yönetimi, trafik sıkışıklığını azaltmak, dur kalklardan kaynaklı yakıt tüketimi ve emisyon salınımının -bu çok daha önemli- azaltılması da önemli amaçlarımızdan biri. On-line seyahat planlamasını daha da geliştirmek, mobil yolcu bilgilendirme sistemlerini kurmak, özellikle otoparklarla ilgili çok daha önceden bilgilerin kişilerin sistemlerine, cep telefonlarına gelebilmesi, ulaşımda elektronik ödeme sistemleri... Ki bunu çok önemsiyoruz, hatta bütün ülke genelinde tek kart uygulamasına geçerek insanlar, cebinde taşıyacağı bir kartla, hangi ulaştırma türü olursa olsun, onun parasını ödeyebilecek, dolayısıyla para ilgili kuruma tek sistem üzerinden aktarılacak. Bu da insanların yaşamını çok kolaylaştıracak, çok farklı kartlar taşımak zorunda kalmayacaklar ve böylece, kaza olduğunda da... Kaza bildirimlerinin de anında sistemler üzerinden ilgili yerlere iletilmesi yine önemli.

Araç muayene istasyonları; zaman zaman bu konuda da talepler geliyor. Bu çalışmadan önce, özellikle her 10 araçtan 4'ü güvensiz iken bu sistem sayesinde onların da tamamı güvenli hâle getirildi ve yine, uygun olmayan, orijinal olmayan veya orijinal kalitesinde olmayan yedek parçanın kullanımı da engellenerek, özellikle araçların yakıt ve işletme giderlerinde ciddi bir tasarruf sağlanmış, bu anlamda piyasa disipline edilmiş durumda. 81 ilde 203 sabit, 76 seyyar, 5 motosiklet olmak üzere, ayrıca sadece traktörlere hizmet eden yine seyyar, 13 tane de mobil muayene istasyonumuz var. Bu da önemli. Rakamlar: Bu istasyonlarda 2016 yılı içerisinde -sadece rakamları söyleyecek olursak- bugüne kadar 6 milyon 600 bin araç muayene edilmiş, bunların 2 milyon 200 bininin eksikleri nedeniyle bakımı yaptırılıp tekrar muayeneleri yapılmış, böylece trafiğe sokulmuş; bunu da söyleyelim.

Yol kenarı denetimleri önemli -sebebi de şu- yolların bakımlı ve standartların yüksek tutulabilmesi adına. Bugüne kadar hizmet veren 77 tane yol kenarı denetim istasyonumuz var ve aralık ayı içerisinde bunu 96'ya çıkaracağız; bu da önemsediğimiz bir çalışma.

Özellikle, tehlikeli mal taşımacılığı konusunda bugüne kadar yurt dışına bağımlıydık. Özellikle, uluslararası normlar çerçevesinde gerek onay gerek sertifikalandırma işlemleri yaparken burada da önemli bir mesafe katettik. Gerek Türk Standartları Enstitüsü gerekse Türkiye'nin üçüncü taraf bağımsız denetim kuruluşu olan Türk Loydu; her 2 kurum da yetkilendirildi ve artık insanlarımız kendi ülkemizde onay ve sertifika işlemlerini yapabilir hâle geldiler.

Değerli Başkanım, demir yolu sektörü de yine hepimiz için önemli. Burada da demir yolu sektöründe ortaya koyduğumuz politikalar... Tabii yüksek hızlı tren ve hızlı tren ağlarının yaygınlaştırılması, mevcut hatların yenilenme sürecinin tamamlanması, özellikle hatların elektrikli ve sinyalli hâle getirilmesi -ki bu konuda ciddi adımlar attık ama bunun bitirilmesi- ve yine yerli ve millî demir yolu sanayinin geliştirilmesi, lojistik merkezlerin yaygınlaştırılması, sektörün serbestleştirilmesi uygulamasının da hayata geçirilmesi bu sektördeki başlıca ana hedeflerimiz olarak sayılabilir.

