| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 21 .11.2016 |
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) - Sayın Başkanım, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun saygıdeğer üyeleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Siirt Silvan'da açık maden alanında yaşadığımız bu elim kaza sonucu kaybettiğimiz 6 çalışanımıza, işçimize Allah'tan rahmet diliyorum. Diğer, yine arama çalışmaları devam eden heyelan altında kalan 10 işçimize de en kısa zamanda ulaşabilmeyi temenni ediyorum. Ben de bugün, Plan ve Bütçe sonrası inşallah Siirt Silvan'da olacağım bu akşam itibarıyla. Ümit ederim ki maden kazalarının ve iş kazalarının minimize edildiği süreçlere de bütün duyarlılıklarımızla katkı sağlarız diyerek sunumuma başlıyorum.
15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında şehit olan vatandaşlarımızı bir kez daha rahmetle anıyorum. Gazilerimize yüce Rabb'imden sağlık ve afiyet diliyor, şükranlarımızı sunuyorum. Milletimizin göstermiş olduğu feraset ve Gazi Meclisimizin tüm milletvekilleriyle demokrasimize sahip çıkması sayesinde büyük bir darbeyi atlattığımızı ve bugün burada bu sayede bütçe görüşmelerini huzurlu bir şekilde yapabildiğimizi vurgulamak istiyorum.
Plan ve Bütçe Komisyonu çalışmaları süresince yapacağınız yoğun çalışmalar ve katkılarınız için şimdiden teşekkür ediyor, Plan ve Bütçe Komisyonunun diğer tüm çalışmalarının ve sonuçlarının ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. Bakanlığım 2017 bütçesinin görüşülmesi dolayısıyla huzurlarınızda bulunuyorum.
2016 yılı çalışma ve sosyal güvenlik alanında yoğun çalışmaların yürütüldüğü bir yıl olmuştur. 1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra, seçim süresince milletimize verdiğimiz taahhütlerin yerine getirilmesi için iktidar olarak ilk yılımızda hummalı bir çalışma yürüttük. 2017 bütçe hazırlıklarını yürüttüğümüz bugünlerde verdiğimiz sözlerin büyük çoğunluğunu yerine getirmiş olmanın gönül rahatlığıyla tekrar huzurlarınıza çıkmış bulunmaktayız. Verdiğimiz sözlerden birisi olan, 2016 yılı için asgari ücretin net 1.300 TL'ye yükseltilmesi işverenimizin üzerinde oluşturduğu yük azaltılarak hayata geçirilmiştir. Asgari ücret artışı nedeniyle işverenlerimize yansıyan ek maliyetin yüzde 57'si hazine tarafından karşılanmaktadır. Asgari ücret artışının işverene getirdiği ek maliyetin bir kısmının hazinece karşılanması 2017 yılında da devam edecektir. Kendi nam ve hesabına çalışanlarda da asgari ücret artışından kaynaklanan prim yükünü hafifletmek için 5 puanlık prim indirimi getirilmiştir. Asgari ücret üzerinden ödenecek aylık prim tutarı 568 TL'den 485 TL'ye indirilmiştir. Bu düzenleme sonrasında, prim tutarlarına göre esnaf BAĞ-KUR'lularda yüzde 15, tarım BAĞ-KUR ile muhtarlarda ise yüzde 19 indirim sağlanmıştır.
