| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Kalkınma Bakanlığı b) Türkiye İstatistik Kurumu c) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ç) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı d) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı e) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 18 .11.2016 |
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Sayın Başkan, Komisyonumuzun çok değerli üyeleri; öncelikli olarak Sayın Başkanımız size ve görüşleriyle, eleştirileriyle katkı sunmaya çalışan tüm Komisyon üyelerimize çok teşekkür etmek istiyorum.
Teker teker tüm soruları cevaplandırmaya çalışacağım. Belki bir kısmını yazılı olarak verme zarureti hasıl olabilir ama hemen hemen hepsini mümkün olduğu ölçüde cevaplandırmaya çalışacağım.
Öncelikli olarak, birçok Komisyon üyesi milletvekilimizin dile getirdiği bir husus var, o da kalkınma planı ve orta vadeli program hedeflerinin tutturulamadığı yönünde. Bir ülke mutlaka kendisine uzun vadeli bir perspektifte hedef koymalı diye düşünüyoruz. Biz de işte, 2023 yılı hedeflerini ortaya koyduk. Şu anda 2023 yılı hedeflerini de esas alarak 2035 yılı için bir çalışma yapıyoruz Kalkınma Bakanlığı olarak ki yapmış olduğumuz bu çalışma, özellikle On Birinci Kalkınma Planı'mız başta olmak üzere, bundan sonraki süreçte yapılacak kalkınma planlarına bir anlamda altlık oluşturacak olan, yön gösterecek olan bir çalışma olacak.
Ancak, tabii, şunu ifade etmek istiyorum: Özellikle son yıllarda küresel düzeyde öngörülebilirliğin vadesi oldukça kısaldı. Bir örnek vermek istiyorum: IMF son bir yılda rakamlarını tam 4 kez revize etti. Bakınız, büyüme tahminlerini söylüyorum: Ekim 2015'te 3,6; Ocak 2016'da 3,4; Nisan 2016'da 3,2; Ekim 2016'da 3,1'e düşürdü. Yine, IMF dışındaki kuruluşlara baktığımızda, hemen hemen tüm uluslararası kuruluşların rakamlarını revize ettiklerini görüyoruz. Bu, tabii, dünyadaki küresel düzeyde yaşanan değişim, dönüşüm dolayısıyla her ülkeyi öyle veya böyle etkiliyor. Hem içerisi hem de dışarısının getirdiği bazı etkiler söz konusu. Biz de tabii, çalışmalarımızda özellikle son gelişmeleri dikkate alarak verilerimizi revize ediyoruz ve revize edilmiş veriler doğrultusunda birtakım kararlar alıyoruz.
Orta vadeli programa yönelik olarak, evet, şu anda Türk lirasının değer kaybında bir artış, döviz kurunda bir artış söz konusu ama "Bir hafta, on gün içerisinde böyle bir durum oldu." düşüncesiyle "Hemen orta vadeli programı değiştirelim." anlayışı söz konusu değil. Elbette biz bu yaşanan gelişmeleri dikkate alıp kendi çalışmalarımızı buna göre şekillendireceğiz.
Bu hedefler doğrultusunda ortaya koymuş olduğumuz bazı temel alt hedeflerimiz var. "Biz bu hedefe nasıl ve ne şekilde ulaşacağız? Eğitimde nasıl bir strateji ve yaklaşım içerisinde olmalıyız ki biz bu hedefe ulaşalım? Veyahut sanayide nasıl bir dönüşüm gerçekleştirelim ki bu hedefe ulaşalım?" diyoruz. Bu çerçevede de yine plan dâhilinde, program dâhilinde yapılması gereken çalışmaları ortaya koyuyoruz. Bu çalışmaları peyderpey yapıyoruz, ki bir örnek vermek istiyorum, aslında sunuşumda da bu örneği verdim. Evet, Türkiye'de ileri teknoloji ürünlerinin ihracatı oldukça düşük. Biz hedef olarak bunu yükseltmek istiyoruz, bu hedefi daha da yukarılara çekmek istiyoruz.
Yine, Sayın Kuşoğlu'nun ifade ettiği husus, bazı alanlarda kamunun müdahil olması hususu ki bence son derece önemli. Örneğin, biz ileri teknoloji alanında ülkemize bir yandan bu ileri teknolojiyi çekebilmek, yatırımcıyı çekebilmek, diğer taraftan da "Bu yatırımların yapılması yönünde nasıl ve ne şekilde bir altlık oluşturabiliriz?" arayışı içerisinde çalışmalarımızı yürütüyoruz ve bu çerçevede de önemli gelişmeler katettik. Örneğin, sağlık alanında, plazma konusu, ilaç konusunda, MR cihazlarının, ultrason cihazlarının Türkiye'de üretimi konusunda biz firmalara kamu alım garantisi vereceğiz, bunu yapacağız. Bununla ilgili çalışmaları bürokrat arkadaşlarımız hemen hemen tamamladılar. Dolayısıyla, ileri teknoloji getiren, gerçekten Türkiye'nin ithal ettiği ve cari açığımıza olumsuz etki eden ürünler nelerse bunlara yönelik belirli süreler için kamu alım garantisi vererek Türkiye'de bu yatırımların yapılmasını özendireceğiz. Bu yönde çalışmalarımız var, hemen hemen -örneğin sağlık alanında- tamamlanmak üzere. Önümüzdeki günlerde bunları net bir şekilde açıklayacağız ki bizim ihracat içerisindeki ileri teknoloji ürünlerin payı artsın. Örneğin bu husus hem orta vadeli programımızda hem de planımızda yer alan hedeflerden bir tanesiydi.
Yine, ulaştırma alanında, eğitim alanında, diğer birçok alanda yapılması gereken çalışmaların neler olduğu detaylı bir şekilde ortaya konmuş durumda. Şunu ifade edebiliriz: İşte bu çerçevede, özellikle Onuncu Kalkınma Planı'nın uygulamasına yönelik öncelikli dönüşüm programlarını uygulamaya koyduk, 25 öncelikli dönüşüm programımız var. Bu programlarda bir miktar gecikmemiz var. Şu an itibarıyla yüzde 50'nin üzerinde...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ne kadar bir miktar ama?
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Onu söyleyeceğim, rakamları söyleyeceğim. Şu anda, şu an itibarıyla çalışması tamamlanması gereken öncelikli dönüşüm programlarının tamamlanan kısmı yüzde 51 civarında yani yüzde 50,5-51 şu anda tamamlanmış durumda. Ha, bu neden yüzde 90 değil, neden yüzde 100 değil? Türkiye son iki yılda 4 seçim yaşadı, darbe girişimiyle karşı karşıya kalındı, bazı sıkıntılar yaşandı. Bunları hepimiz yaşadık, hep birlikte yaşadık. Dolayısıyla, özellikle öncelikli dönüşüm programlarımızın bazılarında bir miktar gecikme söz konusu ama şu an itibarıyla bitmesi planlanıp da bitmeyenlerin oranı aşağı yukarı 47-48 civarında bir oran. Yüzde 50 hedefini aşmış bulunuyoruz. 290'ın üzerinde, tam rakamı arkadaşlardan alabilirim...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bu proje mi, miktar mı?
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Eylem sayısı. Şu anda...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir eylem bazen...