Tabii, özellikle, tarihsel süreç çok önemli değerli üyeler, Sayın Başkanım. Cumhuriyetin ilk yıllarında, özellikle 1923-1950 arasında bir demir yolu seferberliği yapılmış ve 3.764 kilometre yol yapılmış; yıllık ortalama 134 kilometre. Sonra, 1951-2003 arasında, ne yazık ki bu kadar sürede, sadece 945 kilometre yol yapılmış, ki yıllık ortalama 18 kilometre yani 134'ten 18'e düşmüş. Sonra tekrar demir yollarını devlet politikası hâline getirerek yıllık ortalama 150 kilometre demir yolu yapıyoruz, ki bunun bu dönemde yapılanı 1.805 kilometre. İnşaatı devam eden çokça projemiz var, onların da toplam boyutu 3.387 kilometre. 3.387 kilometrenin inşaatı devam ediyor ama "Bin küsur kilometre yeni yaptık." dedik. Demir yolu ağı 11 bin civarından 12.500 kilometreye erişmiş durumda. Yüksek hızlı tren hat uzunluğu 1.213 kilometre. Konvansiyonel hat uzunluğu yüzde 3 artırılmış ama daha da önemlisi, sinyalli hat uzunluğu 2.500 kilometreyken, bu yaklaşık 2 kat artırılmış durumda; elektrikli hat uzunluğu da 2 bin kilometreyken, yaklaşık 4 bin kilometreye erişmiş durumda. Bu da önemli, özellikle bunları hızlı bir şekilde bitirip bütün hatları elektrikli ve sinyalli hâle getirmeye çalışıyoruz.

Şu an işletme altında olan yüksek hızlı tren hatlarını görüyorsunuz. İşte Ankara-Polatlı-Konya, Eskişehir-Bilecik-Kocaeli ve İstanbul'u birbirine bağlamış durumdayız. Bugüne kadar taşıdığımız yolcu miktarı yaklaşık 29 milyon. Ve özellikle Ankara-Konya, Ankara-Eskişehir'i göz önüne aldığımızda -zaman zaman bu sorular geliyordu- artış oranı ne olmuştur? Ankara-Eskişehir arası trenle yolculuk oranı yüzde 8 iken, bugün yüzde 72'ye çıkmış. Ankara-Konya -öncesinde olmadığı için- bugünkü rakamla, yüzde 66'sı yüksek hızlı trenle yapılmakta. Tabii, bir şey daha, yüksek hızlı tren yapıp, süreler kısalıp âdeta mesafeler kısalınca da kendi ilave trafiğini oluşturmuş durumda, bu şehirler arasındaki yolculuk da yaklaşık yüzde 12 artmış durumda.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakan, yüzde 72 Ankara-Eskişehir... Neyin yüzde 72'si?

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN (Kars) - Ankara- Eskişehir arası toplam yolculuğun yüzde 72'si demir yoluyla, daha önce yüzde 8 iken.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Kara yolunu dâhil ediyorsunuz.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN (Kars) - Tabii tabii, hepsi, kara yolu da dâhil olmak üzere.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Konya için neden "Daha öncesi yok." dediniz?

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN (Kars) - Konya'da demir yolu direkt yoktu, çok uzun mesafeydi, dolayısıyla demir yoluyla yolculuk yoktu. Yani geçmişte Konya'ya demir yoluyla gitmek için Eskişehir, Kütahya, Afyon üzerinden dönüp gelmek -bu yansıda da gözüküyor- ya da gidip Kayseri üzerinden dönüp gelmek gerekiyordu ki o çok uzun bir mesafe.

Burada da özellikle, yüksek hızlı tren inşaatı devam edenleri görüyorsunuz. Ankara-Sivas arası devam etmekte, Konya-Karaman-Ulukışla arası devam etmekte. Mersin-Adana'yı Toprakkale'ye kadar uzatıyoruz, ki böylece Gaziantep ve İskenderun tarafına giden yol ayrımına kadar tamamlamış olacağız başlangıçta. Yine, Ankara-İzmir'in şu ana kadar, Eşme'ye kadar olan kısımlarının tamamında inşaata başlanmış, Eşme-Banaz ve Banaz-Salihli arasında da şu an ihale süreçleri devam ediyor, bu sene sonunda başlamadığımız yer kalmamış olacak. Bursa-Bilecek arasında da inşaat devam ediyor, Yenişehir'e kadar olan; Yenişehir sonrasının da projeleri bitmek üzere, onu da yakın zamanda inşallah ihale edeceğiz. Bu da yüksek hızlı tren ağlarıyla ilgili planlamamız.

