KOMİSYON KONUŞMASI

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkanım, bu madde bir zaruretten kaynaklandı. Bizim hukukumuzda davanın nakli var ama duruşmanın aynı yer, il içerisinde başka bir yerde yapılmasına dair büyük bir tereddüt var. İşin doğrusu bu konuda yasal bir boşluk var. Bu boşluğu doldurma ihtiyacından kaynaklandı bu düzenleme. Bütün duruşmaların nakli amaçlanmıyor, sadece fiilen ve güvenlik nedeniyle bir imkânsızlık hâli ortaya çıkarsa veya çıkma ihtimali belirirse, bu durumda duruşmanın nakline, aynı il sınırları içinde olmak kaydıyla nakline imkân veriyor. Bu her yere nakledemeyecektir. Niye nakledemeyecektir? Çünkü, her yerde duruşma salonu yok. Bu amaçla yapılmış bir salon olacak ki, duruşma yeri olacak ki oraya nakledecek. Ankara'da kalkıp başka bir yere bunu gönderme imkânı yok. Şu anda Ankara'da bir duruşma salonu yapılıyor ihtiyaç nedeniyle. Eğer biz bu düzenlemeyi yapmazsak... Duruşmanın orada yapılmasına hukuken bir altyapı yok, fiilî bir durum yapacaksınız. O da ayrı tartışmalara yol açacaktır. Tabii, yapıldığı yere ilişkin eleştirilere işin doğrusu ben de katılıyorum yani öyle yerlere duruşma salonu yapılmaması lazım.

Sincan'da yapılan cezaevinin yeriyle ilgili, duruşma salonunun yeriyle alakalı ben de bir daha bakacağım, orayı cezaevinin sınırları dışına alabiliriz, cezaevinin şeyini değiştirebiliriz. Biz onunla ilgili bir adım atarız. Bundan sonra yapılacak hiçbir duruşma salonunu da cezaevi yerleşkesi içerisine yapmayız, yapılmasına da izin vermeyiz. Bunun ben de yanlış olduğunu kabul ediyorum.

Tabii, bu konu başka ülkelerde AİHM'e de gitmiş. Arkadaşlar, şimdi bana getirdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yaptığı değerlendirme sonunda, açıklık, alenilik şartı yani herkesin erişebilir, gidebilir, ulaşılabilir olma şartı gerçekleşirse bir hak ihlali olmayacağını ama bu olmazsa o zaman bunun bir hak ihlali olacağını tespit etmiştir. Yani, şu anda, tabii, Sincan'da yapılan duruşma salonu erişilebilirlik bakımından, alenilik bakımından herhangi bir engel olmayacaktır. Diyelim ki 100 kişilik, 200 kişilik bir sanık oldu, bunların avukatları olacak, tabii en az 3 avukat şimdiki düzenlemeye göre. Diyelim ki 200 kişinin en az 3 avukatı olduğunu kabul edersek bunlar da 600 kişi yaptı; 800. Bunların akrabaları olacak, tanıkları olacak, başkaları olacak. Baktığınız zaman, Ankara Adliyesi içerisinde gerçekten bu sayıda sanığı olan bir dosyanın sağlıklı bir şekilde yargılanabilmesine imkân verecek bir duruşma salonu yok. Ne yapacağız? Bir salon yapmamız lazım. O zaman buna yasal dayanak lazım. Yaptığımız iş bu yasal dayanaktır. Eğer burada amacı daha iyi ifade edecek bir şey varsa biz onu yapalım. Ömer Bey'in söylediği gibi "Adalet Komisyonu bu işe karar versin." derse onu da yapabiliriz ama bu sefer Adalet Komisyonunun kararları idari yargıya açık olacaktır. Tabii, bu sefer de idari yargı süreci başlayacak ve iş daha da kötü niyetli olanlar tarafından uzatılmak için bir fırsat elde edilmiş olacaktır. Yani, bizim düşüncemiz bunun takdirini kendi, mahkeme yapsın. Tabii, mahkeme bunu keyfî yapacak değil.

BAŞKAN - Zaten bir tane yer olacak, başka yere gitmesi de mümkün değil.

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Yani, hiçbir hâkim de "Ben burada değil de şurada yapıyorum. Bir saat önce bunu değiştiriyorum..." Yok, onu koyarız, yani bir önceki değişiklik olacağı zaman -yazalım onu da, gerekirse şimdi, yoksa Genel Kurul aşamasında da yazarız- böyle bir durum olduğu zaman, son, hangi duruşmaysa o duruşmada onun kararını verir, bir sonraki duruşma orada yapılır. Yoksa, duruşmaya bir gün kala veya bir saat kala böyle bir şey yapmaz. Yani, ona dair de bir düzenleme yapılabilir, buraya bir teminat konabilir; sanık sayısı da konabilir, "Şu kadar sanık" denebilir. Onu da yapabiliriz. Yani, yeter ki bu ihtiyacı giderecek bir yasal düzenleme olsun. Bizim düşüncemiz bu. "Niye sayı koymadınız?" derseniz, biz şu anda öngöremeyeceğimiz bir durumla karşı karşıyayız. Siz sanığa sayı koyduğunuzda izleyicilere sayı koyma imkânınız olmuyor. Onun için de biz karşılaşabileceğimiz sorunları tam kestiremediğimiz için burada bir tanım yapmaktan, sayı vermekten kaçındık.

BAŞKAN - Sayı olmaz zaten.

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sadece biz genel bir şeyi kurduk. Tabii, hâkimlerimizin, mahkemelerimizin bunu iyi niyetle kullanacağını biliyoruz. Yani, kötü niyetli kullanmaya kalkılırsa, tabii, kötü niyet esas alınarak düzenlemeyi de yapmaya kalkarsak o zaman işin altından da biz kalkamayız. Ama, bir yanlış uygulama olduğunda elbette onunla ilgili de gereken tedbirler alınır.

Bu, bir zaruretin doğurduğu maddedir.

Komisyonun takdirlerine tekrar arz ederim.