| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Vakıflar Genel Müdürlüğü b) Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı c) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ç) Türkiye İnsan Hakları Kurumu d) Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı e) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, f) Atatürk Araştırma Merkezi g) Atatürk Kültür Merkezi h) Türk Dil Kurumu ı) Türk Tarih Kurumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 07 .11.2016 |
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Değerli arkadaşlar, burada neredeyse on sekiz aya yakın bir süreden beri birlikte çalışıyoruz. Buradan, şu masalardan, inandıklarının ötesinde, başkalarını savunma adına herhangi bir şey söylemediğimize tanık olduğunuzu zannediyorum. Biraz önceki konuşmamızda altını çize çize şunu söyledik: Teröre bulaşmış, teröre katılmış ya da suç işlemiş milletvekillerinin yargılanmasıyla ilgili olarak, özellikle de terörle mücadele konusunda bizlerin asla ve asla herhangi bir çekincesi yoktur. Yoktur böyle bir şey, böyle bir şey denmedi, hiçbir şekilde denmedi. Demokratik siyasetin de bu ülkede, ülkenin geleceği, demokrasinin güçlenmesi açısından bir zorunluluk ise, belirli ilkelere ve hukuk ilkelerine uygun davranma gereğinden bahsedildi burada bütün arkadaşlarımızın tarafından. Suç işlemiş, elbette cezasını çekecek ama yargının yerine geçip de peşin olarak "Şunu yaptı, bunu mahkûm edin, ayaklarından sallandırın." denilmeyecek, bütün derdimiz bu. Hukuka uygun davranalım diyoruz, başka bir şey falan denilmiyor.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Temizel.
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Çok daha önemli bir konumuz daha var.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Birkaç cümle Sayın Başkanım, iki cümle.
BAŞKAN - Sonu yok ki.
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Yani bu insanların...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Birkaç cümle, düzeltmem lazım Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, sizinki iki cümleyle kalmaz.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Konumumu tanımlamak için bana izin verin birkaç cümle söyleyeyim.
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Son cümlemi bitirmek istiyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Şunun altını özellikle çizmek istiyoruz: İnsanların hepsinin aynı kefe içerisinde görülmesi diye yargıda bir kural yoktur. Nitekim, gidenlerden 3'ünün tutuksuz yargılanmış olması bunun temel göstergesidir. Birazcık daha ayrıntılı olsa, peşin yargıya gidilmese belki daha fazla insan aynı durumdan yararlanacaktır. Eğer Sayın Bakanın değerlendirmesine genel olarak katılıyor olsak o zaman o 3 kişiyi serbest bırakanlar da suçludur, "Vay, nasıl bıraktılar." dememiz gerekir. Böyle bir polemiğin sonu yoktur. Burada demokratik siyasete inanmış hiç kimsenin de böyle bir derdi yoktur. Şu salonda olanların hiçbirisinin böyle bir derdi yoktur. Biz bu tartışmaların bu çerçeve içerisinde yapılmasından ve hukukun işlemesinden yanayız. Tutuklanması gerekenler, yargılandıktan sonra cezaya mahkûm olanlar elbette tutuklanacak. Eğer "Türkiye Cumhuriyeti orada sorguladığı ve yargıya götürdüğü insanları elinden kaçıracak kadar zaaf içerisindedir de onun için bunu yapıyor." diyorsak, bir tek ona diyecek bir şeyimiz yoktur ama onun da öyle olduğuna kesin olarak inanmıyoruz.
BAŞBAKAN YARDIMCISI YILDIRIM TUĞRUL TÜRKEŞ (Ankara) - Milletvekili dokunulmazlığında kaçtı yurt dışına.
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Sayın Bakanı, kaçmadı, gidilmesiyle ilgili veya dışarıya çıkmasıyla ilgili herhangi bir sınırlamanız vardı da gittiyse o zaman "Kaçtı." denir.
BAŞKAN - Gelip ifadesini vermezse kaçtı anlamına geliyor.
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - O nedenle, lütfen, kavramları karıştırmayalım. Hele, burada kalkıp da sadece demokratik siyaseti savunan insanları da bu şekilde suçlamamak gerekir.