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Biraz sonra söylerim, notlarımda var, o soruya gelince onu da ifade edeceğim. 296 gerçekleşmiş, zannedersem 430 küsur üzerine...
ERHAN USTA (Samsun) - Toplam kaç?
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - 1.248 ama onların henüz vakti gelmedi, vakti gelenleri söylüyorum.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Vakti gelen 430'un...
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Evet, 430'un...
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Bakanım, bir yanlışlık olmasın. 296 tane eylem... Bunlardan niye bizim hiç haberimiz olmadı? Kimsenin haberi yok bu eylemlerin...
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Hangi eylemlerin? Demek ki takip etmemişsiniz. Eğer isterseniz bunların her birini verebiliriz, hangi eylemlerin tamamlandığını verebiliriz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bakanlık web sitesinde...
ERHAN USTA (Samsun) - Alalım sizden onları.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Elbette.
Sayın Usta'nın bir sorusu vardı, "Altın ve enerji hariç cari açığın gayrisafi yurt içi hasılaya oranı yükseliyor." şeklinde. Zannedersem Sayın Usta sabit fiyatlar üzerinden bir hesaplama gerçekleştirmiş olabilir çünkü altın ve enerji hariç cari açığın gayrisafi yurt içi hasılaya oranları düşüyor. Yani 2015 yılında örneğin -0,4.
ERHAN USTA (Samsun) - Altın ticareti hariç, enerji fiyat sabitlemesi yapıyorum.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Söylüyorum: Altın ve enerji hariç...
ERHAN USTA (Samsun) - "Altın ve enerji hariç." demiyorum ben.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Altın hariç, cari açığın...
ERHAN USTA (Samsun) - Enerji fiyat düzeltmesi yapıyorum
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Şimdi şöyle ifade ettiniz: Altın ve enerjiyi çıkardığımızda... Çünkü petrol fiyatlarında bir değişiklik söz konusu oluyor, dolayısıyla petrol fiyatlarındaki düşüş doğal olarak cari açığı düşürüyor gibi bir anlamı çıkardım ben açıkçası. Şöyle ifade edeyim: 2016 yılında cari açığın gayrisafi yurt içi hasılaya oranını yüzde -4,3 olarak bekliyoruz. Altın hariç cari açığın gayrisafi yurt içi hasılaya oranı -4,8, altın ve enerji hariç cari açığın gayrisafi yurt içi hasılaya oranı ise -1,5.
Sayın Usta'nın diğer bir sorusu "Petrol fiyatındaki düşüşün büyümeye etkisi nedir, katkısı nedir?" şeklinde.
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, hayır 2014'ü de söyler misiniz Sayın Bakanım? Benim formatım farklıydı da önemli değil.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Bunu verelim size, bu verileri verelim.
ERHAN USTA (Samsun) - "Cari açık düşüyor." diyorsunuz da daha bir rakam vermediniz ki düşsün. Sadece 2016'yı verdiniz.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - 2015'te -0,4, daha iyi. 2014 daha iyi, 1,1.
Şimdi, 2016 yılı arkadaşlarımızın elinde hazır yok ama 2015 yılı için veriyorum: 2015 yılında petrol fiyatlarında yaşanan düşüşün büyüme üzerindeki etkisini incelemek için Kalkınma Bakanlığı DPTMAKROM Üç Aylık Simülasyon Modeli çerçevesinde bir analiz yapılmıştır. Buna göre, 2015 yıl genelinde petrol fiyatının 52,5 dolar yerine 99,1 dolar seviyesinde yani 2014 yılı seviyesinde gerçekleştiği varsayıldığında enerji faturasının 20 milyar dolar civarında arttığı görülmüştür. Bunun yanında, ekonominin genelindeki diğer etkiler de hesaba katıldığında büyüme oranının 0,4 puan düştüğü görülmüştür bu yapılan simülasyonda, 2015 yılı için. 2016 yılı için eğer isterseniz arkadaşlarımız bu çalışmayı yapıp size sunsunlar.
ERHAN USTA (Samsun) - 2014 yılını sormuştum.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - "Kayıt dışı ekonominin boyutu henüz resmî olarak hesaplanmadı." şeklinde... ÖDÖP kapsamında bu çalışma yürütülüyor, Gelir İdaresi Başkanlığı çalışmalarını 2017 yılı sonunda tamamlayacak. Ancak, sizin de ifade ettiğiniz gibi, Schneider'ın çalışmasına göre, Türkiye'de kayıt dışı ekonominin gayrisafi yurt içi hasılaya oranı 2003'te yüzde 32,2 iken 2013 yılında yüzde 26,5'e düşmüş, 2015 yılında ise yüzde 27,8 olmuştur.
ERHAN USTA (Samsun) - Pardon Sayın Bakanım, her defasında sözünüzü kesmek istemiyorum ama Sayın Başkan, benim sorduğum soruların cevabı yok burada. Ben diyorum ki: İzafi olarak baktığımızda...
BAŞKAN - Yazılı alırsınız o zaman sorun yok. Sayın Bakan bir bitirsin sunumunu.
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, Sayın Bakan şimdi bana cevap veriyor şeklinde söylüyor, arkadaşların verdiği bilgiler, benim sorduğum o değil. Ben "31 tane ülkenin yüzde 44 üzerindeyiz." diyorum, şimdi yüzde 54 üzerinde bizimki... Nispi olarak yani diyelim ki, hayatın normal akışı içerisinde zaten kayıt dışılıkları... 31 tane ülke var orada bizim haricimizde. Bizim, 2003 yılında onların yüzde 44 üzerinde kayıt dışı ekonomimiz var, 2015 yılında yüzde 54 üzerine çıkıyoruz. O rakamlar bir şey ifade etmez.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Siz öyle bakıyorsunuz, biz de böyle bakıyoruz. Yani siz kendinize yarayacak şekilde bakıyorsunuz ama gerçek şu: Kayıt dışılık düşmüş.
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır öyle değil, nispi olarak bakılırsa....
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Yani Schneider'ın rakamları da burada.
ERHAN USTA (Samsun) - Atıf yapmadan söylerseniz çünkü benim...
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Tamam, peki.
"Eğitim durumuna göre işsizlik nedir?" şeklinde yine bir soru soruldu. Yükseköğretim mezunlarında -Ağustos 2016 yılı için söylüyorum- işsizlik oranı yüzde 14, mesleki ve teknik lise mezunlarında yüzde 11,7, lise mezunlarında 12,9, lise altı eğitim durumunda ise 10,01.
2004 yılında yüzde 20,6 olan genç işsizliği oranı 2014 yılında yüzde 17,9 olmuştur. Genç işsizliği 2015 yılında yüzde 18,5 olmuştur, Ağustos 2016 rakamlarına göre ise yüzde 19,9 olmuştur. Genç işsizlik oranına Avrupa Birliği ülkelerinde bakacak olursak Yunanistan'da genç işsizlik oranı yüzde 49,8, İspanya'da yüzde 48, Hindistan'da yüzde 43, Portekiz'de yüzde 32, Fransa'da yüzde 24,7, Avrupa Birliği ortalaması ise yüzde 20,3. AB ülkelerinin ortalamasının oldukça altında ama yine de yüksek.
