KOMİSYON KONUŞMASI

ATİLA SERTEL (İzmir) - Sayın Başkan, ben de terörü şiddetle kınıyorum. Adana'da öldürülen her şehit için, Türkiye'nin her yerinde öldürülen her şehit için analar, Türkiye, bütün ulusumuz gözyaşı döküyor. Bunda, terörün önlenmesinde, Sayın Haydar Akar'ın söylediği gibi, siyasi parti farkı gözetmeksizin, bütün partilerin teröre karşı durması ve terörü bitirmesi için ortak bir mücadele yapması çağrısında da ben de bulunuyorum.

Öğretmenler Günü'nü kutluyorum çünkü onlar bize sadece bilgi, öğretim açısından katkı değil, ahlakı da, insan haklarını da, özgürlükleri de ve Türkiye'de bir ulus devleti içerisinde bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak yaşamanın güzelliğini de öğretenlerdir, ellerinden öpüyorum.

Sevgili arkadaşlar, burada, Adalet ve Kalkınma Partisi üyelerine yönelik bir söylem yok ki. Yani bu arkadaşlar, Cumhuriyet Halk Partisini şov yapmakla suçluyorlar ise ve bu noktada bir görüş, öneri ileri sürüyorlar ise yaklaşık iki yıldır bu Komisyonda birlikte, bir yılı aşkın süredir ben şahsımla, altı yılı aşkın süredir Haydar Akar burada, diğer arkadaşlarımız burada, herhangi bir şova kalkıştılar mı, herhangi bir gövde gösterisi yaptılar mı?

Bakın, burada konuşulması gereken etik kurallardır, ahlaktır. Bakın, arkadaşlar, Türkiye'ye örnek olsun bu durum. Bir asgari ücretlinin bir maaşı kadar bir hediyeyi, denetimden önce milletvekilinin odasına, üstelik kendi üretimi olmaksızın, iPad, iPhone, ne marka bir cihazı getirip imza karşılığında sekretere bırakmak hiç de etik, hediye anlayışı açısından da değerlendirilecek bir olay değildir.

Bakın, hiçbir arkadaşımız bu olayı, Haydar Akar dâhil, rüşvet olarak tanımlamamıştır, tanımlamıyor. Siz rüşveti nereden çıkardınız? Böyle bir anlayış içerisinde olmayacağız ama Türkiye'ye örnek olacağız biz arkadaşlar. Sizin, bizi basın yazıyor... Ben gazeteci kökenliyim, bundan da onur duyuyorum, iyi ki basın var ki bu olaylarda ortaya çıkıyor, bu rezillikler bir daha yapılmasın diye Türkiye'de medyaya da ihtiyaç var. Bunu da açıkça söylüyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Sevgili arkadaşım, bana yanıt verme, ben anlatayım.

BAŞKAN - Sayın Sertel, teşekkür ediyorum, bir saniye...

İyi ki basın var, teşekkür ediyoruz, tamam ama basının üslubunu da takdir ediyor musunuz vekiller olarak?

ATİLA SERTEL (İzmir) - Sayın Başkan, ben onu da konuşayım, lütfen onu da anlatayım ama karşılıklı konuşmayalım lütfen.

Bu iPad cihazlarının bize de gönderilmesi Devlet Hava Meydanlarının bir faaliyetidir, bir anlayışın ürünüdür. Niçin başka kuruluşlardan bize böyle hediyeler gelmemiştir? ÇAYKUR'dan gelmiştir ama kendi çayını getirmiştir, ürettiği bir ürünü tattırmak istemiştir, Didi'nin burada propagandasını yapmıştır, biz kendisine teşekkür etmişizdir çünkü bir KİT'in ürünlerinin Türkiye çapında kamuoyunda tanıtılmasının bu Komisyonun da çok hoşuna gittiğini ve bütün arkadaşların desteklediğini hepimiz biliyoruz. Biz kamu iktisadi teşebbüslerinin yanında kuruluşlarız. Eleştirmek için eleştirmiyoruz. Bazı arkadaşlarımız diyor ki: "Üzüm yemek istediniz, bağcıyı dövüyorsunuz." Ya, ben yemin ederek söylüyorum, hayatımda böyle bir olayı yaşamadım.

Sevgili arkadaşlar, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı olarak, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olarak bize de elbette hediyeler geldi, takvim geldi, ajanda geldi, kalem geldi yani böyle ufak tefek hediyeler gelmiştir, bunlar olağandır. Türk toplumunun kendi gelenekleri içerisinde birbirine hediye vermek gibi bir kuralı vardır ama 3628 sayılı Yasa'yla, otuz yıldır, Türkiye'de bu rüşvete kaçan hediyeleşmenin önüne geçilmiştir. Bu vardır, yasalarımızda vardır.

Şimdi ben burada, Sayın Genel Müdürün acemiliğine denk geldiğini düşünüyorum yani art niyetle de bakmıyorum, acemiliğine denk geldiğini düşünüyorum çünkü bu hediyelerle belki gönül almak, belki yeni yılı kutlamak, belki kamu iktisadi teşebbüslerinde çalışan milletvekili arkadaşlarının medyayla ve çalışma ortamı içerisinde eksiğini kapatmak için düşünmüş olabilir ama bunu siz, sizler iade etmelisiniz, evinize götürmemelisiniz. Biz niye böyle iade etmeyi...

BAŞKAN - Onu bırak ya, herkes kendi karar versin Sayın Sertel, ona kendisi karar verir.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Bir saniye arkadaşlar. Biz niye bunu şova dönüştürdük biliyor musunuz? "Şova dönüştürdünüz." diyorsunuz, biliyor musunuz. Bakın, gazetelerin ve televizyonların...(AK PARTİ sıralarından gürültüler)