| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 16 .11.2016 |
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Saygıdeğer Başkanım, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun çok değerli üyeleri, değerli bürokratlar, basınımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Orman ve Su İşleri Bakanlığının faaliyetleri hakkında sizlere kısa bir bilgi arz edeceğim efendim.
Özellikle, takdimimi şu sırada yapacağım: Bütçe teklifimiz hakkında bilgi vereceğim, daha sonra ormancılık ve çölleşmeyle mücadele çalışmalarımız, tabiatı koruma, biyolojik çeşitlilik, su faaliyetleri ve meteorolojik faaliyetleriyle alakalı bilgileri arz edeceğim.
Tabii, bizim Orman ve Su İşleri Bakanlığının temel vazifesi koruma kullanma dengesini gözeterek bütün canlıların hayat standartlarını yükseltmek ve orman ve su kaynaklarının geliştirilmesini sağlamaktır.
Personel ve bütçemiz hakkında bilgi vereyim. 66 bin personelimiz var. 2017 yılı bütçesi takriben 20 milyar 200 milyon TL. Bunların dökümünü arz ediyorum. Görüldüğü üzere, genel ve özel bütçe 16 milyar 927 bin 767 bin TL, döner sermaye bütçesi 3 milyar 270 milyon 470 bin TL, toplam 20 milyar 198 milyon 262 bin TL. Bunlardan tabii en büyük pay Devlet Su İşlerine ve Orman Genel Müdürlüğüne ait.
Özellikle on dört yılda Bakanlığımız 145 milyar liralık bir yatırımı gerçekleştirdi, milletimize kazandırdı. Bakın, bunlardan 411'i dev baraj ve diğer tesisleri dikkate alırsak bütün faaliyetlerde, 6.298 tesisi tamamlayarak aziz milletimizin hizmetine sunduk. Bunlardan gerçekten Artvin'de Deriner Barajı bir sanat harikasıdır. Keza Karaman'da Ermenek Barajı muhteşem bir baraj. Mesela bundan üç yıl önce Türkiye'nin en yüksek barajı 218 metreyle Ermenek Barajı'ydı ama Deriner onu da geçerek 248 metreyle şu anda Türkiye'nin en yüksek barajı ama onu da geçecek bir baraj daha yapıyoruz, Yusufeli, o da Türkiye'nin yapılabilecek en yüksek barajı olacak.
Özellikle, bir de, ormancılık faaliyetlerine çok büyük önem verdik. Yani benim de şahsen ağacı, toprağı, suyu çok seven tabiatım var.
MUSA ÇAM (İzmir) - Sadece seviyor musunuz, yoksa kıyıyor musunuz?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Ağacı seviyoruz. Bakın, Sayın Vekilim, 3 milyar 750 milyon fidanı toprakla buluşturduk ama bazıları hesap yapamıyor. "Bunu -özellikle bu hesap yapamıyor- Türkiye'yi bu kadar 1'e bir alsak bu, Türkiye'nin yüzölçümüne yetmiyor." diye hesap edenler var ama bu böyle. 3 milyar 750 milyon fidanı toprakla buluşturduk ama bunların dökümü var, inanmıyorsanız birlikte sayalım efendim.
Korunan alanları çok artırdık efendim. Ayrıca, 1.674 tane... Bakın, biz meteorolojide dünyanın ilk 7'sine giren bir kurum hâline geldik, dünyada ilk 7'ye giren. En ileri teknoloji şu anda bizde. Bakın, gururla ifade ediyorum ve tahminleri de yüzde 90'ın üzerine çıkardık.
Şimdi, müsaadenizle, ormancılık ve çölleşmeyle mücadeleyle alakalı bilgi arz etmek istiyorum. Orman teşkilatımız daha önce, 2011 yılından önce sadece ormanlık alanlarda faaliyet gösteren bir kurumdu ama 2011 yılıyla birlikte bu anlayışı değiştirdik. Şu anda ülkemizin tamamına, hatta Orta Asya'ya, Balkanlara, Kafkaslara, Afrika'ya da hizmet eder hâle geldi. Gerçekten çok önemli. Bakın, şunu ifade edeyim: Dünyada pek çok ülkede orman varlığı hızla azalıyor ama bakın, hesap ortada, Halep oradaysa arşın burada. Türkiye'de 2002 yılında 20,8 milyon hektar aldığımız orman alanını şu anda 22,3 milyon hektara çıkardık yani 1,5 milyon hektar yani 15 milyon dekar orman alanı artmıştır, bunun tapusu da var. Buna paralel olarak ormanlara çok iyi ağaçlandırma yapmakla, bakımını yapmakla, alan artmasıyla odun serveti de arttı bakın. Odun serveti 1,2 milyar metreküpten şu anda 1,6 milyar metreküpe yükseldi ki gerçekten bu bütün dünyanın takdirini topladı.
Fidan üretimimizi çok artırdık efendim. Şu anda bütün kurumlara, bütün belediyelere, kamu kurumlarına, muhtarlıklara, talep edilmesi hâlinde biz onlara ücretsiz fidan dahi tahsis ediyoruz. Daha önce böyle bir şey yoktu. Yılda ortalama 75 milyon fidan üretilirken biz 2016 yılında 338 milyona yükselttik. Ayrıca, maalesef, daha önce, benim İstanbul'da İskele Müdürü olduğum dönemde havzaları ağaçlandırmak için Türkiye'de fidan bulamıyorduk ama Allah'a şükür gerek Yalova'da gerek Sakarya'da, İzmir'de, Bergama'da vesaire o sıra alım garantili fidan üretimi başlattık, gelişti. Şimdi, biz, artık bir de fidan ve süs bitkileri borsası kurduk, ilk ihracatını da yaptı. Peki, efendim, ne kadar fidan toprakla buluşturduk? 3 milyar 750 milyon şu ana kadar. Bakın, şurada görüyorsunuz, 2006 yılında Burdur Kuzköy'deki durumu bu, terasladık, fidan diktik, artık orman hâline geldi. Ayrıca, Isparta Gölcük 2005 yılında böyleydi, artık şu açık alanlar tamamen kapatıldı, orman hâline geldi.
