KOMİSYON KONUŞMASI

HAMZA DAĞ (İzmir) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlar, değerli bürokrat arkadaşlar, değerli basın mensupları; ben de hepinizi akşamın bu saatinde selamlıyorum.

Ben de 2'nci bütçeyi burada yaşıyorum, Plan ve Bütçe Komisyonunda. Geçen seneki Spor Bakanlığı bütçesini de anımsıyorum. Sayın Çam ve diğer milletvekili arkadaşlar yine, Sayın Bakanımızın dedesinden mütevellit "Dedesini tanırız, iyi CHP'lidir." derlerdi. Ben de burada ufak bir göndermede bulunmak istiyorum yani dedeler CHP'li oluyor, torunlar AK PARTİ'li oluyor, işte bu sayede AK PARTİ on dört yıldır iktidar. İnşallah, sizler de uğraşır torunları artık kendi partinize yaparsınız diyorum.

MUSA ÇAM (İzmir) - İyi bir benzetme olmadı.

HAMZA DAĞ (İzmir) - Gençlik ve Spor Bakanlığının bir bütçesini görüşüyoruz. Gençlik ve Spor Bakanlığının iki ana uğraş noktası var: Birincisi gençlik, diğeri de spor.

Gençlik konusunda, gerçekten ülkemizin bu anlamda genç potansiyel konusunda çok üst düzeyde olduğunu hepimiz söylüyoruz zaten, göstergeler de bunu açık bir şekilde ortaya koyuyor. Türkiye'de yaş ortalaması 29,7. Şöyle, Avrupa ülkelerine baktığımızda, sadece bir kısmını aldığımızda da çok ciddi yaş ortalamaları olduğunu görüyoruz: Malta 40,4, Danimarka 40,8, Hollanda 41,3, İngiltere 41,6, İspanya 40,7, Belçika 41,8, Yunanistan 42,6, Portekiz 42,3, Almanya 45, Fransa 40,2, İtalya 43,8. Esasında bazı ülkelere bakıldığında da yaş ortalamasının 40'larda olması belki o bölgelerde, o ülkelerde olan göçmenlerin bulunması sayesinde. Dolayısıyla, bu gençlik potansiyeli bizim açımızdan gelecek noktasında, gelecek on yıllar noktasında çok büyük bir avantaj ortaya koyuyor ve muhalefet partisi milletvekili arkadaşlar gençlikle ilgili, eğitimle alakalı birçok şeye değindiler. Ben açıkçası o kadar olumsuz olduğu kanaatinde değilim. Gençlerimizin hassasiyeti, millet, devlet, vatan, millî, manevi değerler noktasında... Bunu da, zaten 15 Temmuzda gerçekten bütün milletlere, bütün ülkelere gençlerimiz bütün her şeyiyle ortaya koydular, canlarını ortaya koydular. Kendi vatanlarına yönelik her ne kadar darbe girişimi gibi gözükse de işgal girişimine karşı ortaya koymuş oldukları, o canlarını ortaya koyacak mücadeleleri gerçekten takdire şayandı ve sahada olanlara baktığınızda, kahir ekseriyeti de kafelerde oturan, belki "asiyasal" dediğimiz, biraz önce birçok milletvekili arkadaşımız da bahsetti, sadece sosyal medyayla ilgilendiğini düşündüğümüz, cep telefonuyla ilgilendiğini düşündüğümüz gençler bu anlamda sahada olarak, tankların üstüne çıkarak, mermilerin önüne kendini atarak bu konuda hassasiyetlerini ortaya koydular. Bu da AK PARTİ iktidarları döneminde gençlik anlamında hem Millî Eğitimin hem de Gençlik ve Spor Bakanlığının hem de Diyanetin bir uğraş verdiğini, tabii ki çok daha yapılacak iş var, daha iyisini yapmak noktasında mutlaka uğraş vereceğiz ama belli bir düzeyde olduğunu da bu anlamda söyleyebiliriz.