Burada Sayın Karabıyık genç işsizliğin oranının yüzde 38 olduğunu ifade etti. Bu oran yüzde 38 değil, muhtemelen farklı bir kaynağı referans etmiş olabilir ama en son rakam itibarıyla 19,9.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Üniversitelerde 23 herhâlde.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Şöyle söyleyeyim: Üniversite mezunlarında yüzde 14 işsizlik oranı. Yükseköğretim mezunlarındaki işsizlik oranı yüzde 14.
İstihdamda olanların yüzde 21'i yükseköğretim mezunu -şu an itibarıyla söylüyorum- yüzde 10,1'i mesleki ve teknik eğitim mezunu, yüzde 9,9'u lise mezunu, yüzde 59'u ise lise altı. Şu anda istihdam edilenlerin oranlarını ifade etmek istedim.
Sabit fiyatlarla sabit sermaye yatırım artış hızları zannedersem soruldu. 2010-2015 dönemi için söylüyorum: G20'de yüzde 2,5; OECD ortalaması 2,3; Avrupa Birliği 28'de yüzde 0,7; Türkiye'de ise yüzde 8,8.
Bir başka önemli husus, "Ülkemizde eğitim ve istihdamda olmayanlarla ilgili mevcut durum nedir?" şeklinde bir soru yöneltildi. Türkiye'de 2015 yılında eğitimde istihdamda yer almayan 15-29 yaş nüfusunun oranı yüzde 28,8. Söz konusu oran, elbette, bu yüzde 28,8'lik oran yüksek bir oran ancak söz konusu oran 2005 yılında yüzde 43,6 iken 2013 yılında yüzde 31,2'ye, 2015 yılında ise yüzde 28,8'e gerilemiştir. Dolayısıyla, ülkemizde eğitim ve istihdamda olmayanların oranı aşağı yukarı yüzde 50'li rakamlarda iken yüzde 28,8'e düşmüş ancak hâlen yüksek olduğunu ben de ifade etmek istiyorum.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Bunlar neredeymiş? Eğitimde yoklar, istihdamda yoklar.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Efendim?
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Neredeymişler, "Hiçbir yerde görünmüyorlar, eğitimde yok, tahsilde yok, nereye gitmiş bunlar?" diyor.
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Cumaya gitmişler.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Şimdi, gayrisafi yurt içi hasılaya oranla 2015 yılından 2016 yılına kamu kesimi genel dengesinin 1,7 puan bozulmasının nedeni soruldu. 2015 yılında dengede olan ve 2016 yılında gayrisafi yurt içi hasılaya oranla yüzde 1,7 açık vermesi beklenen kamu kesimi genel dengesindeki bozulmada -Sayın Usta herhâlde sizin sorunuzdu bu da- toplu sözleşmeden etkilenen bütçe personel harcamaları, sağlık, emeklilik ve sosyal yardım harcamaları, alan genişlemesinden kaynaklanan büyükşehir belediye harcamaları, Savunma Sanayii Destekleme Fonu harcamaları, işsizlik ödeneği harcamaları, aktif iş gücü programları kapsamında yapılan harcamalar etkili olmuştur.
"Plan hedeflerine neden ulaşamıyoruz?" şeklinde... Aslında, bunu açıklamaya çalıştım ama yine de düşüncemizi paylaşmak istiyorum. Birincisi, dünya büyüme oranları son yıllarda uzun dönem ortalamasının oldukça altına inmiştir. En önemli ticaret ortağımız olan Avrupa ekonomilerinin kriz etkileri... Tam olarak bu ekonomiler krizi atlatamamışlardır. Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki iç karışıklıklar hem ihracatımızın yavaşlamasına yol açmış hem de bu bölgelere ilişkin ekonomik beklentileri olumsuz yönde etkilemiştir. Bölgemizde yaşanan jeopolitik gelişmeler, küresel likidite koşullarında görülen sıkılaşma, yurt içi yatırımlar ve doğrudan yabancı yatırımların iç ve dış kaynaklı sorunlar nedeniyle plan hedeflerinin oldukça altında kaldığı... Doğrudur bu tespit. Tabii, bunun dışında, 15 Temmuz darbe girişimi de dikkate alınması gereken bir başka önemli husus diye düşünüyorum.
Yine, Sayın Usta bir tablonun çıkarıldığını ifade etmiş idi. Haftalık yayın formatı değiştirilmiş arkadaşlarımız tarafından. Yalnız, benim bilgim yok, onu da ifade edeyim. Yayın yine revize edilebilir diyoruz. Yayından çıkarılmasının özel bir nedeni yok. Tabloda bir veri hariç diğer tüm veriler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından alınmıştır. İstediğiniz takdirde bunu...
ERHAN USTA (Samsun) - Yani, 50 tane tablo ilave ediliyor, en önemli tablo çıkartılıyor.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Koyalım, hiçbir sakıncası yok.
ERHAN USTA (Samsun) - Ama yani söyledikten sonra bir anlamı yok.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Niye? Siz niçin buradasınız? Söyleyeceksiniz, biz de yapacağız.
ERHAN USTA (Samsun) - Bu veri niye gizlenmeye çalışılıyor? Hele sizin haberiniz olmadan...
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Hayır, bürokrat arkadaşımız niye böyle bir gayret içerisinde olsun ki ya?
ERHAN USTA (Samsun) - Ben de onu anlamıyorum.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Siz bu kurumda bu arkadaşlarımızın yöneticiliğini yaptınız.
ERHAN USTA (Samsun) - Ben de onu merak ediyorum.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Bilmiyorum yani böyle bir yaklaşım içerisinde olacağına inandığınız herhangi bir arkadaşımız var mı?
ERHAN USTA (Samsun) - Onu bilemem ben.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Beraber çalıştınız.
ERHAN USTA (Samsun) - Ben vakaya bakarım.
BAŞKAN - Sayın Usta, rica ediyorum, lütfen...
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır ama bu çok önemli bir konu.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Koyarız yani hiçbir sakıncası yok. İstediğiniz her veriyi vermeye de hazırız, onu da söyleyeyim.
BAŞKAN - Yani, bu iş DPT hesaplaşmasına dönmeye başladı, onu içeride yaparsınız.
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, hayır, Sayın Başkanım...
BAŞKAN - Lütfen, lütfen...
ERHAN USTA (Samsun) - Bu kullanılan tablo...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Daha ben karışmadım. DPT değil bir kere, Kalkınma Bakanlığı, DPT öldü.
BAŞKAN - Kalkınma Bakanlığı mı diyeceğim? Peki, Kalkınma Bakanlığı.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Yok, öyle bir şey olduğunu ben düşünmüyorum açıkçası.
BAŞKAN - Ama biz rahatsız olduk Sayın Bakan.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Yani, öyle bir düşünce olduğunu düşünmüyorum ben ama yani bunun...
BAŞKAN - Siz düşünmeyebilirsiniz ama şöyle bir rahatsızlık var: Biz bu programı bitireceğiz, ondan sonra ikinci programa başlayacağız.
Buyurunuz.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Evet, şimdi, toplam sabit sermaye yatırımları ile cari açık arasındaki ilişkiye değinildi. 1990-2002 yılları arasında 20,3 milyon dolarlık bir cari açık olduğu, 2003-2016 yılları arasında ise 499,3 milyon dolarlık bir cari açık ifade edildi. Bu dönemde yatırımların değişmediği de ifade edilmiş idi ancak şunu söyleyeyim: Sabit sermaye yatırımlarında aşağı yukarı 3 kat bir artış söz konusu. 1990-2002 yılları arasında yıllık ortalama 646 milyar dolarlık bir yatırım gerçekleşmiş iken dönem toplamı, 2003-2016 döneminde ise yaklaşık 1,9 trilyon dolar; Aşağı yukarı 3 katı bir artış söz konusu.