Bakü-Tiflis-Kars; aslında ben başlangıçta fotoğrafı koymuştum, Bakü-Tiflis-Kars'la ilgili çok fazla ayrıntıya girmeyeyim, zira, bu doğu-batı aksındaki, özellikle İpek Demir Yolu'nu canlandırmak adına çok önemli bir proje. Bu projeyle, biz, gerek Bakü-Türkmenbaşı arası Tren Ferisi, artı Türkmenistan üzerinden Pakistan'a ve Çin'e kadar gidebileceğiz, Hindistan'a kadar gidebileceğiz gerekse yine Aktau Limanı'yla Kazakistan üzerinden Çin'e kadar gidebileceğiz. Çok önemli bir koridorun tamamlayıcısı bu proje. Bu proje de epeyce uzadı, onu da özellikle burada zikretmekte fayda da var ama şu an çok yoğun bir çalışmayla 2017 başında bunu da bitirip bu koridoru tamamlamayı hedefliyoruz, ki bu çok önemli bu anlamda, yerine getireceği fonksiyon anlamında.

Yine demir yolları koridorlarında da yapmaya çalıştığımız şu: Öncelikle doğu-batı koridorlarını tamamlamaya çalışıyoruz, eksik olan halkalar var. Böylece de demir yolu taşımacılığını koridorlar marifetiyle çok daha etkin hâle getirmeye çalışıyoruz. Şu an yaklaşık, yılda 28 milyon ton yük elleçliyoruz. Ciddi bir rakamdayız, sebebi de şu: Birçok yolda gerek elektrikli gerek sinyalli hâle getirme ve yenileme çalışmalarımız var, o yüzden istediğimiz verimi alamıyoruz. Bu, yenileme, elektrikli ve sinyalli hâle getirmeyle birlikte koridorları tamamlayıp güzergâhı çok daha etkin, demir yolunu çok daha etkin hâle getirmiş olacağız.

Ayrıca, yine kuzey-güney eksenli koridorları da tamamlayarak Karadeniz'deki limanlarımızı Akdeniz'e ve ülkemizin güneyine bağlamayı da bu koridorlar marifetiyle, demir yoluyla hedefliyoruz.

Mevcut demir yolu ağının yenilenmesi çok önemliydi. Öyle hatlar var ki elli yıldır, altmış yıldır el değmemişti. Bu anlamda, 11.319 kilometrelik hattımızın, biz, 10.030 kilometresini yenilemiş olduk ancak devam edeceğiz çünkü bununla yetinmememiz gerekiyor, bütün hatları yenilemek durumundayız ki daha etkin kullanabilelim.

Yine söylemiştim, özellikle elektrikli hâle getirmekle bu hatları, çok daha etkin bir işletmecilik sağlamış olacağız. 2 binlerden, 2.300-2.400 civarında elektrikli hat varken, 3.900 kilometreyi yaptık şu an, 2.300 kilometrede de devam ediyoruz, 1.600 kilometresinde de şu an proje çalışmaları devam ediyor, ki bu dediğimiz hedeflere hızlı erişebilelim.

Yine sinyal de bu işin olmazsa olmazı. Yaklaşık 2.500 kilometre iken -kırmızılarla görüyorsunuz- 5 bin kilometresi bitmiş durumda. Mavilerle de inşaatı devam eden yaklaşık 2.900 kilometrelik kısmı var, ki 805 kilometreyi de ayrıca şu an projelendiriyoruz ama amacımız, yine tamamını sinyalli hâle getirmek.

Ankara'da Yüksek Hızlı Tren Garı tabii önemli bir projeydi. Sebebi de şu: Ankara yüksek hızlı tren hatlarının buluşma noktası olacak. İnşallah Ankara-Sivas, Ankara-İzmir de bittiğinde -ki devamında Akdeniz'e de inmiş olacak bu hatlar- bu anlamda günlük 50 bin yolcuya hizmet edebilecek Yüksek Hızlı Tren Garını 29 Ekimde cumhuriyetimizin kuruluşunun 93'üncü yıl dönümünde açtık. Çok önemli bir proje; 195 bin metrekare kapalı alanı var, yaklaşık 2 bin araçlık otoparkı var, 3 peron var, 6 hat var, aynı anda 12 trene hizmet edebilecek bir proje.

