KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, Sayın Başkanım, Komisyonumuzun değerli üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyor ve Kalkınma Bakanlığımızın bütçe görüşmelerinin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Öncelikle Sayın Bakana yaptığı çalışmalardan dolayı teşekkür ediyorum. 2023 hedefleri doğrultusunda atılan kalkınma adımlarının ülkemizi çok daha ileri seviyelere taşıyacağına gönülden inanıyorum.

Kalkınma Bakanlığımız, henüz yeni kurulan bir bakanlık olmasına rağmen, ülkemizin ekonomik refahının yükseltilmesi, sosyal ve kültürel gelişme hedeflerinin sağlanması ve milletimize çok daha hakkaniyetli, kaliteli bir yaşam standardı sunulması yönünde önemli kurumların yönetimlerini ve projeleri üstlenerek kısa ve uzun vadeli plan ve stratejiler geliştirmektedir. Bu noktada eylem planları, beş yıllık kalkınma planları, uzun vadeli perspektif planlar, orta vadeli programlar, yıllık programlar, yatırım programları, sektörel, bölgesel, tematik stratejiler ve özel programlar hazırlanmakta; makro ve mikro düzeyde analiz ve çalışmalar yapılmaktadır.

Ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin ölçülmesinde önemli göstergelerden biri olan kalkınma seyirleri tarımdan teknolojiye, nüfustan dış ticarete, küreselleşmeden sanayileşme stratejileri ve beşeri sermayeye kadar birçok konuyla iç içedir.

Her geçen gün gelişen teknoloji, küreselleşen dünya standartlarını değiştirmekte, böylelikle yeni ihtiyaçlar ortaya çıkmakta ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda yeni kalkınma süreçlerine girilmektedir. Teknoloji, günümüzde uluslararası rekabet gücünü belirleyen temel faktörlerden biri hâline gelmiştir. Bu yönüyle bakıldığında gelişmiş sanayi ülkeleri teknoloji üretebilen ekonomiler olarak değerlendirilmektedir. Ülkelerin gelişmişlik seviyesini yukarıya taşımak için teknoloji vazgeçilemez bir adım olmuştur çünkü teknoloji, hem üretim tekniklerinde kullanılmakta hem de toplumun sosyokültürel değer yargılarını değiştirerek kalkınmanın önündeki bu değer yargılarını ortadan kaldırmaya yardımcı olmaktadır.

Bakanlığımız çeşitli programlar kapsamında sağlık teknolojisi, bilim teknolojisi, savunma teknolojileri, nanoteknoloji, modern tarım teknolojileri, eğitim teknolojileri, bilgi ve iletişim teknolojileri alanında önemli adımlar atmıştır. Ancak, benim üzerinde durmak istediğim asıl husus AR-GE çalışmalarında uygulanan gelişmelerdir. 6550 sayılı Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun'a yönelik ikincil mevzuat çalışmalarının tamamlanmasıyla birlikte bu alt yapılar için yeni bir fon mekanizması devreye girmiştir. Onuncu Kalkınma Planı'nda yer verilen Öncelikli Teknoloji Alanlarında Ticarileştirme Programı ile Kamu Alımları Yoluyla Teknoloji Geliştirme ve Yerli Üretim Programı, yerli teknoloji ve ürün geliştirme kapasitesinin artırılması amacıyla önemli bir adımdır. Ancak ne yazık ki verilere bakıldığında hâlâ daha istenilen seviyelere ulaşılamadığı görülmektedir. Araştırmacı insan gücünün ve altyapı araştırmalarının arttırılmasıyla sürdürülebilir üretimin hız kazanması ihtiyacı devam etmektedir. Teknoloji transferleriyle birlikte AR-GE*ye ayrılan mali ve beşeri kaynakların arttırılması gerekmekte ve böylece mevcut sektörlerin verimliliğinin daha üst düzeylere taşınması beklenmektedir.

Değerli Komisyon üyeleri, bütün bunları yaparken elbette ki yeşil kalkınmayı unutmamak gerekir. Bu bağlamda sürdürülebilir kalkınma, değinmek istediğim bir diğer önemli husustur. En sade ifadeyle, gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını karşılama olanaklarını riske atmadan günümüz kuşaklarının ihtiyacının karşılanması durumu olarak tanımlayabileceğimiz sürdürülebilir kalkınma, basit bir kavram gibi görünse de tüm boyutlarıyla incelendiği zaman karşımıza güçlü bir politika olarak çıkmaktadır. Bu vizyon, düstur edinilmesi gereken kapsamlı ve çok boyutlu bir bakış açısı kazandırmakla birlikte kalkınma politikalarının gündemine gelmiştir. Gelir dağılımı, işsizlik sorununun çözümü, yoksulluğun azaltılması gibi kalkınmanın önünde engel teşkil eden sosyal ve ekonomik boyutlar sürdürülebilir kalkınmayla bağıntılıdır. Eğer bir toplumun sosyoekonomik şartlarında istikrar var ise bu toplumun doğaya karşı gösterdiği tutum da daha sürdürülebilir bir durumdur. Sürdürülebilir kalkınmanın, AK PARTİ iktidarlarının son on dört yıldır sürdürdüğü istikrarlı yönetim sonucu ülkemizde konuşulabilir hâle gelmesi de sanırım bu görüşün göstergesidir. Şöyle diyebiliriz: Bizim gelişmişliğimiz yani kalkınmamız ne kadar ilerideyse doğaya ve doğal kaynaklara karşı olumsuz tutumumuz da o kadar asgari seviyede olacaktır. Sürdürülebilir kalkınma, insanoğlunun ihtiyacı olan gereksinimlerini karşılayan sınırlı kaynakların uzun vadede en verimli şekilde kullanımını sağlar. Bu durum da şüphesiz ki gelecek nesillerimiz için son derece önemlidir.