Burada özellikle şu husus dile getirildi: "Bir taraftan yatırımların artırılması, tasarrufların artırılması ifade edilirken, tüketime yönelik bazı tedbirler alınıyor şeklinde." ifade kullanıldı. Bu, tabii, makro ihtiyati tedbirlerdeki gevşeme orta ve uzun vadeli bir gevşeme değil, bu, konjonktür nedeniyle ortaya çıkan bir durum. Dolayısıyla, tasarrufta ise bizim bakış açımız orta ve uzun vadeli bir bakış açısı. Tabii ki temel hedefimiz tasarrufları artırmak. Bu yönde de yoğun bir çalışma içerisindeyiz, bunu da özellikle ifade etmek istiyorum. Elbette, BES'in tasarruflara olan katkısı oldukça sınırlı. Bu konuda, biliyorsunuz, kıdem tazminatı hususu var. Kıdem tazminatıyla ilgili olarak, aslında, biz, Hükûmet programımıza bunu koyduk ancak işçi ile işveren arasındaki bu uzlaşıyı sağlamak durumundayız, bu gayretimiz de o yönde. İşçi ve işveren kesimini ortak bir noktaya getirdiğimiz anda kıdem tazminatıyla ilgili düzenlemeyi de yapacağız.
Yine, Sayın Çam'ın bölgesel kalkınma idareleriyle ilgili soruları var, bölgesel gelişme farklılıklarının azalıp azalmadığına yönelik. Aslında, bölgeler arası gelişmişlik farklarında bir azalma söz konusu. Şunu özellikle ifade etmek istiyorum: Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yer alan illerimizin birçoğu, bunları teker teker zikretmek istemiyorum ama en son 2011 verisini dikkate alarak söylüyorum çünkü 2014 yılı verisi henüz TÜİK tarafından çıkmadı. 2004 ile 2011 yılını kıyasladığımızda Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki birçok ilimizin büyüme hızı Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde. Dolayısıyla, bölgeler arası gelişmişlik farklarında bir azalma söz konusu oluyor ki aşağı yukarı, 2004 yılında en gelişmiş il ile en fakir il arasında 4,5 katlık bir fark varken 2011 yılında bu 3,9 kata kadar düşmüş. 2014 yılı verisi çıktığında da daha sağlıklı bir değerlendirme imkânımız olacaktır diye düşünüyorum.
Bir başka önemli husus, yine bu bölge kalkınma idarelerine yönelik olarak veya daha doğrusu Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesine yönelik olarak, özellikle bu Cazibe Merkezi Programı çerçevesinde inanın her ili teker teker analiz ettik. Hemen hemen tüm illerimizde organize sanayi bölgeleri dolu durumda. Yani, önemli bir gelişme var bu bölgelerimizde. Ha, belki yüzde 70-75 seviyesinde olan bazı illerimiz var, orada da tahsis yapılmış ancak yatırıma başlanmamış. Dolayısıyla, Cazibe Merkezi Programı çerçevesinde önümüzdeki dönemde yoğun bir şekilde organize sanayi bölgelerinin ya genişletilmesi ya da yeni organize sanayi bölgelerinin yapımına yönelik çalışmalara ağırlık vereceğiz ki, 2017 Yılı Yatırım Programı'nda da OSB'lere ayırmış olduğumuz kaynağı önemli ölçüde artırdık.
Yine, Sayın Çam, GAP'ta sulamaya açılan alanı sormuştu. 2002'de 198 bin 854 hektar, 2015'teyse 488 bin 160 hektar sulamaya açılmış; bölünmüş yol ağıysa 2003'te 304 kilometreyken 2015 yılında 2.183 kilometre olmuş; yatak sayısıysa 2002'de 8.223'ken 2014'te 17 bine ulaşmış.
Yine, Sayın Çam'ın sorusuyla ilgili olarak, GAP Bölgesi'nde ihracat aşağı yukarı son on dört yılda 10 kat artmış, 689 milyon dolardan 6,3 milyar dolara yükselmiş; DAP Bölgesi'ndeyse 140 milyon dolardan 1,2 milyar dolara yükselmiştir.
Konya Ovası Projesi kapsamındaki illerdeyse 219 milyon dolardan 2,3 milyar dolara; DOKAP kapsamındaki illerimizdeyse 506 milyon dolardan 2,2 milyar dolara yükselmiştir.
Yine, Sayın Çam'ın bir başka sorusu, DAP Bölge Kalkınma İdaresinin Stratejik Plan ve Performans Programı'nın, Sayıştay raporuna göre hazırlanmadığı hususu... Biliyorsunuz, DAP, KOP ve DOKAP bölge kalkınma idarelerimiz yeni oluşturulan idarelerimiz. Bu bir eksiklik mi? Evet, eksiklik. Arkadaşlarıma bunu ben de soracağım açıkçası "Niye bu kadar geciktiler?" diye. KOP, stratejik planını hazırlamış ve onaylamış ama 2 idaremizin de stratejik planları hazırlanmış, Kalkınma Bakanlığımıza maalesef daha yeni ulaştırmışlar, bunları da gözden geçirip onaylayacağız. Bu, bir eksiklik. Arkadaşlarımızın bu konuda daha fazla hassasiyet göstermesi gerekirdi diye düşünüyorum ama gereken tedbirleri bundan sonraki süreçte alacağız.
Diğer taraftan, kalkınma ajanslarının stratejik planı olmadığı şeklinde bir soru hemen aklıma geldi. Kalkınma ajanslarının stratejik plan hazırlama zorunluluğu yok ama neden hazırlamasınlar? Kalkınma ajanslarımızın da böyle, bu tür dokümanları, stratejik planı olması gerektiğini ben de düşünüyorum. İnşallah, önümüzdeki dönemde bu yönde bir talimat vereceğim, ajanslarımız da gerekli çalışmaları yapacaklar. Şu ana kadar 10 kalkınma ajansımız stratejik planlarını hazırlamışlar.
Sayın Günal "'10 bin kişiye 30 yatak hedefi.' denmişti, şimdi durum nedir?" diye sormuştu. Onuncu Kalkınma Planı'nda on bin kişiye düşen yatak hedefimiz 28,4 olup mevcut durumda 26,6'dır.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Şehir hastaneleri dâhil mi?
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Söyleyeceğim.
Bu hedefe ulaşmak için 126 bin olan yatak sayısı 137 bin 500'e çıkarılacaktır 2018 sonu itibarıyla; 63 bin olan nitelikli yatak sayısının da 137 bin 500'e yükseltilmesi hedeflenmektedir. Bu çerçevede, 35 bin yatak kamu-özel iş birliği çerçevesinde, 29 bin yatak da yatırım programıyla nitelikli hâle getirilecektir.