Yine, yüksek hızlı tren filosundaki setlerimizi artırıyoruz, bu sene 6 set aldık. Şu an, ilave 10 set daha almakla ilgili çalışma sürecini başlattık ve özellikle devamında 96 set daha çalışmamız var, ki 96 sette hedefimiz, en az yüzde 51'ini yerli yapmak ve yüksek hızlı tren teknolojisini Türkiye'ye kazandırmak, Türkiye'deki sistemi de bu işin içine koymak. Bu da çok önemsediğimiz bir proje.

Yük taşımacılığında da özellikle, az önce rakamlardan bahsetmiştim, "Gelişiyor." demiştim ama bunu daha da geliştirmek adına bu yenileme, elektrikli ve sinyalli hâle getirme çalışmalarını bitirmemiz gerekiyor.

Yine, demir yolu endüstrisinde de Adapazarı'nda Yüksek Hızlı Tren Fabrikası, Çankırı'da Tren Makas Fabrikası... Özellikle KARDEMİR'de geçmişte ray imalatı yapılmıyordu, hep dışarıdan geliyordu, KARDEMİR şimdi önemli oranda ray imalatı yapıyor. Özellikle, Sivas'ta da Beton Travers Fabrikası hizmete girdi, bu da önemli. Yine demir yolu endüstrisi anlamında millî tren, millî lokomotifler, millî yük vagonu; bunlar da önemsediğimiz şeyler.

Yine, özellikle bu sektörde sinyalizasyon önemli. Millî Sinyalizasyon Projesi'ni geliştirdik, testlerini yaptık, Adapazarı-Mithatpaşa'da uyguladık; başarılı oldu, şimdi şebekeye yaygınlaştırma çalışmamızı devam ettiriyoruz.

Kent içi raylı sistemlerde birçok ilimize destek veriyoruz. Fazla ayrıntıya girmeyeyim çünkü zamanımızı çok yedim. Marmaray'la bugüne kadar biz yaklaşık 160 milyon insana hizmet ettik, taşıdık ama malumunuz, Marmaray'ın devamındaki banliyö hatları var Ayrılıkçeşme'den Pendik'e ve Kazlıçeşme'den Halkalı'ya kadar olan. Bunu İstanbullular çok merak eder, biliyorum. Onlarla ilgile de ihale süreçlerinde talihsizlikler yaşadık. Bir ara firma bıraktı, biz özellikle tahkime gittik; tahkimi de kazandık ama tahkimi kazanmak, oradan aldığımız para değildi bizim amacımız. Bizim amacımız projeyi yapmaktı. Burada da hedefimiz 2018 yılında banliyö hatlarını metro standardına getirerek Marmaray'la bağlamak; bu da önemli bir projeydi. Özellikle yeni havalimanı da dâhil olmak üzere İstanbul'da birçok metro projesi devam ediyor. Şehir metrolarıydı, bunu geçeyim.

Ankara'da yine en son Keçiören metrosu kaldı, bu sene sonunda bitireceğiz ve daha sonra havalimanına uzatacağız. Başkentray yüksek hızlı trene hizmet ediyor ama onun dışında kalan Sincan-Kayaş arasını tamamen yeniliyoruz, çok da modern hâle geliyor. Yaklaşık 500 milyon Türk liralık bir iş bu da. Egeray; hakeza İzmir'le çok güzel iş birlikleri yaptık ama bunun devam etmesi lazım, onunla ilgili çalışmalarımız var. Antalya'da yine özellikle EXPO 2016 nedeniyle bir çalışma yaptık, çok kısa sürede bitti; bu da önemli bir şeydi. Konya'da yine Konya'nın hayatını kolaylaştıracak projelerle ilgili proje süreci şu an devam ediyor. Gaziantep'te de Gaziray'la ilgili proje süreci devam ediyor.

Lojistik merkezleri önemli. Demir yollarını bu kadar geliştirdikten sonra bunların organize sanayi bölgeleri ve lojistik merkezleriyle entegre olması lazım. Bu anlamda çalışmamız var.

Demir yollarının serbestleştirilmesi önemliydi. Havacılık sektöründe olduğu gibi, biz, demir yollarını altyapı ve taşımacılık olarak birbirinden ayırdık ve TCDD Taşımacılık artık hizmet veriyor ama sektör serbestleşiyor. Önümüzdeki yılbaşından itibaren işletmecilik yapabilecekleri gibi, şu an özel sektörün de yaklaşık 4 bin vagonu var, onlarla hizmet veriyor.

