KOMİSYON KONUŞMASI

FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım, değerli milletvekilleri; İsa Bey avukatlık mesleği açısından işin saygınlığına değindi, ben de hâkimlik mesleği açısından değineceğim. Bu hâkimler için yüz karası bir iştir. Hâkim olacak bir kişi hukuk fakültesi diplomasını sınavsız, devamsız bir vaziyette, kanunla, torpille ele geçirip ondan sonra da bunu kullanacak kadar aşağılanması doğru bir iş değildir. Bakın arkadaşlar, ordunun içerisinde "25 kuruşluklar, 35 kuruşluklar" diye bir tabir vardır. Bu nereden gelir? Yedek subay iken gümrük subayı olarak çalışanlara 35 kuruşluk bir damga puluyla orduda kalma dilekçesi verilmiştir, bunlar orduda böyle anılır. Yarın Cumhurbaşkanının, Bakanlar Kurulunun takdir yetkisine mazhar olup da pozitif düşündüğümüzde, Yargıtay, Danıştay gibi, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu gibi yargının en tepesine idareci ve yargı yetkisini kullanmak üzere seçilmiş kişi, eşitliği ihlal ederek, imtiyazlarla donatılarak hukuk fakültesi diplomasına sahip olacak. Bu böyle anılacak.

Diğer taraftan, bu madde HSYK'da ve Danıştayda hukuk fakültesi dışında bir kaynaktan eleman alınarak, üye alınarak onun gözüyle yargıyı şekillendirme, kararı şekillendirme amacına aykırıdır. Niye biz hukuk fakültesi mezunu olmayan, farklı devlet kademelerinde bulunmuş kişiler Danıştayda, Anayasa Mahkemesinde, HSYK'da var olsun istiyoruz çünkü at gözlüğü dışında farklı bakış açılarıyla yargıya bir ışık tutabilsinler, ufuk kazandırabilsinler diye. Bu yönüyle hâkimlik mesleğini ve aynı zamanda avukatlık mesleğini aşağılayan, itibarsızlaştıran ve değersizleştiren bir durumdur.

Diğer taraftan, benzer bir talebin tersine geldiğini düşünelim. Büyükelçiler içerisinde hukukçu olan var, değil mi, valiler içerisinde hukukçu olanlar var. Valiler de "Bu hukukçu olanlar siyasal diploması alsın, onlara da YÖK Kanunu'nda bir değişiklik yapalım." derlerse haklılık kazanacaklardır. Bu nedenle bunun metinden çıkarılmasını biz de talep ediyoruz.