Evet, yine, Sayın Günal'ın "Şehir hastaneleri için hasta doluluk garantisi var mıdır?" şeklinde bir başka sorusu vardı. İmzalanan kamu-özel iş birliği projelerinde "P1" dediğimiz zorunlu hizmetler için bir doluluk garantisi yok Sayın Günal, P1 için herhangi bir doluluk garantisi yok. Yardımcı hizmetler olan P2, nedir bunlar? Laboratuvar, görüntüleme, temizlik gibi alanlardaysa yüzde 70 doluluk oranı üzerinden garanti verilmektedir.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir dakika... Laboratuvar...
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Laboratuvar, görüntüleme...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - P2'yi biliyoruz da, arkadaşlar bilmiyor.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - He, P1'de, zorunlu hizmetler için herhangi bir doluluk garantisi söz konusu değil. Yani, hastanın tedavisi vesaire, herhangi bir şey söz konusu değil ama bu, bildiğiniz gibi, yardımcı tıbbi hizmetler dediğimiz -mesela, şu an, birçok hastanemizde uygulanıyor alt işveren üzerinden, örneğin, işte, tomografi, MR cihazları çalıştırılabiliyor- bu tür hususlar için yüzde 70 doluluk oranı garantisi verilmiş.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Mesela, bu duruma göre P2 hizmetleri ne kadarına tekabül ediyor şu anda, biliyor mu arkadaşlar acaba?
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Onun detayını size daha sonra aktaralım.
Yine, Sayın Günal "Şehir hastaneleri için geri ödeme bütçede var mı?" şeklinde bir başka sorusu. 2017 yılı Sağlık Bakanlığı Bütçesi'nde kira ödemesi için bütçede tertip açılmıştır.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ödendikten sonra kaydediliyor ama, size "Açıldı mı?" derken sadece şu an açılanlar yani. 2 tane mi açıldı şehir hastanesi?
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Şu an açılmadı hiç.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Nasıl yani, bu yıl 2 tane...
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Mersin ve Yozgat'ta açılacak.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - İşte geri kalan, onları bilmiyoruz.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Yine, bir başka önemli soru. Bu, hem Sayın Günal hem de bazı milletvekillerimiz tarafından soruldu "Araştırma merkezlerini stratejik AR-GE alanlarında yoğunlaştırmak gerekmez mi, çok sayıda, farklı alanda neden yapılıyor?" şeklinde son derece haklı bir soru.
Değerli arkadaşlar, şunu ifade edeyim: Özellikle, Kalkınma Bakanlığı olarak araştırma, altyapı projelerinde 8-10 alana yoğunlaşmış durumdayız. Evet, üniversitelerde geçmişteki uygulamaya baktığımızda her bir bölümün, her bir öğretim üyesinin kendine has laboratuvarları vardı. Önce bunu ortadan kaldırıp bir üniversitemize bir merkezî laboratuvar oluşturalım ve bu merkezî laboratuvarı hocalarımız kullansın istedik. Bu gerçekleşti, şu anda aşağı yukarı 100 civarında, 94 tane merkezî laboratuvar tesis edildi. Bu, son dört beş yılda oldu.
İkinci aşamada da nedir? Belirli alanlara uzmanlaşarak özel laboratuvarların kurulması. Örneğin nanoteknoloji alanında, örneğin kök hücre alanında, örneğin ilaç alanında. Son derece spesifik, teknik alanlarda laboratuvarlar kurulmasına yönelik ciddi bir kaynak transferi yapıyoruz, yapmaya da devam ediyoruz ve bu araştırma merkezlerini biz akredite edeceğiz, tüzel kişilik kazandıracağız ve bu merkezler sadece Türkiye'nin değil, belki dünyada önemli bir nanoteknoloji merkezi olacak. Kendisi dışarıdan personel alabilecek, şirket kurabilecek, yurt dışından eleman getirip çalıştırabilecek, istediği gibi hareket edecek. Evet, üniversite bünyesinde böyle bir merkez kuruluyor ama tüzel kişilik kazandırıldıktan sonra da yine üniversiteye hizmet edecek, üniversiteyle iş birliğini kesmeyecek. Böyle bir yapı oluşturuldu, önümüzdeki günlerde akreditasyona başlayacağız. Şu anda 30'a yakın üniversitemizin laboratuvarına -buna vakıf üniversiteleri dâhil- ciddi bir destek vermeye başladık. Henüz vakıf üniversiteleriyle sözleşme imzalamadık. 10 üniversiteyi seçtik -tabii, bir panelden geçti bunlar- bu 10 vakıf üniversitesinde de belirli spesifik alanlar...
KADİM DURMAZ (Tokat) - Hastane olunca, bir şey sormak istiyorum.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) -Tabii, buyurun.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Çok küçük illere, ilçelere hastaneler yapılıyor. Sağlık Bakanlığı bütçesinde de bunu dile getirdik. Hekimlerimiz zorunlu hizmetleri dolar dolmaz buradan ayrılıp gidiyor. Hâl böyle olunca, 15-20 kilometre mesafedeki ilçelerin orta yerlerine hastaneler yaparak daha rantabl, daha verimli hizmet verebilecek noktaya getirsek, doğru değil mi? Sadece benim ilimde değil, başka illerde de var bu durum. Milletvekili arkadaşlarımızın taleplerine göre oluyor ama siz, onu doğru değerlendirip iyi bir planlamasını yapmakla mükellefsiniz. Bu konuda çok ciddi kaynaklar heba oluyor ve sonuç da alınmıyor. Devasa hastane binaları var ama hekimlerin hiçbiri yok. Diyelim ki Tokat merkezde tam donanımlı hastanede yeter sayıda hekim varsa... İlçelere gidip gelirken aynı anda 3-4 ambulansa rastlamanız mümkün. Bu zafiyettir.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Çok teşekkür ediyorum.
Özellikle şunu da açıkça söylemek istiyorum Sayın Durmaz: Son derece güzel önerileriniz oldu. O önerileriniz için de çok teşekkür ediyorum.
Sayın Cevheri'nin "Hilvan-Siverek bölünmüş yolu bitirilmeli." şeklinde bir ifadesi oldu. Toplam proje uzunluğu 187 kilometre olan yolun tamamı, bölünmüş yol olacak. Şu anda, aslında, bu yol hizmete açıldı. Bunu öncelikle ifade etmek istiyorum. 119, yaklaşık 120 kilometresi BSK olarak yapıldı, kalan kısmını da inşallah BSK olarak tamamlayacağız.
Yine, Sayın Cevheri'nin Mürşitpınar-Şanlıurfa Demiryolu Projesi'yle ilgili bir sorusu vardı.
Mürşitpınar-Şanlıurfa Demiryolu Projesi yatırım programında, 63 kilometre çift hat demir yolu yapımı karakteristiğinde yer alıyor. Bu projeyle, Şanlıurfa'nın Suriye sınırından geçen mevcut demir yolu hattına bağlantısı sağlanmış olacak.
Sayın Durmaz'ın sorularına geçmek istiyorum.
Tokat, SODES Programı'na dâhil edilmemiştir, edilmesini istiyorsunuz.