Ağaçlandırmada bir rekora imza attık. Geçmişte ortalama 68.500 hektarlık alanda çalışma yapılırken biz ortalama 342 bin hektar yani 3 milyon 420 bin dekarlık alanda her yıl çalışma yapıyoruz yani 5 katı artırdık. Ayrıca, mutlaka her yılı bir ağaçlandırma yılı ilan ettik. Artık sadece çam dikmiyoruz. Erguvan yılı ilan ettik, ıhlamur yılı, fıstık çamı İstanbul'da mesela, 2016'da da çınar yılı, Osmanlı coğrafyasının özellikle bulunduğu yerlere çınar diktik 2016 yılında, bu yıl.
Kara yolları. Daha önce kara yolu ağaçlandırmasıyla ilgili ormanın bir mesuliyeti yoktu ama bunları da ağaçlandırıyoruz. 2008 yılında başladık kara yolu ağaçlandırmasına. Şu ana kadar 17.043 kilometre yol kenarını ağaçlarla donattık. Mesela Ankara-Eskişehir yolu, Sakarya-Akyazı yolu, bunun gibi Türkiye'nin her tarafında...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bunlara orman demiyoruz herhâlde.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yol kenarı ağaçlandırması diyoruz, onları saymıyoruz Sayın Vekilim.
Orman teşkilatı olarak artık okul bahçesi, üniversite kampüsleri, mezarlıklar, mabetler, hastaneler, sağlık ocakları bahçelerini ağaçlandırıyoruz. Sayıları kitapta var, zamanım sınırlı olduğu için bunların detayına girmeyeceğim ama emriniz olursa tabii sizlerin istediğiniz yeri ağaçlandırırız efendim.
Bunun dışında, efendim, çok önemli, biz gençlerin bilhassa ormanı sevmelerini istiyoruz. Bu bakımdan her şehirde hemen hemen bir şehir ormanı projesi başlattık. Anneleriyle, babalarıyla gelip ailecek dinlenecekleri mekânlar oluşturduk. İnşallah, bakın, şu anda Rize'de de muhteşem bir orman kuruyoruz, onu da müjdeleyeyim. Mesela, Denizli Çamlık Şehir Ormanı muhteşem. Mesire alanları çok artırdık. 94 tane mesire alanı bugün 1.304'e yükseldi efendim. Ayrıca, ormanlarımızda daha önce sadece çam dikilirdi veya sedir vesaire ama Değerli Başkanım, değerli milletvekillerim; şu anda ormanlarımızı kırsal kalkınmanın lokomotifi olarak kullanmaya başladık. Aşağı yukarı 26 tane eylem planımız var. Ceviz, badem, sakız, trüf, fıstık çamı vesaire. 5 bin köye 5 bin gelir getirici orman kuracağız, kuruyoruz şu anda, çoğu da bitti. 1.702 köye şu ana kadar orman kurduk ve 4,2 milyon adet gelir getirici fidan diktik. Bunu şöyle yapıyoruz, bunu herkesin bilmesinde fayda var: Orman köylerinde en yakın orman köyündeki ormanlık alana o bölge için ne uygunsa -faraza fıstık çamı veya ceviz, badem- onu dikiyoruz, sonra o köydeki hane sayısına göre parselliyoruz, herkesin huzurunda kura çekiyoruz. Kuraya göre hangi parselde ne kadar fidan vatandaşa aitse üç yıl bakımı, bütün masrafları orman teşkilatına ait, geliri kırk dokuz yıl vatandaşa ait olmak üzere sertifikasını veriyoruz. Böylece millet ormancılığına geçtik. Bu bakımdan mesela Kemaliye'de dut seferberliği başlattık. İzmir'de zeytin ağaçlarıyla ilgili bir seferberlik başlattık. Böylece gerçekten vatandaşa dağıtıyoruz. Faraza, birkaç tane örnek vereyim efendim: Ceviz Eylem Planı'nı 2012 yılında başlatmıştık. Bu yıl sonuna kadar, şu ana kadar 2,8 milyon ceviz fidanı dikildi, vatandaşa dağıtıldı. Badem Eylem Planı çerçevesinde bu yıl sonuna kadar tamamlayacağız, birinci adım bu tabii, yeni eylem planları da tekrar... Yani biz çalışırken rastgele çalışmıyoruz. Kim, neyi, ne zaman, nerede, nasıl yapacak, bu kesinlikle bellidir. Emrettiğiniz zaman bunların kitaplarını size takdim edebiliriz. Tabii, sizlerin de varsa biz tenkide çok açığız yani. Tenkit, tavsiye, teklifler varsa bunları da belirtirseniz bundan büyük memnuniyet duyarız. Şu ana kadar 5,6 milyon badem fidanı diktik, arsasıyla birlikte vatandaşa dağıttık. Mesela Adıyaman Kâhta'ta görüyorsunuz muazzam bir badem ormanı oluştu.
Efendim, zeytinle ilgili maalesef geçmişte bir sivil toplum kuruluşu "Zeytin orman ağacı değildir." diye böyle bir yargıdan karar almış. Tabii baktık, yargının verdiği hükmün gerekçesini inceleyince bunun, ormanlık alanın tamamının zeytin olamayacağını ama yüzde 80'inin zeytin olabileceği anlaşıldı. Arkadaşlar, neredeyse ormanlık alanda bu "delice" tabir ettiğimiz zeytin ağaçlarını kesiyorlardı ama bunu hemen yasakladık. Netice itibarıyla bir seferberlik başlattık 2019 yılı sonuna kadar...
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Dört yılda kesilenlerde de var mı? Kesilen veya sökülen zeytin ağaçları da var mı?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yok, şu anda yok.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Rakamsal olarak yok.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Kurtardık, hatta efendim onları aşılıyoruz. Şimdi, şurada gördüğünüz ilk aşılamayı da ben yaptım efendim ama tutup tutmadığını... Bakın yan tarafta hemen tuttuğunu göreceksiniz Allah'a şükür. Arkadaşlara espri yapıyorum: "Emekli olduktan sonra beni artık zeytin aşılaması için alırsınız." diye.
Efendim, bakın, şu gördüğünüz Nisan 2015'te aşıladığım zeytin ağacı. Bir yıl sonra yandaki hâle geldi. Gerçekten bunları vatandaşa kura çekip verdik.
