| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 12 .11.2014 |
FARUK BAL (Konya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri; o hâkim ve savcıların mali durumlarının iyileştirilmesine ilişkin teklif daha önce kamuoyuna yansıdı. "14 Ekim tarihinde bunu Meclisten çıkaracağız." şeklinde Sayın Bakanın da bir beyanı oldu. Bu hâliyle bu madde bir havuç maddesiydi. HSYK seçimlerinde mali sıkıntı içerisinde bulunan hâkim ve savcıların seçmen eğilimlerini değiştirmek amacıyla havuç maddesi olarak kullanılmıştır. Bu, hâkimlik mesleği açısından itibarsızlaştırıcı ve değersizleştirici bir hâli de ortaya koymuştur. Bu yönünü bir kenara bırakırsak, bu maddeyle yargının önemli bir konusu da gündeme gelmiş olmaktadır, o da görevde bulunan, madde kapsamı içerisindeki yargı mensuplarının dışında da sıkıntı içerisinde olan yargı mensupları bulunmaktadır. Bunların başında, emekli Yargıtay üyeleri, daire başkanları, emekli hâkimler ve savcılar gelmektedir. Emekli olana kadar birtakım tazminatlarla maaşı gördükleri işle mütenasip hâle getirilmeye çalışılsa da başarılamayan yargı mensuplarının emekli olduktan sonra mali durumları çok ciddi bir sıkıntı içerisine düşmekte, dolayısıyla emekli olduktan sonra da mesleğinin gereği gibi yaşamak durumunda olan Yargıtay başkanları, üyeleri, hâkimler ve savcılar, maalesef, zaruret içerisine düşmektedirler. Dolayısıyla, bu maddenin emeklilere de teşmil edilmesi gerektiğini düşünüyoruz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bir.
İki: Yargının diğer bileşen personelinde de çok ciddi sorunlar var demiştim. Onların başında, hâkimin eli ayağı, gözü kulağı olan kâtipler çok ciddi sıkıntı içerisindedir. Mübaşirler meslek mensubu olarak hizmet sınıfı içerisinde kalmış ama genel idare sınıfı içerisine girme talepleri yıllarca karşılanamamış olan bir meslek grubudur. Mübaşirlerin durumu çok ciddidir. Onları avukatların eline avucuna bakan bir meslek grubu olmaktan çıkarıp gördükleri işin mehabetine uygun hâle getirmemiz gerekmektedir.
Keza, yazı işleri müdürleri, seçim işleri müdürleri, cezaevleri müdürleri çok ciddi yargı faaliyeti yürütmekte veya yargısal işlemlere paydaştır. Bunların durumları iyi bir noktada değildir.
İnfaz koruma memurlarının hâli daha vahimdir. İnfaz koruma memurlarını maaş karşılığı hapis yatan kişiler olarak tanımlasak çok doğru bir tanım yapmış oluruz. Çoğunun psikolojik sorunları oluşmuştur. Sebep, içinde bulunduğu şartlar ve o şartlara uygun sosyal hayatlarının olmayışı, ekonomik hayatlarının olmayışı.
Şimdi, cezaevlerinin dış korumasıyla ilgili bir düzenleme yapılırken...
HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) - Genel Kurulda şu anda var infaz koruma memurlarıyla ilgili düzenleme.
FARUK BAL (Konya) - Hakkı Bey, siz izin verin, ben biraz konuşayım.
HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) - Konuş tabii canım.
FARUK BAL (Konya) - Yani, sizin izninizle konuşacak hâlim yok, burası neticede konuşulacak yerdir.
Sayın Başkan, arkadaşlarımızın sınırını bana tebliğ edin, ben o sınırlar içinde konuşayım.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Sınır yok, belirleme yetkimiz yok.
FARUK BAL (Konya) - Onun dışına çıkmayayım, yoksa iktidarın istemediği lafı söylersek ayıp olacak gibi geliyor.
Sayın Bakanım, bunlar dinlemeyecek, siz dinleyin bari.