Burada, SODES'le ilgili kararı verirken, özellikle kadın, çocuk, oradaki yoksulluk oranı, birtakım sosyal göstergeler dikkate alınarak illerin bir sıralaması yapılıyor. Buna göre, biz tekrar değerlendireceğiz.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Bakanım, doysalar göçmeyecekler.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Evet ancak şunu söyleyeyim: Mevcut çalışmada zaten siz sınırdasınız. Dolayısıyla, alınma ihtimaliniz çok yüksek, onu da söyleyeyim. Buradan söz vermek istemiyorum ama şu anki teknik şeyde sınırda görünüyorsunuz, o sözü vermeyeyim ama ilk alınacak olan illerden birisi Tokat, onu özellikle ifade edeyim.
KADİM DURMAZ (Tokat) -Sayın Bakan, denklik durumunda sınavlarda inisiyatif kullanılıyor.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - İnşallah. Zaten, biliyorsunuz DOKAP'a dâhil ettik Tokat'ı.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Biliyorum, teşekkür de ettim zaten.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - O önemli bir gelişme. İnşallah, bunu değerlendireceğiz ama sınırda olduğunu ifade edeyim.
KADİM DURMAZ (Tokat) - O zaman, bir müjde verelim.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Yine, KÖYDES ödenekleri yine Sayın Durmaz tarafından sorulmuştu.
Şöyle: 2,8 milyar liralık bir ödenek tahsisi yapılmış, bunların il bazında dağılımlarını size takdim edebilirim, teker teker hepsini okumak istemiyorum. Toplamın yüzde 28'i, Tokat ili içinse 138 milyon liralık bir tahsisat yapılmış toplam ama 2017 yılında 2016 yılına göre 2 kat daha fazla KÖYDES ödeneği tahsisatı yapacağız. Bunu da özellikle vurgulamak istiyorum.
Sosyoekonomik Gelişmişlik Endeksi sıralamasında ise Tokat'ın durumu iyiye doğru gidiyor, onu söyleyeyim yani Tokat kötü değil.
Şöyle: Tokat, kötüye gitmiyor, 60'lı sıralardan 50'li sıralara düşmüşsünüz. Önümüzdeki günlerde Sosyoekonomik Gelişmişlik Endeksi'ni zaten açıklayacağız. Hem il hem de ilçelere yönelik olarak Sosyoekonomik Gelişmişlik Endeksi'ni -yani "SEGE" dediğimiz çalışmayı- tamamladık, hem ilçeler için tamamladık hem de iller için tamamladık, önümüzdeki günlerde açıklayacağız ama Tokat'a baktığımda, en son yaptığımız çalışma dâhil, Tokat iyiye gidiyor.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Turhal-Zile-Yozgat bölünmüş yolumuzun 2017 yılında biteceği ifade ediliyordu Sayın Bakanım.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Neresi efendim?
KADİM DURMAZ (Tokat) - Turhal-Zile-Yozgat il sınırı...
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Onu arkadaşlarımız not alsınlar, bilahare size bilgi verelim.
Samsun da bu noktada iyiye doğru gidiyor. Onu da söyleyeyim Erhan Bey. Sosyaekonomik Gelişmişlik Endeksi sıralamasında yukarı doğru çıkıyor Samsun yani gelişmişlik durumu iyiye doğru gidiyor.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Bakanım, benim söylediklerimle ilgili...
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Onu çalışıp size sunacağız, onu daha önce ifade ettim.
Sayın Durmaz, yine sizin bir sorunuz: Öncelikli Dönüşüm Programı'ndaki gerçekleşme oranını sormuştunuz. Yüzde 53.
Yine, Sayın Durmaz, "Tarım alanında dönüşüm anlamında temel olarak neler yapıldı?" şeklinde bir sorunuz oldu.
Tarımsal altyapı yatırımları arasında yer alan arazi toplulaştırmasında 2002 yılındaki 0,5 milyon hektardan, 2016 sonu itibarıyla 5,3 milyon hektara çıktı biliyorsunuz. Toplulaştırmada gerçekten önemli bir başarı elde edildi. Özellikle üretim maliyetlerinin düşürülmesi açısından son derece önemli; ki, ben, bu yıl açıkçası toplulaştırma ödeneğini 2 katından daha fazla, arkadaşlarımızla değerlendirerek artırdım. Toplulaştırmayı biz çok önemsiyoruz.
KADİM DURMAZ (Tokat) - İstekten zorunluya dönüştürmeyi düşünüyor musunuz?
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Sulamada ise 2002'deki 2,3 milyon hektardan 3,2 milyon hektara yükseldi sulanabilen alan.
Kırsal kalkınma desteklerini, biliyorsunuz, yoğun bir şekilde artırdık.
Yine, havza bazında destek için uygulamaya başlayacağız.
Hayvancılık destekleri aşağı yukarı 10 kat arttı son on üç yılda.
Sertifikalı tohum kullanımı ve yerli tohum üretimi, tarım üretimi sürecinde teknoloji kullanımı ciddi şekilde yükseldi. İsterseniz bu rakamları da sizlerle paylaşabiliriz.
Tarımsal ürünlerin ihracatında ise son on dört yıl içerisinde 3 kattan fazla, gıda ürünlerinde ise 5 kattan fazla bir artış meydana geldi.
Yine, Sayın Durmaz'ın "Bölgesel gelişme program ve uygulamalarını nasıl izliyorsunuz, değerlendiriyorsunuz? Performansı nasıl ölçüyorsunuz?" şeklinde bir sorusu söz konusuydu.
Üçer aylık dönemler itibarıyla tüm programlar izlenmekte ve değerlendirilmektedir. Bölge kalkınma idareleri tarafından Bakanlığımıza da bu raporlanmaktadır ama bunların daha profesyonel bir hâle getirilmesi gerektiğini ben de düşünüyorum açıkçası.
Kalkınma ajanslarına yönelik ise şunu ifade edeyim: Bu izleme ve değerlendirme yapılıyor, hem SODES hem de kalkınma ajansları tarafından tahsis edilen ödeneklerin yerli yerinde kullanılıp kullanılmadığına dair bir çalışma başlatıldı. Aslında, bu denetimler rutin, belirli aralıklarla yapılıyor ama İçişleri Bakanlığı müfettişlerince bir çalışma başlattık ve tüm bölgelerimiz taranıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bakanım, ilave on beş dakika süre vereceğim, lütfen toparlayınız.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Dolayısıyla, herhangi bir şekilde usulsüz kullanım söz konusu ise bunların gereği yapılacaktır. Bunu, buradan çok açık bir şekilde ifade ediyorum.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Değerli Bakanım, usulsüzlükten öteye bizim başından beri ifade ettiğimiz, sadece tarımsal kalkınma amacına uyma noktasında zafiyet var.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - O zaman şöyle söyleyeyim: Kalkınma ajanslarının gerçekten kurulduğu günden bugüne kadar geçen süre içerisinde özellikle geri kalmış yörelerimize çok önemli katkıları oldu. Yıllardan beri bu işin içerisindeyiz. Ben, sunuşumda da ifade ettim, inanın, on beş yıl önce, on yıl önce, on iki yıl, on üç yıl önce, örneğin Bitlis ilinden, Bingöl ilinden, bırakın özel kesimi kamu kurumlarından bir tane proje bile bakanlıklara gelmiyordu, çünkü böyle bir altyapı yok. Hangi projeyi hazırlayacak da bakanlığa sunacak, bakanlık da bunu yatırım programına alacak. Yoktu bunlar.
