| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 23 .10.2014 |
MUSA ÇAM (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
17.800 profesörü, 10.960 doçenti, 27.050 yardımcı doçenti, 20.820 öğretim görevlisini, 9.250 okutmanı, 3.396 uzmanı, 41 bin araştırma görevlisini kapsayan yaklaşık olarak 130-140 bin kişilik üniversite camiasını ilgilendiren bir kanun tasarısını görüşüyoruz. Üniversitelerde -176, 170, 180, 185, kaç üniversite var ise burada- görev yapan öğretim üyesi, araştırma görevlisi, uzman, değerli okutmanların ücretlerinin iyileştirilmesi kuşkusuz önemli bir çözümdür ve iyi bir katkı yapacaktır.
Benden önce konuşan çok değerli Sayın Keskin'in söylediği gibi, üniversite, akademik çevrelerin sorunları sadece ücretlerinin iyileştirilmesi meselesi değil. Önümüzdeki günlerde, zaten bütçe görüşmelerinde üniversiteler ve YÖK'le ilgili konuşacağız ama burada sadece bir iyileştirme yaparken ücretlerin iyileştirilmesiyle geçiştiremeyiz. Bunlarla ilgili birkaç şey de söylemek gerekiyor.
Geçtiğimiz günlerde, İzmir'de önemli bir tıp fakültesine kontrol için gittiğimde bir profesörle konuştuğumda, kanımı donduran bir şey söyledi: "Hayvanınıza nal çaktırmayacağınız kişi üniversitelerde profesör oluyor artık." dedi, dondum ve kaldım. Yani "Hayvanınıza nal çaktırmayacağınız birileri artık üniversitelerde profesör oluyor." dedi. Bu, gerçekten çok acı bir ifade biçimi. Burada hiç kimsenin mesleki kariyerini zedelemek, aşağılamak amacında, duygusunda değiliz ama son on iki yılda veyahut da on beş yılda -her ne ise- üniversitelerdeki tutum, davranış, liyakat, bilim, araştırma, kariyer, bilgi, beceri, yetenekler ötesinde, farklı ilişkilerle insanların profesör, öğretim üyesi olduğu, üniversitelere alındığı görülüyor. İntihal ayrı bir konu, intihal ayrı bir konu yani akademik kariyer yapan insanların kaynak göstermeden, intihal yaparak kariyer yaptıklarını ve bir üst dereceye sıçradıklarını ibretle izliyoruz. Şimdi, hepimiz burada babayız, anne olanlar var, çocuklarımızı da bu öğretim üyelerine emanet ediyoruz ve edeceğiz.
Sayın Bakan, siz de -Allah uzun ömür versin, bol şans versin- ikiz kızlarınızı onlara emanet edeceksiniz. Şimdi, üniversiteler bu kadar kötü durumda olacaksa ve bu kadar kötü yönetilecekse, Sayın Keskin'in söylediği gibi, bir dönem YÖK'e söylemediğiniz sözü bırakmayacaksınız, "YÖK'ü kaldıracağız, üniversiteleri özerk yapacağız, demokratikleştireceğiz." diyeceksiniz ama oraları ele geçirdikten sonra da onun üzerine oturacaksınız, istediğiniz gibi salvo atışlarını gerçekleştireceksiniz.
Geçtiğimiz günlerde, hem Sayın Başbakanın hem de Sayın Cumhurbaşkanının, yeni Cumhurbaşkanının çeşitli illerdeki üniversite açılışlarında yaptıkları konuşmaları izleyince üniversitelerimizin geldiği durumu bir kez daha ibretle seyrettik. Kuşkusuz, bugün yapılacak olan iyileştirme, öğretim üyesi arkadaşlarımızı bir nebze rahatlatacaktık ama esas, bilim alanında onların özgürce araştırma yapmaları, özgürce düşüncelerini söyleyebilmeleri, özgürce örgütlenebilmelerinin önündeki yasaklar ve engeller maalesef alabildiğine devam etmektedir.
Son günlerde, özellikle bölgemizde yaşanan IŞİD olayları nedeniyle üniversitelerde IŞİD yanlısı kimi öğrencilerin, kendisi gibi düşünmeyen üniversite öğrencilerine saldırdıklarını, palalarla, hançerlerle üzerlerine yürüdüklerini görüyoruz. Bu yeni yapılacak adalet düzenlemeleriyle birlikte polislerin, üniversite hocalarının odalarını basıp "Yeni talimat budur, üniversite hocalarının odalarını araştıracağız, arayacağız, işte elimizde emniyet müdürünün, valinin talimatı." diye üniversite hocalarının elini kolunu bağlayıp yerlerde sürükleyerek götürdüklerine şahit oluyoruz. Şimdi, bir taraftan üniversitelerin, akademik çevrelerin ücretlerini iyileştirirken diğer taraftan akademik çevrelere bu tip baskıların ve tehditlerin yapılması kabul edilebilir bir tutum değildir.
Yapılan, öngördüğünüz zam... Bugün, öğleden önceki sunumunuzda bütçenin ne kadar iyi olduğunu ama bir seçim bütçesi olmadığını söylediniz. Biz de tabii ki memnun olduk bütçenin böyle iyi bir şekilde olması, ülke ekonomisinin iyiye gitmesi tabii ki bizi de memnun eder, mutlu eder ama mademki bu kadar iyidir, bu kadar güzeldir bütçemiz, gelirlerimiz de bu kadar da iyidir, bu öngördüğünüz zammın yeterli olmadığını düşünüyoruz ve bu nedenle de grubumuzun vermiş olduğu bir önerge var, bunu da dikkate alarak oy kullanılırsa çok memnun olurum.
Bu yeni düzenlemenin de, yeni uygulamanın da öğretim üyesi camiasına, üniversite camiasına hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.