| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı b) Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 24 .11.2016 |
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım, değerli milletvekilleri ve değerli bürokrat arkadaşlarım; biz bugün Tarım Bakanlığı bütçesiyle ilgili görüşme yapıyoruz ama ben eminim, Bakanlık bütçesini hazırladığı günlerde, ekim ayı sonu itibarıyla, kasım ayı başı itibarıyla 3 lira olan dolar bugün 3 lira 43 kuruşa geldi yani yüzde 13'e yakın Türk lirasında bir değer kaybını sadece bütçe hazırlık süreci içerisinde yitirdik. Geleceğimiz için hayırlı olsun diyorum. Mazotu, gübresi, ilacı, tohumu ithalata dayalı olan bir ülkede bu tarımsal desteklemelere buna göre nasıl ayar yapacaksınız onu da merak ediyorum.
Sayın Bakanım, öncelikle şu terminolojik hatadan bir kurtulalım istiyorum: Bakanlığımızın adı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı. Tarım ve hayvancılığı sanki iki ayrı tanımmış, kavranmış gibi Bakanlığın adına koyduk ama kanunun adı Tarım Kanunu ve desteklemelerin adı tarımsal desteklemeler, içinde bitkisel üretim ve hayvansal üretim desteklemeleri. Yani, şu terminolojik hatadan bir an önce kurtulalım. Bakanlığımızın adı Gıda ve Tarım Bakanlığı, tarım ve gıda ve hatta belki su ürünleri ayrıca ilave edilebilir.
Şimdi, Sayın Başbakan birkaç konuşmasında -ki biri Ödemiş'te diğeri Erzincan'daydı sanıyorum- "Tarıma on beş yılda 90 milyar lira destekleme yaptık. Helalühoş olsun." diyerek biraz da böyle sanki lütufkâr ve fazla fazla destek vermiş gibi bir ifade kullandı. Belki bilemiyor olabilir ama Tarım Kanunu'nun -o herkesin ifade ettiği şeyi ben bir kez daha ifade edeceğim ki liste olarak çıkardım, önümde- gereği olarak gayrisafi millî hasılanın yüzde 1'ini hesapladığımızda 90 milyar değil, bunun AKP iktidarı döneminde 156 milyar yani 66 milyar daha fazla olması gerekiyordu kanunen yani kanunun emrettiği şekliyle. Yani, yok desteklemelerde şu yok, bu yok diyemezsiniz, Sayın Başbakan "Tarıma 90 milyar lira destekleme verdik iktidarımızda on beş yılda, helalühoş olsun." dedi. Pek helalühoş olmayacak çünkü çiftçimiz gerçekten çok zor durumda, sıkıntılı.
Sayın Bakan, Üretim Reform Paketi Kanun Tasarısı diye bir taslak dolaşıyor, eminim sizin bilginiz dahilindedir. Burada zeytin alanlarımızı yok edecek hükümler içeren bu 3 kilometre mesafe şartının kaldırılması, kimyevi atık ve toz bırakan, toz ve duman çıkaran tesis ibaresinin kaldırılması yani bunların bu alanlarda yapılabilmesinin önünün açılması ve Tarım Bakanlığının izin şartının da kaldırılıyor olması ve "Zeytin sahaları daraltılamaz." hükmünün de kaldırılıyor olması zeytin alanlarımızın çok kısa bir süre içerisinde sanayi, endüstri alanlarına, madencilik alanlarının talan edileceğini öngörebiliriz.
Aynı tasarıda "Mera, yaylak ve kışlak olarak kullanılan arazilerin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının talebi üzerine endüstri bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri, organize sanayi bölgeleri ve yerleşim alanları içerisinde bulunan sanayi sitelerinin, münferit sanayi işletmelerinin yerleşim yeri dışına çıkarılması amacıyla ihtiyaç duyulan yerlerin..." diye yani valilikçe tahsis amacının değiştirilmesinin önü açılıyor. Gerçi sadece son iki sayfasında bütçeyi gördük, o da bir çizelge içerisinde, onun da tamamen yüzde 67'si destekleme olan bir bütçe tasarısını gördüm, onun dışında hiçbir detayını göremiyorum bize sunduğunuz bütçe sunumunda ama burada "Tarım alanlarını koruyacağız, meraları yaylakları, kışlakları koruyacağız." derken bu kanun tasarısında bunların yok olmaya yüz tuttuğunu... Gerçi sonradan çıkarıldı nişasta bazlı şekerin şeker tanımından çıkarılması suretiyle kota dışına çıkarılması hükmü herhâlde... Eminim, bu konudaki duyarlı bazı arkadaşlarımız bunun çıkarılmasını sağladı ama yine aynı kanun taslağında tarım yapılacak yeri bina yapmak amacıyla yapılabilmesi, tarım arazisi vasfının değiştirilmesinin önü açılmış oluyor. Şu anda tarım dışı amaçla kullanıma açılmış bulunan arazilerin istenildikleri amaçla kullanıldıkları için komik bir bedel karşılığında bunun da bu taslakta önü açılıyor. Lütfen, Sayın Bakanım bu taslağa müdahale ediniz ve bu hükümleri bu taslaktan çıkarılması için...
Sayın Başkan sizden rica ediyorum, üç dört dakika istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Yok Sayın Sındır, bir dakikada toparlayın.
Buyurun.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Evet, yani gerçekten kolay şeyler söylemiyorum.
Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun gereği olan arazi kullanım haritalarının bütün iller itibarıyla derhâl en kısa zamanda bitirilmiş olmasını talep ediyorum. Adına Millî Tarım Projesi deniyor ama havza bazlı, sadece ilçeleri havza yapan bir anlayış bizim Tarım Bakanlığımızın tanımladığı 30 tarım havzası varken bunlara nasıl havza tanımı ifadesi ortaya koyuyoruz, bunu da kabul edilebilir bulmadığımı söylemek istiyorum. Havza bazlı da olsa alana dayalı bir tarımsal destekleme... Şimdi, desteklemeyi öyle çevirirsiniz, böyle çevirirsiniz, millî tarım dersiniz, öyle dersiniz, böyle dersiniz ama hacmini büyütmediğiniz sürece, üreticiyi refahını ve ürün bazında... Bu bir portföydür destekleme, tek bir yöntem olarak uygulanamaz. Havza bazlı desteklemeyi uygularken aynı zamanda kilogram bazlı verim ve kaliteyi artırıcı, refah artırıcı bir desteklemeyle birlikte ele alınması gerekir, bu bir entegre modeldir, yöntemdir.
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Sındır.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Son cümlem Sayın Başkan, izin verirseniz.
Sizin işiniz değil, Devlet Su İşlerinin işi ama GAP bölgesinin hâlihazırda sulama yatırımlarının inanılmaz düşük ölçüde kaldığını yani şöyle, sulama projelerinin yaklaşık yüzde 26,4'nün bitirilmiş olduğunu, 1984 yılında master planı hazırlanmış olan bu entegre bölgesel kalkınma projesinin bu sulama yatırımlarının bitirilmesi için üzerinize düşeni de yapmanızı ve Devlet Su İşlerinin bu yatırımlara ayrıca önem vermesini rica ediyorum.
Teşekkür ederim.