Peki, sivil toplum kuruluşlarına bakalım, sivil toplum kuruluşlarının, fizibilite nedir belki birçoğu bölgede bilmiyordu, neler yapılması gerektiğini bilmiyordu, proje nasıl hazırlanır bilmiyorlardı. Binlerce kişiyi eğitim programından geçirdik, proje nasıl hazırlanır, nasıl izlenir, nasıl değerlendirilir, bunların hepsi yapıldı.
Bakın, sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde 20 binin üzerinde, ki 5 bin projeye destek verilmiş, proje teklifi alınmış. Eğer o bölgelerde 20 bin proje üretilebiliyorsa, 15 bin, 20 bin proje üretilebiliyorsa demek ki önemli bir gelişme olmuştur demektir. Ha, burada eksikliğimiz nedir? Size katılıyorum, orada özellikle yönetimde vali, belediye başkanı, sanayi, ticaret odası başkanı özellikle değerlendirmelerin, proje değerlendirmelerinin sağlıklı yapılmadığını ifade ettiniz değil mi Sayın Durmaz? Ve belki amaca matuf bazı projelere destek verildiğini de söylediniz, bu tür şeyler bize de geliyor, benim de yapmış olduğum bazı tespitler var, bunların önüne geçeceğiz, bunu özellikle ifade ediyorum. Ve güdümlü proje oranını artıracağız.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Kısa bir örnek vereyim: Samsun, Tokat, Amasra ve Çorum, bu 4 ilimizin Orta Karadeniz Kırsal Kalkınma Ajansı var. "Dört yılda bir bir ile mega proje" deniyor, onu da mesela il merkezinde, mesela Tokat'ta il merkezindeki belediye başkanı bir mega projeyle iş yerlerini yıkıyor, bir alan açıyor. Tokat'ın 12 ilçesi var, bu 12 ilçede kalkınmaya yönelik, amacına uygun bir şekilde kullanılması lazım. Bir başka sene Çorum yapıyor, Amasra yapıyor, Samsun yapıyor, yani amaç dışı bir kullanım diyorum.. Biraz daha dönüşümü olan, amacına uygun harcanmasının uygun olacağını belirtmek istiyorum.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Durmaz, teşekkür ediyorum.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Yine Sayın Durmaz'ın çok sorusu oldu, "Bu sürdürülebilir kalkınma hedeflerini yerine getirmek için yol haritanız nedir?" şeklinde. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine erişmek için ilk aşamada ülkemizin bu hedefler kapsamındaki mevcut durumunu detaylı bir şekilde analiz ederek politika, proje ihtiyacı bulunan alanları tespit edeceğiz, bu amaçla bir çalışma başlatıldı ve bu çalışmalarımız devam ediyor.
Sayın Bekaroğlu'nun soruları oldu, özellikle Yeşil Yol'a yönelik bir eleştirisi oldu. Şunu ifade edeyim: Yeşil Yol'un yapılmasının temel amacı turizm ve son yıllarda bakalım, özellikle Trabzon, Rize, Artvin, özellikle yurt dışından çok sayıda turist gelmeye başladı bu bölgeye. Şu anda Bursa'dan Trabzon'a doğrudan uçuşlar başladı. Neden? Çünkü Bursa'ya gelen turistler artık Trabzon'a da gitmeye başladılar. Burada Yeşil Yol'un toplam uzunluğunu da söyleyeyim: 2.620 kilometre. Bunun aşağı yukarı yarısı Karayollarına ait yollar. Yani Karayolları Genel Müdürlüğümüzün daha önce açılmış olan bir kısmı asfalt bir kısmı stabilize olan yollar ve mevcut, ilave açılan yerler de o kadar sınırlı ki, onu özellikle söyleyeyim, patika yolların genişletilmesi şeklinde oluyor. Şunu söyleyeyim size: Gümüşhane'de 2,3 kilometre, Artvin'de 15 kilometre, Rize'de 13 kilometre, o kadar, başka yok. Yani bu, çok farklı bir yere çekilmeye çalışılıyor, buradaki temel amacımız mevcut yapıyı bozmadan, doğayı bozmadan o yolun standardının yükseltilmesi. Zaman zaman 1-2 kilometrelik bir bağlantı ihtiyacı olabiliyor, ki patika yollar var aslında, araçlar da geçiyor oralardan, o yolun standardını bir anlamda yükseltmek şeklinde çalışmalar sürdürülüyor, yoksa doğayı tahrip etme gibi bir durum kesinlikle söz konusu değil.
Yine Sayın Kuşoğlu'nun bu bölge kalkınma idareleriyle, aslında Sayın Kuşoğlu'nun sorularına gelmedim ama hemen aklıma geldiği için ifade ediyorum, bu DAP, DOKAP, GAP ve KOP idarelerinin tahsis edilen ödeneği yeterli ölçüde kullanamadığına dair.
Şimdi, tabii, arkadaşlarımız bana notlarını getirdiler, işte bir idaremiz diyor ki: "Yüzde 85'ini kullanacağım.", diğeri "Yüzde 90'ını kullanacağım." Ama geçmiş rakamlar bunun böyle olmadığını gösteriyor. Çok açık söylüyorum, buradan ifade ediyorum: Parasını, tahsis edilen kaynağı kullanamayan yöneticiyle ben çalışmam, herkes kendisine çekidüzen versin, buradan arkadaşlarıma söylüyorum. Yani eğer sana bir ödenek tahsis ediliyor ve bu ödeneği sen kullanamıyorsan senin orada yerin yok, bunu arkadaşlar düzeltecekler, düzeltmediği takdirde ben de gereğini yapacağım, buradan çok açık olarak ifade ediyorum.
Yine, Sayın Bekaroğlu demir yoluyla ilgili, demir yolunun kullanımıyla ilgili oranları sormuş idi milyon ton kilometre olarak. 7 milyon ton kilometreden 11 milyon ton kilometreye çıkmış durumda 2002-2015 dönemi.
"Stratejik planlar niçin gelmedi?" Planlar, ifade ettiğim gibi, KOP planı hazır, KOP Başkanımıza da teşekkür ediyorum burada, DAP ve DOKAP planlarını yeni sunmuşlar 2017-2021 için, bunları da Bakanlığımız değerlendirdikten sonra revize yapılması gerekiyorsa yaptıracağız ve daha sonra onaylayacağız.
Lale Hanım'ın, Sayın Karabıyık'ın sorusu, "Eğitim yatırımları artmıyor." şeklinde bir ifadesi oldu. Millî Eğitim Bakanlığının aslında yatırımlarında 2,5 katlık bir artış söz konusu, üniversitelerdeki artış ise 3,2 kat, yine toplam eğitim bütçesinin gayrisafi yurt içi hasılaya oranı 2,57'den, 2015 yılında 4,1'e yükseldi.
Sayın Kalaycı'nın bir sorusu KOP'a tahsis edilen ödeneğin diğer bölgelere göre daha az olduğu yönünde. Kişi başına baktığımızda, aslında Sayın Kalaycı'nın ifade ettiği gibi değil. Şöyle ifade edeyim: GAP bölgesinde kişi başına 3.236 TL ödenek tahsis edilmiş, DAP bölgesine 3.543 lira, DOKAP bölgesinde 2.655 lira, KOP bölgesinde ise 3.217 lira. Dolayısıyla...
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Yüzölçümü?