Bal ormanları kuruyoruz. Efendim, çok enteresan, daha önce arıcılar ormana sokulmazdı. Ama biz arıcılara sahip çıktık, dedik ki: "Artık bütün her yerde talep olması hâlinde arıcılara yer tahsis ediyoruz." Bunlara "bal orman" diyoruz. Bal ormanı şu: Arıcı çam balı mı, çiçek balı mı, geven balı mı, kestane balı mı ne istiyor, ona göre oraya dikiyoruz, yerini hazırlıyoruz, suyunu her şeyini hazırlıyoruz. Parası yoksa yüzde 20 hibe, geri kalanı da, yüzde 80'i de yüzde 1,5 dosya parasıyla on yıl ödemesiz şekilde vatandaşa hibe ve kredi olarak destek veriyoruz. Şu ana kadar bu çok iyi tuttu. Vatandaşlarımız 286 bal ormanı talep etti, hepsini kurduk ama bunun çok faydası oldu. Şu anda bal üretiminde 6'ncı sıradan 2'nci sıraya yükseldik. Ayrıca bir de şu var, dünyada bu çok ses getirdi: Mesela Dünya Arıcılık Kongresi 2017 yılında Türkiye'de toplanacak. Bu da çok önemli. İnşallah, bu sayıyı 465'e çıkarmayı planlıyoruz.
Bir de efendim, şuna başladık, çok önemli. Odun Dışı Ürünler Daire Başkanlığı kurduk. Bu çok önemli. Tıbbi ve aromatik bitkilerin yüzde 80'i ormanlarda. Dolayısıyla, dünyada da 115 milyar dolarlık bir pazar var, gitgide de gelişiyor çünkü millet kimyasal ilaçlardan artık bitkisel ilaçlara dönüyor. Bu yüzden biz bu konuda bir seferberlik başlattık. Defneden başlayarak, mantar vesaire, efendim, hatta şu anda Karadeniz'de, Rize'de likapa seferberliğini başlattık. Şöyle: Likapa ağaçlarını alıyoruz, dikiyoruz ormanlık alana, vatandaşa kura çekip veriyoruz.
Özellikle Bucak'ta olmak üzere salep seferberliğine başladık. Peki, ne oldu bu durumda? Bakın, şu anda yılda 400 bin ton bu odun dışı dediğimiz daha ziyade tıbbi aromatik bitkiler, defne, likapa, salep vesaire olan ürünleri bu şekilde hazırladık ve piyasayı oluştu ama bu yeterli değil. Bizim hedefimiz 2019 yılında 500'i 1.000 tona çıkarmak ve 2023 yılına kadar da orman teşkilatı bir plan yaptı 5 milyar dolarlık ihracat yapmak. Şu anda 600 milyon dolarlık bir ihracat var, yeterli değil. Hedefimiz, kesin olarak söylüyoruz, 5 milyar dolarlık bir ihracat yapmak bu konuda. Türkiye'de de potansiyel var. Hatta şunu ifade edeyim: Önümüzdeki mayıs ayında -ilgili olan vekillerimiz varsa memnun oluruz- Konya'da Uluslararası Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Kongresi'ni toplayacağız efendim. 10-12 Mayıs 2017'de Birinci Uluslararası Tıbbi Ve Aromatik Bitkiler... 2 tanesini ulusal olarak yapmıştık ama şimdi Konya'da... Kongrenin teması da tabii ve sağlıklı hayat diye... Tabii, sadece biz değil. Bunun membası bizde ama bunu Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, başta Sağlık Bakanlığı da devreye girerek bunların ilaç olarak kullanılması konusunda bir seferberlik başlattık. Üniversitelerle birlikte çalışıyoruz.
Orman köylerine büyük destek veriyoruz. Şu ana kadar 13 milyar TL ilave gelir sağlamışız. Odun ham madde ihtiyacı Türkiye'de çok önemli. Tabii, ormanlar gelişince, odun serveti artınca elbette yaşlı ağaçları keserek ekonomiye kazandırıyoruz. Çünkü ağaçların da bir ömrü var, kesmezsek çürüyecek. Bu yüzden şu anda, 2016 yılında 20 milyon metreküplük bir odun ham maddesini hazırladık, sanayiye ve ihtiyaç için ekonomiye kazandırdık. Gelir de arttı tabii. Şu anda 2016 yılında 2,7 milyar TL bu satışlardan elde ettiğimiz gelir.
Bir de, efendim, bu ağaçlandırma faaliyetleri dünyanın dikkatini çekti. New York'ta yapılıyordu her üç yılda bir zirve. Hatta ben de gidip bizzat 2013 yılından önce orada Türkiye'de yapılan ormancılık faaliyetlerini anlatınca Genel Kurulda bütün bir ülke hariç olmak üzere o karşı çıktı ama Nijeryalı bir hanım bakan çok sert bir cevap verdi ve oy birliğiyle İstanbul'da yapılması 10'uncu Ormancılık Zirvesi ve Forumu'nun, "Türkiye'de ilk defa, Amerika dışında ilk defa." diyor Birleşmiş Milletler ve bu gerçekleşti.
Ayrıca, çölleşmeyle mücadelede büyük adımlar attığımızı ifade edeyim. Şu anda bu yıl 667 bin dekar alanda erozyonla mücadele çalışmasını yürütüyoruz. Hemen hemen bitti yıl sonu hedefleri ama Allah nasip ederse bu yıl sonuna kadar 800 bin dekara çıkaracağız. Bu çok önemli. Toprakları artık kaybetmek istemiyoruz. Nitekim, şu grafiğe bakarsanız daha önce "Kıbrıs Adası kadar bir toprağı kaybediyoruz." denirdi. Ama Allah'a şükür o azaldı. 500 milyon ton olan erozyonla toprak kaybını 2014 yılı sonunda 168 milyon tona indirdik. Yeterli mi? Değil. Ama arkadaşlarımız şu anda çok iyi çalışıyor. Mesela Burdur'da Seccade Tepelerinde, çıplak dağlardı, yağmur yağınca bütün toprak aşağı iniyordu, gölü dolduruyordu. Neticede buraları ağaçlandırdık. Samsun'da keza, Çorum'da, Aksaray'da, Amasya'da, Türkiye'nin her yerinde muazzam bir erozyonla mücadele çalışması yapıyoruz.
