KOMİSYON KONUŞMASI

ADNAN KESKİN (Denizli) - Sayın Başkan, öyle sanıyorum ki toplum olarak temel sorunlara yaklaşımıMızda ciddi bir eksiklik var. Niteliği bir kenara bırakarak niceliği esas alıp fason üretim yapar gibi parça başına üretim yaparak temel sorunları çözmeye çalışıyoruz.

Şimdi, bütün konuşmaları izledim, üniversitelerdeki üretim noksanlığı, bilimsel çalışmaların uluslararası düzeyde itibar görmemesiNİ, maaşların noksan olmasına bağladık.

Şimdi, insaf edin, bu parti iktidara gelmezden evvel, YÖK'le ilgili söyledikleri kayıtlarda duruyor, mürekkepleri daha kurumadı. YÖK'ün bilimsel özerkliğe getirdiği engeller, YÖK'ün bilim adamlarının çalışmasına çektiği setlerle ilgili tartışmalar olmuştur. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldiğinde YÖK'ü değiştireceğini vadetmiştir, Bu konuda ciddi tezler ortaya koymuştur ama iktidara geldikten sonra YÖK'ün yönetimini ele geçirince bütün bunlar unutulmuştur ve üniversite açma sanki çok büyük bir başarı gibi takdim edilmektedir. 177 üniversite olması "180" diyorsunuz, onun kayıtları da tartışmalı... Teknik donanımı olmayan, hukuki altyapısı hazır olmayan, kütüphanesi bulunmayan, adam gibi öğretim görevlisi, profesörü bulunmayan yerlerde "Ben illere siyasi amaçlarla üniversite açıyorum." diye nereye varılacaktır? Hangi bilimsel üretimi yapacaktır bu üniversiteler? Zaten de yapamıyor. Bakın, dünya standartlarında hemen hemen hiçbir üniversitemiz kalmamış çünkü hem çalışma özerkliği yok, bilim adamları ciddi bir baskının altında, zaman zaman en üst düzeyde siyasi toplantılarda üniversite hocalarıyla ilgili olumsuz değerlendirmeler yapılıyor, bunlarla ilgili hiçbir hazırlık yok. Üniversite açıyoruz orada okuyacak öğrencilerimizin yatacağı yurt yok. Zaman içerisinde dirsek temasında bulunulan bir İslami cemaate yol açmak için devlet uzun yıldır yurt açmadı bu memlekette. Açtığınız üniversitenin kaçında Kredi ve Yurtlar Kurumu gitti yurt açtı, o çocukların rahat bir ortamda çalışmasını sağlayacak bir zemin hazırlandı? Ne zaman cemaatle paralel devlet kavgası başladı, şimdi başımıza, kafamıza meteor taşı düşmüş gibi yurt yapma yarışının içerisine giriyoruz. Bu düzenleme de böyledir.

Eğer üniversitelerdeki temel sorunları çözemezseniz, üniversitelerin adam gibi teknik donanımı, altyapı hazırlıkları yapılmazsa getirdiğiniz maaş ödemesi, olsa olsa belki belli sayıda insanlardan "Eksik olmasın Hükûmet, bu konuda bizim ekonomik sıkıntımıza bir çözüm üretti." diye bir dua alınacaktır ama üniversitede yaşadığımız sorunların hiçbirisi çözülemeyecektir ve bu maaş artırımından sonra da göreceksiniz, üniversitelerimizde dünya ölçeğinde bir bilimsel çalışmayı yakalama fırsatı bulunamayacak çünkü yok öyle bir... Hangi üniversitede doğru dürüst bir kütüphane var? "170 tane üniversite açtık." diye övünüyoruz. Burada ciddi rakamlar ortaya konuluyor, gidin bakalım, daha bina yok çok üniversitede, bırakınız öğrencilerin çalışmasını üniversite mensuplarının çalışmasına imkân verecek altyapı çalışmaları yok. Dolayısıyla, bunlar siyasi yaklaşımlarla olduğu için de bütün temel sorunları yozlaştırıyoruz.

Bir zamanlar devlet personel yasası çıkarılmıştı, her bütçe görüşmesinde bir önerge gelirdi, paçavrasını çıkardık devlet personel yasasının. Üniversitelere bakışımız da böyle kaldığı sürece, kusura bakmayın, ne kadar maaş artırsanız da Türkiye açısından bence beklenen bir sıçramayı yapma şansı yoktur. Eğer yapılacaksa böyle bir çalışma, önce YÖK Yasası'nı değiştirelim. YÖK Yasası'nın bilim üzerindeki baskısını kaldırmak gerekiyor. Üniversite hocaları rahat bir şekilde çalışabilmeli. YÖK yönetiminin iki satırlık bir yazısıyla kapının önüne atılma korkusu olan insanlardan hangi bilimsel çalışmayı bekleyebileceğiz, hangi özgür yaklaşımı bekleyebileceğiz? Gerçekten, bu konuda iyi niyetli bir şey yapılmak isteniyorsa, Türkiye'deki üniversiteleriyle çağdaş dünyada adam gibi üretim yapılması isteniyorsa YÖK Yasası'ndan başlayarak üniversitelerimizin teknik donanımı, altyapısı da devreye sokularak bir çalışma yapılmalı.

Bunların ötesinde, kusura bakmayın, buna "Yaz yağmuru serinliği." denir, güneş çıktığı zaman toprak kurur; sizin bu getirdiğiniz maaş artırımı da aynı etkiyi yapacaktır.

Ben teşekkür ediyorum.