KOMİSYON KONUŞMASI

LALE KARABIYIK (Bursa) - Teşekkürler

Sayın Bakan, Türkiye'de öğrencilerin barınmasında ciddi problemler var. Sadece ortaöğretimde değil, yükseköğretim kurumlarında da böyle. Ortaöğretimde öğrencilerin -tabii, onu Millî Eğitim Bakanlığında değerlendireceğiz ama- yüzde 1'i yurt imkânından yararlanırken yükseköğretimde yüzde 14'üydü, bu sene yaptığınız yatırımlarla yüzde 15'e yaklaştı. 592 yurttan 682'ye çıktığınızı ifade ettiniz yani aslında 682'nin hepsi şu anda faaliyette midir, onu tam bilemiyorum ama kapasite olarak da 450.940 olarak, son olarak rakamlar sizin sitenizde. O 550.159'a sizin sunumunuzda çıktığını ifade ettiniz. Ama, Sayın Bakan, üniversitelerde okuyan toplam öğrenci sayısı 6.137.014. Yani evet, onun için yüzde 15'leri, yüzde 16'larını bulmuş durumda değil. Bilmiyorum, bu rakam, hani, biraz itiraz ettiniz gibi geldi ama sonra değerlendiririz.

GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) - 3 milyonu açık öğretim de ondan.

LALE KARABIYIK (Bursa) - Açık öğretim var. Yine yeterli mi sizce? Yeterli değil. Açık öğretim yani daha sonradan... Neyse, peki, ben onun rakamlarını da size vereceğim.

Şimdi, diğer taraftan, zaten millî eğitimdeki sorunun üniversitelere geldiğimizde de devam ettiğini görüyoruz bir taraftan ama özel öğrenci yurtlarında, vakıf yurtlarında artış var. Şimdi, bende o rakamlar da tabii mevcut.

Bakın, dernek yurtlarında yüzde 55 oranında artış var ve 2.432'ye ulaşmış, vakıf yurtlarında yüzde 35 artış var, 208'e ulaşmış; şahıs yurtlarında yüzde 138 artış var, 619'a ve diğer tüzel kişilik yurtları da yüzde 97 artışla 1.482'ye ulaşmış durumda yani sizin dışınızda, orta ve yükseköğretimde 4.782 ama bunun dörtte 3'ü yükseköğretimde olmak üzere yurtlar var.

Şimdi, bu problemlerin bir an önce aşılması, buradaki yatırım bütçesinin daha da artırılması kesinlikle gerekli. Diğer taraftan, yurtların denetlenmesinde büyük sorunlar olduğunu düşünüyorum yani bu konuda Bakanlığınızın sorumluluğu büyük, bu sizin sorumluluğunuzda. Denetim sorunları sebebiyle yurtlarda yaşanan sıkıntılar bazen bize de geliyor ama o yurt denetimlerinin biraz daha artırılması gerektiğini düşünüyorum.

Başka şu konulara girmek istiyorum: Evet, şimdi, bakıyorum sunumunuza. Eğitim faaliyetlerinizle, bayağı, Millî Eğitim Bakanlığı ve üniversitelerle yarışır hâldesiniz, rekabet eder hâldesiniz. Yani, eğitim sizin işiniz midir, bu soru işareti. Hani, barınmayı tam olarak sağlayamamışken... Tamam, beslenmeyi amaçlarınız içerisine dâhil ettiniz, o çok güzel, takdirle karşılıyorum ama "millî ve manevi değerlerin eğitimi" dediniz. Şimdi, ben sunumunuzu inceliyorum. Biraz ideolojik eğitime dönüşmüş bir görüntü sergiliyor. Özellikle yani biz hep şunu söylüyoruz Sayın Bakan ve değerli milletvekilleri: Eğitim siyasetin arka bahçesi olmasın diyoruz. Aynı şekilde, yurtlar da siyasetin arka bahçesi olmasın. Burada çok ideolojik bir yönelim hissediyoruz, ben hissediyorum. Burada dil eğitimine baktığınızda, Arapça, Osmanlıca, İngilizce -neyse, konmuş- ama yani başka diller de var.

GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) - Var.

LALE KARABIYIK (Bursa) - Tabii ki var ama Osmanlıca... Yani biliyorum var olduğunu da Osmanlıca derken nerede kullanacaklar? Hani, ben birisine sormuştum: Osmanlıca nerede...

GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) - İsterlerse.

LALE KARABIYIK (Bursa) - Tabii, isterlerse. "Tarihimizi öğreneceğiz." demişti. Tabii, tarihimizi Türkçeden de öğrenebilirsiniz demiştim, Türkçeden okudunuz mu? "Hayır, daha okumadım." demişti. O zaman Osmanlıca öğrenmeyi mi bekliyorsun Türk tarihini, Osmanlı tarihini okumak için? Şimdi de okuyabilirsin demiştim. "Evet, haklısınız." demişti. Tabii, bu bir tercih ama yani sadece Osmanlıca, Arapça... Başka diller de var; Almancası var, Fransızcası var yani sunun hepsini o zaman. Bir de yani bütün eğitimleri yapmak acaba görevleriniz içerisinde midir? Tabii, iyi bir şekilde yapılabilecekse ne âlâ. Yani, demek istiyorum ki önce yurt yapma önceliğinizi, özellikle TOKİ'lerle birlikte bir yurt sayısını artırma özelliği daha fazla ön planda olmalı.

Yine, Sayın Bakan, vakıf yurtlarının maliyetlerine, beslenme ve barınma maliyetlerine destek vereceksiniz. Bu geçen gün gelen dört maddelik o "torbacık" maddeler içerisinde vardı, iki maddesinden birisiydi. Orada 2 tane liste verdiniz; biri derneklerle, biri vakıflarla ilgili liste yani bunlar vergi muafiyetinde olanlardı ve bunların içerisinde de tabii çok sayıda dernek ve vakıf var. Bunların çoğunun yurdu yok ama içinde Ensar Vakfı da var ve tabii yurtları da var. Demek ki artık onların da maliyetlerini karşılayacak devlet, destek verecek. Bunu da burada görmüş olduk. Diğer yurtlar da var içerisinde ama tabii orana baktığınız zaman bu böyle.

Şimdi, bazı illerde yani kampüsler içerisinde daha doğrusu, yeni yurtlar açıyorsunuz. Ancak, bu yurtlarda, mesela 2 tane yurt açıyorsunuz, ya ikisi de kız yurdu ya ikisi de erkek yurdu. Oysa o ilde veya ilçede her ikisine de ihtiyaç oluyor. Örnek derseniz -ben Bursa Vekiliyim- İnegöl'ü vereceğim size. Ama yani sadece kız yurdu açılınca erkekler sorun yaşıyor yani bunun biraz daha dengeli -bir kampüs içerisinde kız yurdu da olabilir, erkek yurdu olabilir- sayılarının ihtiyaca göre açılması gerektiği düşüncesindeyim. Daha örnekleri de size artırabilirim buradan.

Sayın Bakan, yurtlardaki engelli öğrenciler için birtakım eksikler var. Projeleriniz içerisinde var, bunu takdirler karşılıyorum ama hâlen çok yetersiz. Bu konuda biraz daha... Çünkü, ben sosyal politikalardan sorumluyum ve engelli bireyler bu şikâyetlerini bize dile getiriyorlar. Bu konuya biraz daha eğilmenizi rica ederim.

Yine, şöyle bir konu var: Kapanan üniversiteler var. Kapanan üniversitelerin 65 bin öğrencisi yerleştirildi ama onların yurtları için, yurt ihtiyaçları için sizin ek kontenjan getirmeniz bekleniyordu. Bir kısmı geldi, hatta burs ihtiyaçları da vardı ancak hâlen mağdur olan, yurdu olmayan -kredisi diyeyim daha doğrusu- kredisi olmayan çok sayıda mağdur öğrenci var. Bunların çabuklaştırılması... Bu çocuklar zaten bir mağduriyet yaşadılar. Hâlen yurtları, barınmasız bekliyorlar. Bir sürü yerden bize bu konuda talepler geliyor.