Ayrıca, sel, çığ ve heyelanla mücadeleyle ilgili yeni bir misyon başlattık. Bakın, bu konuda bu misyon şu: Artık AFAD ve bütün kurumlarla iş birliği hâlinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve diğer bakanlıklarla birlikte, belediyeler, mahalli idareler de dâhil olmak üzere biz bir nehir havzasının, havzanın bütününü ele alarak, ona da ne gerekiyorsa mesela orman ve çölleşmeyle mücadele, erozyonla mücadele yukarı havza çalışması yapacak. DSİ tersip bentleri yapacak. Çevre ve Şehircilik varsa işgaller onları kaldırıp kentsel dönüşüm yapacak. Bunun gibi, Ulaştırma Bakanlığı da dâhil olmak üzere, yanlış yapılan köprü, menfezler varsa onların tamamını yıkıp onları yenileyeceğiz. Bu konuda hatta önümüzdeki çarşamba günü Rize'de büyük bir ulusal kongre toplanacak. Biz de AFAD Başkanlığıyla birlikte yürüteceğiz. Bu konuda inşallah çok iyi adımlar attık ama tabii, sel gelince, bilhassa burada sellerden ziyade bir heyelan problemi var. Biz sellere yüzde 100 diyemem ama yüzde 90 çare bulduk çünkü tersip bentleri, nehirlerin ıslahı, derelerin ıslahıyla büyük mesafe katettik ama heyelanı önlemek için şu anda 13 tane heyelan kontrol projesi, 10 tane çığ kontrol, 223 tane yukarı havza sel kontrol. Şimdi, özellikle şunu arz etmek istiyorum. Yani ben de iyi bir mühendisim, yıllarca... Seli kontrol etmenin yolu yukarı havzayı kontrol etmekten geçer çünkü yukarı havzada suyu tutarsak, akışı kesersek, orada yeşillendirme, teraslama çalışmaları yapılırsa aşağıya intikal eden su miktarı azalıyor.
Şimdi biz yukarı havzayla ilgili bir seferberlik başlattık. Orman teşkilatımız, Çölleşmeyle Mücadele Genel Müdürlüğümüz ve DSİ Genel Müdürlüğümüz ortaklaşa bunu yürütüyor. Saygıdeğer Başkanım ve değerli milletvekillerim; ayrıca, özellikle, bizim bu çölleşmeyle mücadelemiz çok ülkenin dikkatini çekti ve bizim Afrika'da yaptığımız çalışmalar, Orta Asya'daki çalışmalar dikkat çekti ve Birleşmiş Milletler "COP 12" dediğimiz taraflar konferansının Türkiye'de yapılması kararlaştırıldı. Yani pek çok ülke talep ediyordu çünkü önemli bir misyon. Yani "Bunu Ankara'da yapalım." dedik Ankara'yı tanıtmak açısından. Geçen sene Ankara'da 195 ülkeden 6.700 kişi katıldı, Ankara'da gerçekleşti. Hatta biz burada "Ankara girişimi" diye bir seferberlik başlattık. Bütün ülkeler oy birliğiyle bizi üç yıllığına dönem başkanı olarak seçti. Şu anda biz Afrika'da pek çok projeyi yürütüyoruz. Mesela Afrika'da -misal olarak söylemek istiyorum- Cibuti ile Senegal arasındaki 13 tane Orta Afrika ülkesi "Panafrika" adıyla, yani yeşil duvar diye bir duvar örmek ve çölün daha güneye intikalini önlemek için bir çalışma başlattı, biz de bu çalışmayı yürütüyoruz, her türlü desteği veriyoruz. Hatta Afrika'dan pek çok ülkeden elemanlar geldi, biz bunları Türkiye'de eğittik, ayrıca Birleşmiş Milletler Kuzey Akdeniz Bölgesi Koordinasyon Merkezi de İstanbul'da açıldı. Bu da gerçekten çok önemli. Artık Kuzey Akdeniz Bölgesi Koordinasyon Merkezi İstanbul'da. Onu da özetle belirteyim.
Orman yangınlarına karşı gerçekten başarılı bir çalışma yapıyoruz. Bunu herkes biliyor. Hatta pek çok ülkeye yardım ediyoruz. Hatta bizim kurduğumuz çok ileri teknoloji şu anda e-Türkiye ödülünü aldı iki defa üst üste. Neden? Çünkü bir orman yangını olduğu zaman ben kendi odamdan orman yangınının nerede olduğunu, arazinin, bitki örtüsünün durumunu, hatta oraya kaç helikopter gidiyor, helikopterin havadaki hızını, kaç dakika sonra su alacak, nereden su alacak, bunları odamdan, tabii, yangın harekât merkezinden uzay üssü gibi görecek durumdayız. Yani en ileri teknoloji şu anda bizde, bunu özellikle gururla ifade edeyim. Yeteri kadar yangınla mücadele ekibimiz var. 2.300 tane kara aracı, 35 hava aracı, 19 bin personel yazın yangınla mücadele ediyor ve gözetleme kuleleri çok sayıda, kameralı takip sistemimiz var. Bu çok orijinal bulundu, hatta "Kaliforniya'da biz bunu deneyelim." diye Amerika bizden bu sistemi istedi. Tabii, ormanlar bütün dünyanın ortak varlığı olduğu için biz teknolojiyi diğer ülkelere vermekte bir tereddüt göstermiyoruz. Şu anda bu sistem, yani kameralar takip ediyor, dumanı gördüğü zaman hemen, en kısa zamanda, birkaç saniye içinde en yakın işletme müdürlüğüne ve bölge müdürlüğüne, Ankara'ya alarm gidiyor ve anında, en geç on beş dakika içinde yangın mahalline müdahale ediliyor. Şu anda on beş dakikaya indi.
