| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | T.C. Ziraat Bankası AŞ Genel Müdürlüğünün 2013 ve 2014 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 17 .11.2016 |
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Tabii, T.C. tanımıyla ilgili konuyu ben başlattığım için ben bitireyim.
Şimdi, olay şu...
TAMER DAĞLI (Adana) - Logonuzdaki T.C. duruyor değil mi Sayın Genel Müdür?
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Hayır, durmuyor, yok.
TAMER DAĞLI (Adana) - Logodaki duruyor.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Şimdi ben o konuya şöyle bir açıklık getireyim. Biraz evvel sunumunuzdakinde bile yok ya, yapmayın.
BAŞKAN - Sayın Gürer, bir saniye... Anladığım kadarıyla Sayın Genel Müdürüm size bir şey takdim edecek.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - O şekilde değil, şurada yazılı olarak vardı tabelalarımız, bakın.
Sayın Genel Müdürüm, biraz evvel de söylediniz, ben tekrarlıyorum: 2 bin tane şubeniz var. Yarın hepsini fotoğraflamak için basın mensubu arkadaşlarımız gitsin. Birinde "T.C. Ziraat Bankası" yazıyor, birinde "Ziraat Bankası" yazıyor. Şimdi, amblemdeki olay değil. Bir gerçeği kendi kendimize dönüştürmeyelim. Doğruyu burada paylaştınız, biraz evvel konuşmalarınızdan ben mutlu da oldum, konulara yaklaşımınızı da olumlu buldum, bazı konularda söylediklerinizi. Ama T.C. olayı biliyorsunuz açılım süreciyle birlikte Türkiye Cumhuriyeti tanımından rahatsızlık duyularak ortadan kaldırılmaya başlanan bir olguydu. Bunu birbirimize farklı bir biçimde sunmayalım. Şimdi geldiğimiz noktada bu olayın düzeltilmesi gerekir. 2 bin şubenizde de "T.C. Ziraat Bankası" olması çok zor bir olay değil.
BAŞKAN - Sayın Gürer, lütfen çözüm süreci dâhil hangi süreç olursa olsun T.C.'yi kimse kaldırmak istemedi, kaldırmayı da kimse düşünmüyor, kimse de kaldıramaz zaten.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sevgili Başkan, sizin düşüncelerinize saygı duyuyorum da düğün değil, bayram değil niye "T.C" kalktı?
BAŞKAN - Sayın Genel Müdürüm de getirdi size, zaten gerçeğini, olayın nasıl olduğunu gösterdi.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Tek yapsınlar, Türkiye genelinde 2 bin şubenin de hepsinde aynı olsun.
BAŞKAN - Tek bir sisteme geçin Sayın Genel Müdürüm, tamam.
Onu söyleyin, onu söyleyin ama... Onu söyleyin, katılıyorum, Sayın Genel Müdürüm tek uygulamaya geçilmesinde fayda var ama bunu söylerken ta çözüm sürecine gidip de oradan buralara gelmeniz...
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Var, gerçeği konuşalım.
BAŞKAN - Lütfen...
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Şimdi bir konu var, ona da ben dikkat çekerek mevzuya gireceğim.
Amerika Birleşik Devletlerinde yaşayan Ermeni asıllı 2 vatandaşın tehcirle ilgili açmış olduğu 1915'e yönelik dava temyiz aşamasında şu anda. Ülkenin içinde bulunduğu koşullar belli, sıkıntılı bir süreçten de geçtiğimizi herkes de kabul ediyor. Bunun şu aşamadaki durumuyla ilgili bir gelişme var mı? Yani onlarda da mahkeme bizim gibi uzamaya mı başladı? Ne sonuç alındı? Ret mi oldu, lehte mi karar verdi? O konuda bir açıklamanız olursa memnun olurum çünkü bunun ülke için çok önemli bir konu olduğunu düşünüyorum. Bu konuda çıkacak sonuç bayağı ciddi bir sıkıntı da yaratabilecek bir sonuç. Olumlu olmasını diliyorum, ülkemizin lehine sonuçlanmasını da içtenlikle temenni ediyorum.