Diğer taraftan, sosyal güvenlik sisteminin aktüeryal dengesinin göz önünde bulundurularak tahsilat kabiliyetimizi artıracak bir düzenlemeyle işverenlerimizin, esnafımızın ve çiftçimizin Haziran 2016 öncesi sigorta primlerinin gecikme zamları ve cezaları silinerek enflasyon oranında yeniden yapılandırılması imkânı sağlanmıştır. 25 Kasım 2016 tarihine kadar başvuruların alınacağı yapılandırma sürecinde bugüne kadar 26 milyar TL'lik SGK alacağı yapılandırılmıştır. Sosyal güvenlik sisteminde sürdürülebilir bir yapının sağlanması ekonomik kalkınmanın sürdürülebilmesiyle eş zamanlı olarak yürütülebilmektedir. Bugünün ihtiyaçlarını karşılarken gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını gidermelerini engelleyecek bir yapının oluşmamasına da dikkat etmeliyiz. Emeklilikte yaşa takılanlar hususuna bu hassasiyetle yaklaşmaktayız. Emeklilikte yaşa takıldığından bahsedilen kesimin erken emekli edilmesinin sisteme getireceği ek maliyetin yaklaşık 400 milyar TL olduğu ve bu maliyetin son tahlilde sonraki nesillerin sırtına yükleyeceği yükü unutmamamız gerekmektedir. Demografik dönüşümün istihdam piyasalarını etkilemeye başladığı bir dönemde uzun vadeli planlarımızı değişen iş gücüne katılım oranlarının ışığında şekillendirmemiz gerekmektedir. Bu yaklaşım, hem sosyal güvenlik sistemimizin sürdürülebilir bir dengede yürütülmesi açısından hem de üretim faktörlerinden birisi olan emeğin büyümeyi destekler şekilde etkin kullanımını sağlama açısından önemlidir. Avrupa Birliğine üye ülkelerde bu dönüşümün çok sert olacağı görülmektedir. Örneğin, Almanya'daki iş gücünün 45 milyondan 2050 yılında 27 milyona ineceği tahmin edilmektedir. Bu dönemde Türkiye bu tür bir demografik şokla yüz yüze kalmayacak olsa da sosyal güvenlik ve istihdam piyasalarına ilişkin planlamalarını çok hassas ve detaylı yapmak zorundadır. Çalışma hayatımızı hem değişen demografik yapılara hem de gelişen teknolojiye göre yeniden düzenlememiz gerekmektedir.
"Dördüncü sanayi devrimi" dediğimiz sürecin ortaya çıkartacağı sonuçlardan birisi, artan otomasyonun ve gelişen teknolojinin önümüzdeki yıllarda işsizliği artırabileceğidir. Yapmamız gereken, ortaya çıkan yeni duruma insan odaklı çözümler üretmektir. Dünya Ekonomik Forumu'nun kısa bir süre önce yayınladığı araştırmaya göre, bundan beş yıl sonra, bir işte başarılı olmak için kabul edilen becerilerden yüzde 35'i değişim gösterecektir. Yine aynı süreçte bazı işlerin tamamen ortadan kalkması beklenmektedir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak İŞKUR, SGK ve MYK'yla geleceğin istihdam piyasasının ihtiyaçlarına göre mesleki eğitiminden iş sağlığı ve güvenliğine, bölgesel ve sektörel SGK primlerinin teşvikinden işsizlik sigorta primlerinin düzenlenmesine kadar geniş bir çerçevede politikalarımızı belirlemek ve kurumlarımızı konumlandırmak için yoğun çaba sarf ediyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu genel değerlendirmeden sonra, Bakanlığımızın merkeze bağlı ve ilgili kuruluşlarından son dönemde gerçekleştirdiğimiz icraatları ve 2017'ye ilişkin faaliyetlerimizi dış piyasalardaki gelişmeler ve bunların ekonomimiz açısından hayatımız üzerinde etkilerini inceleyecek bir perspektiften anlatmaya çalışacağım.
2008 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde başlayan, kısa süre içinde önce Avrupa'yı daha sonra da tüm dünyayı tesiri altına alan küresel ekonomik krizin etkilerinin henüz tam olarak atlatılamadığını, dengeli ve sürdürülebilir bir toparlanmanın dünya ekonomisinde henüz sağlanamadığını hep birlikte gözlemlemekteyiz. Küresel büyümenin motoru konumundaki gelişmekte olan ülkelerin büyüme beklentisi gelişmiş ülkelerden biraz daha iyi olmakla birlikte gelişmiş ülke büyümesinin küresel kriz öncesindeki seviyeye gelmediğini görmekteyiz. Jeopolitik gerilimlerin eşlik ettiği siyasi belirsizlikler, referandum sonucu Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılma kararı alması, küresel kriz öncesine kıyasla artan işsizlik sayısı ve diğer olumsuz ekonomik gelişmeler nedeniyle küresel büyümenin 2016 yılı sonu itibarıyla yüzde 1,6; 2017 sonu itibarıyla ise yüzde 1,8 olarak gerçekleşeceği beklenmektedir. Bu düşük küresel büyümenin görüldüğü ortamda dünyada işsizliğin seviyesine kısaca bakacak olursak, küresel ekonomik kriz sonrasında dünyadaki toplam işsiz sayısının önemli ölçüde arttığı görülmektedir. Uluslararası Çalışma Örgütünün verilerine göre dünyadaki işsiz sayısı 2007 yılında 169,7 milyon iken 2015 yılında rakam 197,1 milyona yükselmiştir. İşsiz sayısının 2016 yılı sonu itibarıyla 200 milyonu aşması beklenmektedir. Devam eden jeopolitik belirsizlikler, yavaşlayan yapısal reformlar ve küresel piyasalardaki yetersiz talep nedeniyle yeni yatırımlar için iş dünyası çekingen davranmakta ve yatırımlardaki yavaşlama eğilimi küresel ekonomiyi ve dolayısıyla da iş gücü piyasasını da olumsuz etkilemeye devam etmektedir.
