KOMİSYON KONUŞMASI

SERDAL KUYUCUOĞLU (Mersin) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, Sayın Bakanım, saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, sayın basın, sayın bürokrat arkadaşlarım; hepinize iyi akşamlar diliyorum.

Evet, diliyoruz ki bundan sonrasında Sayın Ulaştırma Bakanımız da -aynı Komisyonda görev yaptık- Ulaştırma Komisyonunu biraz daha aktif hâle getirir ve bir kısım konuları en azından orada tartışma ve konuşma şansımız olur. Faydalı olacağını düşünüyorum.

Şimdi, Türkiye'ye ülkenin kuruluşuyla beraber bir vizyon biçilmiş. Atatürk döneminde demir yollarına ağırlık verilmiş. Hep biz "ulaşım" dediğimiz zaman her ne kadar... Yolcu ve yük trafiğinin yüzde 90'ı kara yoluyla yapıldığı için, tabii, o çok konuşuluyor ama, işte, Atatürk dönemi sonrasında maalesef demir yolları önemsenmemiş.

Şimdi, kitapçıkta da rakamlar veriliyor, "Cumhuriyetin ilk yılları." deniyor. Burada aslında bir düzeltme yapmamız gerekiyor: O cumhuriyetin ilk yılları olarak 1923 ile 1950 arası yazılmış, 3.764 kilometre. Ben buna baktım. Şimdi, demir yolları özellikle teknolojinin olmadığı, insanların elle çalıştığı dönemlerde (1925-1939 dönemi) yani on dört yıllık Atatürk döneminde 3.314 kilometre demir yolu yapılmış ve senede yapılan 220 kilometre. Şimdi, daha sonrası, 1940-1950 yılları arası -biliyorsunuz, işte, savaş yılları- 423 kilometre yapılıyor, 1960'tan 2003'e kadar da 970 kilometre. Yani, son yıllarda bir değişim olmuş ama maalesef Atatürk dönemini yakalayamamışız. Son on üç yılda yapılan senede 150 kilometre/yıl; Atatürk döneminde ki yani bugünkü teknolojiyle, imkânlarla baktığınızda o gün için çok büyük bir başarı gösterildiğini görüyoruz.

Şimdi, demir yollarıyla ilgili avantaj derken, şöyle bir bilgi var, diyor ki: "6 şeritli otoyolun maliyeti 8 milyon USD iken çift hatlı, elektrikli, sinyalizasyonlu bir demir yolunun maliyeti 2 milyon 853 bin dolar." Yani, ciddi bir fark var. Demir yolunun faydalı ömrü otuz yıl kabul edilirken dünya standartlarında kara yollarının faydalı ömrü on üç yıl olarak kabul ediliyor.

Maalesef, bize bir vizyon biçmişler, 1950'li yıllardan başlayan bir kara yolu furyası, arkasından otomotiv sanayi ve yabancıların bize otoyolların yapılması için 1984'lü yıllardan başlayan kredi açması ama demir yollarıyla ilgili destek vermemeleri bu sektörü, demir yollarını istediğimiz şekilde geliştirmemiştir. "AK PARTİ iktidarı döneminde de "İşte bu kadar yol yaptık." diyoruz. Bakın, 18 bin kilometre bölünmüş yol yapılmış, herhâlde 1.500 kilometre de otoyol yapılmış. Bunu üst üste koyduğumuzda, işte, 20 bin kilometre civarında oluyor ama demir yollarına baktığımızda gene 3 bin kilometre civarında kalıyoruz; neredeyse 6,5'ta 1. Gene bu dengesizlik hâlâ devam ediyor. Bizim, demir yollarına daha çok önem vermemiz lazım. Şimdi, demir yollarına niye önem vermemiz lazım? Bir: Güvenli. İki: Ucuz, konforlu, çevreci, işletim maliyeti ucuz ve hızlı.

