KOMİSYON KONUŞMASI

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Millî Savunma Bakanı, değerli katılımcılar; tabii, otuz beş yıl -iki yılı cezaevinde olmak üzere- görev yaptığımız şanlı şerefli Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Millî Savunma Bakanlığının bütçesi görüşülüyor, burada Mecliste sizlerle beraber olmaktan ve bu konuya katkı sunmaktan büyük bir onur duyuyorum, herkesi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

Geride bıraktığımız süreçte bölgenin, NATO'nun en güçlü ordularından birisi ve ne yazık ki 15 Temmuz gecesi kendi komutanlarını esir eden bir ordu hâline getirildi. Bu, benim için -mutlaka diğer silah arkadaşlarım için de geçerlidir- vicdanları sızlatan bir durumdur.

Tabii, ordunun esas gücü -yurtta sulh, cihanda sulh derken- caydırıcılığıdır. Suriye sınırına, Irak sınırına duvar yaparak değil, caydırıcı bir askerî güce sahip olarak zaten beyinlerde o duvarı kurarsınız, size düşmanca hareket düşünenler bu caydırıcılık karşısında misliyle mukabele edileceği için bu hareketlerden, düşmanlıklardan vazgeçerler. 15 Temmuz hain darbe girişimi bu açıdan çok önemlidir, Silahlı Kuvvetlerimizin caydırıcılığına da büyük bir darbe vurmuştur. Silahlı Kuvvetler ve stratejide emir komuta birliği bu caydırıcılığın temel unsurlarından biridir. Meclisteki konuşmamızda da vurgulamıştık, Silahlı Kuvvetlerinin emir komuta sistemini, örgütlenmesini esas görevi olan savunmaya göre değil de nasıl darbe girişimini önleriz temelinde düşünürseniz stratejik hata yapmış olursunuz. Bu hatayı alacağınız taktik, tedbirlerle asla gideremezsiniz.

Şu an 2/3'ü Silahlı Kuvvetlerine yönelik olan kanun hükmünde kararname maddeleri ne yazık ki 15 Temmuz kadar Silahlı Kuvvetlerin caydırıcılığına darbe vurmuştur. Nasıl bu ülkenin, bu vatanın askerlerine, Mustafa Kemal'in subaylarına kumpas davaları kurulurken bu davaların savcısı olanlar, FETÖ denen örgütle beraber Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanı olarak emperyalizme hizmet edenler, Suriye'de, Irak'ta Amerikan çıkarları gereği, millî çıkarlarımıza aykırı olmasına rağmen oradaki hain planlara destek verenler mutlaka tarih önünde de, Türk adaleti, Türk milleti önünde de erinde gecinde hesap verecektir. Aksi hâlde kandırılmak, aldatılmak hukukta karşılığı olmayan terimlerdir, psikolojik boyutu olan, algı operasyonu olan terimlerdir.

Tabii, beş yıla yakın cezaevlerinde kaldık. Dönemin Başbakanının en az 3 tane açıklaması var "Islak imzada bulundu, Dursun Çiçek'i tutuklayın, hapsedin." diye. Şimdi, mağdurlar var, bir tugay 5 bin kişi yaklaşık, en az 3 bin kişi, 3 FETÖ'cü var, biraz önce siz de vurguladınız başlangıçta, valiliğe terör saldırısı var diye çıkarılmış, diğerleri masum ama en az 80-90 kişi tutuklu. Biz bunlara "Mağdur." diyoruz, Sayın Cumhurbaşkanı "'Mağdur var.' diyen haindir." diyor. Siz de "Mağdur var." dediniz, o nitelemeye göre siz de hainsiniz. Bu mağdurların haklarını savunacağız, savunmaya da devam edeceğiz çünkü biz damdan düştük, damdan düşmenin ne olduğunu gayet iyi biliyoruz ama iktidar partisi olarak damdan düşmediğiniz için bunun ne demek olduğunu...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen toparlar mısınız?

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Toparlıyorum Sayın Başkan.

...ancak haksız veya hukuksuz yere cezaevine girdiğinizde anlarsınız.

Silahlı Kuvvetleri parçalayarak, bölerek darbe yapamaz hâle getirdiğinize inanıyorsanız bunda da stratejik hata yapıyorsunuz. Darbe hukuk dışıdır, yasa dışıdır, insanlık dışıdır; bunu ancak eğitimle aşabilirsiniz, dünya görüşünü geliştirerek aşabilirsiniz. Ben Cumhuriyet Halk Partisinde bir buçuk senedir siyaset yapıyorum, eski askerim, otuz beş senelik askerim, şu tecrübemi sizinle paylaşayım: Şu anki siyasi görüşlerim parti içinde en demokratik kişiler arasındadır bir asker olmama rağmen. Ben, Genel Başkanın liste çıkarmasına, Genel Başkanın kurultaya müdahale etmesine, merkez yoklaması yapılmasına karşı çıkan milletvekillerinin başında geliyorum ve asla biz darbeyi düşünmedik, cumhuriyete, Anayasa'ya bağlıydık, şu anki askerlerin de aynı inançta olduğuna inanıyorum. Lütfen onları FETÖ'nün militanlarıyla, emperyalizmin uşaklarıyla karıştırmayın.

Tabii, cezaevi çıkışında "Bu örgütle mücadele için her zaman hazırız." demiştik. Bizden, özel kanallarla, ordudaki FETÖ'cülerin listesini istediler YAŞ öncesi, biz de verdik, en son şunu söyledik: "Son on yılda -2014 için söylüyorum- bu örgütün terfi etsinler diye size verdikleri isimler var ya, esas FETÖ'cüler onlar, siz onları daha iyi biliyorsunuz." 2014'e kadar, 2016'ya kadar yol arkadaşı olan iki siyasi hareket daha sonra bildiğimiz nedenlerle bu yol arkadaşlığını sona erdirdiler. Tabii, bu karanlıklardan çıkışın, cumhuriyetin temel ilkelerine, çağdaş değerlerine dönüşün tek yolu vardır, o da suça bulaşmış, bu örgütle beraber yürümüş, emperyalizme hizmet etmiş bu iktidarın demokratik yollarla değiştirilmesidir. Bu noktada, Millî Savunma bütçesinin milletimize hayırlı olmasını diliyorum, sevgiler saygılar sunuyorum.