KOMİSYON KONUŞMASI

Gerçekten dikkatle dinledik. Konumuzla ilgili aydınlatıcı, tarih, zaman, kimi zaman da şahıs olmak üzere çok önemli bilgiler verdiniz. Tabii ki, temel amacı sizin de ifade ettiğiniz gibi, Fetullahçı terör örgütünün faaliyetlerini tüm yönleriyle araştırmakla görevli Komisyonumuza ışık tutacak değerlendirmelerdi diye düşünüyorum. Bilhassa merhum Halil İnalcık'ın sözlerine atfen de bağlayıcı olarak bitirirken son değerlendirmenizde "Mutlaka nedenlere takılmadan, FETÖ'yle mücadele öncelenmeli. Çok büyük bir örgüt ve tehlike hâlâ devam ediyor." işaretinde bulundunuz. Tabii çok şey ifade ettiniz, uzlaşmaya dikkat çektiniz. "Bağnazlıklar, fanatik değerlendirmelerden de uzak kalmalı." dediniz. Gerçekten her biri diğerinden değerli açıklamalardı diye düşünüyorum. Özellikle de detaylı olarak iki saatlik bir sunum yaptınız, belki de sorulacak pek çok soruya da peşinen cevap vermiş oldunuz, insicam da bozulmadan bunu takdim ettiniz.

Ben Komisyonumuz adına teşekkür ederken bir hususu ifade etmek isterim, o da şu: Ümit ediyoruz, bu "Camileri bombalayacaklar." diyerek kumpas davalarını ortaya koyan, o gün itibarıyla "Fetullahçı", bugün "FETÖ" dediğimiz bu örgütün elemanlarının bu yüce Meclisi bombalamış olmaları karşısındaki bir hakikate "Biz de fark edemedik bu kadarını yapabileceklerini." dediniz, hakikaten bu Meclisi bombaladılar. Ama bu Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında toplanan farklı siyasi partilerimiz bir araya geldiler ve kendi siyasi değerlendirmelerini her siyasi parti bir tarafa bırakarak, Fetullahçı terör örgütünün darbe girişiminin püskürtülmesi anından başlayarak, bunun araştırılmasında da bir uzlaşma kültürüyle, ruhuyla bir araya gelindi, 4 siyasi partimizin ortak önergesiyle bu Komisyonumuz kuruldu, ki bunu tarihe not düşme bakımından, sizin konuşmalarınızla bağlantılı bağlamda burada ifade etmek istiyorum. Farklı görüşlere elbette ki demokratik siyasi yaşam içinde saygı duyulur beğenmesek, kabul etmesek de ama hiçbir zaman darbeyi meşru göremeyiz, silahlı tehdidi, bombalamayı meşru göremeyiz.

Bu aşamada hakikaten hem tespitleriniz açısından ben -tabii ki tutanaklara tamamı geçti bu tarihî bir süreçte ama- çok önemli noktaları not almaya da çalıştım. Yani buradan bir tespitimi ifade edip ondan sonra sorusu olan arkadaşlarımız varsa ben onlara söz vermek istiyorum sırasıyla. Yani "1970'li yıllar olayın başlangıcıdır." tespitiniz çok önemli ve "Gelmiş geçmiş bütün siyasetçiler bu konuda bir türlü FETÖ'yü -yani o günkü adıyla Fetullahçı veya tabir neyse- anlamadılar, yanlış değerlendirdiler ve destek verdiler." değerlendirmeniz çok önemliydi. Hatta olaylar gelip sizin Genelkurmay Başkanı olarak tutuklanma sürecinize dayandığında, gerçekten önceden bazı uyarılarınıza "Bu kadar büyütmeyin." şeklinde Sayın Başbakanımızın cevap vermesine rağmen, o zaman sizin tutuklanmanız karşısında çok yanlış olduğuna, bu tutuklu yargılamanın asla desteklenmemesine, tutuksuz yargılamaların esas alınmasına Sayın Başbakan da destek veren bir açıklama yaptı. Siz de daha sonra o talihsiz kumpas olayından sonra cezaevinden yaptığınız açıklamada da bu destek niteliğindeki açıklamaya teşekkür ettiniz; gelmeden yaptığımız çalışmada, kayıtlarda onu gördük. Ama öyle görünüyor ki, bu Fetullahçı terör örgütü, hani "Sayın İlker Başbuğ sızmış." demiş ya suçlamada, sızma temel politikalarıymış, geçmişten beri bu sızmayı her zamana, zemine, ideolojiye, farklı siyasi partilere göre kendilerince iyi başarmışlar ve sızmayı sağlamışlar, o görünüyor. Ama, sonuç olarak, bu örgütle topyekûn uzlaşma içinde mücadele etmemiz gerektiği de önemli.

Kusura bakmayın, ben çok dikkatli dinledim ve böyle bir özet değerlendirme yapmayı da -tabii ki iki saatlik bir konuşmayı üç cümleyle değerlendirmek mümkün değil- önemli gördüğüm için ifade ettim.

Gerçi, hakikaten dört başı mamur bir açıklama yaptınız -ama buna rağmen tam iki saat bir zamanımız oldu- teşekkür ediyorum. Şimdi sırasıyla arkadaşlarımıza -zaman ve detaylı anlatımı da dikkate alarak, kusura bakmayın böyle bir açıklamayı da yapıyorum, müdahale olarak görmeyin arkadaşlar- sözleri veriyorum.