Değerli Başkanım, ben hava yolu sektörüne gelince: Özellikle, hava yolu sektöründe de tabii, havacılıkta dünya ortalamasının üç katı bir büyüme sağlamışız şu ana kadar. Kamu-özel iş birliği uygulamaları bu sektörde çok başarılı uygulanmış durumda, birçok proje bitti, devam eden projeler var. Yap-işlet-devretle olan işletme süreleri bitip kiralama yaptığımız, dolayısıyla, buradan da ilave gelir elde ettiğimiz havalimanlarımız var. Yerli ve millî uçak yapımıyla ilgili ve uzay ve havacılık teknolojilerinin yerlileştirilmesiyle ilgili de çalışmalarımız var. Bu şöyle bir şey değerli dostlar: Özellikle, hava trafiğinin merkezi 1991'de maviyle gözüken, yıl geçtikçe hava trafiğinin merkezi Avrupa'dan sadece batıya doğru değil, doğuya doğru da -Çin'in, Hindistan'ın çok gelişmesine paralel olarak- kayıyor ve ağırlık merkezi neredeyse Afrika ile Amerika arasında, okyanustayken bugün artık Türkiye'nin olduğu bölgelere gelmiş durumda, gelecekte daha da doğuya kayacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla, bu anlamda, merkez olmak adına havacılıktaki planlamalarımızı yapıyoruz. Burada sadece birkaç tanesini söyleyeyim: 26 tane aktif havalimanından 55'e çıkmış durumda. Terminal kapasitesi yıllık 55 milyon yolcudan 248 milyona çıkmış durumda. Toplam yolcu sayısı 34 milyondan geçen sene 181 milyona çıkmış, bugün itibarıyla, daha doğrusu, ekim ayı itibarıyla 150 milyon civarında. Ancak, dünyadaki gelişmelere bağlı olarak havacılık sektöründe yolculukta bir daralma var, bu sene, geçen senenin biraz altında kalabilir. İç hatlarda artış olmakla birlikte, dış hatlarda bir düşüş var. Uçak sayısı da 162'yken şu an 542'ye çıkmış. Bir de -herhâlde önemli bir rakam- özellikle, yurt dışı uçuş noktası 282'ye erişmiş durumda, sektörde de 192 bin kişiye, hatta, 200 bin kişiye yakın bir istihdam sağlamış durumda sektör. Bu da bir kıyaslama olabilir; geçmişte 2 merkezden 26 noktaya uçuluyorken bugün, özellikle, uçtuğumuz nokta sayısı 55'e gelmiş durumda. Hava yolu şirketi sayısı 6, uçuş merkezleri de 7 olmuş durumda. Bu da dış hatlardaki gelişmeyi gösteriyor, bunu da hızlı geçeyim.

İstanbul yeni havalimanı, özellikle, kapasitesi anlamında çok önemli ama bizim hedefimiz 2018'in ilk çeyreğinde, özellikle, birinci fazı olan 90 milyon yolcuya hizmet eden kısmını açmak. Bu da çok hızlı bir şekilde ilerliyor. Sadece kulesi 50 milyonluk bir proje ve daha proje aşamasında dünya çapında ödüller almaya başladı. İnşallah, bu da prestijimiz açısından önemli.

Çukurova Bölgesel Havalimanı Adana, Mersin için önemliydi, çok önemli hedeflerimiz olmakla birlikte, ihale süreçlerinde yaşanan sıkıntılardan dolayı uzadı ama şu an artık nihai karar aşamasına geldi. İnşallah, bunun da altyapısına bu yıl içerisinde başlayacağız.

Rize-Artvin için, o bölgeye hizmet edecek bir bölgesel havalimanıyla ilgili de ihale sürecini başlattık, teklifleri aldık, inşallah, değerlendirmeyi bitirir bitirmez bununla ilgili de mali teklifleri açarak en uygun olanla bu işe başlayacağız.

