ÖMER SÜHA ALDAN (Muğla) - Şimdi, Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; burada özel bir konu var tabii. Bu bence çok önemli. Aslında belki en kritik maddelerden bir tanesi bu. Bir önceki de bununla bağlantılıydı, onu kaçırdık, şimdi söyleyeyim söyleyeceğimizi.

Şimdi, mal varlığına el koyma işlemi var burada ama buna aslında yargılama aşamasında, kovuşturma aşamasında yapılması gereken bu hususa soruşturma aşaması da eklenmiş. Bu yani bir anlamda liberal ya da mal işlemleri açısından sakıncalı bir madde. Yani herhangi bir soruşturma açtığınız andan itibaren bir insanın mal varlığına el koyabileceksiniz, böyle bir tablo doğuyor. Bunu ben çok doğru bulmuyorum açıkçası. Yani kovuşturma aşamasında o kişinin gelmesini temin etme maksadıyla... Ha, şöyle bir olay var: Bir insanın hakkında dava varken gelmesini sağlamak için mal varlığına el konmasını da anlamış değilim. Bu ilkesel olarak...

BAŞKAN - El koyma 34'te değil mi?

ÖMER SÜHA ALDAN (Muğla) - Bu 248 zorlama amaçlı el koyma. Zorlama amaçla el koyma olabilir mi? Yani hem "ortak, serbest pazar" diyeceğiz hem "müteşebbis ruha saygılıyız" diyeceğiz hem de bir anlamda bir insanı mahkemeye getirmek için mal varlığını bir silah gibi kullanacağız. Aslında bu bile doğru değil ama bir de bunun üzerine soruşturma aşamasında bunu getirmeyi de çok doğru bulmuyorum şahsen. Evet, ülkemiz zor bir koşuldan geçiyor, sıkı bir mücadele alanı içindeyiz ama göz ardı etmememiz gereken bir şeyler var. Şimdi, bugün bu konudaki bir savcının kararıyla koskoca bir holding beş dakikada batar yani halka arz edilmiş bir şirket beş dakikada batabilir. Mahkemeye hiç değilse bunu vermek bir açıdan -ben onu da doğru bulmuyorum- anlamlıdır ama bunu bir cumhuriyet savcısının inisiyatifine bırakmayı hiç hiç doğru bulmuyorum. Benim gibi bir solcu söylüyor bunu yani, özellikle onu da belirtmek isterim.

BAŞKAN - Sulh ceza hâkimi veriyor kararı yalnız, savcı talep ediyor da.

ÖMER SÜHA ALDAN (Muğla) - Sulh ceza hâkimi veriyor ama soruşturma aşamasını buna dâhil ediyorsunuz.