Gençlik ve Spor Bakanlığının bu konuda birçok faaliyeti var, kurulduğu andan itibaren faaliyetleri var. 2011 öncesi de Devlet Bakanlığı noktasında faaliyetleri vardı ama Gençlik ve Spor Bakanlığının kurulmasıyla birlikte, müstakil bakanlık olmasıyla birlikte bu faaliyetler daha da fazlalaştı. Yani birçok şey söylenebilir ama 57. Alay Vefa Yürüyüşü, sabahın o saatinde Çanakkale'de bunun yapılması, Sarıkamış şehitlerini yine özellikle o zamanda, kışın o soğuk zamanında bunu anma programını yapmak ve on binlerce insanın katılması ben bunu millî, manevi duygular noktasında önemli hassasiyetler olarak düşünüyorum.

Yine, Gençlik ve Spor Bakanlığımızın bu sene içinde gerçekleştirmiş olduğu İslam İşbirliği Teşkilatı 3. Gençlik ve Spor Bakanları Toplantısı çok başarılı bir toplantı olarak gerçekleşmiştir. Burada alınan kararların da önümüzdeki süreçte birçok konuya ışık tutacağı kanaatindeyim.

Avrupa'da ve dünyanın birçok yerinde "İslamofobi" diye tabir ediliyor ama bunu "İslam karşıtlığı" olarak aslında addetmek gerekir. Bir şekilde, birçok insan, özellikle İslam'ın ve Müslümanlığın kardeşliği, uhuvveti, beraberliği, bu noktadaki hususuna yönelik, insanların dinimize yönelmelerini engellemek açısından birtakım yapılar, örgütler kuruyorlar ve "İslam karşıtlığı" diye bir durum ortaya çıkartıldı. Buna karşı da bizlerin uyanık olması ve bir çalışma içinde olması lazım. O anlamda Gençlik ve Spor Bakanlığının kurmuş olduğu İslamofobiyle ilgili çalışmayı da desteklediğimi ve daha da yoğunlaşması gerektiğini ve aynı zamanda, Avrupa'da şu anda bulunan 10 milyona yakın vatandaşımızı ve 2 milyona yakın gencimizi de bu anlamda sahiplenmek ve onların kendi topraklarını, kendi kültürünü, dinini, dilini daha da yaşatması noktasında uğraş vermek gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda diğer kurumların da mutlaka faaliyet içinde olması lazım ama Gençlik ve Spor Bakanlığının da mutlaka faaliyet içinde olması lazım ki bu konuda adım atıldı ve çalışmaya da devam ediliyor.

Gençlik konusunda, yine, gençlik merkezleri son dönemde her yerde açıldı ve gençlik merkezleri içinde birçok uğraş da veriliyor.

Diğer bölüm spor. Spor konusunda, statlarla ilgili zaten sunumda Sayın Bakanımız bilgileri verdi. Spor konusunda birçok tartışma federasyon üzerinden burada devam ediyor.

Ben sporla alakalı, Sayın Çam'dan İzmir statlarını beklemiştim ama geçen Komisyonda toplanmıştık ama herhâlde bir görev dağılımı yaptılar, Sayın Yedekci'ye bunu verdiler.

MUSA ÇAM (İzmir) - Yok, o bölümü size bıraktım.

HAMZA DAĞ (İzmir) - Sayın Yedekci'nin İstanbul vekili olmasına rağmen İzmir'le ilgilenmesini...

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Ben Türkiye'nin her yeriyle ilgileniyorum, endişeniz olmasın.

HAMZA DAĞ (İzmir) - Bir saniye... Bitireyim cümlemi, bakın, çok güzel bir şey söyleyeceğim.

Yani İstanbul milletvekili olmasına rağmen İzmir'le ilgilenmesini önemli buluyorum, değerli buluyorum.