Türkiye, 2016 yılının 2'nci çeyreğinde gerçekleşen yüzde 3,1'lik büyüme hızıyla birçok AB üyesi ülkeyi geride bırakmıştır. Bu büyüme işsizliğin artışını engellemiş ve istihdamın artışına olumlu katkı sağlamıştır. Türkiye, jeopolitik riskler ve küresel ekonomiye ilişkin belirsizliğine rağmen 27 çeyrektir kesintisiz büyümesini devam ettirebilmektedir.
Değerli milletvekilleri, dünyadaki bu olumsuz görünümün yanında ülkemizin iş gücü piyasasına baktığımızda, TÜİK 2016 Ağustos verilerine göre işsizlik oranımız yüzde 11,3 olarak gerçekleşmiştir. Ancak, iş gücü piyasasını sadece işsizlik oranlarıyla değerlendirmek doğru bir yaklaşım olmaz. Son dönemlerde işsizlik oranındaki nispi artışa karşın iş gücüne katılma oranımız ve istihdamımız hızla artmaya devam etmektedir. 2016 yılı Ağustos döneminde geçen yılın aynı dönemine göre tarım dışı sektörlerde istihdam 579 bin kişi artmıştır. Dünya ekonomisinde ve iş gücü piyasasında yaşanan durgun seyrin yanında bölgemizde yaşanan siyasi gerilimlerin ve ülkemizdeki kanlı darbe girişiminin büyümeyi ve istihdam politikalarımızı olumsuz yönde etkilediği görülmektedir. Bunun yanında, özellikle Irak ve Suriye kaynaklı jeopolitik risklerin yanında Türkiye'nin en önemli ihraç pazarı olan Avrupa Birliğinde çevre ülkelerden kaynaklı yaşanan ekonomik gelişmeler ihracat ve iş gücü piyasası üzerinde baskı oluşturmuştur. Ayrıca, Rusya'yla ticari ve siyasi ilişkilerimizde 2015 yılı sonunda başlayan ve 2016 yılının ilk yarısına kadar devam eden gerilim özellikle turizm ve tarım sektörünü de olumsuz etkilemiştir.
Türkiye'de iş gücü piyasasını küresel kriz sonrasında Avrupa'dan ayıran ve öne çıkaran bir diğer gelişmeyse istihdam oranında yaşanan kuvvetli artıştır. 2007 yılına kıyasla 2015 yılında istihdam oranı Avrupa Birliğine üye 28 ülkede 1 puan, avro alanında ise 2 puan azalırken Türkiye'de 4,5 puan artmıştır. Türkiye'nin 2005 yılında yüzde 41,5 olan istihdam oranı 2015 yılı sonunda yüzde 46'ya yükselmiştir. Böylece ülkemiz Avrupa'da istihdam oranını en fazla artıran 3'üncü ülke konumuna gelmiştir.
