KOMİSYON KONUŞMASI

NECATİ YILMAZ (Ankara) - Sayın Başkan, Sayın Bakan; bir önceki maddede sorunları tartıştık. İşsiz avukatlar sorunu var, hukukçular sorunu var, genç hukukçular işsiz, avukatlık mesleği içerisinde sayıları hızla çoğalıyor, gerçekten büro açmakta, çalışmakta, geleceğini kurmakta, idame ettirmekte zorluk yaşıyorlar. Hâkimlik mesleğinde sayı sorunu var, bu iyice arttı, açık makas daha da açıldı. Kalitesiz eğitim sorunumuz var, hukuk fakültelerinin sayısı her gün artıyor. Onların da akademisyenler anlamında yeterli akademisyene sahip olmamaları, eğitim imkânları, zorlukları var. Bu meselenin gelip de her bir konuda tek tek gündeme gelmemesi için bu meselelerin üzerine gidilmesi lazım. Biz Adalet Bakanımızdan bu sorunu etraflı bir şekilde ele almasını, başta, ta hukuk fakültesinden başlayarak staj döneminde gençlerin büro açmalarında sağlanacak imkânlar, kolaylıklar, eğitim döneminde burs ve tabii ki yurt sorunu. Yurt sorununun tüm öğrenciler için giderilmesi gerekiyor. Bizim bunları öne çıkarmamızın nedeni yani sadece onların gözüne hoş gelsin diye değil, sorunlar birbirini tetikler şekilde büyüyor, etkiliyor ve sistem bu anlamda içinden çıkılmaz bir hâl alıyor. Sonunda tavizde bulunduğumuz yer neresi? Hak arama özgürlüğü, buraya kadar geliyor iş. O nedenle bu sorunun bu boyutta ele alınması lazım ve asla ve asla, hele hele adalete güvenin yerlerde süründüğü -bu tabiri sık sık kullanıyoruz beraber çünkü herkes kullanıyor, ilgililer de kullanıyorlar- bir dönemde bir keyfî kararın, hatalı bir kararın denetlenme imkânını ortadan kaldırılacak, hele de yoksul insanlar için ortadan kaldırılacak olmasını endişe verici buluyoruz. Evet, kamu ekonomisi var; evet, usul ekonomisi var ama bir de halkın ekonomisi var. Halkın ekonomisi bu diğer ekonomiye kurban edilmemeli.

Sevgili arkadaşlar, diğer maddeyi görüşürken birden bir farklılık yaşadım, solumdan söz alan olmadı, sol tarafım boştu, katılımcılarımız eksikti.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Gelebilirler.

MURAT GÖKTÜRK (Nevşehir) - Kendi tercihleri Necati Bey.

NECATİ YILMAZ (Ankara) - Ben bir fikrimi söyleyeyim, ben bir değerlendirmemi söyleyeyim, siz de söyleyin.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Zorla mı getirelim?

NECATİ YILMAZ (Ankara) - Evet, kendi değerlendirmeleri, buraya ilişkin öyle ama bir sürecin sonucu olarak ortaya çıkmış durumda. Hiç değilse o döneme ilişkin, o sürecin işlediği başlangıca ilişkin söz söylemek isterim. Sonuçta adına "hukuk" denilmekle beraber genel hukuk ilkelerini ayaklar altına alan ve sonuçta demokrasimize zarar veren bir süreci beraberce yaşıyoruz. Anayasa Mahkemesinin açık kararlarına rağmen, halk iradesini, Parlamento yasaması ve temsil edilmesi, bir ülkenin sorunlarının öncelikle meşru zeminde ve Parlamentoda tartışılması...

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - "50 bin lira..." Necati Bey, onu söyle.

BAŞKAN - Hakan... Hakan, tamam ya.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - HDP'nin avukatlığını yapıyor Sayın Başkan.

BAŞKAN - Bırak bunları ya.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - HDP'nin avukatlığını yapmaya gerek yok.

NECATİ YILMAZ (Ankara) - Ben neyin avukatlığını yapacağımı bilirim, otuz altı yıllık mesleğim benim. O tartışmaya girersek avukatlıklardan yola çıkarım, döner baştan bir daha anlatırım, oralara girmeyelim. Tarihi çok iyi biliyoruz, yakın tarihimizi hatırlıyoruz, kim kimin avukatlığını, kim kimin ortaklığını, kim kimin yan yanalığını, yaşananların hepsini biliyoruz, bunları konuşabilirim, yeterli belge elimde var.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Gelsin, Adalet Komisyonuna gelsin...

NECATİ YILMAZ (Ankara) - Ben bunu konuşmak istemiyorum. Sorunları konuşulur olmaktan çıkarmanızı da doğru bulmuyorum.

Devam ediyorum.

Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesinin kararlarına rağmen, Parlamentoda görevini yapması gereken milletvekillerinin tutuklanmış olmasını doğru bulmadığımın altını bir hukukçu olarak çiziyorum ve bunun sonuçlarını ve maliyetinin bu komisyonlara yansımasını da dikkat çekiyorum. Sonuçta, 6 milyon oyun yansıması öyle ya da böyle burada yok. Biz tamamını kucaklayacak, tamamı için geçerli, cari olacak, kuralları ihdas ederken bu katılımdan eksik kalıyoruz. Bu süreci başlatan nedir, hangi anlayıştır, bunları konuşmamız lazım. Bizim amacımız suçlu bulmak değil, sorunu gidermek, biz buradan bakıyoruz sizden farklı olarak, sorunu giderme eğilimiyle bakıyoruz. Dolayısıyla, yarın yeni istismar alanları olmasın istiyoruz, yarın yeni sorunlar ortaya çıkmasın istiyoruz. Bu nedenle, tarihe not düşmek açısından, bu Komisyonun çalışmasının bu bileşenlerin eksik olması nedeniyle eksik kaldığını düşünüyorum. Bunun da bir ortak kabulle tekrar yeni baştan ele alınması gerektiğini düşünüyorum.

Teşekkür ederim.