İzmir için de mutlu olduğumu ifade ediyorum ama İzmir statları konusunu yaklaşık iki buçuk üç yıldan bu yana takip eden bir milletvekili kardeşiniz olarak İzmir statları hususunda sıkıntıyı büyük oranda Büyükşehir Belediyesinin açmış olduğu davayla yaşamıştık ama en son Aziz Bey'le yaptığımız görüşmede bunu artık, daha fazla gündem yapmayacağımızı karşılıklı olarak birbirimize ifade ettik ve şimdi de Göztepe Stadı ve Alsancak Stadı bir yola girdi. Büyükşehir Belediyesi Alsancak Stadı'yla ilgili kararını çıkardı ve Sayın Bakanlığımız da bununla ilgili ihale sürecini başlattı. Göztepe Stadı konusunda da projeyle ilgili çalışmalar bitti, Büyükşehir Belediyesi destekliyor ve bu da yola girdi. Bir tek Karşıyaka Stadı kaldı, o konuyla ilgili de geçen haftalarda baş başa bir görüşme yaptık. Aziz Bey'in davayı çekeceğini umut ediyoruz. CHP'li milletvekili arkadaşlardan buna dair birtakım ümitvar açıklamalar geldi ama henüz dava çekilmedi, o açıdan Karşıyaka Stadı'yla ilgili dava süreci şu anda devam ediyor. Onun dışında, İzmir statlar konusu Büyükşehir Belediyesinin stat yaptığı hususu doğru, Doğanlar'da bir stat yaptı, 3 bin kişilik bir stat yaptı, UEFA standartlarında değil ama şu anda Göztepe maçlarını orada oynuyor. İnşallah, iki sene sonra 20 bin kişilik Göztepe Stadı yapıldığında Göztepe, Süper Lig'de -bu sene de iyi gidiyor, 2'nci sırada şu anda- maçlarını kendi stadında, Gürsel Aksel Stadı'nda yapacak. Bu konuda, İzmir statları konusunda bir sorun kalmadı, bir tek Karşıyaka var, inşallah onu da en yakın zamanda çözeriz.

Spor konusunda, belki statlar çok devasa projeler olabilir, çok ciddi anlamda yatırımlar gerekebilir ama Spor Bakanlığımızın son dönemde hayata geçirdiği ve bence de çok faydalı olan -Sayın Temizel'in de ifade ettiği- halı saha ve mahalle arası tesisler dediğimiz ciddi projeleri var. Bu konuda 859'u halı saha, 459 basketbol, voleybol sahası, toplamda 1.345 tane saha hayata geçirildi, bunu bizzat yaşayanlardan birisiyim yani İzmir milletvekili arkadaşlar ve İzmir'i bilen arkadaşlar bilirler; Kınık, Kiraz, Ödemiş, Beydağ, açıkçası bizim uzak ilçelerimizdir. Buralarda ve oradaki CHP belediye başkanlarıyla anlaşarak halı sahalar hayata geçirdik ve bu halı sahalar ücretsiz, daha çok şu anda mahalleye dönüşen köylere bunlar yapıldı. Köyler arası maçlar burada yapılıyor ve birkaç tane organizasyona bizzat iştirak ettim, onlarca genç burada spor yapıyor. Bu anlamda belki maliyette az ama etkide çok güzel bir hizmet. Bunun da inşallah devam etmesini temenni ediyoruz.

Altyapıdan sporcular da gündeme geldi. Yani, altyapıdan sporcu yetişmesi tabii önemli. Yani, henüz altyapıdan yetişen sporcular bir kenara çekilmedi yani Arda'da hâlen oynuyor, Emre Belözoğlu da hâlen oynuyor; altyapıdan sporcu yetişiyor yani önümüzdeki günlerde bunları çokça duyacaksınız ve en çok altyapıdan sporcu İzmir Altınordu Spor'da yetişiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Dağ, ek süre veriyorum.

Buyurun.

HAMZA DAĞ (İzmir) - Şu anda, Ümit Millî Takımı'na 5-6 tane futbolcu Altınordu Spor tarafından verildi ve "15-16 yaş grubunun şampiyonlar ligi" denilen ligde de şu anda Altınordu Spor oynuyor. Bu anlamda Sayın Bakanlığımız da, Sayın Başbakanımız da özellikle bu konuda İzmir'e hassasiyetten dolayı bu kulübe ekstra yapılabilecek hizmet, destek varsa bizler de yapmaya gayret ediyoruz.