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Tabii, yüzölçümünü dikkate aldığımızda, kişi başı nüfusu dikkate aldığımızda aşağı yukarı aynı, çok uzak değil birbirinden ama yüzölçümünü dikkate aldığınızda bu oran elbette az. Ama şunu söyleyeyim Sayın Kalaycı: KOP Eylem Planı'nı, DAP, DOKAP eylem planlarını revize edeceğiz, yeni iller dâhil edildi, bu eylem planına inşallah bu dönemde yeni projeleri alacağız ve önümüzdeki sene inşallah yüzümüz ak bir şekilde bu oranı da yükseltilmiş şekilde sizin huzurunuza inşallah geliriz diye düşünüyorum.
Sayın Özdemir'in kadın istihdamında artış olmadığına dair bir ifadesi oldu.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Yeterli değil.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Veya yeterli olmadığına dair, çok affedersiniz.
Kadınların iş gücüne katılım oranında çok ciddi bir artış var, gerçekten diğer ülkelerle de kıyasladığımızda kadınların iş gücüne katılım oranındaki artış oranı oldukça yüksek, bu, şunu gösteriyor: Kadınlarda inanılmaz bir bilinçlenme var çalışmak için, toplum içerisinde daha aktif rol almak için. Güçlü bir eğilim olduğunu görüyoruz.
Şöyle söyleyeyim: 2004 yılında kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 23,3. 2016 yılı Ağustos ayı itibarıyla yüzde 33,1; tam 10 puanlık bir artış, ki iş gücüne katılımda 10 puanlık artış çok büyük bir artıştır. Genellikle biz 0,5 puanlık, 1 puanlık artışı bile yüksek olarak niteleriz ama 10 puanlık artış gerçekten çok yüksek. Dolayısıyla inşallah bu artış daha da devam eder, aradaki makası kapatırız, çünkü...
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Şöyle bir durum var Bakanım: Nüfus olarak çok yüksek bir kadın nüfusu var, karşılaştırdığımız zaman birçok Avrupa ülkesiyle çok çok gerideyiz ve yaratılan istihdam alanı da çok eksik.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Yine, Sayın Çakırözer'in bir sorusu vardı, SEGE'yle ilgili Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Endeksi. Aslında Eskişehir ilimiz 6'ncı, 7'nci sıralarda, Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Endeksi açısından. Dolayısıyla, bölge olarak bir alt bölgeye almamız son derece anlamsız.
Yine, bazı arkadaşlarımızın soruları oldu. Örneğin 3'üncü bölgeden 5'inci, 6'ncı bölgeye geçmek gibi.
Şimdi, değerli arkadaşlar, şunu ifade edeyim: Herkes 6'ncı bölgede olmak istiyor. Niye? Daha fazla teşvik olduğu için, ama 3'oüncü bölgede olan bir ilimizi 6'ncı bölge yaptığımız takdirde, örneğin Van iline göndermek 6'ncı bölge ise, bir başka ilimiz, daha gelişmiş bir ilimiz, diyelim ki Marmara'da, Ege'de bir ilimiz 3'üncü bölgede ise, eğer biz o ilimizi 6'ncı bölge yaparsak kimse doğuya, güneydoğuya yatırıma gitmez. Yani bu farklılığı mutlaka oluşturmak durumundayız. Bu farklılık olmadığı takdirde o bölgede zaten yatırım düzeyi oldukça düşük, onu yükseltmek istiyoruz, yükseltmek için kullandığımız bir mekanizma.
Yine, Sayın Çakırözer'in bir başka sorusu, bu ESA 2010'a geçiyoruz. Evet, ESA 1995'ten bu ulusal hesaplarda bir miktar millî gelirde artış olacaktır. Neden? Çünkü AR-GE harcamaları girdi olarak değerlendirirken yatırım kapsamına alınıyor ESA 2010'da, yine askerî, savunma amaçlı yatırımlar da yine yatırım programına, kapsamına alınıyor, ESA 2010 gereği, dolayısıyla bir miktar artış olacaktır, ama Avrupa Birliğiyle tam anlamıyla uyumlu hâle gelmiş olacağız.
Yine Çaturoğlu'nun bir sorusu vardı. Batı Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresinin kurulması yönünde. Şimdi, tabii, ihtiyacımız nedir? Yani Bölge Kalkınma İdaresi kurarak, o bölgenin eksikliklerini gidereceğiz anlamına gelmez. Kalkınma Ajansımız var orada. Nedir eksiklik? Bir eylem planının olmaması. Bu bölge için bir eylem planı yapabiliriz, Kalkınma Ajansımızı kullanabiliriz ve hatta ben arkadaşlarıma şunu da söyledim: Bölge Kalkınma İdaresi olmayan bölgelerimize kalkınma ajanslarına bir miktar daha fazla kaynak tahsis edelim ki o boşluğu, o eksikliği gidersin.
Ben, açıkçası, yani Bölge Kalkınma İdaresi kurulmasının, yeni idareler kurulmasının çok doğru olduğunu düşünmüyorum, ama bir eksiklik hissediliyorsa, eylem planı, bunları yapalım, biz sorumluluk alalım, ajansımıza biraz daha fazla miktarda ödenek tahsis edelim ve sorunların çözümü yönünde somut adımları atalım diye düşünüyorum açıkçası.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, süreniz de tamamlandı.
Son cümlenizi alayım.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Müsaade ederseniz...
BAŞKAN - Kalan soruları yazılı da alabiliriz Sayın Bakanım.
Ama son cümlenizi alalım.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Yalnız, Sayın Kuşoğlu'nun bir sorusu vardı.
Yapılan transferlerle ilgili, Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlıklarına yapılan transfer 571 milyon lira, 2017 yılı için söylüyorum. SODES'e 264,4 milyon lira, kalkınma ajanslarına 531,9 milyon lira, cazibe merkezlerine 104 milyon lira, Birleşmiş Milletler projeleri katkı payı için 6 milyon lira, vakıf üniversiteleri, bilim ve teknolojik araştırma projelerine -biraz önce bahsettim- 53,7 milyon lira, yine 6550 sayılı Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun çerçevesinde araştırma altyapı projelerine vakıf dışındaki 30 milyon lira, 19,5 lira da İSEDAK için ayrılmış bulunuyor, toplam 1,581 sermaye transferi olarak...
Siz muhtemelen 2016 yılı...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ben 2015'i sormuştum.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - 2015'i verelim, bana 2017'yi verdi arkadaşlarımız.
Arkadaşlar 2015'i de hemen çıkarırsanız.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 2015 gerçekleşme, 2017 bütçe.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Tabii, arkadaşlar 2015 gerçekleşmesini lütfen çıkaralım.
Ben, hepinize katkılarınız için gerçekten çok teşekkür ediyorum. Yine arkadaşlarımızdan özellikle Sayın Arslan'ın söylediklerinin her birini not olarak aldım, son derece güzel şeyler söylediniz, öneriler getirdiniz, cidden bize katkı sağlayacak öneriler, bu samimi kanaatimi söylüyorum.
Ben, açıkçası her bir milletvekilimizin önerilerini dikkatli bir şekilde yazdım. Gerçekten çok sayıda makul ve yapılması gereken öneriler var, bunların her birini teker teker değerlendireceğiz, hem iktidar hem de muhalefet partisi milletvekili arkadaşlarımızın her birine çok teşekkür ediyorum efendim.