TÜİK tarafından açıklanan son verilere göre ise 2016 yılı Ağustos dönemi itibarıyla istihdam oranımız yüzde 46,7 olarak gerçekleşmiştir. Eurostat verilerine göre Türkiye 2007 yılında 20 milyon 750 bin olan istihdamını 2015 yılında 26 milyon 619 bine çıkarmıştır. Buna karşılık söz konusu dönemde avro bölgesinde 1,8 milyon istihdam kaybı yaşanmıştır. Başta Avrupa Birliği olmak üzere dünyadaki birçok ülke küresel krizin yıkıcı etkileriyle mücadele etmeye çalışırken ve ciddi istihdam ve iş kayıplarına uğrarken Türkiye, istihdam kaybına uğramadığı gibi, küresel krizden bu yana yaklaşık 6 milyon kişiye ilave istihdam sağlamıştır. Bu dönemde Türkiye OECD ülkeleri arasında ABD'den sonra en yüksek istihdam artışı sağlayan 2'nci ülke olmuştur.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ise ülkemizde çalışma çağındaki nüfus her yıl ortalama olarak 860 bin kişi artmaktadır. Uygulanan başarılı istihdam politikalarının olumlu etkisi istihdam rakamlarına da olumlu yansımıştır. 2005-2015 yılları arasında yaklaşık 7 milyon istihdam artışı sağlanmıştır. Bu dönemi artan iş gücüne istihdam imkânı sağlanmış olarak tanımlamak da mümkündür.
Sayın Başkan, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değeri üyeleri; iş gücü piyasasında bu olumlu tablonun ortaya çıkmasında sürekli değişen ve gelişen yapısıyla İŞKUR'un önemli katkıları olduğunu ifade etmek isterim. Hükûmetlerimizin döneminde iş gücü piyasası politikaları daha kapsamlı uygulanmış ve İŞKUR'un kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesinin yanında, sunduğu hizmetlerin niteliği ve niceliği, yaşanan gelişmenin etkisiyle işe yerleştirilen vatandaşlarımızın sayısı hızla yükselmiştir. 2003 yılında 65 bin kişinin işe yerleştirilmesine aracılık eden İŞKUR 2015 yılında işe yerleştirme sayısını yaklaşık 13,5 kat artırarak 889 bin kişinin istihdamına aracılık etmiştir. Temmuz ayındaki hain kalkışmaya rağmen 2016 yılında iş bulmasına imkân sağladığımız vatandaşlarımızın sayısını bir önceki yıla kıyasla artırmak en büyük hedefimizdir. Nitekim, İŞKUR 2002 yılında kamu sektöründe daha fazla hizmet sunarken özel sektör işverenlerinden alınan açık iş sayısı 2002 yılına göre 2015 yılında 54 kat artmıştır. İşe yerleştirme sayılarındaki artış aslında toplanan taleplerin birçoğunun istihdama yönlendirildiğini de göstermektedir.
Toplum yaranına programlar kapsamında ağaç dikimi, temizlik, restorasyan gibi faaliyetler ile çevre düzenlemesine de katkı sağlanmaktadır. İŞKUR hizmetlerine yönelik farkındalığı artırmak ve daha fazla vatandaşımızın kurum hizmetlerinden yararlanmasını sağlamak amacıyla istihdam fuarları ve kariyer günleri ile iş arayanlar ile işverenleri buluşturuyoruz. 2010-2016 döneminde 152 istihdam fuarı ve 647 kariyer günü düzenlenmiştir.
Değerli arkadaşlar, "Her işsizin bir iş ve meslek danışmanı olacak." anlayışıyla çıktığımız bu mücadelede İŞKUR'a kayıtlı tüm iş arayanlara, işverenlere ve öğrencilere daha etkin hizmet sunma gayretimiz devam ediyor. Bu kapsamda, 2016 yılında 3 milyon 048 bin 033 bireysel görüşme, 396.571 iş yeri ziyareti, 15.361 okul ziyareti gerçekleştirilmiştir. İŞKUR tarafından yürütülmekte olan aktif iş gücü programlarıyla işsizlerimize nitelik ve beceri kazandırmaya devam ediyoruz. Kendi işlerini kurmaları için girişimcileri destekliyoruz. Düzenlediğimiz girişimcilik eğitimlerine katılanlara KOSGEB sertifikası veriyor ve finansman desteklerine yönlendiriyoruz. 2009 yılından bugüne kadar iş başı eğitim programını başarıyla bitirenlerin yüzde 75'i program sonrası istihdam edilmektedir. 2002-2016 Ekim döneminde kurs ve programlara 2 milyon 058 bin 147 kişi katılmıştır.