Birleşmiş Milletlerin, Binyıl Kalkınma Hedeflerinin ardından gündeme getirdiği Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine 2030 yılına kadar ulaşılması öngörülmektedir. Bu doğrultuda, Kalkınma Bakanlığımız da Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini öncelikli politikaları arasına almıştır. Onuncu Kalkınma Planı özelinde hedeflenen "Yaşanılabilir Mekânlar Sürdürülebilir Çevre" başlığında yer alan yaşam mekânlarının ekonomik gelişmeyi destekleyerek afetlere dayanıklı, kültürel değerler esas alınarak oluşturulması, atık su hizmeti verilen belediye nüfusunu yüzde 80'e, düzenli depolamadan yararlanan belediye nüfusunun ise yüzde 85'e ulaştırılması, çevre dostu uygulamaların yaygınlaştırılması, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımının hedeflenmesi, bu kapsamda Bakanlığımızın attığı somut adımlardan olmuştur.

Türkiye genç ve dinamik demografik yapısı, hızla büyüyen ekonomisi, doğal kaynakları ile adını dünyanın en güçlü ülkelerinin arasına yazdırmaya en yakın ülkelerden birisidir.

Muhteşem tabiat harikası doğasıyla kalkınma planları yaparak hedeflerine her geçen gün daha da yaklaşmaktadır. Ekonomik, kültürel, sosyal ve biyolojik alanlara bütüncül bir yaklaşımla uygulanacak politikalar atılan adımları daha da kolaylaştıracaktır. Doğal kaynaklara sahip çıkarak onları ekonomiye kazandırmak hem günümüz için hem de gelecek nesiller için büyük katkılar sağlayacaktır.

Bu açıdan, eşsiz doğası, tarımsal verimliliği, antik şehirleri ve yaz turizmine kapı açan merkezleriyle Aydın ilimiz bu kapsamda değerlendirilmesi gereken başlıca illerdendir. Aydın iline yapılacak kalkınma yatırımlarıyla ülkemize ekonomik anlamda katkılar sağlanacağına inanıyorum. Özellikle tarımsal kalkınmaya verilen destekle kadın istihdamı da artacak, böylelikle aktif nüfus oranın da olumlu yönde bir yönelme izlenebilecektir.

Kalkınma planları uygulanırken nüfusun tümünü kapsamasına oldukça dikkat edilmelidir. Öte yandan, muhatap alınan kesimin demografik, yerel ve sosyoeekonomik yapılarının göz önünde bulundurulması da bu durumun beraberinde gelmektedir.

Türkiye genç, dinamik nüfus profiline sahip bir ülkedir. Bu dinamizmi koruma adına Bakanlığımızın uyguladığı "Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Öncelikli Dönüşüm Programı" önemli düzenlemelere vesile olmuştur. Uygulanan nüfus ve kalkınma programları arasında dengeli bir düzen, ülkemizde iktisadi ve sosyal kalkınmayı daha da yüksek yerlere taşımamıza yol açacaktır. Nüfus artış hızını pozitif yönde kullanacak istihdamlar oluşturmamız ve üretken nüfus miktarını arttırmamız ciddi anlamda faydalar sağlayacaktır.

Değerli Komisyon üyeleri, 2001 ekonomik krizinin ardından millet ekonomik ve siyasal riski ortadan kaldıracak bir oy kullanma refleksiyle hareket etti ve AK PARTİ'yi tek başına iktidar kıldı. Yani bizler milletimizin gösterdiği bu refleksin altında ekonomik ve siyasal istikrar beklentisi olduğunu bilerek işe başladık. Çok şükür ki iktidarımız boyunca özellikle ekonomik hedeflerimize ulaşmak adına çok önemli yollar katettik.

Günümüze gelindiğinde ise yine Kalkınma Bakanlığı bünyesinde koordine edilen kamu-özel iş birliği projeleri ile kamu ve özel sektör yatırımları bütüncül bir bakış açısıyla ele alınarak kamu ve özel sektör yatırımlarının birbirlerini destekleyecek şekilde oluşturulması sağlanmaktadır.

Hükûmetimiz tarafından sağlanan siyasi istikrar hızla ekonomiye yansımış ve her yıl ciddi bir büyüme oranları elde edilmiştir. Kalkınma Bakanlığının son yıllarda hayata geçirdiği önemli projeler, bu büyüme ivmesine güç katmış ve katmaya da devam edecektir.

Değerli üyeler, ülkemizin eski büyüme hızlarına tekrar ulaşmasının yakın olduğunu belirtmek isterim. Ülkemiz üzerinde oynanan hiçbir oyunun bu süreçte ayağımıza dolanmasına izin vermeyeceğimizi bir kez daha belirtmek isterim.

Sayın Bakanım, Bakanlığınızın 2017 bütçesinin hayırlı olmasını diler, saygılar sunarım.