KOMİSYON KONUŞMASI

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Hocam, hoş geldiniz.

DİYANET İŞLERİ ESKİ BAŞKANI ALİ BARDAKOĞLU - Hoş bulduk efendim.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Hocam, bu, dinî düşüncenin sorunları konusunda, yani, en doğru, en yetkin muhataplardan birisi gerçekten sizsiniz, çok değerli bir âlimsiniz.

Ve bir şey söyleyeyim, bir gözlemci, aynı zamanda bu literatürü mütevazı bir şekilde takip etmeye çalışan biri olarak da söyleyelim: Özellikle son dönemlerde ezber bozan bazı açıklamalarınız, mülakatlarınız, değerlendirmeleriniz, toplum tarafından sizin zannettiğinizden daha çok izleniyor ve önemli bir etki de yarattığınızı düşünüyorum. Bunu bir ifade etmek istiyorum ve bunu biraz daha artırmanız gerektiğini düşünüyorum.

Şimdi, Hocam, bu konularla ilgili konuşacak çok şey var da biz geleceğe bakalım.

Ben, şimdi bir çoğu rahmetli olmuş büyük tarihçilerimizle filan oturup kalkardım çokça. Onlardan hep şöyle bir şey duyardım, derlerdi ki: "Bak, bu Osmanlı, devletin mührünü, sadaret mührünü mesela devşirdiği paşalara, şunlara, bunlara vermiştir ama hiçbir şeyhülislam tayinini tesadüfe bırakmamıştır. Hep Anadolu çocuklarına vermiştir şeyhülislamlığı." Ben de sorardım: Niye böyle bir şeye özen göstermiştir? Hocalar derlerdi ki? "Çünkü din toplumdaki en örgütlü müessese."

DİYANET İŞLERİ ESKİ BAŞKANI ALİ BARDAKOĞLU - Evet.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Hakikaten, düşünüyorum, bir şehirde bir tane jandarma komutanlığı vardır, bir mahallede bir tane polis merkezi vardır ama bir sokakta sokağın başında bir cami, ortasında bir cami, sonunda bir cami var. Hakikaten en örgütlü müessese.

Şimdi, bir 15 Temmuz yaşadık, bir daha yaşamayacağımızın bir garantisi de yok. Zaten bu Komisyonun oluşturulmasının bir nedeni de tedbir üretmek.

DİYANET İŞLERİ ESKİ BAŞKANI ALİ BARDAKOĞLU - Evet, doğru.

HÜSEYİN KOCABIYIK

(İzmir) - Buradan çıkan bir şey var. Diyanet İşleri Başkanlığı bundan sonra eskisi gibi olamaz. Yeni misyonlar üstlenmek zorunda. Bu, bana göre zaruri bir şey artık. Siyasi irade mi bu misyonu yükler, yoksa Diyanet aklı mı bunu talep eder, bilmiyorum. Benim sorum şu Hocam, kısaca: Diyanet İşleri Başkanlığı, bugünkü teşkilat yapılanması, anayasal konumu, kanuni durumu itibarıyla yeni yasal donanımlara, yani bu misyonunu yerine getirmek için yasal donanımlara ihtiyaç duyuyor mu? Yani, bu işlere müdahale edebilen bir teşkilat hâline gelmesi, bana göre zorunlu diye düşünüyorum, Hocam.

Bir de şu şeyimi de arkadaşlarımla paylaşmış olayım. Ben demokrasi mücadelesinin içinden geldiğim için, uzun seneler, bu Diyanet İşleri Başkanlığının özerkleşmesi, bağımsızlaşması fikrini savunmuştum ama şu anda geldiğim nokta tamamen farklı bir nokta. Diyanetin bu formunun Türk devlet aklının ve Türk devlet geleneğinin en büyük geliştirdiği siyaset-devlet teknolojilerinden birisi olduğunu düşünüyorum ve çok destekliyorum bugün itibarıyla.

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - İzninizle lütfen.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Estağfurullah.