KOMİSYON KONUŞMASI

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Sayın Çavuşoğlu, hoş geldiniz.

Bir yapı ki ibadet diye yola çıkıyor, sonra hizmet diyor, sonra ticaretle buluşuyor ve ardından da son nihai nokta ihanet. Bir yapı ki "Müslümanım." diyor, "Cemaatim." diyor, daha çok takva ehli olması lazım yani daha mükemmel İslam'ı yaşaması lazım; bakıyoruz ki bunlar soru çalıyorlar, bakıyoruz ki insanların mahremine uzanıyorlar, insanları dinliyorlar, sonra bu dinledikleriyle ve mahrem elde ettiği görüntülerle insanlara şantaj yapıyorlar. Çok ahlaki olmayan bir yapı. İlk defa, bu yapının soru çaldığını ne zaman tespit ettiniz? İkinci olarak, bu yapı ne zaman YÖK'e girmeye başlamış, ne zaman buralarda örgütlenmeye başlamışlar biliyor musunuz? Çünkü çok kişinin hayatını karartmışlar, haksız rekabeti oluşturmuşlar, eşit yarışmamayı gündem getirmişler, birçok kişinin, binlerce kişinin istikbalini karartmışlar, hak etmeyenleri de devletin üst kademelerine veya şuralara, buralara taşımışlar. Burada, YÖK'ün ciddi şekilde kusuru yok mudur? ÖSYM'nin kusuru yok mudur? Veya TÜBİTAK'taki çalışanların kusurları yok mudur? Bu benim kafamı karıştırıyor, birinci sorum bu.

İkinci olarak, bu cemaat, bu yapı özellikle Profesör Doktor Ahmet Keleş, bu cemaatin içerisinde yetişmiş, daha sonra ayrılmış ve bu cemaatin bu yönlerini, bu illegaliteye kaçan yönlerini deşifre etmiş, refüze etmiş bunları ve burada üniversitelere de çok fazla sızdıklarını, üniversitelerde haksız bir şekilde çok fazla, profesörlükleri, doçentlikleri aldıkları veya rektör oldukları, rektör yardımcısı oldukları noktasında iddiaları var. Haklarında takibat yapılan, tutuklanan ve kanun hükmünde kararnameyle görevden alınan öğretim üyeleri ve idari personelin sayısı düşünüldüğünde, bir düzenleyici ve denetleyici üst kurul olan YÖK size göre görevlerini tam olarak yerine getiremiyor muydu, neden görevini yerine getiremiyordu? Eğer getiremiyorsa -ki tablo bunu işaret etmektedir- bunun önemli sebepleri nelerdir? Bir darbe sonrası kurumu bu YÖK, biliyorsunuz, 1980 darbesinden sonra kuruldu. Üniversiteleri merkezden yönetiyor olmanın sıkıntıları mı yaşanmaktadır, hâlâ bunu söyleyebilir miyiz? Bir daha bu türden darbelerin yaşanmaması, üniversitelerin eğitim, bilim, araştırma ve bilginin merkezi olmaları, ayrıca ülkemizde demokrasinin güçlenmesi noktasında devletimize katkı verebilmesi için nasıl bir yeniden yapılanma içine girilmelidir? Bu konudaki düşüncelerinizi öğrenmek istiyorum.

Teşekkür ederim.