| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Ekonomi Bakanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 10 .11.2016 |
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, sunumu dikkatle izledik. Bir gün önce, iki gün önce Enerji Bakanlığının, dün de Sanayi Bakanlığının sunumunu, arkasından Ulaştırma Bakanlığını ve bugün de sizin sunumunuzu dikkatle takip ettik.
Ben, olayı biraz geniş alacağım. Cumhuriyet Dönemi'ne bir baktığımız zaman Türkiye'nin büyük fabrikalarını bir gözümüzün önüne getirelim. Demir çelik fabrikaları, cam fabrikaları, şeker fabrikaları, otomotivde kamyon fabrikaları, Chrysler gibi, İnter kamyon fabrikası gibi, SEKA Fabrikası gibi çok büyük değerlerimiz vardı. Ama bugün Türkiye'nin geldiği konuma baktığınız zaman, özellikle sizin iktidarınızla on dört yıla baktığımız zaman başarılı olduğunuz alan inşaat ve ulaşım, yol yapımı, köprü yapımı. Bu alanda çok başarılısınız, buna diyecek bir şey yok ama o alanın da yanlış yönlendirildiğini ve Türkiye'yi ileriki süreçlerde büyük sıkıntıya sürükleyeceğini görüyoruz. Dün Sayın Bakanımız Zekeriya Temizel de belirtti. Sayın Bakanım, özellikle bu yap-işlet-devret modeli Türkiye açısından ileriki süreçlerde ekonomiye büyük bir darbe vuracak. Plansız ve tamamen proje bazında değerlendiriliyor, gelir gider bütçeleri bugünün şartlarıyla değerlendiriliyor. Köprüler yapılıyor köprüden geçen yok, otobanlar yapılıyor otobandan giden yok, havaalanları yapılıyor havaalanından yeterince uçuşlar yok. Bir Kocaeli Cengiz Topel Havaalanı var sadece Trabzon'a uçuş var. Yani gereksiz planlamalar, bu da ileriki süreçlerde bütçeye ciddi bir zarar verecek. Körfez Köprüsü tartışılıyor, işte 40 dolara anlaşılmış. Hükûmetimiz, 40 doların 15 dolarını bugün kendi cebinden yani Hükûmet karşılıyor. 25 dolar indirilmiş, hâlâ bu karşılanmıyor, oradan da kamu zarara uğratılıyor. Yap-işlet-devret modellerinde aslında yapılacaksa, hazine garantisi veriliyorsa dış sermayenin Türkiye'ye yatırım yapması gerekiyor. Yani Türkiye'deki girişimcilerle bir araya gelip devlet garantisiyle yap-işlet-devret modeli adı altında üretim yaparsanız ve bu üretimin karşılığında da zarar ederseniz ileriki süreçlerde Türkiye'yi büyük zarara uğratmış olursunuz.
Sürekli, bir yıldır teşvik paketleri çıkarıyoruz. Sayın Bakanım, teşvik paketleriyle bir yere varamayız. Düşünün, bir iş adamını düşünün, sanayiciyi düşünün, çekleri, senetleri protesto olmuş, vergi borçlarını ödeyemiyor. Zaten bu teşvik alamıyor yani ekonomik olarak bitmiş bir sanayici teşvik alamıyor. Teşvik alan bir sanayici ekonomik olarak zaten bankalardan da faydalanabiliyor. Onun için, bu teşvik paketlerinden vazgeçmemiz gerekiyor bir an önce. Üretimin önündeki engelleri kaldırmalıyız. Üretimi nasıl artırabiliriz? Türkiye'de eğitim ve üretim seferberliği başlatmalıyız. Eğer biz ekonomiyi ayağa kaldıracaksak, üretimi canlandıracaksak, işsizliği ortadan kaldıracaksak, kişi başına geliri artıracaksak üretimi nasıl planlayabiliriz? Üretimin önündeki engeller nelerdir? Yani teşvik vermenize gerek yok, siz sadece üretimin önündeki engelleri kaldırın, özel sektör ayağa kalkar. Düşünün, mazot TÜPRAŞ'ta 2,5 liraya çıkıyor 5 liraya kamyoncuya gidiyor yani 2 katı. Navlun fiyatları ne oluyor? 2 katı artmış oluyor. Düşünün, elektrik fiyatlarına bakın, 2 katı. Elektriğin fiyatı 50 lira gelen faturada, vergilerle birlikte 100 lira. Doğal gazda, 50 bin lira fatura ödeyen bir sanayici 2 katı fatura ödemiş oluyor. Bugün elektrikten kayıp kaçak bedelini sanayiciden alıyoruz, TRT payını sanayiciden alıyoruz. Sadece bunları kaldırsak, sanayicinin rekabet ortamını artırsak yeterli.
Şimdi, ihracat rakamlarına bakıyoruz, gururla diyoruz ki: "Avrupa'ya ihracat yapmışız." Başka çareniz var mı? Suriye'yle aranız nasıl? Yok. Irak var mı? Orta Doğu var mı? Yok. Rusya var mı? Yok. Çin'le rekabet edebilir misiniz? Edemezsiniz. Afrika'da, zaten FETÖ'cü iş adamları Afrika'yı ele geçirmiş, orada da yokuz. Neresi kalıyor? Avrupa, sadece Avrupa'da varız. Onun için biz bir an önce, eğer Türkiye sanayisini, üretimini ayağa kaldıracaksak dış politikaları bir gözden geçirmemiz gerekiyor ve özellikle, son yıllarda gelen yabancı sermayeyi de gözden geçirmemiz gerekiyor, yabancı sermaye niye geliyor? Sıcak paraya geliyor sadece; sadece, Türkiye'deki yüksek faize geliyor yabancı sermaye. Yeni bir üretim, yeni bir sanayi kuruluşu, büyük bir sanayi kuruluşu, marka bir değer yaratmış mı yabancı sermaye Türkiye'de son yıllarda? Yaratmamış. Onun için, bir an önce, eğer bu ülkeye yabancı sermayeyi getireceksek öncelikli olarak demokrasiyi ve hukuku güçlendirip bir an önce ülkemizi olağanüstü hâlden kurtarmamız gerekiyor.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.