KOMİSYON KONUŞMASI

FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, konu epeyce dağıldı. Tabii, Ali Rıza Bey'in vurucu ama kırıcı olmayan üslubu biraz işi dağıttı.

Kaçıncı maddedeyiz?

BAŞKAN - 10'uncu maddedeyiz üstadım, adli tatil. O geneli üzerinde konuşma yapamadığı için bugün onu tekrarlıyor zaten.

FARUK BAL (Konya) - Evet, 10'uncu maddeyle, Yargıtay Kanunu'nun 59'uncu maddesindeki her yıl adli yılın Ankara'da bir törenle açılacağına, Yargıtay 1'inci Başkanının bir konuşma yapacağına ve açılış konuşmasının da, metninin de tören gündemi üzerinde daha önceden Başkanlar Kurulunca düşüncesinin alınacağına dair madde kalkıyor.

Değerli arkadaşlar, Yargıtay Türkiye'nin demokratik sistemi içerisinde bir denge ve denetim aracı olarak bir yıl boyunca susan ama açılış döneminde konuşan bir yargı organıdır. Bir yıl içerisinde susup açılış döneminde konuşmasının sebebi hikmeti, yargıya intikal etmiş olan, ülkenin genel gidişatı ve davalarıyla ilgili düşüncelerini yasama organına, yürütme organına aktarmaktır. Bu parlamenter sistemin bir denge ve denetim aracıdır ve parlamenter sistemde çok partili rejime geçmeden önce başlamış bir teamüldür, bir gelecektir. Sonunda da Yargıtay Kanunu'na girmiştir. Hangi sebeple bu çıkıyor hepimiz biliyoruz, bu meçhul değil. Sayın Cumhurbaşkanı -o zaman Başbakandı- bir açılış konuşmasında Barolar Birliği Başkanının konuşmalarını beğenmedi, yakışıksız bir tavırla o zamanın Sayın Cumhurbaşkanına da "Kalk gidelim." diyerek önüne düşürdü, o toplantıyı terk etti. Bu demokratik bir anlayış değil. Yargı elbette ki konuşacaktır ve yargı hiçbir zaman iyi şey söylemeyecektir, eleştirecektir. Bunu demokratik bir anlayış içerisinde, "Hatamız nerede, nerede yanlış yapıyoruz?" noktasında değerlendirmek gerekirken bu sesi kesmenin bir anlamı yoktur. Eğer o sesi keserseniz, o takdirde, yargının sistem içerisindeki fonksiyonunu da ortadan kaldırmışsınız demektir. Bu kalktığı zaman rejimin adı demokratik olmayacaktır çünkü yargı üzerine düşen denge ve denetim fonksiyonunu yerine getiremeyecektir. Dolayısıyla bu anlamsız bir maddedir. Sebebi doğru olan bir teklif değildir. Gerekçesi, zaten ne yazdığını pek anlayacak durumda değiliz ama sonucu itibarıyla da şuradan Meclisin Adalet Komisyonunun bir kişinin direktifiyle abesle iştigal ettiği bir maddeyle karşı karşıyayız.

Sayın Bakan, zatıalinizin hukuki görüşüne de uymadığını ben tahmin ediyorum. Bunu kaleme alan arkadaşlarımızın da inanarak kaleme almadığını düşünüyorum. Sayın Cumhurbaşkanının ömür boyu ya da cumhuriyet, devlet yaşadığı müddetçe Cumhurbaşkanı olacak hâli yok. Günü gelecek bu değişecek. Barolar Birliği Başkanı da ömür boyu Barolar Birliği Başkanının olacak hâli yok, o da değişecek. Ama değişmeyen bir tek şey var: İlelebet yaşayacağını ümit ettiğimiz, temenni ettiğimiz Türkiye Cumhuriyeti devleti. Bu da demokratik bir sistem içerisinde yaşayacak. Bunun demokratik değerlerini örseleyerek, itibarsızlaştırarak, değersizleştirerek tek adam yönetimi, eğilimine kapı açacak uygulamalardan vazgeçmek gerekmektedir. Dolayısıyla, biz bu maddenin metinden çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz.

Teşekkür ediyorum.