KYK'da değerli arkadaşlar, son dönemde çok ciddi bir şekilde yatırımlar var. Özellikle 2013'te, 17-25 Aralık sürecinden sonra, darbe teşebbüsünden sonra başlayan süreçte biliyorsunuz, bazı yurtlarla ilgili sıkıntılar ortaya çıktı ve Kredi ve Yurtlar Kurumu 2013-2016 arasında 255 bin kapasitesini artırarak yüzde 90 artış gerçekleştirdi ve bu senede de başvuran öğrencilerin yüzde 73,16'sı yurtlara yerleşti. Bu, zaten bizim için de sene başında gelen telefonlardan anlaşılabiliyor. Önceki senelerde çok daha talep fazlalığı varken bu dönem talebin azaldığını görüyoruz. İnşallah, önümüzdeki dönemlerde bu daha da azalır.

KYK'yla ilgili şöyle bir ekleme yapmak istiyorum: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde önemli yatırımlarımız var ama ben pazartesi günü Kuzey Kıbrıs'taydım Sayın Genel Müdürüm, Sayın Bakanım; burada biraz daha yatak kapasitesini artırma konusunda talepler var. İnşallah, bunu da önümüzdeki süreçte hayata geçiririz. KYK konusunda önemli çalışmalar yani çok ciddi mesafe katedildi. 2019'a kadar da neredeyse her öğrencinin tercih ettiğinde rahat bir şekilde kalabileceği bir sistem, bir proje ortaya konulmuş vaziyette.

Değerli arkadaşlar, FETÖ konusu burada gündeme geldi, ben 2011'den beri milletvekili olan ve 2013 sürecini de bizzat burada yaşayan biri olarak şunu çok net bir şekilde ifade edebilirim ki 17-25 Aralıktan sonra, FETÖ konusunda en üst düzeyde mücadelenin yapıldığı bir kurumdur Gençlik ve Spor Bakanlığı.

Federasyon seçimi konusunda, esasında Sayın Baydar'ın söylediği isimleri ben bilmiyorum ama sadece bir kafa karışıklığından bahsetmek istiyorum. Yani, Sayın Çam federasyon seçiminden bahsetti şimdi ve federasyon seçimi olmadığından bahsetti, siz de ısrarla "Federasyona müdahale edilsin yani bu konuda federasyona müdahale edilsin..." Bir taraf demokrat bir seçim yapılmadığını...

METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın) - "Müdahale edilsin." demedik.

HAMZA DAĞ (İzmir) - Sayın Baydar, bitireyim.

METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın) - Müdahale ediyorlardı zaten, "Serbest bırakın." dedik.

HAMZA DAĞ (İzmir) - Yok, yok; bir şey söyleyeyim.

Yani bir tarafta "Niye müdahale ediyorsunuz, niye seçim yapılmıyor?", öbür tarafta "Kardeşim, niye müdahale etmiyorsunuz? Müdahale edin." gibi bir şey ortaya çıktı.

METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın) - Hayır canım, öyle şey mi olur! Aynı şeyi söylüyorsun. Sen yanlış anlıyorsun Hamza.

HAMZA DAĞ (İzmir) - Bir kafa karışıklığı var sanki burada. İnşallah kafa karışıklığı giderilir.

MUSA ÇAM (İzmir) - Hamza kardeşim, öyle mi anladın? Öyle anladıysan söyleyecek bir söz yok yani, vallahi yok!

HAMZA DAĞ (İzmir) - Doping konusunda da yani son dönemde dopingle alakalı çok ciddi... Biraz önce Sayın Bakanımız sunumda da söyledi, son dönemde dopingle ilgili mücadele üst düzeyde ve rakamlar da var. Rakamlarla şu anda sizi boğmak istemiyorum, sadece en son WADA, Antidoping Ajansının yönetim kurulu üyeliğine Sayın Bakanımız seçildi. Bu konuda da kendisini tebrik ediyor ve burada başarılar diliyorum. Rakamlar konusunda, isteyen arkadaşlar olursa veririm, çok ciddi bir düşme var dopingle alakalı