Hava yolu yatırımları var ama burada, geçmişte açılanları söylemeye gerek yok. Özellikle, Van Ferit Melen Havalimanı'nda yeni terminal binası yapılıyor. Atatürk Havalimanı PAT sahaları onarımı vardı, bu bitti. Sinop Havalimanı'nda yeni terminal binası devam ediyor. Çanakkale Havalimanı'nda yeni terminal binası devam ediyor. Muş Havalimanı yeni terminal binasını 2018'de, Sabiha Gökçen Havalimanı'nda ikinci bir pist ihtiyacı vardı, ona da başlandı, 2019'da bitirmeyi hedefliyoruz. Planlanan yeni havalimanları var değerli arkadaşlar, bunların bir kısmı ihale aşamasına geldi, bir kısmıyla ilgili yer tespit çalışmalarımız devam ediyor.

Uydu filosu ve kapsama alanı renkli olarak gözüküyor TÜRKSAT 3A, 4A ve TÜRKSAT 4B'yle kapsadığımız alanlar ama bununla yetinmeyip özellikle, TÜRKSAT 5A ve 5B'nin ihale süreçlerine devam ediyoruz. Bu sene sonuna kadar karar verip inşallah, 5A'yı 2018 sonunda, 5B'yi de 2019 sonunda hizmete sokmuş olmayı hedefliyoruz. Bu konuda, özellikle, Inmarsat'la önemli bir anlaşma yaptık çünkü onlar dünyanın her yerini kapsıyorlar. Böylece, onların o imkânını da yaptığımız stratejik iş birliğiyle kullanabilir hâle geleceğiz. Dolayısıyla, kapsama alanımız çok daha gelişmiş olacak. TÜRKSAT 6A'yla ilgili çalışmalar devam ediyor ama oradaki amacımız TÜRKSAT 6A'yı tamamen yerli ve millî olarak yapabilmek ve bu konudaki kabiliyetlerimizi, özellikle, Türk mühendisleri bu işin içine sokup daha da artırmak. Burada varmış ama ben bunları söylemiş bulundum değerli heyete.

HÜRKUŞ uçağı burada yapıldı, çok önemli bir uygulamaydı ama Türkiye, ilk defa Türkiye'de bir uçağı sertifikalandırabilir hâle geldi ve bunun sertifikalandırılmasını Türkiye'de Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü yaptı ve ICAO da bunu onayladı. Yine bu sektörde önemli bir gelişme, yaklaşık bir buçuk ay önce Dünya Sivil Havacılık Teşkilatı ICAO'nun konsey üyeliğine seçildik, 172 üyenin 156'sının oyunu alarak. Bu da bu sektörde geldiğimiz noktayı göstermesi adına önemliydi.

İnsansız hava aracı sayısı, kullanıcısı yansıda gözüküyor.

Türkiye Uzay Ajansı çok önemli. Özellikle, Türkiye Uzay Ajansıyla ilgili kanun taslağını hazırladık, Başbakanlığa sunma aşamasına getirdik, inşallah, daha sonra Meclisimizin huzuruna gelecek. Bu şekilde, özellikle, teknoloji geliştirilmesi, bu sektörde daha etkin olma ve dünyayla daha iyi iş birliği yapabilme hedefimiz var.

Denizcilik sektörüne geldik. Değerli dostlar, üç tarafı denizle çevrili bir ülke olarak -dünyadaki taşıma koridorlarını baştan vermiştim- gerek Karadeniz gerek Akdeniz gerekse Süveyş Kanalı'nı da kullanarak daha güneye inmemiz ve denizaşırı ülkelere yük götürebilmemiz adına limanlarımızın hepsini, özellikle, raylı sistemle bağlama hedefimiz var. Bu konudaki rakamları da kısa kısa yüce heyetle paylaşayım, zamanım doldu dolacak. Efendim, Türk sahipli filoyu söylemiştim, özellikle, 8 milyondan 29 milyona geldi. Tersane sayısı 37'den 79'a çıktı. Uluslararası limanlar 152'yken 172 oldu. Balıkçı barınağı sayısı ciddi oranda arttı. Yük elleçlemesi aşağı yukarı 2 kat arttı. Yat bağlama kapasitesi çok önemli çünkü çok döviz bırakan bir sektör. Burada da kapasite 2 katından, 2,5 katından fazla arttı ama hedefimiz bunu çok daha ileriye taşımak. Özellikle, kabotajda yolcu ve Ro-Ro taşımacılığını çok önemsiyoruz. Bu anlamda yaptığımız çalışmalarla yolcuda yüzde 64'lük, araçta yüzde 110'luk bir artış sağlamış durumdayız. Çandarlı Limanı'na başladık, belli bir aşamaya getirdik ancak konteyner limanı olarak düşündüğümüz Çandarlı'da dünyadaki konteyner sektöründeki daralmaya bağlı olarak şimdi bir sistem değişikliğine gidiyoruz. İnşallah, Alsancak'ı da birlikte değerlendirerek Çandarlı'nın bir an önce bitip İzmir'in, Ege'nin hizmetine girmesi adına çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Filyos Limanı'nda da -ihalesini temmuzda yapmıştık- işe başlandı, yer teslimi yapıldı, yakında, inşallah, oranın da temelini atacağız. Karasu Limanı da hakeza yap-işlet-devret modeliyle yaptığımız bir limandı, orada da çalışmalar bitmek üzere.