Peki, son on yılda baktığımız zaman nedir diye bakarsak, son on yılda, 2016 yılında 7.963 hektar zarar gördü, yangın başına 3,1 hektar. Daha önce yangın başına 3,8 hektar vardı. Yangınların sayısı arttı ama yangın başına hızlı müdahale edildiği için yanan alan azaldı. Peki, Akdeniz ülkeleriyle mukayese edersek, nedir diye bakarsak, bizde yanan alanı 1 diye kabul edersek, bakın, rakamlar ortada, özellikle bu konudaki yayınlardan aldığımız, raporlardan aldığımız bilgiler; Yunanistan 18 katımız yanmış, İtalya 14, Fransa yaklaşık 2 katımız, İspanya 10 katımız, Portekiz 67 kat. Yani, özetle, Türkiye yangınlarla mücadelede gerçekten çok başarılı. O bakımdan Orman teşkilatımı hakikaten gururla her yerde anıyorum.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Neyin oranı bu?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Bunlar efendim yanan alanların... Bakın şu...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bunlar neyin oranı? Kendi orman alanımıza oranı mı?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yanan alanın orman alanına oranı. Burada alanlar belli, yanan alan belli. Mesela, Türkiye'de yanan alan ortalama, on yıllık verilere göre ülkenin yanan...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 7.963 hektar yanmış.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Bizde şöyle: Ortalama son on yılda 8.903 hektar yanmış, Yunanistan'da 44.983 hektar yanmış. Kendi ormanlık alanına oranı yüzde kaç? Yüzde 0,69'u yanmış yani. Bizde ise binde 4. Bir de şunu ifade edeyim, şöyle bir husus var, basın mensuplarımız özellikle: Bazen yanan alanlara deniyor ki "Efendim, bu yanan alanlar birilerine peşkeş çekilecek." Bakın, yanan alanların 1 metrekaresini dahi başka maksatla kullandırmıyoruz ve bir yılda ağaçlandırma şeklinde talimatımız var, bu da takip ediliyor. Mesela 2006'da İzmir Meryemana yangını olmuştu aynı yerde, fotoğrafı görüyorsunuz, ağaçlandırdık. Artık aynı şekilde ormanlık hâle geldi.
Maden sahalarını rehabilite ediyoruz. Maden sahaları maden alındıktan sonra, mesela İstanbul Kemerburgaz'da öncesi, sonrası.
Bir de, efendim, daha önce orman kadastrosu vardı, ormanlık alanlarla alakalı bir çalışma yapılıyordu ama Tapu Kadastro ise ayrı bir çalışma yapıyordu. Biz ilk defa birleştirdik, artık ormanların tapusu var. Özellikle şu ana kadar ormanların yüzde 75'inin tapusunu verdik, 2016 yılında da yüzde 82'ye yükseldi, yüzde 82'si tescil edildi, inşallah 2019'da tamamını tescil edeceğiz. Yani tapusu belli olunca artık orada işgal mümkün olmuyor, ihtilaf mümkün olmuyor. İhtilaflar da ortadan kalktı.
2B'yi çözdük Allah'a şükür.
Tabiat koruma, biyolojik çeşitlilikle ilgili millî park sayımızı, efendim, 41'di, yeni Bakanlar Kurulunda dün özellikle Kop Dağı Millî Parkı da ilan edildi, 42'ye çıktı. Bugünün hatırasına 41, 42'ye yükseldi. Tabiat parkları 17'den 209'a yükseldi. Ayrıca tarihi millî parklarımıza kesinlikle sahip çıkıyoruz. Başkomutanlık Millî Parkı, Sakarya Meydan Muharebesi Millî Parkı... O geçen yıl ilan edildi, biz deruhte ediyoruz. Kop Dağı Müdafaası Tarihi Millî Parkı dün ilan edildi. Nene Hatun Erzurum'da ve Sarıkamış, Allahuekber Dağları Millî Parkları. Bunlardan Doğa Koruma Millî Parklar Genel Müdürümüz sorumlu. Bunlarla ilgili...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bakanım, ek süre veriyorum.
Buyurun.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Sakarya Meydan Muharebesi Millî Parkı, inşallah planlar yapılıyor, şunlar hemen hemen yıl sonu itibarıyla tamamlanacak, Duatepe'de çok güzel bir mekân inşa ettik ve bir de bunun tanıtımı zaman alacak. Tam Polatlı'ya girerken "Dur" şeklinde bir heykel var ya efendim, onun yanındaki, kaba inşaatı biz aldık, ihalesi de bu ay yapılıyor, orayı şu şekilde muhteşem hâle dönüştüreceğiz. Hakikaten Sakarya Meydan Muharebesi tarihimizdeki en önemli muharebelerden, bir dönüm noktasıdır. Dolayısıyla, bunu gelecek nesillere tanıtmak için böyle muazzam bir... Tabii ki Genelkurmay Başkanlığımızın ve diğer tarihçilerin görüşleri istikametinde bunu yapıyoruz.
Sarıkamış'ta tanıtım ve araştırma merkezi kuruluyor efendim. Bu da inşallah çok hızlı ilerliyor, muhteşem bir merkez olacak. Sarıkamış Kafkas Cephesi Tanıtım ve Araştırma Merkezi bitmek üzere. Şu kaba inşaat şu hâle geldi, bittiği zaman soldaki şekil olacak. Burası hakikaten Türkiye'deki bu konudaki bütün tarihî belgeleri, eserleri burada topluyoruz.
Başkomutan Tarihî Millî Parkı İstiklal Tanıtım Merkezi bitti efendim. Orayı da "İstiklal Harbi nasıl kazanıldı?", hatta tarihimizi ta Orta Asya'dan günümüze kadar, orada gelecek nesillere tanıtacak bir merkez kurduk. İnşaatı bitti, ufak tefek, vatandaşların, gelenlerin tavsiyeleri oldu, onlara göre revize ediyoruz.
Kop Dağı Millî Parkı ilan edildi, hayırlı olsun, yeni. Nene Hatun'la ilgili Erzurum Kültür Sokağı Projesi başlattık. Sokak hemen hemen bitmek üzere, bu yıl sonunda tamamlanacak, şöyle muhteşem bir tarihî mekân hâline gelecek. Aziziye Tabyaları restorasyon projeleri tamamlandı, restorasyonlarını muhtemelen Kültür ve Turizm Bakanlığı yapabilir.
Uludağ'da artık böyle derme çatma binalar vardı. 75 orman köşkünü tamamladık. Ayrıca güzel bir yönetim merkezi binası da bu yıl sonunda bitecek.
Çadırlı kamp alanları vardı efendim, çok iptidai, şu da görüyorsunuz eski hâli. Şurada 200 tane orman evi yaptık. Vatandaş geliyor, çadır yerine burada kalıyor.
Birinci gelişim bölgesinde kaçak oteller vardı veya vatandaş oraya basit bir tuvalet izni almış, otel yapmış. Bunların tamamını, kamu kurumlarına ait bütün binaların tamamını yıktık. Şimdi orada bir proje hazırlandı, oy birliğiyle birinci gelişim bölgesinin projesini tamamladık. Mesela, eski bina bu, yeni bina bu şekilde olacak. Yani oranın yapısına uygun bir kentsel dönüşüm başladı efendim.
