ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Şimdi, Ekim Bey'in dediği şey yani cumhuriyet savcısı lehe bir durum gördüğü zaman bunu yapıyor. O esasında sanığın lehine olan bir durum. Şimdi, tabii, bu maddeyi bizim getirmemizin ana nedeni gerçekten, tutukluların lehine sonuç doğması içindir. Çünkü şu anda çok sayıda, örgütlü suçlardan tutuklu olan kişiler var. Yani sayıya baktığınızda Fetullahçı terör örgütü FETÖ, PKK, diğer terör örgütlerini koyduğunuzda yaklaşık 50 bin civarında bir tutuklu var ve bunlarla ilgili itirazlar yapıldığında ve toplu itirazlar olduğunda bunların incelenmeden karara bağlanması durumuyla karşı karşıya kalıyoruz. Eğer süre geçerse AİHM'e gidiyor. AİHM "Sen itiraz etme süresinde bunu karara bağlamamışsın." diye ihlal kararı veriyor. Yok incelemeden karar verirse bu da bu sefer tutuklunun aleyhine oluyor.

Bizim buradan beklentimiz bunların sağlıklı bir şekilde incelenmesi, doğru karar verilmesi için hâkime, mahkemeye bir fırsat vermektir, bir imkân tanımaktır. Yoksa sanıkların veya şüphelilerin veya tutukluların aleyhine sonuç doğmasına zemin hazırlamak kesinlikle değildir. Bizim bunu koymamızın nedeni de böyle bir düzenlemeyle Türkiye aleyhine hak ihlalinin de doğmasının önüne geçmektir. Şimdi, yedi güne çekilmesi bu açıdan makuldür. Bu yedi güne çekilmesi demek yedinci gün karar verileceği anlamına gelmez ama eş zamanlı Türkiye aleyhine hak ihlali çıkaralım, toplu örgütlü yapılar olduğu için Fetullahçı terör örgütünden talimat geldi, hadi bugün herkes tutuklamaya itiraz etsin, eş zamanlı itiraz ettiler. PKK'dan talimat geldi, eş zamanlı itiraz ettiler. Bunlara nasıl karar verecek? İki yol var: Ya süreyi geçirerek karar verecek ya da okumadan geldiği gibi kararı da basıp gönderecek hiç incelemede. Yani ikisi de yanlış. O yüzden biz daha büyük bir yanlışa düşülmesin diye böylesi bir kötüye kullanma olduğu zaman da elinde bir yasal imkân olsun ve doğru karar verilsin diye bu düzenlemeyi huzurlarınıza getirdik. Yapılan düzenleme gerçekten yerinde, doğru olan bir düzenlemedir diye düşünüyoruz.

Komisyona arz ediyorum.

Sayın Başkanım, bu, Ekin Bey'in söylediği kısımla ilgili arkadaşlarımızın aktardığı bilgi var. 103'üncü madde Ceza Muhakemeleri Kanunu: "Cumhuriyet savcısı, şüphelinin adlî kontrol altına alınarak serbest bırakılmasını sulh ceza hâkiminden isteyebilir. Hakkında tutuklama kararı verilmiş şüpheli ve müdafii de aynı istemde bulunabilirler." Burayı söylüyorsun değil mi?

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ TEMSİLCİSİ AV. EKİM ERGÜN - Evet. Örnekle açıklayayım hatta.

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Açıkla bakayım.

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ TEMSİLCİSİ AV. EKİM ERGÜN - Şimdi, Cumhuriyet savcısı -örnek üzerinden gidelim- tutukluluğa son verelim...

BAŞKAN - Adli kontrol uygulayalım.

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ TEMSİLCİSİ AV. EKİM ERGÜN - ...bu kişi her gün karakola gitsin, imza atsın dedi ve örgüt suçuyla yargılanıyor, süre üç gün. Aynı istemi o kişinin avukatı yaptığında süre yedi gün. Aynı konu incelenecek. Burada şöyle bir sıkıntı var: Savcı istiyorsa doğrudur.

BAŞKAN - "Birinci cümledeki durum hariç." diyor yalnız orada. Birinci cümle bunun kapsamında değil.

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ TEMSİLCİSİ AV. EKİM ERGÜN - Evet, işte sıkıntıyı o yaratıyor zaten.

BAŞKAN - Adli kontrolle ilgili talebi, o hariç diyor. Diğerleriyle ilgili kısımda üç gün.

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ TEMSİLCİSİ AV. EKİM ERGÜN - O cümleyi yazmaya gerek yok, o cümleyi yazdığımız anda savcıdan gelen talep doğrudur, süreyi incelemeye falan filan gerek de yoktur sonucu çıkıyor.

BAŞKAN - Tamam doğru.

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ TEMSİLCİSİ AV. EKİM ERGÜN - Zaten fiiliyatta yedi gün savcıda inceliyorsa birinci versin, bir şeye gerek yok ki, anlamı yok bunun.

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkan, şimdi burada bakarsanız 105'te yapılan değişiklikte "103'üncü maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesi uyarınca yapılan istemler hariç olmak üzere." diyor. Dolayısıyla, burada hiç bekleme yok. Yani hemen karar veriyor.

BAŞKAN - O hariç, o buna dâhil değil ya ben de öyle söylüyorum.

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Normal sistem neyse o. Onun dışında yedi gün bekleniyor. Onu istisna tutmuşuz. Öbür türlü olması hâlinde tabii yedi güne kadar. Onu istisna tutmuşuz, lehine bir iş yapmışız.