Yargı sadece hâkim, savcıdan ibaret değildir. Yargının ürünü olan mahkemenin, muhakemeyi bitirdiği ana kadar ona emeği geçen meslek mensupları vardır. Bunların durumları hakikaten iyi değildir. İstanbul'da bir kâtip maaşıyla nasıl yaşanır ben merak ediyorum, Ankara'da mübaşir geliriyle nasıl yaşanır hakikaten ben merak ediyorum. İnfaz koruma memurlarının durumunun daha vahim olduğunu arz ettim. Onlar, aynı zamanda psikolojik sorunlarla karşı karşıyadır. Sizlere gelen tayin dilekçelerini veya "Başka memuriyete geçmek istiyorum." şeklindeki taleplerini eğer değerlendirirseniz bu sorunu çok açık bir şekilde görebileceksiniz. Dolayısıyla, mademki böyle bir madde var, bu maddeden yararlanarak, gelin, biz de katkımızı sunalım, elimizden geleni yapalım. Türkiye'nin harcayacak çok parası var. Nerelere harcamıyoruz ki? Yani, Suriye'deki Esad'ın Esed hâline dönüşmesiyle Türkiye'nin sarf ettiği 4 milyar doların onda 1'ini versek yargının personel sorunu havaya uçar. Ya da kaçak olarak yapılan, Atatürk'ün çiftliğine kurulan ve bir siyasi partinin adıyla anılan, "Cumhurbaşkanlığı" gibi milletin birliğini, devletin varlığını ve bütünlüğünü temsil eden bir makamın oturacağı yere AK PARTİ'den kaynaklanarak "ak saray" denilecek kadar değerlerin çarçur edildiği ve oraya 1,5 katrilyonun çarçur edildiği bir dünyada, adaleti gerçekleştirecek olan hâkime de, savcıya da, kâtibe de, mübaşire de, yazı işleri müdürüne de, seçim işleri müdürüne de, infaz koruma memuruna verecek paramız var, verelim bunlara. Hiç olmazsa, üç unsurdan yasamadan, yürütmeden vazgeçtik de yargı bari kurtulsun. Buyurun, hep birlikte, sanıyorum muhalefet partileri de buna itiraz etmeyecektir...
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Neye? Hâkim maaşlarının artışına mı?
FARUK BAL (Konya) - Hâkim maaşları artıyor.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Ben itiraz ediyorum.
FARUK BAL (Konya) - Sen itiraz et canım, sen muhalif ol.
Kâtiplere, mübaşirlere, seçim müdürlerine...
BAŞKAN - Yani, yargı görevi yapan kamu görevlilerine.
FARUK BAL (Konya) - ...seçim çalışanlarına, infaz koruma memurlarına ve bunların emeklilerine bir yol açmamız lazım ki bu özenilen bir meslek hâline gelsin. Bu özenilsin ki sağdan soldan avukatlardan hâkim yapma arayışından çıkalım. O ayrı bir konudur ama ben avukatlıktan hâkimliğe geçmiş olan arkadaşlarımızın, burada Yargıtay üyeleri var, Danıştay üyeleri var veya onlarla karşılaşan arkadaşlarımız var. Yarattığı sorunları bire bir bilen kişiyim. HSYK'nın disiplin soruşturmalarına muhatap olan hâkim ve savcıların büyük bir bölümü bu şekilde gelenlerdir. Bir de olayın bu yönünü görmek gerekmektedir. Dolayısıyla, biz bu maddenin bu çerçeve içerisinde düşünülmesini ifade ediyoruz ve bir daha, biraz cömert... Yani, cömertliği her tarafa yapıyoruz, ne zaman yürürlüğe girecek bu?
BAŞKAN - Hemen, yayınlandığı zaman Hocam.
FARUK BAL (Konya) - Herhâlde kanun yayınlandığında. Gelin, yargı camiasına bu devletin müşfik elini müşfik bütçeye dönüştürelim, 1/1/2014'ten itibaren geçerli olduralım. Hiç olmazsa geçmişteki borçlarını ödemiş olsun bu insanlar.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Borçlu olduklarını nereden biliyorsun ağabey?
BAŞKAN - Bakanım, bu teklifin verildiği tarih olabilir, hiç engeli yok.
FARUK BAL (Konya) - Niye gülüyorsunuz Sayın Bakanım? Niye gülüyorsunuz yani? Yani, şu arpalıklarda maaş alan, birtakım yargı hizmetiyle mütenasip olmayan görevlilere ödediğimiz 15 milyar, 20 milyar, 35 milyarlık paraya acımıyoruz da buna mı acıyacağız? Yani, bazı makamlara tahsis edilmiş olan trilyonluk zırhlı araçlara ödenen kira bedeline acımıyoruz da buna mı acıyacağız? BDDK başta olmak üzere birtakım kurumlara kiralanan, milyon dolarlarla ölçülen kira bedellerine acımayacağız da buna mı acıyacağız? Sayın Bülent Arınç ifade ediyor, "Ben utanıyorum bundan." diyor. Gelin, o kira bedellerinden düşelim, buraya verelim. Bundan daha mübarek, bundan hayırlı bir hizmet olur mu? Buyurun.
Teşekkür ediyorum.