Aladağ'lar, biliyorsunuz, 3 ili ilgilendiriyor, muhteşem şelaleleri var, cazibe merkezi yapacağız.
Sultan Sazlığı'nı kurtardık. Allah'a şükür şu anda orayı da bozkırın sultanı yapıyoruz.
Spil Dağı... Efendim, Manisa'daki ve İzmir'e de bakan Spil Dağı dünyanın en güzel mekânı, oksijeni en bol yer. Hatta kanser hastaları orada tedavi oluyor. Ben bir ziyaret ettiğimde oradaki hakikaten iyileşen kanser hastaları buranın çok önemli olduğunu söyledi. Dolayısıyla biz oraya bir idari ziyaretçi merkezi, 42 tane orman köşkü, yol, peyzaj çalışmaları, atık su arıtma tesisi, içme suyu tesislerini tamamladık, yani, burayı ziyaret etmenizi özellikle tavsiye ediyorum. Muhteşem bir mekân. Spil Dağı Millî Parkı bu şekilde olacak efendim. Teleferik yapılacak, projeler tamamlandı, inşaatı yapılacak.
Ayrıca, Hatila Vadisi'nde seyir terasları yapıyoruz.
Ziyaretçi sayımız da 5,5 milyondan 13 milyona çıktı. Artık iyi, güzel bir tanıtım var.
Efendim, şu da gurur duyacağımız bir husus: Biliyorsunuz, dünyada "tripadvisor" adıyla bir sertifika var. Bu da en büyük turizm sitesi. Ülkemizdeki 70 korunan alandan 24'üne mükemmellik sertifikası verdi. Arkadaşlara dedim ki: 70'den 24'ü almak çok güzel, takdire şayan ama yetmez, inşallah 70'de 70 almanızı bekliyoruz diye söyledik.
Bir de sizlerin özellikle bilgi ve tecrübelerinizden istifade etmek için bir hususu gündeme getirmek istiyorum. Efendim, dünyada bu "doğa turizmi" dediğimiz tabiat turizmi çok gelir getiren ve bütün güzellikleri dünyaya tanıtan yeni bir turizm anlayışı. Artık deniz turizminden ziyade zengin turistler buralara geliyor. Dolayısıyla biz 81 ilimizin tabiat turizmi mastır planı ve uygulama eylem planlarını hazırladık.
Değerli milletvekillerim, bu konuda kendi memleketinizle alakalı görüşleriniz varsa lütfen bize bildirin. Her ilin var şu anda. Hatta biz illere giderek önümüzdeki aydan itibaren bunları sunuyoruz. Valiliğin başkanlığında, ben gelebilirsem benim başkanlığımda, bütün taraflar, özel sektör, turizmle ilgilenen bütün kurum, kuruluşlar, belediyeler, milletvekillerimizin iştirakiyle böyle bir çalışma başlattık.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Çevrecileri de çağırdınız mı?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Hepsi var, herkes var. Zaten en iyi çevreci benim herhâlde Türkiye'de, dünyada...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Marjinal, haydutlar, marjinal çevrecileri çağırdınız mı?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Marjinal çevreciler de buyursun, başımızın üstünde yeri var ama lütfen benim kitaplarımı önce okusunlar da, 350 tane kitabı, ondan sonra...
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Bir tek İstanbul yeter yani. İstanbul'da orman kalmadı, ormanı yok ettiniz.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - 5 kat ekiyoruz, yok öyle. Siz geç kaldınız, lütfen bir bakın.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Biliyorum, ben İstanbul vekiliyim. 100 yıllık ağacı kesip 100 fidan ekiyorsunuz.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Sulak alanları koruyoruz, biyolojik çeşitliliği koruyoruz efendim.
Tabii hayatı destekliyoruz. Bakınız, şu anda her yıl neredeyse on binlerce sülün, keklik üretip tabiata salıyoruz yani.
Alabalık üretiminde muazzam bir mesafe kat ettik.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Bir süre avcılığı yasaklamak lazım Sayın Bakanım. Siz salıyorsunuz, onlar vuruyor.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Doğru.
Yaban hayatıyla ilgili rehabilitasyon merkezleri kurduk. Mesela Kars'ta var efendim, Van'da...
Ekolojik köprüler yapıyoruz bakın, ilk defa Türkiye'de ekolojik köprüler.
Efendim, biraz da sudan bahsedeyim müsaadenizle. DSİ en büyük yatırımcı kurum şu ana kadar 113 milyar TL'lik yatırım yapmış. DSİ yatırımların kendisini beş-on yıl arasında geri ödeyen en fizibil, en ekonomik yatırımlar.
On dört yılda 6.298 tesisi tamamladık. Bursa'da Nilüfer Barajı'ndan tutun Çanakkale Taşoluk'a kadar, Çine'de Adnan Menderes'e kadar, Artvin'de Deriner'e kadar. Bunun dökümü şöyle: 411 baraj, 482 HES, 782 gölet ve bent, 1.068 sulama tesisi, 176 içme suyu temini. Bakın, bu kuraklıkta eğer bizim bu yaptığımız tesisler olmasaydı 76 yerleşim, şehir susuz kalacaktı.
14 tane atık su arıtma tesisine yeni başladık çünkü kanun değişti ve 3.353 dere ıslahı.
Bir de bazı bölgelerde talep ettiler, hayvan, içme suyu göletleri, küçük göletler de yapmaya başladık.
Tamamladığımız dev projeleri var efendim. Bunları görüyorsunuz. Zaman sınırı olduğu için bunları hızlı geçeyim. Biz 4 sektörde faaliyet gösteriyoruz.