Kanal İstanbul'la ilgili de değerli heyet, çok şey söylenebilir ama özetle söyleyeceğim şu: Birçok alternatif güzergâh çalışması yapıldı, hepsinde son aşamaya gelindi. Özellikle, imar çalışmalarında da sona yaklaşıldı ama bu çok büyük bir proje, burada finansman modelinde özel olarak çalışıyoruz ki çok daha uygulanabilir, ülke yararına olabilir bir finansman modeli ortaya koyalım, böylece, bu projeyi kazandırmış olalım. İstanbul Boğazı ve tarihî şehrimiz olan, göz bebeğimiz olan İstanbul üzerindeki tehlikeli taşımacılıktan kaynaklanan riskleri bertaraf etmiş olalım.

Özellikle, acil müdahale merkezleri çok önemliydi. Bu, dünyada bir ilktir, bu konuda çok başarılı çalışma var. Amacımız, bütün etrafımızdaki denizleri koruma altına alabilecek, kontrol altına alabilecek, takipleri yapabilecek, müdahale edebilecek bir sistem kurulmasıydı. Gemilerin izlenmesi ve yönetimi de az önceki sistemle birlikte takip ettiğimiz bir işlem. Çok ayrıntıları var ama zamanın dolduğunu düşünerek ve başka sektörleri de düşünerek haksızlık olmasın.

Avrupa Birliği ilişkileri çerçevesinde sadece şunu söyleyebiliriz, özellikle, IPA fonlarından yararlanmak üzerine, hibe fonlarından yararlanmak üzerine: çok başarılı bir şekilde kullanıyoruz. Bugüne kadar 574 milyon euroluk proje ortaya kondu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bakanım, süre doldu ama tamamlarsanız sözlerinizi...

Buyurun.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN (Kars) - Tamamlayacağım Değerli Başkanım.

Çok teşekkür ediyorum.

Köseköy-Gebze Projesi bitti. Irmak-Karabük-Zonguldak'ın Karabük-Zonguldak kısmı bitmişti ancak Kızılırmak-Çankırı-Karabük kısmı da yaklaşık bir ay içerisinde bitiyor, inşallah, aralık ayı başında bunu da hizmete sokmuş olacağız. Samsun Kalın'da çalışmalar devam ediyor. Bu fonları layıkıveçhile kullandığımızı özellikle vurgulamak isterim. Bundan sonra da yine bu fonlardan yararlanmak adına ikinci dönemi var ki orada da hangi projelerde kullanacağımız ortaya konulmuş durumda. Yine, Halkalı-Kapıkule Demir Yolu Projesi'ni de bu kapsamda yapmayı öngörüyoruz, bununla ilgili de çalışmalarımız yürüyor.

Mevzuat çalışmalarına çok girmeyeyim.

Evet, Değerli Başkanım, tabii ki buradan alacağımız desteklerle, bilgilerle, fikirlerle önümüzdeki yıl da başarılı bir çalışma ortaya koyarız. Ülkemizin ulaşımı ve iletişimini çok daha iyi noktaya taşırız.

Özellikle, sabırla ve laf atılmadan dinlenildiğim için çok teşekkür ediyorum. Eminim ki daha önce Komisyon üyesi biri olarak çalışmış olmanın herhâlde ayrıcalığından yararlandım, arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.