Bir diğer nokta, kampüsler ve yurtlar arasında... Ben bunu geçen yıl da dile getirmiştim -çünkü çok olaylar yaşandı- güvenlik önlemlerinin alınması önemli yani en önemlisi mesela aydınlatma. Yani, kampüs ve yurt arasında çok sayıda sıkıntılı örnekler yaşıyoruz öğrencilerde. Bunu ben de bir akademisyen olarak, yirmi yedi yıllık bir akademisyen olarak söylüyorum ve başka illerden de gelen şikâyetler var. Bu konudaki tacizleri gördük bir sürü. Yani, bu şekilde, yurtların dış çevrelerinin de okulla bağlantılı yol veya bunların da sizler tarafından koordine edilmesi veya en azından ihtiyaçların karşılanması gereğinin altını çizmek istiyorum.

Sayın Bakan, yurt eğitimlerine, sizin eğitimlerinize baktığımda çok sayıda eğitim koymuşsunuz ama yani Atatürk'ün ilke ve devrimlerine ait birtakım eğitimler de vermenizi talep ederim. Çünkü, gerçekten millî, manevi değerler diyorsunuz ama herhâlde atlamışsınız, içerisinde yok, ben görmedim. Yani gençleri bu konuda, eğer diğer eğitimleri veriyorsanız mutlaka katmanız lazım. Şu hâliyle, verdiğiniz eğitimlerde, bir kere Bihlun Hanım'a son derece katılıyorum, burada pedagojik formasyon çok önemli. Yani her kampta... Bakın burada kampta verilen eğitimlerden bahsediyorsunuz, Diyanet İşleri Başkanlığıyla işbirliğine gidilmiş ve "Maneviyat İstasyonu adıyla alanında uzman kişilerce eğitici ve öğretici faaliyetler düzenlenmiştir gençlik kamplarında." diyorsunuz. Bakın, bunlar çok iyi denetleniyor olmalı, bunlar farklı yerlere götürmemeli ve uzman kişiler ne kadar pedagojik formasyon alan kişilerdir, ne eğitimleri verilmektedir, içeriği nedir, bunların gerçekten sorgulanması önemli. Sonuçta siz, barınmada güvenli bir barınma hizmetini son derece iyi sağlayabilmelisiniz, sizin asli görevleriniz bunlar ama ben gerçekten burada biraz ideolojik bir farklılaşma görüyorum yeni amaçlarınızla eklenen cümlelerle. Hatta Millî Eğitim Bakanlığı ve üniversitelerle de sanki rekabet yani eğitim...

GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) - Onları yapıyoruz zaten.

LALE KARABIYIK (Bursa) - Onlar yapılıyor ama yani okullarda yapılıyor herhâlde yani yurtlarda, üniversitelerde tamam ama hani bunlar sohbetler, şunlar bunlar, hani buradaki ayrıntıları lütfen denetleyelim ve yurtların denetimi, tekrar söylüyorum, son derece önemli. Onlar bizim çocuklarımız, onları bizim gençlerimiz. Bu ülkede bir Ensar vakası, şöyle diyeyim, Karaman olayını hep birlikte yaşadık. Bunun benzerleri de var. Bir de üniversitelerde bu tür olaylar yaşanmasın.

Yine, abilerin, ablaların ellerinde yetişen, cemaatlerin ortamında yetişen çocukları gördünüz, şimdi onlara bu olayları temizleme gayreti veriyorsunuz. Lütfen siyasetin arka bahçesi hâline ne eğitim kurumlarını ne de bu çocukların barındığı yurtları getirmeyelim. Bunun tekrar altını çizmek istiyorum ve dikkate alınmasını talep ederim.