Sulanan alanların efendim şu anda yüzde 75,6'sını suluyoruz. 64,3 milyon dekar, yani 6,4 milyon hektar. Bence bu yeterli değil. Yani tamamını sulamamız lazım diye düşünüyorum. Hatta biz 2016, 2017, 2018, 2019 yıllarını sulamada hamle yılları olarak ilan ettik. İnşallah bunların 85 milyon dekar, yani 8,5 milyon hektarlık ekonomik sulanabilir alan var. Hedefimiz bunu bir an önce sulamak, modern sulamayla inşallah buna da muvaffak olacağız. 2019 yılına kadar 11,3 milyon dekar arazi asgari, bu rakam asgari. Benim hedefim özellikle 20 milyon dekar, arkadaşlara talimatım ama arkadaşlar bunun sözünü verdiler. İşte, bu yıl, 2019 yılında, bu yıl hamle yılı, gelecekse öbür yılları dikkate alarak hedefimiz en az 75,6 milyon dekar, yani 7,5 milyon hektarlık araziyi sulamaya açacağız. Peki, ne faydası var? Bunun yıllık zirai gelir artışı 3 milyar TL. O çok önemli. Sulama hedefimizi şurada görüyorsunuz, grafiklerde efendim.
Şimdi burada şu husus var: Sulamalarda biz önce barajları, göletleri büyük ölçüde tamamladık, yüzde 90'ı tamamlandı, ana kanalların da büyük bir kısmını tamamladık. Bu "ana kanal" dediğimiz, efendim, suni nehirler yani "kanal" dediğimiz. Bakın, Kızılırmak nehrinin debisine eşit neredeyse mart ayının.
Şebeke inşaatları kaldı, onu da çok kısa sürede tamamlayacağız. Bakın, şurada, ana kanalların gelişimi. 2016 yılında 1,5 milyon kilometrede 1 kanal varken şu anda çalışıyoruz, 2,4'ü de tamamlayacağız ve ana kanalları bitireceğiz. 2019 yılı sonuna kadar bütün Türkiye'de ana kanallar.
Ana kanallar deyince, efendim, mesela Mardin'den...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bakanım, ek süreniz de doldu. Size beş dakika daha vereyim.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Beş dakika değil de on dakika verirseniz...
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Bakan açıklasın, biz dinleyelim.
MUSA ÇAM (İzmir) - Veysel Bey'e verin.
BAŞKAN - Normalde sunumunuzun daha yarısındasınız, o açıdan söylüyorum.
Buyurun.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Ormancılar kızıyordu, şimdi sucular kızmaya başlayacak.
Başkanım, umumi talep üzerine yirmi dakikaya çıkarırsanız.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Verin Başkanım, konuşsun, bizim söyleyeceklerimizi de Sayın Bakan dinlesin.
BAŞKAN - On dakikada tamamlayın efendim.
Buyurun.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Şimdi efendim, mesela, ta Şanlıurfa'dan Mardin'e, Kızıltepe'ye giden ana kanal şu, 221 kilometre. Dünyanın en uzun suni nehrini inşa ettik. Bakın, mübalağa etmiyorum. Yan tarafta kanalın genişliğine bakarsanız 2, 4, 6, 7 tane tır yan yana sığacak şekilde bir kanalımız var ve bu kanalın kapasitesi 200 metreküp saniye, yani Kızılırmak nehrinin mart ayı debisine eşit. Bir nehir akıtıyoruz yani, bunlar kolay değil tabii.
Tüneller açtık, Suruç Tüneli, görüyorsunuz muhteşem bir tünel.
Ayrıca GAP'ta sulamaların gelişimi: GAP'ta ana barajlar bitti, ana kanallar hemen hemen bitti, şimdi 1 milyon 58 bin hektarlık alanın 508 bin hektarını tamamladık, hedefimiz 2019 yılı sonuna kadar 1 milyon 58 bin hektar GAP'taki sulama hedefi olan bu miktarı tamamlamak.
Suruç Ovası'nda su akmıyordu, muazzam terfi merkezleri, iletim hatları, tüneller... Muhteşem bir çalışma yaptık, Suruç Ovası'na ve diğer ovalara su götürdük.
GAP'ta 2019 yılına tamamlayacağız. Her yıl açacağımız şebeke sulama alanı bu efendim, bunu da size ilan ediyoruz. Arkadaşlar da duysun ki bunu burada ilan edince gece gündüz çalışacaklar, zor bir iş yani.
Bin günde 1.001 gölet ve bent inşa ettik. Bu çok faydalı oldu. Şimdi 1.071 gölet, baraj ve sulama tesisini yapacağız efendim. Bu çok önemli. Bunların da inşaatına başladık. Hedef 1.071 tane. Bu kırsal kalkınma için çok faydalı. İşlerin bitiş sürelerini çok kısalttık. Bakın, geçmişte bir gölet on iki yılda biterdi. Şimdi efendim biz on beş ayda, on bir ayda bitiriyoruz, sulaması dâhil. Maliyetler çok düştü bakın, bunu da açık...
İptidai sulama sistemlerini tamamen kaldırdık, artık, kapalı sistem, borulu sisteme geçtik.
İçme suyunda gerçekten bu benim de ihtisasım olan bir alan, yani dünyada en çok tesis inşa eden bir bakan unvanına sahibim. Şimdi bu bütün şehirlerimizin içme suyu eylem planıyla çoğunun 2040 ile 2071 yılları arasındaki su meselesini kökünden çözdük ve ilave olarak 41 milyon kişiye ilave içme suyu sağladık, 176 tane içme suyu tesisi ülkemize kısa zamanda kazandırdık. Susuz şehir bırakmadık. Şu mavi görülen yerlerde su problemi vardı, onların tamamını çözdük. Diğerlerinde bir problem yok şu anda.
Mesela Asya ile Avrupa'yı deniz altından 135 metre birleştirdik efendim. Melen, keza Ankara'da Gerede hattı bitiyor inşallah, gelecek sene bitireceğiz, yüzde 83'ü bitti. Misal olarak veriyorum sadece. Gelibolu ve aynı zamanda Şarköy, Evreşe, Eceabat'a su verdik misal olarak. Bunları birer misal olarak söylüyorum. Kıbrıs'a su götürdük biliyorsunuz, asrın projesi. Dünyada ilk teknoloji bu efendim, bizim bulduğumuz bir teknoloji. Tamamen denizin içinden yüzer sistemde, askıda sistemde suyu götürdük. Şu anda Kıbrıslılar yılda 75 milyon suyu Kıbrıs'a aktarıyoruz.
Dev isale hatları yapıyoruz Antalya'ya mesela. 2 metre 85 santim. Yerli teknoloji kullanıyoruz. Bakın, şu anda en ileri teknoloji içme suyu arıtma tesisi bizde. Bakın, bunu gururla ifade ediyorum.
