| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/775) (Alt Komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 09 .11.2016 |
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; tabii, bu maddeler üzerinde yapılan bütün eleştirilere ben katılıyorum. Herkes daha iyinin, daha doğrunun yapılmasıyla kamuoyunun algısı konusunda sıkışmış durumda. Şimdi, o yüzden, söylenen doğruları hayata geçirecek önergeyi kimse vermeye cesaret edemiyor. Neden? Çünkü bunun yansımaları başka.
Ben burada şunu ifade edebilirim: Bizim bu suçların hepsiyle ilgili belki ayrı bir çalışma yapıp hem Yargıtayımızla hem hocalarımızla hem partilerimizle üzerinde çalışmamız lazım ve bu maddeler Anayasa gibi maddeler, burada bir azaltmayı Parlamentoda herhangi bir partinin göze alma şansı yok. Yani, "Var." diyen varsa önergesini versin, ben Bakan olarak "evet" diyeceğim. (Gülüşmeler) Çok net söylüyorum. Burada onun için de diyorum ki: Biz eğer bu 102, 103, 104 ve 105'inci maddelerde gerçekten kamuoyu ne derse desin bu suçların unsurları ve uygulanacak müeyyideleri konusunda doğru olan neyse onu yapalım diyorsak bu konuda hep beraber uzlaşmamız lazım.
Şimdi, biz Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararını oturduk, tekrar tekrar okuduk nasıl yaparız diye. Şimdi, cezayı indirdiğinizde kimler istifade edecek diye cezalara bir baktığımızda, istifade edenleri gördüğümüzde burayı kapatalım dedik, kalsın o. Sonra nasıl yapabiliriz? Biz başka türlü burada bir formül üretemedik. Anayasa Mahkemesi "Kademelendirme yapın." diyor ve cezaları da ağır bulduğunu açık açık ifade ediyor. Biz cezaları artırarak ancak bir kademelendirmeyi yüksek Komisyonun huzuruna getirebildik. Daha iyisini yapabilme imkânı bu konuda yok mu? Var ama bu konu bence siyasi partilerimizin hep beraber uzlaşarak yapabileceği bir konudur. Yoksa aksi takdirde pek çok kaygı nedeniyle herkes doğruyu söylemekten de çekiniyor burada, doğru yapmaktan da çekiniyor burada, bunu açık açık itiraf edelim. Onun için de bunun sorumluluğunu hep beraber paylaşmamız ve en doğru olan neyse onu birlikte yapmamız lazım. Ben Adalet Bakanı olarak bu maddelerle ilgili, sadece bunlarla ilgili bir çalışmayı başlatacağım, siyasi partilerimizi bu çalışmanın içerisine katacağım. Hocalarımızla, Yargıtayla, herkesle bunu çok geniş bir şekilde müzakere edelim, istişare edelim, zaman baskısıyla kendimizi sıkıştırmayalım ve rahat bir şekilde bunu ele alalım ve sonra beraber altına imza koyarak çok rahat bir şekilde yapalım; her yerde de bunun müdafaasını yapalım.
Ben de şuna inanıyorum: Kamuoyu baskısıyla, "Kamuoyu ne der?" algısıyla ceza düzenlemeleri yaptığımızda gerçekten adalete hizmet etmemiş oluyoruz, yanlış sonuçlar çıkıyor, sonra da telafisi zor oluyor. Ben bu konuda daha önce cezalar artırılırken de söyledim, o zaman da kamuoyunda çok ciddi baskılar vardı. Bu ne yapar? Cinsel saldırıda bulunanın daha büyük suçu işlemesine kapı aralar. Cinsel saldırı yapar, bu sefer öldürme yoluna da gidebilir çünkü öldürdüğü zaman delil karartma, belki yakalanmama ihtimaline sarılabilir, umuduna sarılabilir. Onun için, ceza ile suç arasında bir orantı.
İki: Burada Yargıtayımızın çok büyük bir yanlışı var, burada, Komisyonda söylemek isterim çünkü bu suçun oluşumu da çok kolay. Allah göstermesin, 2 kişi gelip bir tanemizle ilgili bir laf söylese o lafın üzerinden iş mahkemeleri gibi mahkemeler karar veriyor. İspat külfeti, suç oluşmuş mu, oluşmamış mı, var mı, yok mu şeyine de fazla girmiyor. "Hiç kimse kendi iffetini kötüleyemez veya kendini rezil edemez, kendini sıkıntıya sokamaz." kabulü üzerine bina edilen içtihatlar var ve öyle olunca da bir bakıyorsunuz, çok çok büyük ve telafisi imkânsız sonuçlar da çıkıyor. Ben buradan şunu söylüyorum: Hem Yargıtayın hem cezacı hocalarımızın, akademisyenlerin hem siyasi partilerin hem de bu konuya alaka duyan sivil toplum örgütlerinin, kadın, çocuk örgütleri, başka örgütlerin beraber çalışıp bence üzerinde uzlaşacağı bir metin olursa -Komisyonumuz ön hazırlıklarını yapar- Komisyonda sadece oylayıp Genel Kurulda da hızlıca geçirebiliriz. Ben bu çalışmayı inşallah bugünden itibaren başlatacağım. Hazırlıklarımızı bitirir, bir uzlaşma imkânı bulursak da Komisyonun huzuruna yine getireceğiz.
Ama şu anda huzurunuza takdim ettiğimiz metnin daha iyisini biz yapamadığımız için bunu getirebildik. Eğer daha iyisi varsa biz Hükûmet olarak buna açığız.
BAŞKAN - Peki.
Şu anda yapabileceğimiz bir şey yok, onu beraber çalışalım bundan sonra. Nasıl olsa aşağı yukarı bir on-on beş gün kadar bir vaktimiz olacak herhâlde.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - On-on beş günde bu yetişmez Başkanım. Bunu biz detaylı çalışalım diyorum. Bu kanun bu hâliyle çıkar, biz ondan sonra bunun üzerinde duralım diyorum. Yani bir oturalım, uzun uzun konuşalım, tartışalım bunu. Yoksa Genel Kuruldan çıkana kadar eğer daha iyi bir metin varsa Genel Kurul aşamasında biz buna katılırız, daha iyi bir metin oluşursa katılırız. Komisyon üyelerimiz çalışırlar, bize öneri getirirler veya dışarıdan önerilere açığız. Daha iyi bir formülasyon olursa biz o formüle elbette evet deriz çünkü biz daha iyisini maalesef bulamadık.