| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/775) (Alt Komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 09 .11.2016 |
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkanım, şimdi, bu düzenlemeye ilişkin iki hususun altını çizmek lazım.
Birincisi: Bu, adli tutuklama yerine adli kontrol kararı verilen herkese uygulanacak bir hüküm değil yani çok açık, ne diyoruz: "Azami tutukluluk süresinin dolması nedeniyle verilen adli kontrol kararı." İşte, asliye cezada ayrı, ağır cezada ayrı. Yaşadığımız bir sorun oldu bu konuda. Bu konuda, Malatya'da yaşanan Zirve Yayınevi cinayetlerini işleyen kişiler yargılandılar, ceza aldılar ve Yargıtay bunların cezalarını bozdu ve ondan sonra beş yıllık azami süre doldu, şimdi ağırlaştırılmış müebbet hapis almış, suçu işledikleri dosyadaki bütün delillerle sabit, böyle bir durumla karşı karşıya kaldık. Ne yaptık peki? Bunlara elektronik kelepçe takıldı ve elektronik izlemeye aldık. İzlemeye alsanız dahi gene sıkıntılar olabiliyor. Polis yakın takip etti. Yani, bu kadar büyük cinayeti işlemiş birisini biz gözümüzün önünde seyrediyoruz ve bu ihlal ettiği zaman yapabileceğimiz hiçbir şey yok, böylesi bir durum yaşadık.
İkincisi: Bu adli kontrolle ilgili bir ihlal olduğu zaman da hemen uygulanmıyor. Bu konuda denetimli serbestlikle ilgili yasanın 5'inci maddesi yükümlülüğü düzenliyor, ikinci fıkrasında "Denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından yapılan çağrılara veya hazırlanan denetim planına uyarıya rağmen uyulmaması hâlinde denetimli serbestlik hükmünün ihlali sayılır." diyor. Yani bu bir defada da hemen uygulanır bir şey değil, kendisine uyarı yapılacak, uymaya çağrılacak, ondan sonra uygulanacak, kaldı ki takdire de bırakılıyor. Bunu, o zaman ilgili kararı verecek kişi takdirini de yapacaktır. Buna, çok uç bir örnek de olsa, çok az da olsa ihtiyacımız var. Yani, Zirve Yayınevi katliamını yapanların dışarıda gezmesine herhâlde hiç kimsenin rızası yoktur.