Afrika'ya da su götürdük. Taşkınlarla mücadele ediyoruz. 3.353 tane dere ıslahı yapmışız. Derelerde, artık, zarafete, estetiğe riayet ediyoruz. Hidroelektrik enerjide muazzam bir mesafe kat ettik efendim. Bakın, yılda 92,5 milyar kilovatsaat yılda üretecek kapasiteye ulaştık. Bu aslında potansiyelin tamamı değil, yüzde 51'i daha. Hedefimiz 180 milyar kilovatsaati yakalamak. Ama şunu gururla ifade edeyim: HES'lerde doğal gaza 2016 yılında geçtik efendim. Doğal gaz şu anda 22.676 megavat, bizim HES'ler 26.655 megavat. Burada muazzam bir tasarrufumuz var.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın hocam, kanal deyince, baraj...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Tabii, artık ona da baraj...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - "Kanal" deyince, hepsi mi?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Hepsi. Yani bakın, şurada 26 milyar kilovattan 92,5 milyar kilovata çıkardık, yeterli değil. Hedef 2019 yılında 127 milyar kilovata çıkarmak. Mesela Ermenek Barajı, HES, çok kısa zamanda kendisini amorti etti. Deriner Barajı. Deriner Barajı'nın inşaatında biz istersek Edirne'den Ardahan'a kadar 12 metre genişliğinde beton yol yapabiliriz yani. Bakın, bunun büyüklüğünü göstermek için söylüyorum.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Betonla ilgili bir sıkıntımız yok Başkanım bizim zaten, her tarafımız beton.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - "Yaparız, ederiz" sonra "yaratırız"a dönmesin, aman diyeyim.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yok, "yaparız" diyoruz sadece.
Mühendislik harikası, Yusufeli efendim. Yusufeli'nde enerjide özel sektörü devreye soktuk, 60 milyar dolar yükü kaldırdık. İkili iş birliği anlaşmalarını tasfiye ettik, Yap-İşlet-Devret'e döndük. Yani neticede bunlar... Tesisleri artık teker teker değil toplu açıyoruz yani. 100'er, 100'er, 170'er.
Suyla alakalı Türkiye Su Enstitüsü var. Dünyadaki önemli adımların iş birliklerini yapıyor.
Meteorolojide gerçekten teknolojiyi aştık, 1.674 tane ileri teknoloji meteorolojik gözlem istasyonumuz var. Bunları görüyorsunuz detaylı. 81 ilde üç saatlik tahminlere başladık. Meteorolojik ikazlar var.
Ağımız genişliyor şu anda. Artık, biz, lider kurum vizyonuyla Afrika, Orta Doğu, Balkanlar, Türk devletleri, akraba topluluklarına yönelik faaliyetleri haritaya geçirdik.
Bir de efendim son olarak şunu arz edeyim: Bütün, sadece GAP, KOP değil, bütün bölgelerle alakalı kalkınma projelerini hazırladık, bunların kitaplarını da çıkardık. Mesela GAP projesini 2019 yılına kadar tamamlayacağız. GAP'ın Ilısu barajı mesela, Diyarbakır-Silvan, GAP tamamlandığında, sulamada 2 milyar dolar, enerjide 2,55 milyar dolar, içme suyunda 350 milyon dolar olmak üzere yaklaşık 5 milyon dolarlık yıllık katkı sağlayacak.
Konya Ovası Projesi: Bu da 2019 yılında bitecek. Bu muhteşem bir proje, yani Akdeniz'e boşa akan suları tamamen Konya Ovası'na yönlendirdik efendim. Bunlar nereden nereye? İlk defa. Yüz on yıl önceki hayalleri gerçeğe dönüştürdük.
"DAP" dediğimiz Doğu Anadolu Projesi, bu da 2019 yılı sonuna kadar tamamlayacağız. Sulamada, enerjide, içme suyunda muazzam, 4 milyar dolarlık katkı sağlayacak. Trakya için de bir projemiz var. Bilhassa burada Ergene'yi kesinlikle kurtarıyoruz. Bakın, bunlar bitti, sadece 3 tanesi kaldı. Bu da 3 tane de yıl sonuna kadar arıtma tesisleri, çok ileri arıtma yıl sonuna kadar tamamlanacak.
Bakın, su kalitesi nereden nereye geldi. Daha temiz akacak.
Ege Gelişim Projesi var efendim. Bakın, yaklaşık olarak 27 milyar dolar, 28 milyar yatırım yapacağız.
Akdeniz Gelişim Projesi keza, İç Anadolu... Sürem bittiği için hızla geçiyorum ama notlarda var.
Marmara Gelişim Projesi, Batı Karadeniz Projesi (BAKGEP), DOKAP var.
Yani, netice itibarıyla, sürem dolduğu için tekrar süre talep etmek istemiyorum. Dolayısıyla şunu ifade edeyim: Biz hakikaten zamanla yarışıyoruz. Zaten Bakanlığımızın sloganı "Orman Su İşleri Bakanlığı zamanla yarışıyor." Mesela, efendim, ben sadece 1 Ocaktan itibaren bir seferberlik başlattım bu sene, 15 Kasıma kadar aşağı yukarı 344 tesisin açılışını yaptık illerde ve 524 tesisin de temelini attık. Toplam 868 tesisi sadece bu yıl 18 milyar 260 milyon TL'lik yatırımı bir kısmı tabii açılış, bir kısmı temel atma olmak üzere milletimizin hizmetine sunduk efendim.
Neticede bizim 2023 yılında hedefimiz var. Bakanlık olarak 2023 yılına kadar kendi sahamızda dünyada ilk 7'e girmektir yani hedef ilk 7'ye girmektir. İnşallah bunu da başaracağımızı sanıyorum. Mesela baraj inşaatlarında dünyada ilk 3'e giren bir Bakanlığız. Meteorolojide dünyada ilk 7'ye girdik. Ormancılıkta vesaire gerçekten büyük bir mesafe katettik. Ben hepinizi saygıyla selamlıyorum. İnşallah bu bütçe görüşmelerinin hayırlı olmasını, ülkemize güzel hizmetler yapmayı Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum. Dinlediğiniz için hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ayrıca, efendim, sizlere özellikle fidan diktik. Ben müsaade ederseniz diktiğimiz fidanlarla ilgili sadece Başkanımıza belgesini arz etmek istiyorum. Diğer vekillerimize de dağıtılacak efendim.