G20'de ve ILO'da bugünlerde "İşlerin Geleceği" başlığı görüşülmektedir. "Dördüncü sanayi devrimi" de dediğimiz dijital devrimle mesleklerin ve mesleki eğitimin değişen şartlara uyumu zorunlu hâle gelmiştir. Aktif iş gücü programlarımızı bu bilinçle şekillendiriyoruz. Ayrıca, İŞKUR vasıtasıyla kişi başına 36 bin TL hibe vererek 2014 yılından bugüne kadar 592 engelli vatandaşımıza da kendi işlerini kurma imkânını sağladık.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; işsizliğin ekonomik ve sosyal etkilerini asgari düzeye indirmek gayesiyle işini kaybedenler ile kaybetme ihtimali bulunanlara pasif istihdam programları aracılığıyla destek olmaya devam ediyoruz. İşsizlik sigortası ödemelerinin başladığı 2002 Mart ayından 2016 Ekim ayı sonuna kadar yaklaşık 5 milyon kişiye 13,6 milyar TL, kısa çalışma ödeneği uygulamasının başladığı 2005 yılından 2016 Ekim ayı sonuna kadar 228 bin kişiye yaklaşık 211 milyon TL, Ücret Garanti Fonu kapsamında 2016 yılı Ekim ayı sonuna kadar yaklaşık 63 bin kişiye de 137,5 milyon TL, iş kaybı tazminatı kapsamında 2002 yılından 2016 yılı Ekim ayı sonuna kadar Özelleştirme İdaresinden aktarılan kaynakla yaklaşık 33 bin kişiye 218,7 milyon TL ödeme yapılmıştır.
2016 yılında çalışma hayatı açısından önemli bir adım atarak iş ve aile yaşamının ahenk içinde sürdürülebilmesi ve kadınların çalışma hayatından uzaklaşmadan çocuğunun bakımı ve yetiştirilmesi amacıyla yarım çalışma ödeneği uygulaması hayata geçmiştir. 2016 yılı Nisan ayında ödemeye başlanmış olup ekim ayı sonuna kadar 1.004 kişiye 1,4 milyon TL ödeme yapılmıştır.
İşsizlik Fonu piyasa koşullarında etkin ve şeffaf bir şekilde yönetilmektedir. 31 Ekim 2016 tarihi itibarıyla fonun toplam varlığı 101 milyar 37 milyon TL'dir, yıl sonu itibarıyla 102 milyar 931 milyon TL olacağı tahmin edilmektedir.
İŞKUR Türkiye'nin yakalamış olduğu başarıları daha da etkin bir şekilde tanıtarak, istihdam alanında uluslararası bilgi akışının merkezi niteliğindeki Dünya Kamu İstihdam Kurumları Birliğinin -WAPES- üç yıllığına başkanı olmuştur.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; 2023 hedeflerimiz doğrultusunda insan kaynağımızın mesleki yeterliliğe sahip olması için çalışıyoruz ve Mesleki Yeterlilik Kurumumuz uluslararası standartlara uygun bir şekilde ülkemizde ulusal meslek standartlarını ve yeterlilikleri oluşturarak çalışma hayatına nitelikli eleman kazandırmaktadır. Bu bağlamda, bugüne kadar 811 meslek standardı hazırlanmış, bunlardan 681'i Resmî Gazete'de de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 2017 yılında 70 yeni ulusal meslek standardının yürürlüğe konulması hedeflenmiştir. Standartlarda yer alan mesleki bilgi, beceri ve yetkinliklerin ölçülüp belgelendirilmesine yönelik usul ve esasları düzenleyen 341 ulusal yeterlilik yürürlüğe girmiştir.
Tehlikeli ve çok tehlikeli işlere ilişkin mesleklerde Mesleki Yeterlilik Kurumumuz mesleki yeterlilik belgesi zorunluluğu getirilmesine yönelik Bakanlığımıza verilen yetki kapsamında ilk etapta tehlikeli ve çok tehlikeli 48 meslekte çalışmaları için MYK mesleki yeterlilik belgesi zorunlu hâle getirilmiş, 2017 sonuna kadar mesleki yeterlilik belgesi zorunluluğu getirilecek meslek sayısı 115'e çıkarılacaktır.
Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; 2002 yılında yüzde 52,14 olan kayıt dışı istihdam oranı, yoğun denetim ve faaliyetler ve idari tedbirlerle yüzde 34,62'ye kadar çekilmiştir. Bu noktadan sonra 2023 hedefi olan tarım dışı sektörlerde geçerli kayıt dışı istihdam oranı yüzde 15 seviyesine ulaşabilmesi denetimlerin yanı sıra sosyal güvenlik bilincinin geliştirilmesi ve farkındalık çalışmalarının yapılmasıyla mümkün olacaktır.
Bu kapsamda, 2010 yılından itibaren Gelir İdaresi Başkanlığı taşra denetim elemanları tarafından tutulan yoklama fişlerinin düzenli olarak SGK'yla paylaşımı sağlanmıştır. 2009 yılında yapılan değişiklikle ücretlerin banka kanalıyla ödenmesine dair düzenlemeyle 10 ve üzeri işçi çalıştıranların ücretlerinin banka kanalıyla ödenmesi zorunlu hâle getirilmiş, 2016 yılında yayımlanan yönetmelikle ise 10 olan işçi sayısı 5'e düşürülmüştür.
Bakanlığımızca denetim, rehberlik ve kayıt dışı istihdamla mücadele faaliyetlerini 1.483 müfettiş ve 1.570 sosyal güvenlik denetmeni eliyle yürütmekteyiz. Bakanlığımızca yürütülen denetim, rehberlik ve kayıt dışı istihdamla mücadele kapsamında 2016 Eylül ayı itibarıyla toplam 56.672 iş yeri ve 2 milyon 77 bin 445 sigortalı denetlenmiş, bunlardan 28.646'sının kayıt dışı, 62.709'unun da sahte sigortalı olduğu tespit edilmiştir.
Değerli arkadaşlar, hastalıkta, sağlıkta, gençlikte, yaşlılıkta tüm Türkiye'nin güvencesi Sosyal Güvenlik Kurumumuzdur. Er ve erbaşların genel sağlık sigortası kapsamına alınmasıyla birlikte nüfusumuzun yüzde 99,5'u sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınmıştır. Liseden mezun olanların 20 yaşını, yükseköğrenimden mezun olanların ise 25 yaşını geçmemek üzere, mezun oldukları tarihten itibaren iki yıl süreyle daha sağlık hizmetlerinden yararlanması sağlanmıştır. Part-time çağrı üzerine ve ev hizmetlerinde çalışanlara yakınları üzerinden sağlık yardımı alabilme imkânı getirilmiştir. Gençlerin 25 yaşına kadar olan genel sağlık sigortası prim borçlarını sildik. 2016 Haziran ayı öncesine ait genel sağlık sigortası prim borçlarının her türlü gecikme cezası ve gecikme faizinden vazgeçilerek taksitlendirilmesini sağladık. Bakanlar Kurulu kararıyla borcu olan BAĞ-KUR sigortalıları ve genel sağlık sigortalılarının 2016 yılı sonuna kadar sağlık hizmetlerinden yararlanmalarını sağladık.
Hükûmetlerimiz boyunca her zaman sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi hedefledik. Bu hedefi gerçekleştirmek için yaptığımız çalışmalar sonucunda oluşan Sosyal Güvenlik Kurumunun mali durumuna kısaca değinecek olursak; Sosyal Güvenlik Kurumunun 2016 yılı sonu itibarıyla gelirlerinin 256 milyar 335 milyon TL, giderlerinin ise 276 milyar 349 milyon TL, açık finansmanının ise 20 milyar 14 milyon TL olacağı tahmin edilmektedir. 2017 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu gelirlerinin 282 milyar 726 milyon, giderlerinin ise 304 milyar 350 milyon TL, finansman açığının ise 21 milyar 600 milyon TL olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. Toplam gelirlerinin toplam giderlerini karşılama oranının 2016 yılı sonu itibarıyla yüzde 92,8; 2017 yılı sonunda ise yüzde 92,9 olarak gerçekleşeceğini tahmin etmekteyiz. 2009 yılında yüzde 3,1 olan SGK açığının gayrisafi yurt içi hasılaya oranı alınan tedbirler ve yapmış olduğumuz çalışmaların olumlu etkileri sonucu 2016 yılında yüzde 0,93'e düşürülmüştür.
