KOMİSYON KONUŞMASI

NİYAZİ NEFİ KARA (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakanım, öncelikle, hemen yanı başınızda ve arkanızda oturanlar dâhil bütün hekimler ve sağlık çalışanları adına, sağlıkta şiddet yasasını çıkarmayan iradeyi bir kez daha kınıyorum. Bugün Samsun'da yeniden bir arkadaşımız saldırıya uğramış ve yaralanmıştır. Bu konuda gayretinizi istiyoruz ve tekrar tekrar söylüyorum, bu konuda söz verdiniz, birlikte hazırlık yaptık, konuştuk, yanınızda oturuyor arkadaşlarımız; bu konuda biz nasıl destek vereceksek verelim, bu konuyu çözelim. Bu, gerçekten ciddi bir sorun.

Bir diğer konu: Sağlık çalışanlarının özlük hakları. Gerek Cumhurbaşkanı Başbakanken, Cumhurbaşkanıyken, sizden önceki bakan, hepiniz söz verdiniz, bu konuda. Bu konuda da çalışma yapıldı, bu da askıya alındı. "2010'dan sonra niye durdu?" diyorsunuz, durur tabii ki. Bir kere, sağlık çalışanlarının hepsi mutsuz ve huzursuz, hepsi kendini her an saldırıya uğrayacakmış gibi hissediyor, her an sıkıntılı ve huzursuz hissediyor. Çalışanların barışını ve güvenliğini sağlamazsanız bir yerde mutlaka tıkanırsınız. Bu konuya sizin de katıldığınızı düşünüyorum.

Bir diğer konu: Sağlıkta özelleştirmeyi bir an önce durdurun. Eğer siz "Hükûmet bütçesini tamamlamak için sağlığı ve eğitimi kullanacağız." derseniz, bu ülkenin insanını piyasaya terk ederseniz, en büyük ihaneti yapmış olursunuz.

Tütün kullanımıyla ilgili çalışmalarınızı bundan öncesi için tebrik ederim ama 2011'den sonra o da gördüğünüz gibi durmuş durumda. Çünkü tütünün satışını durdurmazsanız, tütün üretimini kısıtlamazsanız, ithalatını kısıtlamaz ve dolaşımını kontrol etmezseniz -ki çok kaçak var biliyorsunuz- böyle bir dönemde, böyle bir şekilde olmaz. Bahsettiğiniz konular için daha önce biz de teklif vermiştik birkaç ay öncesinde de, önceki dönemde de. Yani sigara paketinin satışı için para veriyorlar biliyorsunuz marketlerde. Kısıtlanması satış alanlarının ve reklamının yapılmasının oralarda da önlenmesi... Bu konuda yaptığınızı destekliyoruz

Uyuşturucu, bu ülke için en az PKK kadar tehlikeli bir durumdadır. Bonzai kullanımının beyin cerrahları olarak -bizim tanı koymakta bile- beyin kanamalarına yol açtığını gördük klinik çalışmamızda, yaşantımızda dahası ve gerçekten küçücük çocuklarımıza okul kapılarında dahi satışı yapılıyor. Ve bunların tedavisi için yeterli merkezlerimiz yok maalesef, siz de söylüyorsunuz. Bunun sayısının artırılması... Çünkü bunların çevresinde de, bu tedavi görülen yerin çevresinde de satışı yapılıyor. Sadece tedavisi değil, ondan rehabilitasyonu ve bu insanların istihdamı için de diğer bölümlerle, bakanlıklarla ortak çalışma yapılması gerektiğini düşünüyorum.

Bir diğer konu, kanayan yara, üniversitelerin yaklaşık -kurumunuz da bahsediyor arada- 5 katrilyona dayanan borç yükü. Oralarda verilen sağlık hizmetini gerçekten engelliyor. Orada meslektaşlarımız ve orada hastalar gerçekten zor duruma düşüyor. Sonuçta bu ülkenin üniversiteleri de, hastaneleri de hepsi bizimdir, beraberdir ve öncelikle diğer yerlerden oraya bütçenin aktarılması, o borç yükünün kapatılması gerekiyor.

Bir diğer konu: Sağlıkta taşeron sistemini lütfen kaldırın. Sağlıkta taşeron sistemi gerçekten acıdır. İçerisinden gelen birisi olarak... Çünkü eğitimini almamış insanlara biz hasta taşıtıyoruz, eğitimini almamış insanlara hasta kaydı yaptırıyoruz. Sadece tıbbi sekreterlerin çalışabildiği tıbbi sekreterliğin istihdamını ayarlayın. Diğeri de, ameliyathanede çalışacak, hasta taşıyacak personellerimizin, pansuman yapacak personellerin gerçekten okulunu, eğitimini sağlamamız gerekiyor.

Teşekkür ediyorum.