Şimdi, evet, Türkiye'nin güneyinde benim ilim Mersin en büyük limanlarımızdan biri ve bugün ful kapasiteyle çalışıyor. Türkiye'nin ihracat ve ithalat kapısı Akdeniz'e açılan 3 tane büyük limanımız var; biri Mersin, biri İskenderun, biri Antalya ama esas itibarıyla en büyük yükü de Mersin Limanı çekiyor. Mersin Limanı'nın genişlemesiyle ilgili birçok proje geliştirildi ama bu projeksiyonda ben Mersin Limanı'nın büyütülmesiyle ilgili herhangi bir çalışma görmedim. Bunun, en azından, planlamaya alınmasında faydalı olacağını düşünüyorum.

Mersin'e ek olarak Taşucu Limanı var, onu da kullanıyoruz. Yalnız Taşucu Limanı'nın şöyle bir sıkıntısı var: Demir yolu bağlantısı yok. Biliyorsunuz, Mersin kör nokta, ondan sonra demir yolu bağlantısı yok. Haritaya baktığımızda, bu limanın demir yoluyla bağlantısının sağlanması ve biraz rehabilite edilmesiyle büyük bir ihtiyacı karşılayacağını düşünüyorum. Karaman'a gelen demir yolunun da Taşucu'na inmesi hâlinde o güzergâhın hem yolcu hem yük trafiği açısından Karaman'ın ve Konya'nın yurt dışına çıkışını sağlayacak en yakın kapı olacaktır. Ayrıca, Taşucu-Mersin arasında da çok yoğun bir yolcu trafiği var, bu konuda da trafiğe yardımcı olacaktır.

BAŞKAN - Sayın Kuyucuoğlu, lütfen toparlar mısınız.

SERDAL KUYUCUOĞLU (Mersin) - Teşekkür ederim.

Yine, birçok ihtiyacımız var. Tabii, bunlardan birkaç tanesini özellikle ifade etmek istiyorum.

Şimdi, kent içi raylı sistemlere Bakanlığımız sahip çıkıyor, yardımcı oluyor, bu konuda sorun yok ama bu destek verilen illere baktığımızda, işte, İstanbul, Ankara, İzmir, Konya, Antalya, Gaziantep. Mersin, nüfusu 1 milyona yakın bir şehir. Bugün trafik sorunu var, raylı sistemle ilgili ihtiyaç var ama bugüne kadar, maalesef, yerel yönetimlerin de belki eksikliği ama bu konuda da Bakanlığınızın desteğini bekliyoruz.

Ayrıca, ülkemiz açısından gerekli olan, 300 bini geçen kentlere de ulaşım master planı ve bunun içine de raylı sistemi koyarak yapmalarının zorunluluk hâline getirilmesinde büyük fayda var. Şunun için: Çünkü gelecekte sıkıntılar yaşıyoruz.

Yine, Mersin-Antalya yolu yıllardır devam ediyor maalesef. Başlangıcı 1985. "2018'de bitecek." diye geçen yıl Sayın Binali Yıldırım programda öyle vermişti. İnşallah, temenni ediyoruz. Biraz hızlandırılması lazım, çok uzadı.

Tarsus-Kazanlı turizm bölgesinin 13 kilometrelik yolu var; 4 kilometresi yapıldı, sonra durdu. Dört beş senedir duruyor, biliyorsunuz. Bunun tamamlanması gerekiyor.

BAŞKAN - Sayın Kuyucuoğlu, teşekkür ediyoruz.

SERDAL KUYUCUOĞLU (Mersin) - Bir iki cümleyle kapatayım.

BAŞKAN - Lütfen...

SERDAL KUYUCUOĞLU (Mersin) - Yine, ülkemiz açısından önemli: Kent içi raylı sistemler çoğalıyor, vagon ihtiyacımız, lokomotif ihtiyacımız. Bir standart getirilmesi lazım ve ülkemizin yarattığı bu sektörün, bu sanayinin desteklenmesi lazım çünkü çok önemli bir sanayi, çok büyük ihtiyaçlar var, ülkemizin ihtiyacı var. O sanayinin de büyük bir istihdam yaratacağını düşünüyorum.

Teşekkür ederim.