Sayın Başkanım, değerli arkadaşlarım; bir yandan SGK açığını düşürmek üzere çalışmalar yürütürken, diğer yandan da sigortalı sayılarımızı artırmak için politikalar üretmekteyiz. Aktif sigortalı sayısı 2009 yılında 15 milyon 97 bin iken, 2016 yılı Ağustos ayı itibarıyla 20 milyon 405 bine ulaşmıştır. Pasif sigortalı sayısı ise dosya bazında 2009 yılında 8 milyon 489 bin iken, 2016 yılı Ağustos ayında 10 milyon 934 bine ulaşmıştır.
Aktif-pasif oranı açısından değerlendirildiğinde ise 2009 yılında 1,78 olan oran, sistemin sürdürülebilirliğini sağlamaya yönelik olarak yapılan düzenlemelerin de etkisiyle 2016 Ağustos ayında 1,87 olarak gerçekleşmiştir. Çalışma hayatındaki hizmetlerini tamamlayarak emekli olan vatandaşlarımızın her zaman yanında olma anlayışıyla emeklilerimizi enflasyona ezdirmedik. Bu kapsamdaki değerlendirmeleri atlayarak geçmek istiyorum.
Genel Sağlık Sigortasıyla tüm vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine eşit şartlarda erişimini sağladık. Bu konunun da yine detaylarını zaman açısından atlayarak geçiyorum.
2016 yılı içinde İlaç Ödeme Komisyonu kararlarıyla yaklaşık 400 ilacı da vatandaşlarımızın hizmetine sunduk.
İlave 6 puan...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bakanım, otuz dakikanız doldu efendim, size beş dakika ilave süre veriyorum.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) - Beş dakikada hemen özetlemeye çalışacağım.
Bürokrasiyi azaltma yönünde, Maliye Bakanlığı ile vergi idarelerine muhtasar beyanname ile Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen prim ve hizmet belgesinin birleştirilmesiyle birden fazla kuruma aynı bilgilerin verilmesi uygulamasına son verdik.
Özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisiyle uzaktan çalışma gibi güvenceli esneklik modelini de çalışma hayatımıza kazandırdık.
Çalışan kadınlarımıza, iş ve aile dengelerini kurabilmeleri, çocuklarıyla daha fazla vakit geçirebilmeleri için doğum izinlerinin sonrasında ilk çocuk için altı, ikinci çocuk için yüz yirmi, üçüncü çocuk için 180 gün süreyle yarı zamanlı çalışma imkânını getirdik.
Asgari ücretle ilgili değerlendirmeyi açılışta söyledim.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Taşeron işçiyi de değerlendirin Sayın Bakan, unuttunuz.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) - Evet, inşallah onu da beraber yine bugün değerlendireceğiz. O konuda da AK PARTİ Hükûmetleri olarak bugüne kadar verdiğimiz sözlerin nasıl gereğini yaptıysak onun da gereğini yapma çalışmalarını sürdürüyoruz.
Ülkemiz, göç hareketleri açısından kaynak ülkeyken yıllar itibarıyla geçiş ülkesi, son yıllarda da artan ekonomi gücü ve ülkemize gelen yabancı yatırımlar dolayısıyla hedef ülke konumuna gelmiştir. Son on yılda çalışma izni başvuruları katlanarak artmış ve hâlen 165 farklı ülkeden çalışma amaçlı başvurular alınmaktadır. Bu anlamda, Uluslararası İşgücü Genel Müdürlüğünü kurduk ve özellikle çalışma izinleri ve turkuaz kartı da önümüzdeki günlerde devreye alacağız.
Peki, değerli arkadaşlar, sorularınıza cevap vermeye daha çok zaman ayırabilmek açısından, ben bugün Bakanlığımızın bütçe çalışmalarının hayırlı olmasını, başarılı geçmesini, sizden gelecek katkıların da olumlu sonuçlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Son söz olarak da yine, 15 Temmuz şehitlerimize, gazilerimize ve Gazi Meclisimizin çok değerli milletvekillerine teşekkür ederek sözlerimi tamamlıyorum.