Şimdi, bu televizyonlara banka reklam veriyor, gazetelere veriyor, dergilere veriyor. Buradaki kriter nedir? Yani neye göre veriliyor? Hangi gazetelere, hangi radyo, televizyon kurumlarına, hangi dergilere, hangi kitaplara? Tutarı nedir? Bunların bir dökümü varsa, yazılı olarak bildirebilirseniz memnun olurum.
Burada sponsorluk giderlerinde uygulanan... Reklam filmlerinde, televizyon filmlerinde neler kriter alınmaktadır?
Bu yakıt tüketimi kira konutlarında bayağı ciddi bir rakama ermiş ama burada bir sıkıntı var tabii.
Oraya geçmeden -özür dilerim- önce TETAŞ'la yapılan bir sözleşme var. Ona göre 450 bin lira tutarında kira bedelli bir sözleşme yapılmış reklamla ilgili. On altı aylık süreye rağmen bu uygulamaya geçmediği gibi karşılıklı olarak da herhâlde bir sıkıntı var bu anlamda. Çünkü TETAŞ da bizim denetlediğimiz kuruluşlardan birisi.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Orada 3 tane araba var, 317 bin euro.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Var, 3 tane araç olayı da burada var. Otuz altı ay süreyle 351 bin euro karşılığında kiralanmasına da karar verilen bir uygulama. Bu Sayıştay raporunda yer aldığı biçimde reklam ve tanıtım faaliyetlerine ek bir maliyet katılmadan yapılması yönünde öneri de var. Bu konudaki duruma da bir açıklık getirirseniz memnun oluruz.
Konutların durumu var, boş konut. Artık kamu kuruluşlarındaki kira bedelleriyle ilgili yasal düzenleme dönüşümü sonrası herhâlde çoğu yerde bir sıkıntı olmaya başladı. Çünkü, örneğin askeriye lojmanlarında dahi komutanlar artık bizim orada lojmanda kalmıyorlar, dışarıdan yer kiralıyorlar, lojmanlar boş kalıyor. Burada, Ziraat Bankasında da benzer bir durum var, eş değer midir? Yani orada boş kalmasının nedeni, kira bedelinin yüksek olması nedeniyle banka personelinin...
O zaman şöyle bir öneride de bulunmak lazım: Bir Ziraat Bankasında yok, KİT'ten gelen bütün raporlarda benzer durum var. Bu kiralarla ilgili düzenleme olmazsa kullanılmayan binalar harap oluyor. Bunlar da bir millî servet. Yani bununla ilgili bakanlıklar bir çözüm bulmalı. Bankanın çalışanının lojmanını kullanacak bir duruma bu iş getirilmeli yoksa yazık, harap oluyor, yok oluyor, zarar görüyor ve çoğu kentte bomboş lojmanlar var. O anlamda, sizin bu işe bakışınız ne, satış mı düşünüyorsunuz, bunları değerlendirmeyi mi amaçlıyorsunuz? Yoksa ısınma giderleri olduğuna göre ortak kullanımlı ısınma gideri, demek ki içinde insan yok, olmayan yeri ısıtmak durumunda kalıyorsunuz çünkü eski yapılar bunlar. Şimdiki gibi doğal gaz herkesin kendi kapısında olsa herhâlde bu ısınma giderlerinin olmaması lazım. Burada da kurumun uğradığı bir mağduriyet var, az da olsa 3 çiftçinin işini görür diye düşünüyorum buradaki harcamalar.
Bir de akaryakıt konusuna sayın vekilim değindi, ona girmeyeceğim.
Özünde bizim burada yaptığımız şu: KİT Komisyonunda görev yapan arkadaşlarımızın hepsinin aynı duyguyla hareket ettiğini ben düşünüyorum. Konuştuğumuz konular ona buna zarar olsun diye değil, bunlar hepimizin emeğiyle alın teriyle, vergisiyle oluşmuş, devletimizin yaşaması için gerekli olan ve ihtiyacı olan kurumlar. Burada gördüğümüz yanlışları söylerken bir art niyetle söylemiyoruz, çözüm üretilsin diye söylüyoruz. Yoksa kamuya yansıyan o kadar sıkıntıyı, sorunu burada başka biçimde de dile getiririz. Eğer öyle bir ihtiyacımız olsa o yöne gideriz ama olabildiğince Sayıştay raporları üzerinden kamuya yansıyan sorunları nakletmeye çalışıyoruz.
Teşekkür ederiz.